05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

mıyorl ardı > Savaş bıtmış, olen olmuş ka lan kalmışken, htı adanın bu guzel ınsan larını bınlerce yıllık yıırtlarından bılme dıklerı, gotmedıklerı başka dıyarlara nı 1 çın, hangı hakla surmuşlerdi' " (s 479) Bır yanda geıeksız savaşlar, ote yanda yaşamın o/u sevgı, ınsan Onıın, o Ho meros aşkı, doğa sevgısı, Anadolu sev dası ınsan saygınlığı bıı ya/arda olması gereken kavramlaı olmakla bırlıkte bu kavıamlar Yaşaı Kemal ustada daha da yoğun Ozcllıkle doğa sevgısı Boşuna demıyor "Doğanın romanını yazaca ğım" dıye Bu yapıttan pırıl pırıl kuçu cuk bır ornek " Gozlerını kocaman kocaman açıp baktılar Çalı dalların sallantısı gıtıtkçe artıyordu narlığa yuruduler Çalı kume sının dallaıı bırbırıne gırıyor, daha çok sdllanıyordu Dala konmuş som mavı kuş da başını van vatırmış, tek gozunu delırmış çalıya dıkmış bakıyordu 'Ka natlı, dedı buvuk kız, yuzu sapkan ke sıldı, ağzı kurudu tepeden tırnağa ur perdı Bu siıada da mavı kuş mavısını yoreye dağıtarak uçtu gıttı Uçtuğu yer de, ta denızın otelerıne kadar, uzun, goz kamaştıran mavı bır çizgı kaldı Sonra kuşlaı geldı kume kume dallara kondu Dallar sallandı, çiçekler yağmur gıbı do kııldu Nar ağaçlarının govdelerı sallan dı, çıcekler savruldu Som san kuşlar, kepezlıler, guneş kanatlılar, uzun lacı vert beneklıler savıuldular Nar ağacla n gıcırdadılar, uğuldadılar, arılar çakıp sonduler kelebekler, denızden geldıJer, bın ıcnktt ' (s 66) 'Pınarın suyunun ustunde yuzen kay gan boceklerı, golgelerı pınarın ak çakıl taşlarının ustune duşen, durmadan o ko şeden bu koşeye kayan, obur koşelerde kaymak ıçın bekleyen uç, beş, yedı bo cek, kıpırdamadan duran, sonra da bır den kayma oyunlarına başlayan Her ;ey, her yaratık, arılar, sert kanatlı bocek er, her şey, her yerınden bu adava gelebılır, gefme olanakları var, ama bu Kay gan boceklerı nereden, ne ıçın bu ada ya nasıl gelebıhrler' Bır kuş mu kanadın da getırır, bır an mı ağzında, bır srnek mı kanadında, uçup gelen bır tohum mu ozunde getıru Ya şu menekşeler, ışık > lardan uzak kuytularda yoğun kokusu ınsanın derısının altına sınen, ılıklerıne ışleyen boyle bır koku dunyanın neresın de bulunur > Gece gunduz koku esen bu ınce yel nerden geçerek gelır^ Ve ıncır ağaçlaıı yakında oluşacak, san, ballı ınur , pembe narlar, heı bırı çocuk başı buyulduğunde, bağlardakı uzumler, her şey bıı tansıkta Insan ınanamıyor Bu kuçucuk ada ne kadar zengın " (s 456) "Su değıl, ışık kaynavan, dıbıne gok lerın yıldızlatı duşen pınara varayım, kaynayan ışığı, golgelerı ışığın dıbıne du şen kaygan boceklerını goreyım Çalıla rın dıplerındekı boynu eğıı mor menek şelerın son kalan yaprakları da solma mışsa, menekşe kokulannı cığerıme çe keyun de, menekşe kokusu üerımın al tına, ılıklerıme kadar sınsın de " (s 478) Insanını, doğasını sevgıyle kucakla yan, seven, sayan bır ya/ar boyle dılege tırır guzellıklerı, tatlı yoğun bır anlatım la Yanıt boylesı sıcak ılışkılerle, candan sevgller ve bırbırıne ıçtenlıklı yardımlarla suıup gıdıyor, doğa betımlemelen ıçınde Nasıl da gıı/el, nasıl da ıçtenlık lı Yıne bu yapıtla ılgılı olarak 7 5 2002'de Kanal D haber programın da Zulfu Lıvanelı ıle yazar konuşuyordu Yaşar Kemal anlatıyor "Romanlaıım benı mutlandırıyor, I ransa'ya gıttığımde I ransca Cumhur başkanı'nın elınde 'Demırcıler Çarşısı Cınayetı' vapıtımı gordum " Bu yapıtlar hangimızı mutlandırmıyor kı sevgılı usta'J Bır devlet başkanı senı mutlandırıyor onuılandırıyoramaulke K İ T A P mızde nıce bakarkorler de var, gorme yenler, satkınlar aymazlar da îzmır'ın buyuk şanssızlığı, sol partıle rın kapışması yuzunden ıkı donem bağ naz gerubıı beledıyebaşkanınm tutsa ğı olması Sanattan sevgıden yoksunbır kışı I ransaCumhuı başkanı gıbı duşun muyor, duşunemıvoı olmalı kı k kı nk' gıbı kendıne yakışan bıı soz sart et tı Bu kışı doktorasını yapmış, ust duzev bır burokrat ve de lzmır ın Beledıve Başkanı, ama kulturu kendıne ozgu, say gınlığı da (') Işte ulkemızın okumuslar sınıfının ço ğunluğunun halı pur melalı, guler mısın ağlar mısın^ Denız o kadar durgundu o kadar duıgundu kı kanncalar su ıçerdı " Bu katlar guzel bır devım başka dılde de var 1 mıdır Ama bu guzellığı oıtaya çıkar maktır onemlı olan ışte usta yazarhk bu Turgav Fışekçı nın yazısını noktaladığı "I3unvanın son kırk yıldır okumaktan vazgeçemedığı"bu ustayazarlaneyazık kı koşturmalar ıçınde, taşra uzaklığında yuz yuze goruşemedık Ama 1951 vılın dan, Ince Memed gununden beıı aynı yonde, aynı goruşte, aynı coşkularla, ay nı duygulaıla koşuyoru/ ve sevıvoruz, ınsanımı/ı topıağımızı da Senı de sev ıyoruz Yaşar Kemal Usta 1 Goıuşmek dıleğıyle merhaba • Bır Ada llıkaytu 2/AJam )ayına/tk/ 2002/495s Karıncanın Su lçtiği/ Ya$ar Kemal/ destanı ABDULLAH TEKİN an Golu'nun kıyısındakı, Osman lı Devletı'nı kuratak olan Kayı aşıretının ılk durak noktası An lat'da vaşayan I ındık Nenem anlatırdı I ındık Nenem hem padışahlık donemı nı hem de "Kemal Paşa" donemını ya şamıştı Bızlere daha çok Ermenılerle ıl gılı olavları anlatııdı Zıhnı berraktı ve olavlara vansız vaklaşmava o/en goste rırdı Nenemın anlattıklarını çocuk ha lımle buvuk bır ılgı dıkkat ve bıraz da korkuyla dınlerdım "Heoğul ıkı taraf da bırbırıne çok zulum yaptı d u n oldu çavlar, dereler kırmızı aktı, sular kanla doldu Cıun oldu camılere doldurulan ınsanlar yakıldı, bınalar ateşe verıldı Kotu gunlerdı oğul " Oysa bu ıkı toplum aynı topraklarda kardeş gıbı yaşamıyor muydu'' Altı yuz yıldan fazla zaman ıçınde bu ınsanlar ay nı toprakları paylaşmışlardı, kız alıp ver mışlerdı, bır tabak vemeğı boluşmuşler dı BırTurk'lebırErmenı'yı ayırt etmek kolay değıldı Pekı ne olmuştu da ıkı toplum kanlı bıçaklı bır konuma gelmış tı ? Butun olay bır yer değıştırme (tehcır) onlemının katlıam bıçımınde sunulma sından kavnaklanmıştı Kışkırtıcılar dev reye gırmış ve ıkı toplumun arasına et kılı dınamıtleryetleştırılmıştı Batı dam galı emperyalıst guçlerın ıtıci yaldaşımı na Rusya da destek vermış ve sıyasal rant peşınde koşan kışkırtıcılar o/gurluk, ba ğımsızlık ve mıHıyetuhk kartlarını onc surerek altı yuz yıllık barısı bozma çaba larına gırışmış ve bunda başarılı olmuş lardır Bip ada J V Sıcak ilişkiler, candan sevgller Yaşar Kemal in romanı sıcak ılışkılerle candan sevgiler ve blrbirlne Içtenllkll yardımiaria surup gıdiyor doğa betimlemeleri lclnde J Bu coğrafyada bulunmuş, uzunı,lu gunlere tanık obnuş ve goı, etmek zorun da kalmış olan usta romancırnız Ya^ar Kemal'ın "Bır Ada Hıkayesı" serısı ı^ın de yer alan "Fırat Suyu Kan Akıvor Bak sana" adlı kıtabının ardından Kemal'ın "Karıncanın Su Içtığı" adlı kıtabı da va ytmlandı Bır destan nıtelığı taşıyan kı tapta, Ege'de, Doğu'da, Guney'de bır bırlerıyle salt topraldarını, sulannı değıl, geleneklerını, kulturlerını ve yaşam t ı çımlerını de payla^an ınsanların savaşlar yuzunden bırbırlerınden kopmaları, goç etmek zorunda kaldıkları, toprakların dan yoksun bırakıldıkları anlatılıı Sa vaşın çırkın yuzune karşın, ceşıtlı ver lerden kopup gelen ınsanlar bıı adada bırçok şeyı nayla^arak, sevgı ureterek, barış ıçınde bırlıkte yaşamaya başlarlaı Ama, savaşlar, kırımlar, goçfer hepsınde derın ızleı bırakmıştır Bellı kı savaşlar ınsanlığın başındakı en buyuk telaketler den, en buyuk belalardan bırıdır Nıtekım bu buyuk felaketlerden bırı " Allahuekber " dağlarında gozlenmış ve yuz bın Anadoiu gencının buyuk çoğun luğu evlerıne donememıştır "Ordu bo zuldu doksan bın asker karljrın ustun de kaldı' dıyor Yaşar Kemal (s 135) Savaşın çlrkln yüzü Soğuktan kar ve kıştan kuıtulanlar ıse Ruslara tutsak duşer Baytar Cemıl de bunlardan bırıdır Genç subaybıryolu nu bulup tutsaklıktan kurtulur ve daya nıklı bır at sağlayıp Van'ın yolunu tutar Çaldıran cıvarında bır goçebe Ermenı obasıvla karşılaşır ve onlara başından ge çenlerı anlatır Onlar da nasıl sağ kal dıklarına ınanamadıklarını anlatıp Kurt lerle bırlıkte yaş,adıklarını belırtırler Baytar Cemıl " Otekı goçerler sızı ele vermezler mı" dıye sorar ve şu yanıtı alır " Hıç veımezler Onlar bızım kardeşle rımız " (s 138) "Bavtar goçer Ermenı lerde tam bır hafta kaldı Ona askerdcn yenı donmuş cocukları gıbı baktılar Atı na ycm verıp her akşam da tımar ettıler I levbesının gozunu de yıyeceklerle doldurdular, aşağıda golun kıyısından ge çen vola kadar uğurladılar " (s 138) Van a doğru yola koyulan Baytar Ce mıl kentını çok ozlemıştı "Duzık.Şam ran suyunun kıvılannda bıterdı, çocuk laıla bırlıkte şehrın uzaklarına duzık toplamaya koşarlardı ArkaJarından da nışanlısı koşar gelır, hepsınden çok du /ığı de o toplardı Kale şehrın ust başın daydı Iaş burçları yer veı yıkılmış, ker pıç burçları bugun yapılmış gıbı duru yordu Her perşembe akşamı Kurtler den Ermenılerden bır kalabalık, kaval ci, meycı, turkucu topluluğu sız deyın yuz, bız dıyelım uç yuz, kalenın dıbın dekı kayalıklara çıkar otururlar, kavalla ıını meylerını çalmaya başlarlardı, bır kavalcılar başlar, onlar susar, ardından bırmeycılerbaşlarlardı Şehırlılerkadın erkek, çoluk çocuk, genç yaşlı surların dışına kalenın dıbıne, kayalıldarın altına doluşurlardı Ikındı ustu gun tam Suphan Dağı'nın ustundevken kadınlarla erkeklerın koro su başlardı Ermenı, Kurt turkulerı şeh rın ustunden geçer, kale duvarlarına çarpar golun ustune doğru uçar gıderdı Bır kadınlar soyler, bır erkekler, meycıler kavalcılar da koroya eşlık ederlerdı Gun aşağı ınerken de ateşleryakılır, govende durulurdu Govende belkı yuz kışı çıkar, bır erkek, bır kadın kol kola gırerken ınceden dalgalanarak kadım halaylarını çekerlerdı Kuyumculaı Çarşısı da hıç bır yerde ben/erı olmayan bır çarşıydı Burada altın ve gumuş, Van şehrı Van şehrı oldu olalı bır su gıbı parmaklardan akardı Cemıl'ın babası bızım Ermenıler o kadar hunerlıdırler kı altını gumuşu ıpekgıbı ışlıyor, dokuyorlar derdı Onun ıçın unlerı dunyayı tutmuş, kral taçları, krahçe gerdanhkları, prenses kemerlerı, altın saat kapakları buradan dunyaya Van ustalarının damgalarıyla dağıtılırdı Oylesine de uyumlu bır yaşayış KI MUS lumanı, Hırıstıyanı, Asurısı, Yezıdısı hıç bır ayrım gozetmeden kardeşcesıne, yu rekyureğeyaşarlardı Şehırdebıı kışının başına hernangı bır hal gehlmesin, bu tun şehıı ayağa kalkar, o kışının yardımı na koşarlardı Kımse kımseye ne ıçın olursa olsun saygısızlık cdeme^, en ku çuk bır kaba sozde bıle bulunamazdı " (s 142) Baytar Cemıl Van'ı geçtıkten sonra on ıle on ıkı yaş arasındakı çocukların oluş turduğu bır topluluğu gorur Bunlar anne ve babaları savaşta oldurulmuş Erme nılerın, Yezıdılerın ve Kurtlerın cocuklarıdır Hepsı olmek uzeredır ve bıı derı bır kemık kalmışlardır Ama elbette olen, acı çeken, yok olan sadece bu ço cuklar değıldır Anadolu'nun korpe gençlerını toplayıp soğuklara, karlara, icurda kuşa yem etme oylesine yaygınlaşmış kı, çocuk yaşta askere alınanların kuraları "Vay Anam Kurası" adım almış ve bunların çoğu baba ocaklanna gerı donmemışlerdır (s 89) Cemıl atına atlar ve yoluna devam eder Ulaştığı son nokta Kadır Kaptan'ın teknesıdır Bu tekne onu da adaya çıka rır Poyraz Musa onu daha onceden ta nıdığı ıçın "Van'a gıttın mı" dıye sorar Lena Ana banvo yapması ıçın su ısıtır Husmen'ın buyuk kızı gıysıfennı yama lar, Vasılı balık tutar Hepsı bır başka koşeden gelıp burada bırleşerek dost olan ada ınsanlarının bu paylaşımcı, oz verılı ve sevgı dolu yaklaşımları Cemıl'ı ısıtır, ısıtır ArtiK o da adanın oyku otesı destan kahramanlarından bırıdır • (") Oğr Gor, Akdcnız Unıvemle\ı/Antalya Karıncanın Su îçtiği/ Ya$a> Kemal/ Adam Yayınlan/ 2002/ 495 v SAYFA 15 C U M H U R İ Y E T S A Y I 64 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle