Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dr. llalit Kakınçtan degerli bir çalışma Sultan Galivev Halit Kakmc Sultangaliyev başlıklı çalışma, hemen tümüyle özgün kaynaklardan yazılmış ve Dr. Kakınç'ın ifadesine göre, "bilinmeyen bir Sultangaliyev portresinin en doğru şekilde, nakkında spekülasyon ve polemik yaparak değil, bizzat kendi ifadelerinden nareketle anlaşılabileceği ve sağlıklı sentezlere ancak böyle varılabileceği öngörüsünden", hareketle kaleme alınmış. Prof. Dr. TOKTAMIŞ ATEŞ M irsevid Sultangaliyev, yüzyılımızın başında Rus Devrimi önce si ve sonrasında çok özgün düşüncelerle ortaya çıkan bir düşün ve eylem adamıdır. Türkiye'de pek bjiinmeyen ve bilenlerin de çoğu kez yanlış tanıdıkları Sultangaliyev, Dr. Halit Kakınç'ın değerli bir çahşması sonucunda Tiirk okuruna "Merhaba" diyor. Bu yazı, benim imzamı taşımakla birlikte, ağırlıklı bir biçimde Dr. Kakınç'ın kitapla ilgili kaleme aldığı tanıtım yazısına dayanıyor. Bunu özcllikle vurgulamak isrememin nedeni, bir başkasının emeğine sahip çıkmama endişesi. Sultangaliyev başlıklı çalışma, hemen tümüyle özgün kaynaklardan yazılmış ve Dr. Kakınç'ın ifadesine göre, "bilinmeyen bir Sultangaliyev porrresinin en doğru .şekilde, hakkında spekülasyon ve polemik yaparak değil, bizzat kendi ifadelerinden nareketle ankşılabileceği ve sağlıklı sentezlere ancak böyle varılabileceği öngörüsünden", hareketle kaleme alınmış. Ortaya çıkan yeni bilgilerin ışığında görülmektedir ki; Mirsevid Sultangaliyev'in geride bıraktığı teşhis ve tesbitler, küreseı bir karekter taşımakta, bu nedenle de, değerlerini hiç yitirmeden güncelliklerini korumaktadır. Bu belgelerde, özellikle küreselleşmenin farklı bir biçimde empoze edilmeye çalışddığı günümüzde, insanlığın çoğunluğunun yararına sayılabilecek çok önemli saptamalar ve göndermeler vardır. Dr. Kakınç'ın saptamasına göre, Sultangaliyev'in o günlerdeki tahmjnleri Sovyetler Birliği'nin iç ve dış platformlar Ja ödünler vererek devlet kapitalizmi ve burjuva demokrasisi anlayışı çerçevesinde tuzağa düşeceği ve devrimin bozguna uğrayacağı yönündedir ve iddiaları (isterseniz maalesef deyin), aynen gerçekleşmiştir. Sultangaliyev bir Kazan Tatarı'dır. 1892 yılında doğmuş, 1917 Devrimleri'ni hazırlayan huzursuzlukların göbeğindeki bir ortamda, üstelik Çar'lık Rusya'sının sömürgesi bir bölgedeki sıkıntıları tam anlamıyla hisscden, etnik bir azınlık üyesi olarak büyümüştür. Sultangaliyev'in düşünce yapısını, bir sacayağı olarak görebıliriz. Bu sacayağının ilki ayağı, "usulü cedid" adıyfa bilinen yenilikçi hareketti. Bu hareket, bir anlamda, geniş boyutlarıyla ancak 19 yüzyılın son çeyreğinde Çar'lık Rusya sına girme şansı Dulan "aydınlanma relsefesi"nin yansımasıydı. Eğitim ve kültür alanında başlamıştı. Ciddi bir biçimde modernleşme önerileri getirmişti. Teşfıis ve tesbitler Sultangaliyev'in düşünce yapısının ikinci ayağı, yani Sultangaliyev'in kuramını besleyen ikinci önemli kaynak; cedidcilikten etkilenerek gelişme ' Sııltang şansı bulan, Türkçüve lük ve Tıırancılık Milli Komünizm ideolojisi oldu. Anti sömürgeci bir tepki sellik ile yoğrularak, daha dinamik ve devrimci bir rormasyona oturtuldıı. Sultangaliyev sacayağının üçüncü ayağı ise, Marksizim'di. Sultangaliyev, Mark sizm'den çok önemli ölçüde etkilenmiş ve bu etki, eserlerine de yansımıştı. Sultangaliyev'in siyasal yaşamını da, üç temel evrede ele alabiliriz. 1917 ile 1923 yılları arasındaki birinci evrede, Sultangaliyev, hızlı ve ateşli bir devrimci lider olarak karşımıza çıkıyor. Bu dönemdeki mücadelesi, Rus millivetciliğine sapmalara karşı olduğu kadar, Fürk dilli grııpların ayrılıkçi olabilecek, sekter eğilimlerine karşıydı. Içindeki devrim ateşinin, tüm Asya'da tutuşabiliceğine inanmaktaydı. 1923 yılında doğru sözlüğünden kaynaklanan nedenlerde partiden ihraç edildi. 1923 ile 1929 arasındaki dönemde "Milli Komünizm" olarak adlandırı lacak olan, temel görüşlerini oluşturdu. Sovyetler Birliği Komünist Partisi dışın da, alternatif bir parti arayışına girdi. 1929 yılında mahkum edilmesiyle bir likte nerede ve nasıl noktalandığını net bir biçimde bilemediğimiz son evresi başladı. Cenelde karanlıkta kalan ve üzerinde çeşitli polemikleryürütülen, bu dönemdeki çabalarını ancak yazılarından ve resmi nıakamlara verdiği iradelerden çı kartabiliyoruz. 16 yıllık fırtınalı bir dönemde Sultangaliyev, Sovyetler Birliği'nin yıkılması durumunda, alternatil olabilecek bir devletin fikri temellerini oluşturmaya çalışmaktadır. Bu devlete kimi zaman Sosyalist Tııran Cumhuriye ti, kimi zaman da Turan Demokratik Halk Cumhuriyeti adını vermektedir. Bu dönemde Sosyalist Turan Cumhuriyeti'ni kurma amacına yönelik olarak, siyasal birörgüt oluşturma çabalarını da görüyoruz. Turan tşçi Köylü Sosyalist Partisi adını taşıyan bu siyasal örgütlenme, anlaşıldığı iızere, Sovyetler Birli ği'nin kaçınılmaz çöküşünden sonra Sosyalist Turan C.umhuriyeti'nin dev rimci özünü oluşturacaktı. Ayrıca, uygun ortamlar bıılunduğıı takdirde, dev rim ihraç edilecekti. Bunun bir aşama sonrasında, tüm eski sömürgelerde ilıtilaller çıkarılmasi ve bir "sömürgeler en ternasyonali" gerçekleştirilmesine yönelik olacak ve nihayet son aşamada dünya gerçekleşecekti. Sultangaliyev'i ele alan çalışmalar, ne yazık ki duygusal ve taraflı olmaktan kurtulamami!)tır. Bu çalışmalardan bir bölümünde Müslümanlık ögesi abartılmış ve geri kalan ögeler dikkate alınma mıştır. Birkısım yazarlarise, Sultangaliyev'ciliği Türk Milliyetçiliğinin bayrağı olarak algılamış ve Sultangaliyev'in özüyle baştan ters düşmüşleruir. Kemalist çizgiyi savunanlar ise, Sultangaliyev ile Mustafa Kemal arasında zorlama bir köprü kurmaya çalışmışlardır. Günümüzde Sultangaliyev mirasının incelenmesi, genelde Sovyet Devriminin yeniden sorgulanması, özelde ise, milli mesele ve Ürta Asya'ya bakış açısının değişmesi ve devrimci perspektifin orta ya konması açısından her zamankinden çok önem taşımaktadır. Sultangaliyev'in doğru bir biçimde anlaşılabilmesi, ancak küresel düşünüldüğü takdirde mümkün olabilmektedir. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra ortaya çıkan tablolara bakıp, Sultangaliyev'i anmamak ve düşünmemek mümkün değildir. Günümüzde etnik süreçler, büyuk bir merkez kaç güç potansiyeli içermektedir. Ilerici ve doğru bir bakış açısı için önemli olan, bu potansiyeli yıkıcı bir hedef olarak mahkum etmemek ve yapıcı hedefleri yönlendirmektir. Sultangaliyev'in görüşlerinin büyük bir bölümü, zaman içesinde doğrulandı. Orneğin, küçük sayıdaki insanlardan oluşan etnik grupların, asimile olacağına dair öngöriisü, bugünlerde gerçekleşmektedir. Bu türden etnik grupların derinliğinevegenişliğinegelişmeleri mümkün değildir. Bu konuda ifginç bir öne E ri yapmakta ve bu türden halkların daha güçlü olan, komşu halklarveboyla rın kültürlerin içerisinde eri mesini öngörmektedir. Sultangaliyev, bir yönüyle çağ daş eleştirel kııramcıların da öncüleri arasındadır. Özetle; Sultangaliyev'in kişiliğinde, tarihsel süreçlerin analizi ve bu analizlere göre somut politikalaroluşturulması açısından, farküyaklaşımlar arasında bir netleşme gözlemekteyiz. Bunlardan birincisi herşeyi proleteryanın tarihi misyonuyla açıklayan salt smıfsal yaklasım, diğeri ise, sınıfsal mücadeleyi uluslann gelişim süreci içinde yalnızca bir unsur olarak gören ve ona göre değerlendiren "milligelişim" anla yışıdır. Sultangaliyev'in temenni biçiminde sloganlastırdığı, "millet birolsun milletler eşit olsun" söylemi, günümüz açısın dan da değerini korumaktadır. Zira ne kadar farklı yorumlamalar yapılırsa yaılsın "üçüncü dünya" nın kaderini berleyecek olan süreç, henüz noktalan mamıştır. Dr. Kakınç'ın bu çalışmasnın hakket tiği ilgiyi göreceğini umud ediyorum. • Sultangaliyev ve Milli Komünizm / Haltl Katetnç/ttulut Yaytnları/l(>0 \. AHTAPÜT Ahtapot'un kafası, beyni, gözleri, kolları nerede nasıl çalışıyor? Beslenenler, sömürenler, engelleyenler... Bütün bunlar anlatılıyor. Ahtapot'un sadece dış görüntüsü yok yazılarda; içi, sinir sistemi, güdüleri, kolları incelenmiş. Olaylar, sonuçlar, sorgulamalarve isimler; Ahtapot'un kollannın ulaştığı her yer, her olay görüntülenmiş ve incelenmiş. Kısa kısa yazılar içinde... Fenan Sk Der Han No.40/42 Cağaloğlu/Ist Tel (0212) 5115190 52/ 0165 deryayınevl©lxir com C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYFA 8 SAYI 685