25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

M. SADIK ASLANKARA BÜTÜNLEMELER A dnan Özvalçıner'in "Toplu Oy küler"i (Evrensel Basım Yayın, 2001), yarım yiizyıldır üretimini sürdiiren bir yazarın ürünlerini yeniden okuyup alımlama olanağının yanında, 1950 kuşağınin dil konusuna yaklaşımını, özenini, kuşağın yazarıyla birlikte bir kez daha gözden geçirme tırsatı veriyor bize. Yayınevi, Özyalçıner'in öykülerini dört ciltte bir araya getirmiş: Toplu Oyküler 1 (Panayır, Sıır), Toplu Oyküler 2 (Gözleri Bağlı Adam, Yağma), Toplu Oyküler 3 (Cambazlar Savaşı Yitirdi, Sağanak), Toplu Öykülcr 4 (Alaycı Oyküler, Aradakiler)... Ayak Izlcri bu dört cildin dışında yer alıyor (Evrensel, 2000). Adnan Özyalçıner'in övküleri, öykiicülüğü, "temel duruş'ıı, öykülcme evreleri üzerinde Adam Sanat'ta, Agora'da, yenisayia.com da durdum da, dil konusuna hiç girmedim. "Bütünlemeler'i bu kez, Adnan Ozyalçıner öykücülügünün dil portresine özgülcmek istiyorunı. Ozyalçıner, daha ilk oyküler demetin de dilde olgunlaşarak ürünler vermeye koyulduğunu gösteriyor bize. Nitekim Panayır'dan sonraki öykü demetlerinde, bunun üzerine çıkıyor degil, bunu sürdürüyor. Bir yanıyla elbetre şaşırtıcı. Ama asıl şaşırrıcı olan şu: Bir övkücü, delikanlılık çağında, nasıl olıır da böylesi dilsel ulgunluğa ıılaşabilir? Bu soıu, 1950 kuşağı öykücülerinin tümii için geçerli bana göre. Erdal Öz, Özyalçıner'in dildeki olgunluğu üzerinde özeÛikle dururken bakın neler söylüyor: "Adnan'la... yazılarıyla daha önce On Üç dergisinde tanıştım. Garip bir Türkçesivardı.Yaşınabaşınabakmadan upuzun cümlelerkullanıyordu. Ayrıntınınyazıdaki onemini çok iyi biliyor, aynntılan kullanarak, ^aşılası bir beceriyle, upuzun cümleler kurııyor, çok değişik görünrüler yaratabiliyordu." "... Müthiş zeki... Türk edebiyatının alışılmış öykülerinden çok değişik öyküler yazan garip bir yazardı Adnan Ozyalçıner." "Onun bir yanuıı kıskanmışımdır. (...) Bizleri anmadı Ataç. Erken öldü. Ama Adnan'ı, bizden çok önce tammıştı, yakalamıştı Ataç; hem de 1954'te. 'Günlük' adlı kitabında Adnan'dan iki yerde övaiiyle söz ediyor Ataç: / (...) Bay Ozyalçıner, Türkçeyi iyi kullanıyor, tatlı tatlı anlatmasını biliyor; okumaya başladınız mı bırakamıyorsunuz yazısını. Yannın iyi yazarlarından olacağını umarım. / Bir başka gün de şunları yazmış Ataç: / On Üç diye bir dergi var... (...) Yazarları arasında Dİr Bay Adnan Ozyalçıner var, şimdilik bir o biliyor yazı yazmasını; ötekiler öğreniyor dana. 7 Ataç, iyi yakalamısjtı Adnan'ı. Adnan, gerçekten çok küçük yaşta öğrenmişü iyi yazmasını. Bu yetencğini çok da iyi kullandr, aralıklaıla da olsa sürdürdü iyi yazılarını." "... Gencecik yaşında ustalığı yakalamış bir yazar..." "Adnan, daha o yaşta, o ortamda, uzun cümle kurma başarısı gösteriyordıı.... Yabancı sözcüklerden arındınlmış bir Türkçede uzun cüınle kurma çabası bence ilk Adnan'da görülür. Içimizde uzun cümlcyi en başarıh kullanan oydu." (Öykücülüğümüzün45 YıllıkÇınarı Adnan Ozyalçıner, Evrensel Basım Yayın, 1999, 165, 166, 167,171) Erdal Öz'ün saptaması üzerinde önemle durulmalı. Gerçekten tümcelerini, upuzun katar gibi dizdiğinde, kimi anlı şanlı yazarlarımızda görüldüöünce ne kendini tuzağa düşürüyor Ozyalçıner ne de aklınca okura tuzaklarkunıyor kimi toranıan akıllıların yaptıftı gibi. Erdal Öz, Adnan Özyalçıner'in bir mektubundun alınrılar da aktanyoı bu arada, 1959'dan gelen belgede Ozyalçıner şunları söylüyor: oykuculugunun dilsel portresl •• Adnan Ozyalçıner H •• •••• \* •• •• ••• • vaklasım sergiliyor sanki; sonraki dönemlerinde ise öykünün kuma^ma katılıyor dil, böyle olunca Türkçe, kendisini hep duyuruyor. Başta Türkçc, salt bir dil ola rak degil öykü olarak da bağırırken sonradan dil, nen Türkçe olarak bağırıyor. Denebilir ki ilkin evrensel, genel bir temele yaslanmışken sonradan ulusal, yerel kimlik taşuTiaya koyuluyor. Özyalçıner'in Yaöma ile birlikte bu geçiş evresinde; dildeki seçiciliğini, baştaki özenini korumakla birlüiie imgelemede somut olgularla ilintı kıırmaya; Karsıtlıklardan, nesnelerle insanlar arasındaki çeliijkilerden yararlanmak iizere bir anlamda basitleştirmeye (yaluılaştırma değil, bu zaten vardı onda), bu arada tümcclerin başlarındaki "ve" sözcüklerini kaldırma ya yöneldiği gözleniyor. Adnan Özvalçıner, baştan sona, yani yarım yüzvıllık öykü yazarlığında hep so ğukkanlı bir dile yasianıvor. Duyguculuğa yol açmayan mesafeli bir anlatımı yeğ îivor. Bıına göre onun anlatımı, evet içtenlikli, sıcak, ne ki arada belli uzaklık barın dıran soğukkanlı bir övküleme. Ne duygulandırıcı sözcükler kullanıyor ne söz cambazlıkları vapıyor ne şairaneliğe bulasıyor ne de tıkız, takır tukur bir anlatım çıkarıyor karşımıza... Tersine pırıl pırıl, her yanı temizlenip arıtılmış bir dille, sözdizimlerine gösterilmiş özenle, sözcük seçimlerindeki titizlikle öne çıkıyor ama bir yanardönerliğe, göz boyamaya, yanılsamaya yol açmıyor, bir yapaylığa olanak ta nımıyor kesinlkle... Onda, ille eylemı onceleyen, kısa tümcelerle kolayca kavranmayı hedefleyen, konusjma örgülerinin uçuruculugundan yararlanmayı uman tutumlara da rastlanrnıyor. Bir kimyacı gibi (simyacı değil!), her şeyi tek tek ölçüp öyle yerine koyuyor ama sonuçta ortaya bir kurıı tormül çıkmıyor yine de. Ustalık, buıada gösteriyor işte kendisini! Böyle bir dile ulaşmada, yani sözcüklerle örgülenmiş böylesine bir yazılı dil ortaya koyabiknede, onun, bu dilin sözcükleri kadar düşünüşten, duyuş, davranıştan kaynaklanan "dilsel tutum' unun da büyük payı var. Özyalçıner'in dilsel tutumu ne peki? O, ilkönce çok zeki, hatta yer yer cinliklere dayalı bir anlatıma sahip. Yara maz bir oğlan çocufiu gibi her yanda cirit atıyor; mahallesi, kenti, ülkesi kazan o kepçe her yanı kolaçan edip gözden geçiriyor, her an her an arayışlarını sürdürü yor, sonra birini yakalaclığında, birden, bir anda her şeyi anlatıvermek isteyen bir tutum bu! Dedikodu yapar gibi, ama bunun biçiminden yararlanan yalnızca. Ar ka arkaya aralıksız, söyleyeceklerini soluk almadan bir bir deyiveren, bu arada birbirine geçmeli, kilitlenmeli yöntemle çok gerilere kadar sarkan, dönüp güne, onun da önlerine, geleceğe uzanan, bitirince de birden çıkıp gitmeye davranan bir tutum... Bu noktada Konur Ertop'un görüşleri ne de yer vermek istiyorum: "Öykücünün anlattıkları, ayrıntılı bütün betimlemelerine karşın bir kent röportajı olmaktan uzaktır. Kent görünüm lerini canlandırırken alabildiğine gercekçi olan oyküler, bir yandan da masal izlek leriyle, doğaüstü yaratıklarla olaganüstü olaylarla beslenmiştir..." "Kimi oyküler de insanların Kafkasal aramalar içinde bunaldığı da gözlenir. Kişiler surların dışına bir türlü çıkamazlar; ne yapsalar de nize ulaşamazlar..." "Bütün bu yıldırıcı, ürkütücü görüntülerin sıralandığı öykü lerde yer yer alaysama da kendıni belli eder." "Öykülerin anlatımı gerçeğe dayanan verilerin yanı sıra masaldan, gerçekdyından, kara mizahtan da beslenir." (Öykücülüğümüzün..., 101, 102, 105) Ozyalçıner, imgelemede de olağanüstü özenli. Bize her \ezinde yeni imgclerlc örülü tümceler, sözdizimleri arıınığan et mek için nasıl yoğun çaba gösterdigine tanık olmamak olanaksız onun! * CUMHURİYET KİTAP SAYI BIP klmyacı gibi Dildeki olgunluk Adnan özyalçıner. daha genc bir öykucuyken oiağanüstü bir dil isclllğl gösterlyor "(...) Yazmak korkutuyorbeni. Çünkü herkesin olabiliyor sözcükler. Yalnız be nim olabilmeleri için ne yapmalıyım, bilemiyorum. Elbette herkes gibi ben de onlan yığmın içinden avuçlayacağım. Bu avuçlamaya kadar her şey yolunaa gider her zaman. Bütün iş., avucunun içindekileri ortaya döküp sıraya koymaya, eğitme ye başladığında olup bitiyor. Bu öyle bir sıraya koyuş, öylesine bir e^itim olmalı ki, o bir avııç, bir daha eski, ortadaki yığına dönememeli." (Oykücülüğümüzün..., 171, 172) Adnan Ozyalçıner, daha genç bir öykücüyken olağanüstü bir dil işçiliği gösteriyor. Sözcük seçimi, sözdizimlerini senfonik yapıtla usııl ezgi arasında gidip gele rek yayması, kapaması, yükseitip kısması, yaylalara salıp dağlara tırmandırması dikkate deöer şölene dönüşüyor. Hiç aksamayan, tıkır tıkır işleyen bir tümce düzeni var yazarın. Zaten 1950 kuşağı öykücülerinin tümii, tümceler kadar bunlann ses uyumlarını da çok önemsiyor. Adnan Ozyalçıner, ilk öykü kitabıyla birlikte sözcükler, onların değerleri üzerinde çok çok durdu^unu gösteriyor. Ote yandan bunları düşünsel anlamda iyice yogurup yoğunlnştırdıgını, alışılmışın üstünde dolulas.tırdığını da... Bu arada yazarın, bir küçük ovnamayla sözcüklere yeni dolanım olanalclan sağladığı da göriilmüyor degil! Yazarlığa tanı bir inançla rtaşlamasının rolü olabılir bıında. Söyledikleri bunu ka nıtlıyorbir ölçüde: Aksamayan tümce diizenl "İyi yazı yazdığınıa, yazacağıma daha ortatirdeyken inanmıştım." "Okul kompozisyonları dışında yazı yazmaya ortaokul sıralaruıda başladım." "Beni ilk etkileyen öykücü, kalıpçılıktan uzak anlatuıııyla Sait Faik oldu. (...) ...Anlatmayı seçtigi kişiler kadar anlatış biçimi de benim için önemliydi. Dili kıvraktı. Anlatımı görüntülemeye dayanıyordu. Orhan Kemal de benim yazarım oldu. (...) Anlattıgı kahramanlarla aynı yerde yaş,adı. Yaijadıklarını anlattı. Anlatımı katı ve sertti. Yanı sıra en karanlık ortamda bile ışık sızciıran bir yumuşaklığı da taşırdı. Umutlu, aydınlıkbir yanı vardı anlatımının. Bir de Haldun Taner ilgimi çekmişti. Istanbul'u, Istanbul'un orta kesim insanlarını yarı alaycı bir tonda anlatışından etkilendim. En acıklı olaydaki gülünç yanın bile insanı nasıl düşündürebileceğini anladım. AcıkJı bir olaydaki gülünçlügü ortaya çıkarmak alay etmek anlamına gelmiyordu her zaman." "Benyasadıklarımı, yaşadığım gibi anlattun. Öyle de anlatmayı sürdüreceğim. (uilünçlü, acıklı, gerçek, düş diye ayırmadan. Bugünü anlatırken geçmişi, geçmişi anlatırken geleceği unııtmadan. Hepsi içiçe. Tıpkı yaşamda olduğu gibi." (Öykiicülüğümüzün..., 20, 21,46, 47) Belki ilk dönemle sonraki dönemler arasında dil, şöyle birbölümlenmeyle alınabilir olsa olsa ilk evrede, Ozyalçıner, dili öyküyü kurgulayan öğe olarak alıp bu, dünyanın her yakasında böyle de okunduğunda anlaşılabilirmiş gibi bir Hepsl Içlçe J SAYFA 14 677
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle