02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

'Ara rejimde karikatür vapmanın zevki bambaska' Yıllarca çizdi, şimdi de yazıyor Sakin ama vurucu çizgileri o kadar tanıdık geliyor ki... 1946'da, 16 yaşındayken Akşam gazetesine karikatür çizmeye başlayan, geçen yıl Yeni Yüzyıl'da gazete çizerliğini noktalayan Semih Balcıoğlu, 55 yıllık basın hayatındaki anılarını, bir kitapta topladı. 19 kitabı daha var Balcıoğlu'nun, ama onlar hep karikatür albümleri. Gerek albümlerde eerekse basında yer alan karikatürleri de yazısız ya da az yazılı. Balcıoğlu, ilk kez yazıyor. Zaten latabının adı da bunun için, "Önce Çizdim, Sonra Yazdım." "Önce Çizdim, Sonra Yazdım" bir anektodlar kitabı. Semih Balcıoğlu'nun fazla eleştiriye ve polemiğe eirmeden akıcı bir dilde kaleme aldığı anekdotlarla yüklü. Kimler yok ki, görünüp geçiveren siluetler arasında: Nâzım Hikmet'ten Zeki Müren'e, Simavi ailesinden Yılmaz Güney'e, Süleyman Demirel'den, Aziz Nesin'e, Çetin Emeç'ten Bülent Ecevit'e, Mehmet Ali Aybar'dan Ruhi Su'ya, Doğan Beyazıt'a, Alparslan Türkeş'e, Cemal Nadir'e, Mim Uykusuz'a, Bedri Koraman'a, Çetin Altan'la, Zekeriya Sertel'e, îsmail Cem'e, ünlü yabancı çizerlere, Turhan ve tlhan Selçuk'a kadar birçok kişi. Çoğu zaman komik şekilde ya da "güleriz ağlanacak nalimize" dedirtecek biçimde sayfalarda boy gösteriyorlar. LEVENT CİNEMRE Nc kadar çok ünlü ve ilginç kışiylc tanışmışsınız Evet. Bıı açıdan şanslı sayılırım. Kttabtntzda genelltkle olumlu anılar var.. tkili ilişkilerdeki özel şeyleri yazmadım. Onlar saklıdır. Anılarımın sadecc yüzde40'ını yazdım. Diğerlerini dekullansaydıın bir kitap daha çıkardı. Bu benim 20. kitabım. Ama ötekiler karikatür albiımü. Bu ilk anı kitabım. Kitabın üslubunu cok aradım. Sonunda konuşma diline yakın bir dille yazmaya karar verdimi ve fazla detaya da inmedim. Ayrıca bir karikatürist anı yazdlğında içinde biraz da mizah olmalı. Içinizi karartmayan bir şekilde vazılmalı. Okur da böyle ister. Kılaptakı az saytda olumsuz anıdan birt, Celalettin Çetin'le ilgili. Ama orada da sadece "çirkin birolaydan ötürü emnıyete şıkâyet ettik" deyip geçiyorsunuz Nedırbuçır «•« <u çtrkin olay? Madem sordunuz, anlatayım. 1961'de Tercüman'da çalışırken ben sendikanın işyeri temsilcisiydim. Gazetenin satışı iyi, eleman sayısı da az olmasına rağmen patronumuz madenci Ragıp Kutman, ücretlerimizi vermiyordu. Sonunda biitün arkadaşlar toplandık ve patrona belli bir süre verip ücretlerimiz ödenmezse topluca iş bırakacağımızı açıkladık. Süre dolduğunda sıkıyönetimden vc emniyetten yetkililerle birlikte patronla toplantı yaptık. Toplantı olumsuz sonuçlanınca Dİz de arkadaşlarla bir protokol hazırladık ve gazeteyi kendimize çıkardık. Matbaa sanibi belirli bir süre para almayacaktı. Kâğıt parası için de o zamanlar pck tanınmayan Kemal Ilıcak yardım edecekti. Bu bir süre devam etti ama sonra Ilıcak parayı kesti ve gazc Semih Balaoğlu ile "Önce Çizdim, Sonra Yazdım" üzerine yor.) Anı kttabı yazmaftkrı nereden çıktı? Bu kitap, Enis Batur'un siparişi. Bir akşam yemeğinde basından, kişilerden, olaylardan bahsederken bunu önerdi. Önce karşı çıkıp, "Ben adres tarif ederken bile yazarak değil çizerek anlatırım. Ben yazmaktan anlamam" dediysem de sonra kabul ettim. Gerçi bizim toplumumuz pek anı kitabına âlışık değil. Ben 72 yaşındayım. Kitaba aldığım bazı olayları teyit etmek için arkauaşları arayıp sorudğumda, "hayırdır" diye soruyorlardı. Ben de anı kitanı yazacağımı söylcyince, "canım vakti mi şimdi" diyorlardı. Vakti mi var yahu? Anıları yazmak bence önemli. Çünkü anılar, insanla birlikte var. Insan ölünce anıları da ölüyor. Şu anda karikatür çiziyor musunuz? Çiziyorum. Ama gazetelere çizmiyorum artık. Bunu istemiyorum. Çünkü gazeteye sürekli çizmek insanı bir süre sonra kısırlaştırıyor. Şimdi yeni bir albüm daha hazırlıyorum. 19407/ yıllardan ben basının ıçındesiniz. En son geçen yıl Yeni Yüzytl'da çiziyorudunz Bütün bu sürecı karşılaştırdığınuda basın hakkmda nc söyleyebilirsiniz? Bence en kötü dönem şu andaki dönem. Bunun da en önemli nedeni, işverenlerin sendikayı ortadan kaldırması. Gazetecinin iş güvencesi yok. Ama bunun kabahati de bizim arkadaşlarda. Çünkü işveren onlara sendikadan ayrılma zorunluluğu getirdiğinde çalışabilmek için sendikadan istifa ettiler. Ustelik istifa için notere gitmeleri gerekiyordu ve noter parasını bile işveren ödedi. Mecbur kalmış olmaları hafıfletici neden olamaz mıy Bu, insanın kendine saygısıdır. Eğer kendilerine ve mesleklerine o sayglyı gösterselerdi bugünkü durum ortaya çıkmazdı. Belki bugün yaklaşık 4 bin arkadaşımız işsiz kalmazdı. Bugünkü basına çağdaş basın diyemeyiz. Ben gazetelere çizmeye başladığımda sendika da cemiyet de yoktu; sonra kuruldu. Ama varsa, bu tür örgütlere saygı göstermek lazım. Gazetealer açısından karşılastınrsanız... Eski muhabirler bugünkülerden daha iyiydi. Bence bir gazetede muhabir en önemli şeydir. Bir etkinlik için Urgüp'e gitmiştim. Orada jüri başkanıydım. Gazetecilerin bizimle görüşmek istediklerini söylediler. Ben de belediye başkanının yanına gittim, "Başkan sen de gel. Bak şimdi gazeteciler bize, 'hocam ne sorafım' diye soracaklar dedim. Gazetecilerin yanına gittik. Bir iki hoş beşten sonra aynen dediğim gibi oldu. Gazeteciler bana, 'Hocam şimdi size ne soralım' diye sordular. Halbuki eskiden muhabirler bir basın toplantısına bile giderken derslerini iyi çalışırlar, adamın karşısına hazırlıklı çıkarlardı. Söylenen her şeyi kabul etmez, takır takır sorularını sorarlardı. • öpgüttore saygı teyi kendisine devretmemizi istedi. Biz öncegazeteyi sendikanın almasını önerdik ama onlar kabul etmeyince çalışanlara belirli bir hisse vererek gazeteyi Ilıcak aldı. Bu olayda bir tek fire verdik: Istihbarata bakan Celalettin Çetin. O zamanlar istihbaıat defterleri tutulurdu. Herkes o deftcre bakar hangi habere, nereye gideceğini oradan öğrenirdi. () defter bir anda ortahktan yok oldu. Biz de Celalettin'i emniyete şikâyet ettik. Defter ortaya çıktı. Celalettin bir süre sonra Terciiman'dan ayrıldı. Daha sonra uzun süre Hürriyet'te çalıştı. Önemli isler de yaptı. Mesela Güney Afrikalı uoktor Barnard röportajı. Şimdi hastaymış. Bunu duyduğumda üzüldüm. (llgilisine not: Celalettin Çetin, "Işte Babıâli (Çuvaldızı Kendimize)" adlı kitabında (Cem Yayınevi, Üçüncü ' kendi açısından anlatıyor. Burada, "karikatürist S. Yağcıoğlu" adını taktığı Semih Balcıoğlu, gazeteyi Kemal Ilıcak'a devretmek için senaryo hazırlayan birisi olarak anlatılıB a s ı m 1 9 9 1 ) b u o l a v l N Yanda. okul arkadaşları Balcıoğlunu karga tulumba denize atmak uzere. Sağ baştta Mengu Ertel (1949) Üstte Ise Erol Dallı İle Ratlp Tahlr Burak'ın yaptığı portreye bakıyorlar (1955). SAYFA 8 CUMHURİYET KİTAP SAYI 598
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle