Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Fallmerayer'in 'Doğu'dan Fragmanlar" t J akob PhÜip Fallmerayer, "Kültürlerarası Diyalektik" anlayışının egemen olduğu bir dönemde (18. yüzyılın sonu, 19. yüzyılın başı), "Doğu'dan Fragmanlar" adlı gezi güncesinde, bir dönemin Türk toplumunu kendine özgü özellikleriyle betimlemektedir. "Doğu'dan Fragmanlar", o dönem Osmanlı Devleti'nin belli başlı özelliklerini görünür kılarak, dönemi tanımamıza yarayacak ipuçlarını içinde banndırmaktaaır. 18. yüzyılda Avrupa'da daimi Osmanlı elçiliklerinin kurulmasıyla, Avrupalılarla Türkler daha da yakınlaştı ve bu karşüıklı tanışıklık, AvrupaMann Türk dili ve kültürüyle bilimsel anlamda ilgilenmesini beraberinde getirdi. Gerçi daha 17. yüzyıldan başlayarak Avrupalıların Ortadoğu'ya ve lslâm dünyasına yönelik ilgisi artmıştı ve Avrupalılar Doğu'ya araştırma amaçlı olarak gitmeye başlamışlardı. Montesquieu ve Voltaire Türkleri konu edinen yazılar kaleme almıştı. 19. yüzyılda ise Avrupa'da Doğu kültürüne ilişkin yeni bir bakış açısı oluştu. "Oryantalizm" denilen bu bakış açısı, resim, mimarlık ve yazın alanlannda özel bir akım haline dönüştü ve bilim alanında yeni araştırma alanı olarak yerini aldı. Tanınmış Alman yazarı Johann Wolfgang von Goethe, ilerlemiş yaşında kaleme aldığı "Doğu Batı Divanı" adlı yapıtında, şiirin, duygusallığın, bilgeliğin, sadeliğin kaynağı olan ve ideal bir öz kişilik gelişimi için olanaklar sunan ülke olarak kabul ettiği Doğu'yu konu edinmiştir. J. G. von Her3er ve Fr. Schlegel de Poğuyu konu edinen yazılar yazdılar. Ünîıi Oryantalist (Doğubilimci) Joseph Freiherr von HammerPurgstall (17741856) hâlâ değerini koruyan Osmanlı Tarihi hakkındaki ünlü başyapıtını yazdı bu dönemde. Bu bilimsel ilgiyle birlikte, Avrupa'nın Doğu'ya ("Şark", "Orient") ve dolayısıyla \ ürklere bakışı görece Kendi kulturel değerlerimize bakmak icin Prof. Dr. H. Salihoğlu'nun, Jakob Philip Fallmerayer'den çevirmiş olduğu "Doğu'dan Fragmanlar" adlı kitap, Avrupa yazınındaki Türklere ilişkin görüşlerin gün yüzüne çıkarılması açısından önemli bilgiler içermektedir. tnsanların ve toplumların algdama biçimlerinin ve kültürel özelliklerinin araştırılması kültürlerarası diyaloğun temel koşullarındandır. Bu türden yapıtların Türkçeye kazandırılması, bir ulusa kendi kültürel yaratımlarını tanıma, sorgulama ve kendi kültürel değerlerine eleştirel bakma olanağı sunması açısından da oldukça önemlidir. daha nesnel bir nitelik kazandı. tşte bu yüzden bu dönemin yapıtları Türkiye için oldukça önem taşımaktadır. 19. yüzyılda Avrupa'da pek moda olan "Şark seyahatleri" içinde Jakob Philip Fallmerayer'ınkinin önemi, hemşehrileri Joseph Freiherr von HammerPurgstall (17741856), Ludwig Ross (18061856) ve Anton Prokesch (17951876) ilk Alman oryantalistleri arasında yerini alıp pekistirmesinde ve bu gezilerinden çıkaraığı so nuçları "bilimsel" bir temel üzerinde kamuoyuna duyurmasında yatıyordu. Prof. Dr. Hüseyin Salihoğlu, Gerhart Hauptmann'ın "Dokumacıların lsyanı" (Halkevleri Kültür Vakh Basımevi, Ankara 1976 (Çevirinin 2. baskısı Imge Kitabevi tarafından "Dokumacılar" başlığıyla yayımlanmıştır), "Alman Kültür Tarihi" (îmge Kitabe vi Yayınları, Ankara 1993) ve20. Yüzyıl Edebiyat Sanatı (îmge Kitabevi, Ankara 1995) adlı kitaplarından sonra, öz kimliğin sorgulandığı bir dönemde okuyucunun ilgisini çekecek bu değerli çalışmayı Türkçeye kazandırmakla önemli bir çıkış yapmıştır. Fallmerayer'in "Doğu'dan Frag manlar"ı, Avrupalıların Türklere iliş kin görüş ve yargüannı, Avrupalılarla benzerlik ve benzemezliklerini ortaya koyuyor ve yazarın seyahat ettiği yerel coğrafyalarla ilgili önemli bulguları içeriyor. Batı Dünyası'nda, Türk kültürüyle karşılaşma bağlamında, tarihseltop lumsal olaylar ve kültürel temasların yoğunluğuna koşut olarak, Türkler sürekli ilgi alanı olmuştur ve iki kültürü konusalla^tırmış sayısız yazınsal yazı ve yapıt kaleme alınmıştır. Haçlı seferlerinden beri Türkler Avrupa yazınının ilgi odağı olmayı sürdürmüş ri Avrupa'da "Türklere ilişkin Yazın" (Alm."Türkenpublizistik") kavramı ile karşılanmıştır. Tarihsel süreç içindeki ikili ilişkiler ve Türkler konusunu işleyen yazınsal yazı ve yapıtlar Türkiye'deki araştır macıların ve okuyucuların ilgisini yete rince çekmektedir ve "Karşılaştırmalı Yazınbilim", "Kültürlerarası Yazınbilim" ve "îmgebilim" araştırmalarına da konu olmaktadır. Avrupa'nın Türkiye'yi Avrupa Birli ği içincle hem görmek tıcm de görmemek isterken, perde arkasında tarihsel önyargıların önemli bir rol oynadığı ve önyargılar temelinde düşmanüğm kışkırtılmaya çalışılmasının başvurulan bir yöntem olduğu açıkça ortaya çık^ mıştır. Önyargıların ise tarihsel süreç te iılkeler arasında sağlıklı bir ilişki ku rulmasını engellediği ile ilgili tartışmalar sürmekte ve bu durum Avrupa Birliği'ne girmek isteyen Türkiye ve Türk kamuoyunu meşgul eden güncel bir konu olmaya devam etmektedir. Bütün bu tartışmalar arasında bilimsel çalışmalann cıeğeri daha da artmaktadır. Bu nedenle Avrupa Tarihi'nde Türkleri konu edinmiş belge ve yapıtlann Türkçe'ye çevrilmesi veya değişik açılardan irdelenmesi önemli görevler arasında yer almaktadır. Prof. Dr. H. Salihoğlu'nun, Jakob Philip Fallmerayer'den çevirmiş olduğu "Doğu'dan Fragmanlar" adlı kitap, Avrupa yazınındald Türklere ilişkin görüşlerin gün yüzüne çıkarılması açı sından önemli bilgiler içermektedir. In sanların ve toplumların algılama biçimlerinin ve kültürel özelliklerinin araştırılması kültürlerarası diyaloğun temel koşullarındandır. Bu türden yapıtların Türkçeye kazandırılması, bir ulusa kendi kültürel yaratımlarını tanıma, sorgulama ve kendi kültürel değerleri ne eleştirel bakma olanağı sunması açısından da oldukça önemlidir. "Öz" ve "öteki" kavramlarının konusallaştırıldığıbu tür yapıtlar, "ötekine" ve "öze" ait değerlerle, dünyalarla ve bilgi teCUMHURİYET KİTAP SAYI 685 hatta bu durum, 16. yüzyıldan be *vpupaTariWndeTurWer "Ooğu Baö Divam" SAYFA 10