23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ahmet Altanla çok tartışılan romanı üzerine "Aldatmak, tıpkı hayatın kendisi gibi bir roman" Hayatını başarı ve düzen üzerine kuran başarılı bankacı Aydan, kendisi gibi başarılı, beyin cerrahı kocası Haluk ve küçük kızları Selin ile mutlu bir yaşam sürmektedir. Aydan aynı sitede oturan mirasyedi, yakışıklı mimar Cem'in çekim alanına girince yaşamındaki bütün dengeler altüst olur. Evlilik, sadakat, başarı kavramları.. yasak ilişkisinin yerine bir başka yasak duyguyu geçiren bir kadının sonunda ruhsal bir rahatsızlığa doğru kayışı... Biz, hepimiz metnini bilmediğimiz, metni okusak da bizim için anlaşılmaz kalan bir oyun ovnuyoruz. Bu oyunun adı, öteki kişi. Hiçbir zaman başka bir insanı, o insan en yakınımız olsa bile tümüyle tanıyamayacağımızın romanı, Aldatmak. Kurgusu modern ama klasik anlayışla yazılmış bir roman... Ahmet Altan, yarattığı karakterlerin duygularını, iç dünyalannı, duygusal derinliklerini; okurların kendi duygu dünyalarında karşılıgını bulabilecekleri denli bir üslupla anlatıyor. Romanda klasik bir yalınlık söz konusu: Dili, üslubu minimal bir alandan, derinlere .. daha derinlere inen bir "iç dünya" dili. însan ruhunun en küçük, en ince titreşimleri, en uzun, en hırçın dalgaların oluşumuna yol açıyor. Insanlar, birbirlerinin hayatlarını ne kadar etkiler? Bir insan kendi hayatına ne kadar sahiptir? Evet, aldatmanın da ötesine geçen bir 'Aldatmak' bu... FATMA ORAN ııpkı hayatın kendisi gibi bir roman, Aldatmak Bir keşifyolculuğu... Edebiyatın böyle bir şey olduğunu düşünüyorum zaten. Insanla toplum arasında gri bir alan vardır, gerilim alanı vardır; toplıımun bireyi geriye doğru ittiği, hapsetmeye çalıştığı, bireyin ise kendine birazctk daha yer açmak için uğraştığı, toplumla birey arasında bir sürtünme yeri vardır, ki, genellikle edebiyatın malzemesini bol bulduğu, acdı maden alanı gibi bir yer orası; acılarla dolu, duygularla dolu ama, aynı zamanda edebiyatçılık da bir maden alanı gibi. Aldatmak, toplumla bireyin sürtüşmesinin en yoğun biçimde ortaya çıktığı alanlardan biri... Özclliklc kadın açısından.. Evet. Çünkü kadın hem iktisadi anlamda hem sosyal anlamda, soy/tür açısından da, yani her açıdan baktığımızda sadakatin sembolü olması gereken biri olarak gözüküyor: Soyu devam ettirecek, ekonomik açıdan mirasın doğru insana kalmasını sağlayacak, sosyal açıdan erkeğin rahat edebileceği, evini, her şeyini paylaşabileceği biri olarak gözüküyor. Kadına sadakat sembolü olmanın yüklendiği, erkeğin daha özgür bırakıldığı, onun için kadın aldatmasının da toplumda çok daha büyiik tepkilere yol açtığı bir rigiir. Insanlık tarihiyle böyle birikim taşıyan bir olayda bir kadının duyguları nasıl oluyor? Bıınun bir edebiyatçının ilgisini çekmemesi mümkün değil; en azından benim ilgimi çekmemesi mümkün değil. Zaten bu konuda da çok kitap yazılmıs. Bütün bunlara rağmen acaba yeni bulunabilir? Bu, bir yazarı çok kurcalayan bir soru. Bu kadar büyük yazarlar yazdı ('aldatmak' konusu üzerine vüzbeş tane roman yazılmış), ben nebulabilirim, yeni bir şey bulabilir miyim? Biraz bunun peşine takıldım. Sadece kendimız, deg"ü miyız? Bu kavramlar tarihin her döneminde de o kadar aynı değil: Yani, anaerkil toplumlar var kadınların birçok erkekle birlikte olduğunu. Babaerkil toplıımlar var, erkeklerin birçok kadınla birlikte olduğu. Yani, şu anda sahip olduğumıız sosyal düzen tarih bovunca sürmüş bir sosyal düzen değil vebize aynı zamanda şunu da gösteriyor: Bu sosyal düzen tarih bovunca sürecek bir sosyal düzen de değil. İnsan ilişkileri, sosyal üişkiler değişebiliyor. İnsan duyguları pek değişmivor fakat bu insan duyguları arasında kıskançlığm ne kadar doğal ne kadar sosyal olduğunu belirlemek çok mümkün değil bence. Sevdiğimiz insan bir başkasına ilgi duyduğunda bizim hissettiğimiz kıskançlık ne kadar doğanın bizim içimize koyduğu bir duygu? Ne kadar toplumun bize öğrettiği bir duygu? Ne kadarı kendimizle, kendi gururumuzla ilgili, kendi kimliğimizle ilgfli? Ne kadarı doğadan gelen genlerimizle ilgili? Bunu tam bilemiyorum, bunu bilmek de çok mümkün değil, çünkü bu tür kıskançlıkların olmadığı toplum biçimleri de olmuş; demek ki, çok da doğal olmayabilir. Bunları çok tanıyamiyoruz ama duyguların değişmediğini biliyoruz. Herhalde kıskançlık hem içimizde bulunan hem de toplumun bunu daha da köpüklendirdiği bir duygu. Aldatmak olduğu zaman kıskanmak da mutlaka oluyor. Çünkü kıskanmak biraz sahiplenmeklede ilgili. T Güvenlik arayışı Burada, bir insan dığer insanın ne kadar sahibıdır, sorusu ortaya çıkıyor* Aldatmak, dediğimiz zaman bu, birçok açıdan tartışılacak bir ilişki. Bir insan başkasına ne kadar sahip olabilir? Bir insan kendi istediğini yaptığı zaman neden bir başkasına ben senden başka kimseyle ilgilenmeyeceğim, diye söz vermek zorunda kalsın? Toplumun bize dayattığı kurallar bunlar. Toplumun bu kuralları ne kadar doğal, tam bilemiyoruz. Bir güvenlik arayışı. Bunun hem doğal bir yani var, hem de toplumsal bir yani. 'Söz verdiğiniz" zaman, sadece o insana söz vermiyorsunuz; vani, ben senden başkasıyla ilgilenmem dediğiniz zaman bu aynı zamanda topluma da verilmiş bir söz oluyor. Aldatmayı zaten o kadar ilgi çekici kılan, bir insanın bir insanı aldatmasının toplumu da ilgilendirir bir hale gelmesi. Ve bütün bunlardan da edebiyat açısından çok ciddi sürtüşmeler, acılar ve çeşitli duygular ortaya çıkıyor. Sahıplenmek olmasa aldatma da olmaz. "Kimsekimsenm olmastn. "Cjüzelim dızesı Edip Cansever'in. Aldatmak dediğiniz zaman, en aşağı iki kişiyi kapsayan bir duygu hareketi başlıyor. Duygular yer değiştiriyor, biçim değiştiriyor. Duygu kaymaları kolay taşınır şeyler değildir. Bir insanın içindeki duyguların değişmesi, sevdiğiniz bir insanı artık sevmemeniz, bir başkasını sevmeniz veya sevdiğiniz insanın ratık sizi sevmediğini hissetmeniz; bunlar insanların kolayca yaşayacakları şeyler değil. Ayrıca dediğim gibi, bunlara bir de toplumun baskısı ekleniyor. İki kişininüç kişinin arasındaki o duygu olaşımı bile insanı yeterince yorar, bu işin olumsuz yani. Ama bir de şu var: Çok az insan duygu hareketliliği yaşayabiliyor, kendi hayatının içinde. Birçok insanın duygud ünyası çok durağan. Duygularınız kıpırdamaya başladığı zaman ve siz eş güdumlü olarak, eş zamanlı olarak hareketlerinizi de duygularınıza uydurursanız, evet, bunun sonunda acı da çıkabilir, hareket de olabilir, bir eylem de olabilir. Birçok insan ya hiç duyguları kıpırdamadanhayatınıgeçiriyorya da kıpırdayan duygularıyla kendi varlığı arasına bir mesafe koyuyor. Kendi duygularına ihanet ediyor bir anlamda. Şimdı ihanetı bir daha sorabilirim ben? Kendi duygularını takip deerek birisinden uzaklaşmak mı ihanettir? Ki, toplum ihaneti böyle tarif eder. Çünkü söz veCUMHURİYET KİTAP SAYI 6 6 5 Doğru. En yakınımızdan daha yakınımız olan kendimizi M II XI \ I \ K bile tanımamızın pek mümkün Bir keşif yolculugu, demiştim olmadığını düşünüyorum. Yademın. lleryeni keştfhayal gücüni biz kendimizi her zaman şamüzü biraz daha canlandırarak şırtabiliyoruz. Insanlar kendiyeni keşiflere öncülük edıyor. Siz lerini şaşırtabileceklerine dair burada neyi keşfediyorsunuz? gizli bir kuşku taşımasalardı, Bir kere şunu keşfediyorum, edebiyatla ilgilenmezlerdi. Buki, bu beni biraz şaşırtıyor: Ini nu belki bu kadar açıkça bilesanların duyguları tahminimizmiyorlar. "Ben kendimi şaşırtaden çok daha zengin. Yani, biz bilirim " gibi bir gerçek belki bilinçlerininsanın duygularının çok daha az olduğude bulunmuvor ama, bence buna ait bir nu zannedıyoruz. Bunları hep böyle gekuşku çok derinde bir yerde var. Onun nel başlıklar altında topluyoruz; aşk deiçin edebiyatla ilgileniyorlar. Çünkü edediğimiz zaman, kızgınlık dediğimiz zabiyat onlara kendilerini şaşırtabilecekleKurallar, yasaklar man, kıskançlık dediğimiz zaman, öfke rini öğretiyor. Insanlan anlatmayı, duyguları anlat dediğimiz zaman bir duyguyu tamamıyla Nedtr Aldatmak? Bilinmeyene doğ/u mayt sevdiğiniz için de aldatan bir kadının tarif ettiğimizi sanıyoruz. Hayır. Yazmagı/mek'' Merak?.. gelgit duyguları ve toplumla bireyin sür ya başladığınız zaman, insanların o anlık tüsme yerinde ortaya çıkan acılan, tcdir duygu kıpırtılarını takip etmeye başladı Güvenlik çemberinin dışına çılcmak ğınız zaman biliyorsunuz ki, bu kadar kaginlikleri, basktları dayanstttınız... bence. Ama aynı zamanda da güvenlik Iınlıkla tarif kırılm alan var, değişik biçimçemberinin içinde kalmak isteyerek gü Toplum bireyi özellikle de kadını yelerde ortaya çıkışları var. Aynı duygunun venlik çemberinin dışına çıkmak... tiştirirken, onun aklına o kadar çok kuaynı insanda çok değişik biçimde ortaya rallar, yasaklar koyuyor ki, kadın nere Bu pek mümkün olamtyor ama?.. çıkabileceğini, yazarken görüyorsunuz. deyse toplum adına kendisiyle dövüşü Çok zor tabii. Zaten onun için sancıHenüz daha isim bile takılmamış duyguyor. Yani kadının içinde bir toplum temlı bir şey, aldatmak. larımız olduğunu düşünüyorum. silcisi bulunuyor. Onun için kadın toplu 'thanet' sözcüg'ünü kullanaraksoruyoma çarpmadan önce kendine çarpıyor. insan kendi duygularının da bazenfarrıım Bir üçlü iliskide ihanet eden kim? Belki bu, 'aldatma' olayını edebiyat için ktnda nlamıyor, tanıyamıyor . Ihanete uğrayan kım? Ihanet cdilen daha ilginç kılan özelliklerden biri. \lıı \lı. SAYFA 10
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle