Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kapak konusunun devamı. *" uzun bir yolda 27 Mayıs devriminden geçen yolda biriktirdiği bütün arşiv de benim elimde. Ben o arşivle büyüdüm ve düşünün ki 1963 ten beri her hangi bir yerde çıkan tiim Bcdri Baykam veya Suphi Baykam medya kayıtla rının tamamı bende var. Tabii rircler vardır. Dünya basınından çok kaçırdığım vardır. Ulaşabildiklerim en azından. Türkiyc'de çıkan yayınların % 95'i,dünyada çıkan yayınlann % 6O'ı, % 70'i nakkındaki bunlan arşivlemişim. Benden sonra isterim ki bütün düşüncelerim kitaplaşmış olsun, bütün otobiyografim çıkmış olsun. Mesela onlar şu anda yapılıyor. Çektiğim model fotoğrafları, ayrıca kitaplaşaeak. Arşivimden çok ilginç belgelcr ve polemikler yani resmen giinlük hayattan biriktirilcn 15 yil önce sekreterime bıraktığım bir not, veya aldıfiım bir müzenin ret ccvabı, mesela bunların topluca yayınlandığı bir belge kitabı ya da işte 20. Yüzyıl sergisinde izlcrini gördüğünüz gerçek somut elle tutulur belgelerden veya eşyaJardan oluşmuş bir bütün. Belki bir ömür üstünden dev müze kavramının bilinciyle de hareket ediyorum. Bir de bütün bu yaptığım koşuşturmada Türkiye'nin siyasi hayatı, ve sanat siyaseti üzerine eylem ve düşüncelerim, benim sanatçı olarak kariyerim ve bunların birbirleriyle ilişkileri, benim özel hayatım ki bu da sanat hayatımla iç içe geçmiş durumda. Bütün bunlar bir büyük yumak. Bu yıımak içerisinden çeşitli kesitler belirli aralıklarla kitap haline geliyor, sergi haline geliyor, retrospektif kitap haline geliyor. Yani bir ömür üstünden bırakılan bu izlerin esasında hiç de sanıldığı kadar dağınık olmadığını insanlar başka bin tane işleri oldugu için o yolu benimle koşarken fark etmiyorlarsa belki sonunda fark edecekJer. Patlamalı motor gibi, yazmak biriktirmeyc, biriktirmek yazmaya dönüşüyor. Dolayısıyla bütün bu hayat, hem kendi üzerinizdc hem sosyal hayat üzerinde, Türkiye tarihi üzerinde ve hem de Dünya tarihi üzerinden okunmaya baslıyor. Bütün metınleriniz açıkçast bu gidifgeliş üzerine kurulu. Paralel atlıyor. Bütün metinlerde Dünya tarihi, Türkiye tarihi, benim özel tarihim. Bunların içinden geçen fikir otobanlarının, çatışması ve birleşmesi ve çözümlenmesi söz konusu, bütün bunlar birbirini tamamlıyor. Şöyle bir şey seziyorum: Yazılanmzda kullandtpmz dıl sanki sizi her an dinleyen, her durumda takip eden izleyiciye yönelik. Sürekli okuyucunuz/ izleyiciniz/meraklımzla bir şeyler paylaşıyorsunuz ve onlarla bu dünyanın, bu atmosferin knkularınt, perde arkası olaylartnt konu$uyorsunuz. Ayrıca kullandığınız dil de çok samimi, akıct, direkt diyalog kurma ve okuyucuyla ortak bir noktaâa hulusma niyetinı destekliyor. Eveti)azı sanat kitaplarımda mesela belki post modernizmin sanat dünyasındaki, l'ürk Sanat Dünyasındaki ilk çözümlemelerini yazdığımda, ytl belki 1980'lerin sonuydu. Diyelim ki orda kullanılan dil, biraz daha üst bilgi. Ama ya da diyelim "l'ürk Resminde Boya Konu Alışkanlığı ve Sanatın Düşünselliği" diye kritik bir makale. () biraz daha mecburen üst bir dil. Ama bunun dışında olaya genel baktığımızda benim hedefim tercihen bir eylemci olarak anlaşılabilir yazılarak yazmak istiyorum. Dolayısıyla benim hayatım aynı zamanda eyleme dönük. Dolayısıyla ben o fikirleri sokağa, derneklere, siyasete, halkla buluşmalarda bütün Anadolu'ya veya Avrupa'ya taşırken o fikirleri paylaşabileceğim insanlarla aynı dili kullanmam lazım. Yine de bu \orumluluk üulenmek rolünü özellikle eleştiri yazılanmzda çok ciddi ve ayrıca çözümlemelerle ele alıyorSAYFA 4 Siyasal mücadelesini kitaplanyla da destekleyen bir sanatçı mu? Yoksa 1980 ortalan mı? Siyaset üzerine yazılarımın basjaınası 1988. Mesela 163. maddenin kaldırıl ması konusunda yazdığım makaleler ve yaptığım eylemler özellikle bu 1987 Tiir kiye'ye değer vermcz Iran'la ilişkilcrinin nasıl derinleştiğini Kemalizm'den nasıl uzaklaştığımızı, Özal'ın nasıl bizi bir uçımıma taşidığını görerek direkt siyasete içine direk soyunup giren, elini taşın altına sokan bir adamım ve 1988'de 12 Eylül iktidardayken Ozal Başbakan, Evren Cumhurbaşkanı iken işkcnce ve sansüre karşı o "İç Manzaralar" sergisi ni AKM'de büyük risk alarak yapan kişiyim. Bugün demokrasiden bahsetmeyeni dövüyorlar. O günlerde "işkence var" diye Taksim'in göbeğinde bir sergi açmak için, affedersiniz bir "şey" ister. Ben o günlerde Türkiye'nın "şeriatçılık yüzünaen" ııçuruma gittigini görüyordum. Maalesef bu demokrasi saflığının nelere mal olacağını bugünleri tarif ederekbiliyordum. 1990'h yıllann ikinci ya rısında yaşadıöımız 28 Şubat'a giuen krizdeki unsurları görüyordum ve o yıl larda Refah Partisi'nin yükselişini küçümseyenlerin ülkeye neye mal olacağını görüyordum. Dediğim her şey çıktı. Türkiye'nin dedikleri hiçbir konuda hiı,bir şekilde dedikleri gerçekleşmeyen vazarlar hâlâ en büyük gazetelerde iş ba şında. Yani, hayar üzerinden çözümlesunuz. Hem herkesin anlayabileceğı, hem gizli ırkçılıkla olan hesaplaşmaları nasıl, meleri fiili olarak kanıtlarla iflas etmiş de eleştiri ıçınde olan kişilere de yol j!,ösnasıl yaijiyorlar, nasıl kız tavlıyorlar, nakişiler hâlâ yüzsüzce yeni tuzaklara Türterebilecek bir yapıda. Ama haktkaten sıl o kendi ülkelerinin kültürüyle oranın kiye Vi taşıyıp, mesela "Amerika ile kombütün bu kitaplarınızın, özellikle kültürü arasındaki o hesaplaşma komşuşu ofmak üzereyiz, ne kadar iyi" deyip lVKO'lerden sonra bizim o yıllann uına luk ilişkisine nasıl yansıyor. Bütün bunmakale yaziyorlar. Bir prensibim oldıı: tıyla ılgili açığımızı da giderdiği kesindir. lan senaryolaştıran çok akıcı, çok mizaArkamda fatura bırakmam. Yani bu 15 Şirndi bizde şö'yle yaygın hir tavtr var. hi ve düşündürücü bir yapıttı. Onda da kitaptan bir satır veya bir bölüm çıkarıp Özellikle de sanat camiasında, "efendim ş,anssızlıgımız 1980'li yıllann ortasmda koyamazsın ki "ya sen 1990'da bunu sa ben yapıtlarım üzerinde konuşmam, yazçok öncü bir çalışmaydı. !980'Ü yıllarm vıınuyordun, 1988'de yazdığın bir yazımam, zaten yazacak ohaydım yazar olur ortasında o yaklaşımda Fransa'da patlada bunu gördüm, şimdi bu çelişki içindum". Şimdisiz bütün bunlan kırıyorsuma oldıı ben Amerika'da yaşarken ve o desin". Nedeni şu: Benim Kemalizm'e nuz. Yani hem boyuyorsunuz, hem tarihtip bir sürü Hlm çevrildi. O zamanlar olan ilişkim, çocukluktan beri gelen lendiriyonunuz, dönemsel cevaplarını Fransız sineması star sistemi veya Hollymantıklı, köklü hazımlı bir süreçten gearaştırıyorsunuz, bir de bunu yaparken wood'un prodüksiyonları çok daha tuliyor. O yüzden bu güvenle ben iki mil eleştiriyorsunuz. Kendinize yönelik ve tucu bir sinemaydı. Senaryoyu 1 2 yıl yon kişinin karşısında canlı yayında çıçevrenize yönelik eleştirileriniz de var. içinde yazdıktan sonra da çevirmesi için kabiliyorum. Anadolu'nun 1500 nokta"Royantn Beyni" 1990''da yayımlandt. çok büyük bir savaş verdik, bir sürü yöl sında konferans verip herkese "istediğiAma içerisinae tabii 1 )X()'liytltardan ma netmenle çalıştık ama Jean Loup Dar>aniz her soruyu sorabilirsiniz". Yani geç kaleler var. Nasıl ba^ladt yazma eğilimi? die gibi en ünlü bir senaristin akıl almaz mişi, söyledikleri ve yaptıklarıyla hiçbir Mesela, ilk tepki verme ihtiyacuu iltifatları, ya da Fransız Kültür Bakanlıçelişkiye yer vermeyen bir bütünsellik bana yazdıran Amerika'da okuduğum ğından aldığımız 25.000 frankhk bir var. Benim en büyük silahım bu. okulda, California College of Arts and ödüle rağmen film sonuçta çevrilemedi. Kantt göstermeden meseleyt aralamıGrafts'de çok banal bulduğum, sosyal Peki o dönemde sizi etkileyen yazaryorsunuz. Siyaset üzerine yazmıs olduğugerçekçi fakat sonuçta sanatsal üretim lar hangileriydi? nuz yazıların temel yaklasımı hem arsivolarak zayıf bulduğum naif duvar resmi Özellikle 1970'ler ve 1980'lerin bacilik, hem kanıt hem de bu kanıtlar üzevardı. Mesela ona ciddi bir tepki yazısı şını düşününce aklıma Albert Camus gerinden kar^ı savları da püskürtebilecek yazmıştım. Bu okulda olay yaratmıştı. liyor ki bence "Kemik"te izleri varuır bir dil etraftnda dönüyor. Dolayısıyla siYa da yeni dışavurumculuk ortaya ilk bunun. Beckett, Pinter, Ionesco geliyor yaset yazılanmzda çok daha olgun vepoçıktığında akımın adı yoktu. Ben bu tin absürd tiyatro devince akla gelen yazarlemikçi yanınız öne çıkıyor. resimleri benden başka yapanlann ollar. ü n u n dışmaa Isaac Barhevic Sin Şimdi o deminki konuşmamızı şöyle duğunu 1982 Sonbaharında Amerika'da ger geliyor. Bunların ötesinde aynı zabağlayayım. Yüzlerce saat canlı yayın, bu Konuda uluslararası dergiler çıkmamanda Tarih kitabı, biyografide ekonoyüzlerce makale, yüzlerce konferans ve ya başlayınca öğrendim. Mesela bu akımi veya politika kitapları da okuyan bir onlarca kitap. Ben bir tek tekzip yememın nasu bir uluslararası birbirinden hagençtim. Muhammed Ali'den Kissindim. Türkiye'nin tüm siyasi gerginliklebersiz sanatçılardan ortava çıkan bir nager'e, Chaplin'e kadar... rinin en ateşli orta hattından geçmeme bız oldugunu anlatan ÇOK kritik bir ma Kimi metinlerinizde çok daha denne rağmen. Bu inanılmaz zor bir olay. Yani kale yazdım, "Teorilerin iflası vedışa vugiden ve söyleminizle aynı damart kullahiç kimse sen şıınu diyorsun ama gerçek rulmaların ikinci bahan" diye. Sipariş nan bir diliniz var. Ama hazı metinlerde budur. Sen şunu diyorsun ama bu bilgi eden dergi, tutucu eleştirmenleri yüzünizleyiciye hem hilgı vertrken, hem de onu yanlıştır. Sen şunu diyorsun ama bu yaden 1983'de bunu yayımlamadı, sonııç aynı zamanda ejnendiren mizah anlayılandır. Benim yorumlanmla hemfikir olta Ankara'da Boyut dergisinde yayınlanşınıza bag'lı bir başka diliniz var. Bu tav mayabilir insanlar. mısjtı. rı da çok sık kullanıyorsunuz. Öhür taraf Tabii ki demokraside farklılıklar ola ilk uzun metraj senaryonuz 1978. tan da özellikle sıyaset üzerine yazmıs olcaktır. İlk büyük tepkim Fransa'da yaşarken duğunuz yazılar ve kullandıg"ımz dil ol• Ama hiç kimse bilgi noksanhğı veya Avrupa'da süre gelen ırkçılık ve işçi ve gun, ciddi bir bılgi paylaşımını takip edikötü diye beni suçlayamaz. Bu bügileri, öğrencilere yönelik günlük hayata sızan yor. Siyaset üzerine ilk kitabınız 1994 tatarihsel analizleri kendi yasadıklarımla, bu eğilimler ve bizim orda yaşadığımız rihli: '27 Mayıs İlk Asktmızdt" ve "Mushem bir teorik yazıma, hem bir eylemselçılgın hayat üzerineydi. Az para ile fakat tafa Kemaller Cörev Ba$ına" liğe taşımamuı en somut örneklerinden Paris'te öğrenci olmanın gctirdiği tüm "Mustafa Kemaller" "27 Mayıs ilk biri "Modern sanat tarihi batının oldu heyecanı nissederek yaşıyoruz. Dünya aşkımızdı" sergisi 1990'da yapılmıştı. bittisi" makalesini yazdıktan itibaren banın en güzel kızları, sinemaları, müzeleKitabı da o yılın sonunda hazırdı. Fakat tı sanat kurumlarına karşı verdiğim bu ri yani başında ve sen Paris'te 20 yaşınadını vermeyeceğim bir yayıncı gereksiz büyük savaş. Bu benim ömrüm üstünda bir gençsin. Fakat bir yandan başaryere yayımlayacağım diye beni bekletip den en büyük savaşımdır. Çünkü laiklik maya mecburuz. Orada yabancı öğren 3 yıl kaybettirdi. Sonuçta 1994 yılında için benden başka onca başka çok daha ciler kopya çekmek için nasıl örgütleniÜmit Yayıncılık çıkardı, değerli büyüğümüz, yazarımız mücade yor. Ne en olmadık, akıl almaz yaratıcı Dolayısıyla siyaset üzerine yazıların le etti, şehit düştü. Biz de onların izinlıklara giriyorlar. Nasıl Fransız halkıyla ba^lama tarihi yaklasık gene 1980 sonu den aynı cesaretle olayın iistiine gidiyobu sosyal itişmeleri, kakışmaları veya ruz. Ama benim 3. FJünya ülkelerinde CUMHURİYET KİTAP SAYI 693 Bedri Baykam