23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Anne Kalamda Bit Var bi'ne kadar götürdüler." (s. 170) Tengirşek Meclis'in açılması olayını da büyük bir coşku ve içtenlikle anlatır: "Bu Meclis'i açmakla Türk milleti tarihindeki büyük hamlelerden birini daha yaptı. Bu hamle 1920 yılı Nisan ayının 23. giinü yapıldı. Mııstafu Kemal Paşa Meclis'i açanların başında idi. Yeni Türk devleti o gün kuruldu. Bir makamın vcya şahsın tasdikine muhtaç olmaksızın kanunlar muahedeler yapıp tatbik ve icra etmekle Cumhuriyet idaresi o gün başladı. Bu sebeplerden dolayı bence en tiiyük milli bayramımız o gündür ve öyle olmalıdır." (s, 172) Yusuf Kemal Bey iktisat vekili seçilir. Ancak daha bakanlık görevine ısınmadan Hariciye Vekili Bekir Sami Bey'le Rusya'ya gitmeleri gerekir. 11 Mayıs 1920 tarihinde Ankara'dan yola çıkarlar. Rize'nin Hamidiye köyüne geldıklerinde tarih 10 Temmuz'dur. 12 Temmuz 1920 tarihinde denize açılıp Rusya'nın Soçi limanına ulaşırlar. Daha sonra yollarına trenle devam eden ekip 18 lemmuz'da Moskova yakınlarına, 19 Temmuz'da da Moskova'ya ulaşır. Istasyona gelen otomobile binen heyet Kremlin Sarayı'nın karşısındaki Hariciye Komiserliği Misafirler Dairesi'ne yerleştirilir. Tengirşek Lenin'le karşılaşmastnı şöyle anlatır: "Birkapının önündebirisi aşağı yukarı geziniyordu. Bizi görünce, 'Siz Türk heyeti misiniz?' diye sordu... Kapıyı açtı içeri girdik. Çok büyük bir salon. Yüksek Mahkeme genel toplantısını bu salonda yaparmış. Salonun ortasında dikdörtgen bir masa ve etrafında da birçok koltuklar bulunuyordu. Orta boylu bir adam bize bir taraftan eayet güzcl bir Fransızca ile 'Buyrun' divor, bir taraftan da masanın etrafındaki fcoltuklardan bazılarını alarak bir tarafa yerleştiriyordu. Bu adam o zamanki Rusya'nın başında bulunan ve ilmi ile Karl Marks'ı geçen, başka milletler'e mensup olan ferktler'i, aileleri Rus yapmak siyasetinin iki büyük yapıcısı Çarlıkça Ortodoks Kilisesi'ni yıkan, fikir ve devrim âleminde Cengiz'e esit olan Iliç llyanof yani Lenin idi. Bizi o Koltuklara oturttu. Beni vanına, Bekir Sami Bey'i ve diğer arkadaşlan karşısına aldı. Daha doğrusu kendisi duvar tarafına oturdu. Ben sağında olmak üzere bir halka teşkil ettik. O sırada yüzüne ve gözlerine dikkat ettim. Eski bir Tatar şehri olan Ejderha'dan gelen ve Iliç doğduğu zaman Simbirsk şehrinde yerleşmiş olan Tatar ailesinin çocuğu olduğu bakışından ve gözlerinden belli idi. Lenin bize iltifatlarda bulundu. Dünyanın en tatlı ve sevimli adamlarından biriydi." (s. 195) Yusuf Kemal Bey'in anıları savaş günlerinin yoksulluk ve yoksunluk ortamını çok açık ve acı bir biçimde yansmr. Mustafa Kemal'le cepheye giden Yusuf Kemal Bey'in bindikleri tren kömür olmadığı için "çayların etrafından kesilmiş söğük kütükleri yakarak" ilerliyordu. Yusuf Kemal Bey'in bir operasyon geçirip yattığı evine yaverleri Salih ve Muzaffer beylerle birfikte Mustafa Kemal gelir. Yusuf Kemal Bey bu ziyareti şöyle anlatır: "Ben eski bir karyolada yatıyordum. Aziz misafiri oturtacak koltuk, sandalye gibi bir şey yoktu. Ben hastayı ziyarete gelen sefirlerin üzerinde oturdukları sırada oturdular. Bana iltifat ettiler. Biraz konuştuktan sonra yaver beylere, 'Siz azıcık sofaya çıkın' emrini verdiler. Ikimiz yalnız kalınca ayağa kalktılar, karyolanın yanına geldiler. 'Arzu ettiğinizi yapmaya gidiyoruz. Düşmanı geri atacağız' buyurduiar. Yaramın acısını unuttum. Doğruldum, uzattığı elini sıktım, öptüm. Tanrıdan muvaffakiyetler diledim." (s. 335) Bu tablo ve söylem Mustafa Kemal'in azimli, kararlı ve hedeflerini saptamış bir lider olduğunu gösteren örneklerden biridir. Bugünlere kolay ulaşmadık. Zorlıı ve sıkıntılı günler geçiren, acıyı zulmü yoksulluğu ve ölümii tadan insanların çaba ve çalışmaları sonunda güzel günlere ulaşıldı. Bu güzel günleri görmemizi sağlayanlara şükran duymalıyız ve onları unutmamalıyız. Ayrıca onların gösterdifii özverili çaba ve çalışmaları örnek alıp avnı çizgide yansımaiıyız. Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki 10 yılın dökümünü Onuncu Yıl Marşı'nda izlcmek müm kündür. O günkii yöntemler, çabalar, kurum ve kuruluşlar tekrar gündeme gelmeli, o günkü özverili ve yurtsever insanlar tekrar yaratılmalıdır. Türkiye'nin önünde örnek alacağı seçkin bir yakın geçmiş vardır. Yusuf Kemal Bey'in anıları bunu anımsatıyor. • Vatan Hizmetinde/ Yusuf Kemal Tengirşek/ Kültür Bakanlığı/ Cumhuriyet Kitaplan/ 358 s. Pestalozzi'nin izleri NAZIM BAYATA Lenin'le karşılaşma MUSTAFA FIRAT inema dünyasından tanıdığımız Tarık Akan bir sürpriz yaparak, bu kez onca filmin ardından, geçen mart ayı içerisinde ilk kitabı "Anne Kafamda Bit Var" ile okurun karşısına çıktı. Kitabın ilk sayfalarında, bu anıların toplanmasını sağlayan, ona destek veren dostlannın isimlerini görüyoruz ki hep sanat ve edebiyat dünyasından tanıdığımız, takip ettiğimiz isimler... Ayrıca ince bir güzelliği de belirtmek gerekir, kitabın geliri, bu yılın Nâzım Hikmet yılı olduğunu da düşünürsek Nâzım Hıkmet Kültür ve Sanat Vakfı'na bırakılmış. Kitap sekiz bölümden oluşuyor: 1. Bölüm "Bir Dakika Beni Nereye Götürüyorsunuz?"/ II. Bölüm "Burası Birinci Şube"/ III. Bölüm "Burası Selimiye'7 IV. Bölüm "Bir 'Yol' Hikâyesi'7 V. Bölüm "Nerede Kalmıştık Burası Selimiye'7 VI. Bölüm "Yeniden Dışarıdayım'7 VII. Bölüm "Bir Şeyler Yapmak Zamanı'7 VIII. Bölüm "Mahkemede". Çelişkilerini halen çözmeye çahştığımız kanşık bir yaratılış gayesi içinde, mücadele ve umutla geçen harabe ydlar... Acılı bir dönemi anlatıyor! Kitap anı tarzında yazılmasına rağmen öykü tadı bırakıyor dimağlarımızda. Kimi edebi türlerde okurun aradığı yalın anlatımdır. Işte anı türü de bunların içinde. Gerekli olan üslup kullanılmıs, bunun yanında abartıdan uzak, etkileyici ifadelerin de olduğunu söyleyebiliriz bu kitap için. S şit konularda eserler vermemişler miydi? Nitekim bu sanatçıl'.l I \ \K larımız bugün de ürünlerini yayımlamaya devam ı,ı" !.tedirler. Hani o dö nemler! Nasıl <lönemler? Sanki ko des yatmayan şairyazar olunamazmış gibi olan dönemler. Oysa modalar gelip geçicidir! Umarım yanlış anlaşılmaz. Zaten bu bir suçlama da değildir. "Anne Kafamda Bit var"da inceden inceye bir alay da var şüphesiz. Kitabın sayfaları arka arkaya gömülürken gülsek mi ağlasak mı zıtlığında da kalınmıyor değil?! Sorgulamalar, aşağılamalar, soğuk hücreler, kirli ve pis yatakhaneler, koğuş fareleri, sırdaş ofmuş umutlar ve bitler! Bu kitap, bir solukta okunabilen, bir sinemacıdan yarınlara belge niteliğinde kalabilecek yüz doksan sekiz sayfalık bir kitap. Kim bilir belki de bir öykü ya da roman da gelir kendisinden? Okurlara sunulmuş "Anne Kafamda Bit Var" adlı anılarda, en büyük anı, kucağımızda ölümün soğuk nefesi olsa bile sırtımızda umudu taşıyabilmektir diyebilir miyiz acaba? Ne dersiniz? • l.,ıık \Lm D r. Hüseyin Pekin ve Mustafa Gazalcı ortaklaşa bir kitap yayımladılar: Pestalozzi'nin Izinde. * Eğitimciler Derneği (EğitDer) Yayınları arasında Şubat 2002'de yayımlanan kitap 154 sayfalık yararlı, değerli ve güzel bir çalışma. Iki değerli, çalışkan ve duyarlı dostu emeklerinden dolayı kutluyorum. Pekin^ve Gazalcı, ortak çahşmalarını Hasan Âli Yücel'in, Ismail Hakkı Tonguç'un ve tüm Köy Enstitülü öğretmenlerin anısına adamışlar. Yazarlar kitaplarını 24 bölümden oluşturmuşlar. Bu bölümlerden kimileri şöyle: Sunu ve önsöz; J. H. Pestalozzi'nin özgeçmişi; öğretmeneğitici; Pestalozzi'nin eğitim yöntemi ve yöntemin ruhu, eğitim Kavramı ve uygulama, Pestalozzi'nin kendi kaleminden anıları, eğitimbilim konusundaki düşünceleri, Pestalozzi öksüzler babası, öğretim ve eğitimin 5 ana kuralı, eğitimde akıl ve yürek öğeleri, Pestalozzi'nin Isviçre dışındaki ülkelerde etkisi, Pestalozzi Çocuklar Köyü, Pestalozzi'den öyküler ve özdeyişler, Tonguç Baba tsviçre'de, Pestalozzi nin izinde, îsviçre ve Isviçre Eğitimi, Isviçre eğitim sistemi... Yazarlar, kitaplarına kısa özgeçmişlerini de koymuşlar. Son bölümü de Pestalozzi'ye, Isviçre'ye ve gezilerine ilişkin fotoğrafları... Kitaba zenginlik, anlam katmış bu fotoğraflar. Her eğitimcinin ve öğretmenin, öğretmen adayının kitaplığında bulunmasını ve okumasını dilediğimiz bu kitap ünlü eğitimci Johann Heinrich Pestalozzi'yi (17461827) çeşitli yönleriyle çok güzel tanıtıyor. Isviçreli eğitimci Pestalozzi, çağdaş eğitimbilimin kurucularından. Isviçre'de adına anıtlar dikilmiş, vakıflar, dernekler kurulmuş, okullar açılmış, düşünce ve eylemleri, hâlâ insanlara, özelIikle eğitimcilere yol gösteriyor. Daha yüzyıllarca da gösterecek. Çünkü o, anıtmezarına da kazındığı gibi, halkın eğiticisi, öksüzlerin babası, yeni tip okulun kurucusu, insanlığın öğretmeni, iyi insan, iyi yurttaş... Anne Kafamda Bit Var/ Tarık Akan/ ('an Yayınlart/ Anı/ V)H s Insanlığın öğretmeni Kitabın her bölümü ayrı bir heyecan yaşatıyor ve gözler önüne seriyor. Gözler önüne seriyor diyorum; çünkü sinemagrafik görüntüler var. Almanya'da başlayan; günümüze gelen ilginç ve yarı kokulu yarı kokusuz yaşamın kesitlerL.Evet binlerce insan yaşadı aynı duygulan yüreklerinde! Bu lcitap hiç kuşkusuz , "işkence edebiyatı' nın kitabı değil! Aman ağabeyler, ablalar sakın kızmasın bana, birçok kişiye bilinen şeyleri de anlatıyor olabilir bu kitap! Ama hafızamızı biraz yoklarsak, . bir dönemin modası mı demeliyiz ki hapishane duvarlannın yanından bile geçmeyen, olavlarla yakından bile ilgisi olmayan şairlerimiz ve yazarlarımız bu çeSAYFA 16 Slnemagraflk görüntüler Vatan Hizmetinde ABDULLAH TEKİN B ir eli sakatlandığı için Askeri Tıbbiye'den ayrılmak zorunda kalan Yusuf Kemal Bey Istanbul ve Paris hukuk fakültelerini bitirir, siyasi ve iktisadi ilimler üzerine de doktora çahşması yapar. Büyük Millet Meclisi'nin ilk dönemlerinde Kastamonu ve Sinop milletvekili seçilen Yusuf Kemal Tengirşek Ankara'ya vardığında Mustafa Kemal Paşa tarafından karşılanır. Tengirşek anılarında bıınu şöyle anlatır: "Lütfen beni arabalarına aldılar, layık olmadığım yere, sağ taraflarına oturtarak Ziraat Mekte CUMHURİYET KİTAP SAYI 645
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle