23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tarık Dursun K. ile "Her Gece Bir MasalGüzel Uykular Alara" üzerine Masallar veni bir üslunla vazıldı Tarık Dursun K. ile masalları üzerine konuşmanın ilk bölümünün soruları, artık aramızda olmayan Akal Atilla'ya ikinci kısmı ise Necati Güngör'e ait. MUZAFFER UYGUNER azarlığjmztn çokyönlülüğü öteden ben bilınır. Fakat çocuk konularına, yanı özellik/e masal konusuna denıek ıstıyorum, eg'ıldiğinızı ilk kez "Di'vc Tellal Pıre Berber tken.. "de görmüşlük. hılmvnı yanıltyor muyum? Biraz. Çünkü yazarhğa girişim, Ankara'da yayımlanan (Çocuk Esirgeme Kurumu'nun yayın organıydı) "Çocuk" dergisiyleoldu. Başlangıç ürünleri genel yayın müdürii Ahmet Muhip Dıranas'ın yönlendirmesiyle yazdığım (daha çok ailedeki yaşlılardan, ninemden, annem den, mahallenin kocamış kadınlarının ağızlarmdan derlenmiş) masallardır. Bu masallann kaynakJarı içinde en çok ninemi sevmişimdir. Okıımuş yazmış bir aileden geliyordıı ve belleğinde sayısız beyitler vardı, arada okurdu, ne var ki, ben o zamanki çocuk aklımla ninemin okuduklarını hep dua sanırdım; çocukluk işte. Masallann ressamı da sonradan iinlenccek karikatürcü Ali Ulvi'ydi. Yıllar sonra "Deve Tellal." ile yenıden dönmüşsünüz Evet de, yine kiiçük bir farklılıkla. Gerek çocukluğum gerek ilk gençlik yıllarım (buna askerliğimi de katıyorum) Anadolu'nun çeşitli illerinde geçti. Yanı sıra, meslek olarak gazeteciliği seçtiğimde yurtiçi röportajcılığı da Ânadolu'yu yakından tanımak, ilişki kurmak için bir tür aracı oldu bana. Folklorla ilgiliydim, kendimce birtakım derlemelerim de olamamış değildir; toplamacılık, ağızlardan derlemeler yaptım. Bunların başında maniler ile masallar gelir. "Deve Tellal" ve b'bür masal kitaplannızda yer alan masallar, Anadolu derlemeleri masallar mtdır? Birçoğu öyle, birçoğu yeniden yazım, birçoğu da sil başian. Türk anlatı geleneğine uyarlanmalardır. Anadolu, yıllar yılı radyodan, sinemadan ve televizyondan yoksun kalmıştır. Uzun kış gecelerinde en biiyük vakit geçirme aracı, en el üstünde tutulan eğlenti biçimi masal söylemek ve masal dınlemekti. Anadolu'da, Anadolu'nun hemen her yöresinde çok güzel masal anlatılır. Bir masal gefeneği kurulmuştur, sürdürülür hâlâ. Daha çok da kadınlar asıl anlatıcıları. Neden pekP Çünkü, erkekler ancak yaşını başını aldıktan sonra (yani, yaşlanuıktan sonra) gerçeklerden yavaş yavaş kopup uzaklaşır ve "masal atası" olurlar. Oysa, genç yaşında "masal anası" olan nice kadınlar vardır. "Masal anası" olmak için kadınlar arasında yaş ayırımı pek yoktur ve folklorda, türlü toplumsal dalgalanmalarda etki alanıyla nirengi noktası genelde kadınlardır: Karşılıklı mani söyleme kadınlara özgüdür, atışmalar da öyle. Ağıt yakan kadınlarımızdır. Bu nedenle masal da kadın çevresinde gelişir, serpilir, giiç kazanır. Masallarda agırlık niçin kadınlar üzennde toplanmısttr? Bu, masalı kurup sövleyenin, yani "masal anası"nın kadın oluşundan geliyor. Uvey ananın dışında kötü kalpli kaCUMHURİYET KİTAP SAYI 639 Zafer Doruk y dın tipine masallarda rastlamak olası değildir. Kadın, beklenmedik bir olayda evinden, eşinden, çocuklarından ayrı düştüğünde yerini alacak kendi cinsinden birinin aynı oluşu (sözgelişi, evine bağlılığı, eşine yakınlığı, çocuklarına karşı içtenliği ve analığı) gösteremeyeceğinden kuşkuludur, güveni de yoktur ayrıca. Masallardaki kadınlarımız birer sabırtaşı, birer özgeçi anıtıdır. Güzellikte üstlerine voktur. lyi yüreklidir, her türlü kötülüklerden arınmışlardır. Sevdiklerine bağlı, sonıına dek bu bağlılığı da sürdurenlerdir. Cierçek yaşamda bu tür olguları görmek olasıdır elbet, ama burada karşılaşılacak en küçük kötülük masallarua büyür, abartılır ve kadın, gerçek vaşamda yenip üstesinden gelemediği kötülüklere karşı masallarda olağanüstü güçlerle silahlanır. Buna karsılık, masal kadınlarının gerçcklerle ilişkileri kesilır mi? Havır! Yine vüreklerinden silmedikleri, ınsanda şaşkınlık uyandıran bir ozgeçı ile savaşlarına koyulurlar, başlanna gelmedİK kalmaz. Hzilir, sürülür, kendi istekleri dışında babalarını ya da büyük kardeşlerinin dediğine uyarak sevdiklerinin dı şında başka kişilere verilirler; hapsedilir, tutsak olur ve anlatılmaz çileler çekerler. Bu çilc ya bir padişah oğlu ya da iyilikçi bir Keloğlan gelip onu kurtarana kadar sürüp götürülür. "Masal anası" bu durumu kendi kadın soyunun kurtuluşu sayıp buna bilinçaltından da inandığı için masalın düzenini buna göre ayarlar, özenle kurgular ve kahramanlarını mutlu sona ulaştırır. Mutlu sonla birlikte masal da biter ve yaşam gerçeğine dönülür: "Onlar ermiş muratlarına, biz çıkalun kerevetlerine". "Güzel Uykular Alara: Çocuklara Her Cıece Bir Masal" kıtabınızın başında sız de soruyorsunuz; dünyada ilk masalı kim snylemis gerçekten? Bunu kimseler bilmiyor. Kuşkusuz, birileri söylemiştir; düş gücü sınırsız, şair gonüllü, dile egemen ve uzatmalı çocuk üstelik. Ben ancak övle birileri masal söyler, masal anlatır diye düşünüyorum. Bana uygun bir örnek verın hi'le? Masal atalarımızdan Eflatun Cem Güney, Naki Tezel, masal analarımız dan Tezer.Taşkıran, Cahit Uçuk.. Yanı sıra, şair Ülkii Tamer, hikâveci Tomris Uyaf, sairCemal Süreya (akla hemence cik geliveren) "uygun" örneklerdir, tabii bence. (ielelım masalın çıktstna Masal o ilk söyleyicinin ardından ya da yine o ilk söyleyiciyle birlikte kendini giderek vepyeni bir anlatı biçimi olarak ortaya koymuştur. Gelelim masalın çıkışına Masalın anayurdu olarak Hindistan gösteriliyor. Sava göre, "bütün dünya masallannın iki kökeni (aslı) var; biri ()rta Asya'daki Hindistan, diğeri de her ulusun kendine özgü düşünüşü." Dünvadakı bütün masallann, her çeşit halk hikâyelerinın izi, Hintlilerin eslci ülkelerine giden ruhsal yolları işaretler. Arapların bile "Binbir Gece" düşlerinde sayıklanmış masalları da onların masallarını andırır. Türklerin "heftpeyker" "tutiname", "sahir hindi" ve bunlara ben zer daha birçok masal kitapları eski Acemistan'ın kestirme yolunu geçip Hintlilerin büyülü, göz kamaştırıcı ülkelerine uzanıp onların kaynaklarından (adeta) lışkırmıştır. Şımdilerdc söylenen Türk masallarındaki dev, ejder, peri, cüce beberuhi gibi duvduğıımuz ruhlar, putataparlık, döneminden kalma anılardır hep. O putataparlık eski Türklerin ateşetaparlığı olup atalarımız bir dönem doğanın türlü "zuhurat"ı olan ateşe, rüzgâra, yağmura, bitkilere ve hayvanlara tanmışjardır. Bu saydıklarımdaki ruhlar, kanatlanarak Doğu havası içinde dört bir yana uçuşarak Batı ülkelerine dek erişmişlerdir. Ayrıca, bunun gibi mitolojik masallardan başka bir ue her ulusun kendi doğasına, düşünce biçimine uygun masallar da vardır. Başka anlatı türlerı yitip gittifı halde masal, bugün de bütün canlıltğıyla nasıl yaştyor? Çünkü ağızdan ağıza, çevreden çevreye, ülkeden ülkeye yayılıp gidiyor. Ciöçler, savaşlar, ticaret ilişkileri, başka ilişkiler, gidip gelmeler de masalı beraberinde taşıyor bugün de; o nedenle, bir Türk masalının bir başka unlatımlısına Alman, Isveç, Rus, Bulgar va da Yunan masalları arasında rastlayabiliyoruz. Buna benzer olıışlar, yurdumuzun dört bir köşesinden yapdan derlemelerle de görülür. Bir masal Karadeniz dolaylarında başka türdedir, Ege'de başka. lç ya da Doğu Anadolu'ya geçildiğinde yine başka biçimlere, başka başka değişikliklere uğrar. Bunlarda en büyük etken,yerelgelenekvegöreneklerdir;onu şive özellikleri izler. Bızde masal yazarlıg'ı konusuna girersek... Birçok yazanmız masalı denemişlerdir; Eflatun Cem Güney usta gibi, Peyami Sefa, Naki Tezel, Tahir Alangu, Oğuz Tansel, tbrahim Zeki Burdurlu gibi. Bu adlarını andıklarım, masalı sözgelişi bir Pertev Naili Boratavörneğinde olduğu gibi masal sövleyenin ağzından aktarmamışlardır. Bu işlem, derlemeciliktir, belgeciliktir. Bence, en az bunun kadar önemsenmesi gereken, bu derlemelerin, derlenmiş "malzeme"lerin bir edebiyatçı eliyle yeni baştan yazılıp düzenlenmesidir. Sız bunu yaptınız Evet, anlatıcılarının anlatım özelliklerine bağlı kalmaya da çalışarak yeni bir "üslup"la yeni baştan yazdım, bizim olmavan, kökü dışarıda masalları da bizim kendi anlatı geleneğimize uygun Türkçemizde ııyarladım. Dilimizin DÜtün incelikli yanlarını kullandım. Çünku masallann ana özelliği şu: Masal sevgilileri, çocuklardır. Çocuk, küçük yaştarında anadilinin bütün girdisini çıktısını, bütün güzellikli ayrıntılarını ancak masal dilinden kapıp öğrenebilir. Bunu ona verecek tek araç, masaldır. • Çal Dedim Klarnetçi Çocuğa öyküler Ötekiler... Şarampol Mustafa, Trevira Turan, Kredi Osman, Arap Metin, Deli Faruk... Bir akşamüstü "cafe"lerinizden çıkıp, Zaza Yusuf'un kahvesine takılırsanız, görürsünüz onları. Sizin oralarda da vardır. Kimi zaman dünyalarından çıkıp aranıza karıştıkları da olur. Keyifçidirler, âlemcidirler, içe dönüktürler. Tek "kusurları" yaşamaya çahşmalarıdır. Açlarından ölseler, nazlarının geçmediğine "eyvallah etmez"; kimsenin namusuna yan gözle bakmaz; arkadaşlarını hiçbir şeye değişmezler. Ağrıyan yerlerine basmaz, yüzlerine de şöyle sıcağından bir gülüverirseniz, yandınız demektir: ciğerinize kadar sokulur, başınızın etini yiyene dek konuşup öykülerinin fitilini tutuştururlar. Birbirlerinin öykülerine sokulup her fotoğrafa girmeye çalışırlar. Bu kitap, onJarın kitabı... LJBilgi Yayınevi Meşrutıyet Cad 46/A Yenışehır Ankara • Tel 312434 49 99 Nariıbahçs Sok 17/1 Cağaloğlu Istanbul • Tel 212522 52 01 Bllgl Dağıtım Bilgi Kitabevi. Sakarya Cad 8/A Kızılay Ankara • Tel 312434 41 06 www bılgıyayınevı com tr • eposta ınfo@bılgıyayınevı com tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle