28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dı."(4) Kazgan, 24 Ocak Kararlan'nı değerlendirdiği bölümlerde, bu kararlann insana ilişkın tüm alanları dönüştürebilecek unsurlara sahin olduğunu ayrıntılanyla anlatarak şu değerlendirmeyi yapıyor: "24 Ocak paketi, kısa sürede istikrara dönmeyi ve borç ödeyebilmeyi tekrar sağlamak amacına dönük ekonomi politikalannı içeren bir paket olmanın çok ötesine geçen yapılanmalarla birlikte geldi. Bir çeşit 'avamlaştırılmış liberal ideoloji'yi insanlara aşılama, değer yargılannı buna göre değiştirme, yeni bir insan tiu yaratarak bu avamlaştırılmış ideolojiye ekonomiyi yeniden yapılandırma kampanyasına dönüştü. Cumhuriyet idaresi de iik kuruluş yıfiarında itibaren yeni bir insan tipi yaratmak istemiş, buna ilişkin kurumlan yaratmıştı. Ne var ki, bu iki yaldaşım birbirine iyice zıttı. Avamlaştırılmış liberal ideoloji 'fırsatçıkurnaz kıiçük adam'ın zihniyetini, hurafelerle yoğrulmuş tarikat inançlarını yaygınlaştıracak kurumlan, yapılanmaları özgürleştirdi. Toplumda ikili yapıyı pekiştirecek, bölünmeleri derinleştirecek uygulamalar gündemin başına oturdu. Bukampanyanın, Batıdaki 'ekonomiyi bürokratik kurallardan arındırma' hareketinin çok ötesinde bir süreci ortaya çıkardığını belirtmeek gerekiyor." (5) Dil ve tarihin önemi Türk Devrim Tarihi dört cilt olarak her evin kitaplığında bulunması gereken bir başucu kitabı. Başta devlet adamları ve politikacılar olmak üzere toplumun birçok kesiminin sözü edilen açmaz ve çıkmazlardan kurtulabilmeleri için okuma alışkanlıklarını geliştirmeleri, bu ve buna benzer başucu kitaplarını okumaları büyük önem taşıyor. ABDULLAH TEKİN* ££ ^ I ( ürk Devrim Tarihi' adlı çalışI masıyla yeni Türkiye'nin oluJL şumunu 1923 öncesi, 19231938 yılJarı arası ve 1938'den 1980 yılına kadarki dönem itibarıyla üç bölümde inceleyen Frof. Dr. Şerafettin Turan salt okullarda ders kitabı olarak okutulması gereken bir bilgi ve başvuru çalışması değil, herkesin okuyup bilgilenmesinin gerekli olduğu bir yapıta imza atmıştır. Prof. Dr. Turan çalışmasının omurgasını oluşturan iki ögeyi önemlerini vurgulayarak okuyucunun karşısına çıkarır: "Eğitim ve kültür alanlarında yoğunlaşan 1930'lu yıllardaki atılımlarda tarih ve dil çalışmalarıözelbiryeralır. Bualanlardaki yeni yakJaşımlar, uyguJamalar ve öne sürülen yeni görüşler, 'tez'ler o yıllardan bu yana tartışılmakta ve çok farklı biçimlerde değerlendirilmektedir. Bu da bir bakıma doğaldır. Çünkü tarih ve özellikle de dil, yalnız yönetimi, devleti ya da belli grupları değil, toplumu oluşturan hebireyi, vatandaşı yakından ilgilendiren değerlerdir." (Üçüncü kitap. s. 88) Prof. Dr. Şerafettin Turan Vangölü'nün kıyısındaki küçük bir kasaba ve çevresindeki illerde ilkorta ve lise öğrenimini güç koşullarda tamamlayarak Ankara'ya gelmiş ve yüksek öğrenim sonrası Üniversite bünyesinde kalmıştır. Türk, Osmanlı ve Italyan tarihleriyle ilgili değerli çalışmaları olan Prof. Dr. Turan bir dönem Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde dekanlık, bir dönem de Kültür Bakanlığı Müsteşarhğı görevinde bulunmuştur. Prof. Dr. Turan seçkin bir bilim adamı, erdemli bir insan ve inançlı bir Atatürkçüdür. Bizim toplumumuzda insanlar genellikle öldükten sonra sevgiyle anflır ve kendilerinden büyük övgülerle söz edilir. Bir yazar, bir sanatçı, bir asker, bir bilim adamı ölmeyegörsün, arkasından neler yazılır neler.. Oysa o bunların küçük bir kısmını yaşarken duysa, kanatlanıp güçlenecek dana yapıcı ve üretici olaaktır. Insanlarımız yaşarken mutlandırılıp onurlandırılmalıdır. Hiçbirzaman duyamayacakları, haberdar olamayacakları bir konumda kendilerine destanlar dizmenin ne anlamı var?.. Artık insanları yaşarken mudandırmayı, haklarını teslim etmeyi ve sevgi saygı sunmayı öğrenmek durumundayız. Bunları ölüm sonrasında yine yapalım ama yaşarken niçin sunmuyoruz acaba? Nur içinde olmak için bile ölümü bekleyen bir toplumuz. İnsan sadece mezarda değil yaşarken de nur içinde, ışıklı ve aydınıık olmalı, etrafını ışıl ışıl yapmalıdır. Prof. Dr. Şerafettin Turan böylesi ışıklı bir insandır. Yaşarken etrafını ayuınlatan sınırlı sayıdaki güçlü fakat "miitevazı" bilim adamlarından biridir. Ge639 Şerafettin Turan'dan "Türk Devrim Tarihi" Eray Karınca Erken Açan Papatyalar Î Tüm bunlar, 1940'ların sonunda biçimlenmeye başlayan ve 1980 sonrasında tüm çıplaldığıyla ortaya çıkan Türkiye ekonomisinin 'yeni' özelÜKİerinin Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte oluşturulan ekonomik yapıya zıt, ancak Tanzimat dönemi vc sonrasında Osmanlı'nın genel ekonomik yapısına benzer olduğunu ortaya koyuyor. Bağımh ve yarı sömürgeleşmiş Osmanlı ekonomisiyle bu ekonominin sosyal ve siyasal yaşamdaki uzantılarının Türk Devrimi sürecinde temizlenmesinden aşağı yukarı yarım yiizyıl sonra, yine aynı noktaya geri dönüldüğü kitapta çarpıcı biçimde gösteriliyor. Bu bakımdan, okuyucu, çoğu kez, Tanzimat döncminde Ingiltere ya da Fransa'nın Osmanlı ekonomisi içindeki anlamıyla; günümüzde ABD ve AB'nin Türkiye ekonomisi içindeki anlamını sorgulamak durumunda kalıyor. Okuyucu benzer bir sorgulamaya, iki ayrı dönemde uyeulanan ekonomi politikaları açısından da sürükleniyor. Bu sorgulama sırasında okuyucunun pek çok soru üretmesi olanaklı. Her iki dönemde de uygulanan ekonomi politikalarının kimler tarafından biçimlendirildiği, bu biçimlendirmede kimlerin çıkarmın gözetildiği, uygulanan ekonomi politikalarının ülke yaranna döndürülüp döndürülemeyeceği ya da bu politikaların esnekliği, zararları görüldüğünde bu politikalardan dönmenin maüyetinin ne olacağı bu sorunlardan bazıları. Kazgan, çalışmasında bu soruların yanıtını ayrıntıfarıyla veriyor, bu sorular çerçevesinde her iki dönemde görülen benzerliği okuyucuyla bilimsel bir bakış açısıyla sunuyor... Profesör Gülten Kazgan'ın Tanzimat'tan 21. Yüzyıla Türkiye Ekonomisi başlıklı kitabının yalnızca Türkiye ekonomisiyle ilintüi olduğunu ve yalnızca 'akademik çevre'ye sunulduğunu düşünmek hatalı olacaktır. Disiplirderarası bir yaklaşımın ürünü olan kitap, Türkiye'nin bugününü ve yarınını merak ettiğinden dününü merak etmek durumunda olan herkes için temcl kaynak niteliğindedir. Kitap kolay okunurluğuyla da DU niteliğini daha da pekiştirmektedir. • (1) Gülten KAZGAN: Tanzimat'tan 21. Yüzytla Türkiye Ekonomisi, htanbul 2002, Istanbul Bilgi Üniversitesi Yayınlart, s. 32 (2) Gülten KAZGAN; a.g.e., s. 40 (3) Gülten KAZGAN; a.g.e., s. 82 (4) Gülten KAZGAN; a.g.e., s. 120 (5) Gülten KAZGAN; a.g.e., s. 123 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S AYI Sonuç rek Atatarük ve Atatürkçülük gerekse ulusal dil konularınTURK daki uzmanlığını birleştirerek okuyuÜEVRİM culara sunması Sayın TARİHt Turan'ın aydınlığı paylaşması, ışığı yayması anlamında değer bulmalıdır. Türk Devrim Tarihi salt okullarda Î;öze çarpan ve genellikle ikinci sınıf işem gören bir ders olmaktan ötede, herkesin ayrıntıları ile bilmesi gereken bir konumda vansımahdır... Güzel günlere kolay ulaşılmadı elbette. Yarınlara yönelme aşamasında dünün eeçmişin iyi bilinmesi bir tür zorunluluk ve sorumluluk olmalıdır. Düşmanı Anadolu topraklanndan uzaklaştıran bir avuç insan daha sonra yoksulluk ve yoksunluk ortamına karşın yeni bir ülke yaratıp çağdaş uygarlık düzeyini yakalamaya çalıştı. "Türk Devrim Tarihi" bu soylu çabaların bir destanı niteliğindedir. O dönemde sürdürülen eğitim ve kültür alanındaki çabaları günümüzle kıyaslarsak yapılan işlerin büyüklüğü daha belirgin olarak ortaya çıkar. Prof. Dr. Turan'ın 4 cilt olarak hazırladığı "Türk Devrim Tarihi"nin son cildi "Çağdaşlık Yolunda Yeni Türkiye" adını taşıyor. Prof. Dr. Turan bu kitap için "Böylece demokrasi, halkçılık, çağdaşlık ve dahası Atatürkçülük adlarına nasıl inişli çıkışlı ve çelişkıli bir yol izlendiği görülecektir. Yaşanılan gerçeklerin, karşılaşılan açmazlardan çıkmanın, çalkantılardan kurtulmanın yolunun bulunmasına yardımcı olacağını umarız." (Üçüncü Kitap. s. 9) Türk Devrim Tarihi dört kitap olarak her evin kitaplığında bulunması gereken bir başucu kitabı niteliğindedir. Başta devlet adamları ve politikacılar olmak üzere toplumun birçok kesiminin sözü edilen açmaz ve çıkmazlardan kurtulabilmeleri için okuma alışkanlıklarını geliştirmeleri, bu ve buna benzer başucu kitaplarını okumaları büyük önem taşır. Gerek bu çalışması gerekse diöer seçkin çalışmaları ile toplumu aydınlatan Prof Dr. Turan ve benzeri ışıklı insanlara elbette çok şey borçlu olmalıyız. Hocam Şerafettin luran'a bir yurttaş ve eski bir öğrencisi olarak içtenlikli sevgiler saygılar sunuyorum. Onun gibi düzeyli, donanımlı, bılgili ve erdemli bir çizgide "hocalık"yapmak, kuşaktan kuşağa devredilecek bir Atatürkçülük, cumhuriyetçilik ve lakilik mirası olacaktır. Bu ona sunulacak en güzel armağandır. • (*) Ögr. Gör. / Akdenız ÜniversıtesıAntalya Türk Devrim Tarihi4. Khap/Şerafettin Turan/ Bilgi Yayınevi öyküler Eray Karınca, Erken Açan Papatyalar'da, tarihsel gerçekleri düş gücüyle zenginleştirirken; öykülerini insancıl bakışı, içtenliği, yaşam ile arasındaki güçlü bağıyla kurguluyor. Bir yargıç olan Karınca, mesleki anılarına tarih bilgisi ve deneyimlerini de katarak zenginleştirdiği öykülerinde, yaşamın karmaşık ortamını konu ediniyor. Ql Bilgi Yayınevi Meşrullyel Cad 46/A Yenışehlr Ankara . Tel 312434 49 99 Nartıbahço Sok 17/1 Cağaloğlu Istanbul • Tel 212522 52 01 Bilgi Dağıtım: Bilgi Kitabevi: Sakarya Cad 8/A Kızılay Ankara . Tel 312434 41 06 www bilgıyayinevı com tr • eposta tnto@bılgtyayınevi com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle