Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
minimalist bestecilerin elektronik müzik ten ödünç aldıklan ve sık sık kullandıkları bir kavramdır: belli tızıınlukta bir teyp bandının yenidcn yeniden çalınmasını, hiç kesilmeden defalarca döndürülmesini anlatır. Bu açıdan Shaker Loops'un, "Titreşim Döngüleri" ya da "Titreşim Çevrimleri" olarak Türkçeleştirilmesi daha doğrıı olurdu. "Çcvrim" sözcüğünün Batı müziği kuramında baska anlamları oldıığu göz önünde tııtıılursa, karışıklığa yol açmamak için "döngü" kavramından yararlanmak belki en iyisi. Müzigi Okıımak'ta göze batan ikincil, belki üçüncül öncmdeki sorunlardan biri dc gereksiz bağlaç kullanımından kaynaklanan anlatım Dozukluklarıdır. Şu tümceyi alalım: "1972'de konservatuvarın vivola bölümünü bitiren, ancak 1971 'den beri dc CSO'da viyolacı olarak çalışan Başeğmezler, sonra da Ankara Radyosu'ndatonmaystet'lik..." Butümcedeki "ancak", "de" ve "da" ("sonra" sözcüğünü izleyen) bağlaçları gereksiz olmak bir yana, anlatımı bclirgin Dİçimde bozuyor. Bu bağlaçlar kııllanılmamış olsa yukandaki tümcede hiçbir eksilme olmazdı, üstelik sağlam bir anlatım ortaya çıkardı. Yersiz bağlaçlar hem mctnin akıcdığuıı zedeliyor hem de okuyucuyu yonıyor. Bereket versin bu türdcn anlatım sorunları, kılavuzun şu aııa dek yayımlanan ilk iki cildi içinde pek az bir yer tutuyor. Anlaşıldığı kadarıyla bestecilerin özgeçmişlerine özgü bir sorun bu, onların bir bölümüne özgü. Bu olumsuz gözlemler, başta da belirtriğimiz gibi, Aktüze'nin çalışmasını biitünselligiyle değerlcndiımeye giriştiğimizde kayda değer bir ağırlık oluşturmuyor, yaşamsal bir eksiklik ortaya koymııyor. Bugün îstanbul'daki klasik müzik konserlerinin program kitapçddarında yapıt açıklamalarına ya hiç yer verilmemekte ya da çok küçük ölçüde yer verilmektedır. Dahası birçok konserde dinlcyiciler, kitapçık olarak nitelenemeyecek sayfalarla, o konserde seslcndirilen yapıtların yalnızca adlarıyla belirtildiği kâğıt parçalanyla yetinmek zorundakalıyorlar. Kimi zaman yapıtların bölüm başlıkları bile belirtilmiyor bu sayfalarda. Klasik Batı müziği konserlerinin gcrçekleştirddiği öbür kentlerimizde de bu açıdan ciddi bir ayrun olduğunu sanmıyoruz. Böylesi bir ortamda, dinleyici kılavıızlarının önemi ve kullanım değcri büyük ölçüde artıvor. Bu tür kdavuzlar, ister istcmez dinfeyicilerin temel başvuru kaynakları oluyor ve uluslararası sanat müziğinin uçsuz bııcaksız bir kültürel yörüngc olarak tadına vardmasına katkıda bulunuyorlar. Özcllikle ülkemizdeki müziksel ortamın gelişimi açısından yaşamsal bir işlevleri var. Bu gelişim, müziği "okumanın" müziği dinlemcye eş bir önem taşıdığının anlaşdmasıyla sağlanacak biraz da. îrkin Aktüze'nin dinleyici kılavuzu Türkiye'nin kültür evrenine sessizce girdi. Müziği Okumak'ın müziksel iklimimize yaptığı katkı zaman içinde daha iyi anlaşdacaktır. Bu kapsamlı çalışmayla, müzik ortamımızın sağlıklı yapılandırılması yolunda bir tuğla da Aktüze yerleştiriyor. Müziği Okıımak, ülkcmizde iyi şeyler yapılabilcceğine inananların umutlarını çoğaltmakla Kalmıyor; öteden beri, özellikle kültürel gelişimimiz açısından hiçbir ıımııt beslemeyen karamsar yorumcuların yaşam alanlarını biraz daha daraltıyor. Negüzel! • / Yencr, Yaruk Müzik Kılavuzu. Bilgi Yaymevi, Utanbul 1970, 1978, 19H1, V)Hİ, 1991; Kcmzı Kitabevı, Utanbul'2001 2 Yener, Yaruk. 100 Opera Dagan KarJeş Yayınları, Utanbul 1964. 3 Yener, Yaruk. Müzik Kılavuzu: Piyano ve Oda Müziği. titlgi Yayınevı, Utanbul 1997. 4 Btrkan, Üner. Dinleyicinin Kıtabı. Borusan Kültür ve Sanat Yayınları, îst 2000 5 Aktüze, irkin Müziği Okumak, cilt 12. Pan Yayınalık, Utanbul 2002 SAYFA 6 Elektronik Müzinin Öncüsii Filiz Ali'nin kitabı çok önemli. Bülent Arel öncü bir müzik adamı. Filiz Ali elimizdeki bu önemli yapıtında Arel'i insan yönüyle yeniden tanıtıyor bizlere. Aslında, bu çalışmanın Ingilizce olarak basılması belki Amerika vc Fransa gibi bestecinin yaşadığı ve çağdaş müzik merkezlerinin yer aldıöı ülkelerde Türkiye'den daha çok ses getirecektir. EVİN İLYASOĞLU varların ardındaki katı gerçekle yüzleşmenin acılarını yaşamış üstün sanatçılar! IJstelik her ikisi deTann vergisi bir güzelduyum sahibi. Teknik kurgular, değişik söylemler, özdeki güzelduyumu hiç perdelememiş. Ressam Müzdan hanımın oğlu Bülent, Şişli'de kalabahk bir aile çevresinde yetişmiş. Asıl babası üoktor Sırrı Reşit aorgun, genç yaşta annesinden ayrilıp başkasıyla evlenmiş, başka çocukları olmuş. Bülent Arel kırk yaşına bastığında babasıyla Samsun'da karşdaşmış! Küçük yaşından itibaren annesinin ikinci eşi Safi Nccip Arel'i baba bilmiş ve onun soyadın almış. Müzik çahnan bir evde büyümüş, küçük yaşta motorlara meraklıymış, kendi kendine radyolar yaparmış. Derken uçaklara merak sarmış. Ve yaşam boyu böylesi mekanik gereçlere merakı giderek artmış. Müziğin yanısıra uçaklarla, mobillerlc, oyuncak trenlerle kurdıığu bir dünya yaratmış kendine. Kısa bir süre Galatasaray Lisesindeki eğitimi ardından 1940 yılinda Ankara Devlet Konservatuvarına girmiş. Çok iyi piyano çaldığı biliniyor. 11han ve Atıret Usmanbaş en yakınları olmuş yaşamıboyunca. 1952ydındakuruluşuna öncülük ettiği Helikon Derneği Ankara'da önemli bir kültürevi işlevini örmüş. Ankara Radyosundaki Müzik 'ayınları şefliği dönemini Mimaroğlu "Türkiye radyoculuğunda bir Altın Çağ" yaşandı şeklinde anlatıyor. İlk yapıtları geleneksel akustik çalgılar için yazılmış. "Kuartet ve Elektronikfrekansmetresi tçin Müzik" başlıklı çalışmasıyla dk kez iki ortamı birleştirmiş. Ankara Milli Kütüphane'de yer alan bu konseri Rockefeller temsilcisi de dinlemiş ve Arel'e Amerika için burs önermiş. Böylece Arel'in Amerika ve elektronik müzik dünyası serüveni başlamış: Columbia, Princeton, Yale, Stonybrook gibi duraklarda laboratuvarlar ve merkezlcrin kuruluşuna öncülük etmiş, bir dolu öğrenci yetiştirmiş. Filiz Ali Amerika'da elektrondi müziğin başlangıcından yola ıkarak Arel'in bu sürece girişini, Ussacevsky, Otto Leuhning, Davidovsky gibi öncülerle paylaştığı çalışmaları velaboratuvarlarfa elektronik müzdc merkezlerinin kuruluş öyküsünü anlatıyor. Varese, Beriogibiyirminci yüzyıl müziğine yön veren kimi besteciyle deya kınhkları olan Arel, Türkiye'de aynı yapıda bir elektronik labora tuvar kurmak için sözler alıyor, geldiğinde kimse sözün de durmuyor, üstelik getirdiği elektronik aksamı gümrük ten ydlarca çekemiyor. Bu düs kırıklığından sonra Amerika'ya temelli dönüşü, orada yarattığı çevre içinde tümüyle soyut müziğe yönelişi ve kendi iç dünyasına kapanışını izliyoruz. Arel, yeni müziteki güzelduyum kaygısını mektuplarında şöyle dde getiriyor: "Günümüz sanatının beni cn îazla estetdt tarafı ilgilendiriyor. Bir sürü son derece karışık bilimsel düşüncelere dayanarak ortaya çıkardmış birçok şaşırtıcı parçadan ancak pek azı estetik yönden bir olumluluk, bir yaşayabdme gücü taşıyor benim icin. Clst tarafı tamamen gereksiz ve cansıkıcı kalıyor." (C^avidanSelanik'emektup). "Aslında müziktcn anlamayan bir mühendis, biraz nota bdgisiyle pekâlâ göze mantıki gelen eserler cıkarabilir ve eserinin mantdu oluşunu ilk kez olarak hakiki artiste karşı kullanabdir. Kompozisyonun mantığı bulunmuş vaziyette. Amma eksnresyonun mantığı nerede?"(Usmanbaş a mektup) Bu kitapta Arel'in özel yaşamındaki sorunları da daha yakından tanıyoruz. Düşlerini gerçeğe çeviremedikçe yaşadığı kırgınlıkları, fizdisel ve ruhsal bunalımları, içedönüşleri, yakın çevresinden bde uzaklaşması... Sanatçının son döneminin anlatddığı paragraflarda ben de kendi adıma rastladım. I'iliz Ali kendisine yazdan 11 Kasım 1982 tarihli mektubu şöylece aktarmış: "Sevgüi Fdizço, Evin Iıyasoğlu (Mrs.) kimdır? Benden bir konuşma istemiş tape'e. Sorularına bakdırsa hanım, buranın ne kadar sahte sanat dergisi varsa onların kusmuğunu yalayıp yutmuş... Benim cevap vermeye, konuşma yapmaya hiç niyetim yok. Türkiye'den geçtim, bugünkü Batı dünvasından geçmiş artık hakiki sanatla ilgilenmek, değerini anlamak." Arşivlerdeki boşlukları tamamlamak adına kendi dosyalarımdaki bilgileri eklemek isterim: Arel'e 1 Ka sıml982'de bir mektup yazıp radyo için "Bestecüerimizle Söyleşiler' başkklı bir röportaj dizisi yapacağımı, yaşayan yirmi kadar besteciyle konusacağımı bddirmiş, onbir tane soru yöneltip yanıtlarını bir teype okuyup yollamasını rica etmiştim. Yanıt alamayınca 20 Ocak 198}'te yeniden yazıp, hiç değilse elimdeki özgeçmişi onaylamasını istemişim. 8 Şubat 1983 'te Arel'den bana gelen mektup şöy le: "Sayın Evin hanım, gösterdiğiniz ilgi ye çok teşekkür ederim. Tamamen özel sebeplerle programınıza beni katmamanızı rica ederim. Bu karanmın nedenlerinin kimseyi ilgilendircceğini sanmıyo rum. Size bu çalışmanızda gayretler ve başardar dilerim. Kusuruma bakmayın, şayet varsa. P.S.Kısa biyografimin iüncü aragrafında "Davidovsky ve Ussac evsky ile çalıştığı sıralar...." Bu asdsız bügiyi nereden aldınız? Adı geçen bu iki zatla çalıştığımı hiç hatırlamıyorum. Eski dostlarımdır bunlar. Aslında Elektronik Müziği kimselerden öğrenmiş değilim. Bu hususu kendi arşiviniz için tasdik etmenizi önemle rica ederim." Benim mektubumdaki ifade "meslektaş" olarak Filiz Ali'den bir Bülent Arel Kitabı Kriavuzbrm önemi D ünyanın nice müzik ansiklopedisinde "Elektronik müzifiin öncüsü" olarak anılan Bülent Arel (19181990), ne yazık ki ülkesi Türkiye'de hemen hiç tanınmamıştır. Ankara çevrelerinde kendi dönemindeki müzikçiler ve birkaç yakın dostundan başka bugün onu bilen yok gibidir. Şimdiye dek Amerika'daki dünyanın en önemli elektronik müzik laboratuvarlarının kuruluşuna öncülük eden ve elektronik ortamdaki en değerli yapıtları besteleyen bu besteciyi tanımak, yapıtlarını dinlemek için elimizde hiçbir ayrıntdı belge yoktu. Filiz Ali'nin kitabı ve yapıtlarından örnekler taşıyan ekli yoğunçalar, bize Arel'i yeniuen kazandırdı. Filiz Ali'nin ilk gençliğinden beri özel bir yakınlığı olmuş Bülent Arel'le. Bu yakınlığa sıgınarak öznel bir bakış açısıyla kaleme almış kitabını. Kitabın belkemiğini Arel'in özellikle îlhan Usmanbas'a yazdığı mektuplar (ki bir gün mutlalca bu mektuplann tümü, olcfuğu gibi yayımlanmalı) ve Filiz Ali'yle kimi dostlarına yazdığı mektuplardan ahntılar oluştuıuyor. Bir yandan da Arel'in yaşamına koşut olarak Filiz Ali'nin kendi yaşjam öyküsü anlatılıyor. Yazar, Arel için bir anı kitap derlemeyi onun ölümü ardından yazdığı ilk yazıda söz vermiş. Aradan oniki yd geçtikten sonra bu sözünü ye rine getirmiş. Kitabın güzel kapak tasarımını Mehmet Ulusel ve Ayşe Topçu gerçekleştirmiş. Elektronik müzik gibi son derece disiplin gerektiren bir alanda büyük özveriyîe çalışan Bülent Arel'in madalyonun diğer yanındaki o çocuksu, uçarı ki^iliğini tanıyoruz bu kitapla. Bir yanda zengin imgc dünyasının şeKİİIendirdiği yasamı, öte yanda katı dış dünyanın sınırsızlığı... Nasıl olduysa daha yeni okuduğum "Romantik Komünist" başlıklı Nâzım Hikmet biyografisi ile çağrışımlar kurdum bu kitabın satırları arasında. Her ikisi de kendi kurduklan imge dünyasındaki delikanb coşkularıyla, sırılsıklam aşklanyla yaratıcıkklarını besleyen; du f S S CUMHURİYET KİTAP SAYI 678