Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kapak konusunun devamı. *" MtDonaldlasttrılmış lopluınu, tiim kurumların aynı ılkcyle yonetıldığı bir "demır kafesler" snlemi olarak lanımladımz. Nc tür bır dünyada yaşamamızt ı rterdtniz? Şey, elbette ki (kahkaha)... çok daha az kafesli olanda. Dernek istiyoıum ki, McDonaldlaştmlmış sistemlerın temel problemı, sistemde yaşamlarımızı bizim adımıza kuran başka insanlann olmasıdır; kendi yaşamlarımızı kendimiz kurmuyoruz. Yani McDonald's tam da bu demektir. Tezgâhın arkasında yaratıcı bir insan istemezsiniz; bu nedenle hepsine klişeler hazırlanmıştır. Yaratıcı bir namburger aşçısı istemezsiniz, yalnızca alışılagelmiş gidişi uygulayacak ya da klişelere uyacak birini istersiniz. Boylece tiim faaliyetlcrden yaratıcılığı alır ve bir dış gücün dayattığı bir dizı rutin işleme dönüştürürsünüz. Bu kadar insanlıktan uzaklaştırıcı olmasının nedeni de budur. Gerçekte ise insanlık yaratıcıdır, ama insanlan sınırlayan ve denetleyen sıstemler geliştirirseniz yaratıcı olamazlar, insan olamazlar. Asıl fikir, insanlan insan robotlara dönüştiirmektir. Bunun bir sonraki mantıksal adımı ise insan robotların yerine mekanik robotlar geçirmck olur. İnsan robotların yerine insan olmayan robotlan geçirmenin ekonomik olarak kârlı ve teknolojik olarak mümkün olduğu McDonaldlaştırılmış sistemler göreceğimizi düşünüyorum. Insanların yaratıcılıklarının sınırlandığı ya da yok edildiği değil, özgürce yaratıcı olduklan bir toplum görmeyi tercih ederim. McDonald's sisteminın açtıtt davalar ve sansürün ne ölçüde kamusalıma/lartnı kontrol etmeye yönelik bır gırişım olduğunu düsünüyorsunuz^ Eee, kesinlikle sahip oldukJarı kamusal imajı kontrol etmeye çalışan ilk ya da tek kurum olduklannı düşünüyorum ve kuşkusuz kamusal imajları onlar için çok önemli olmuştur. Bununla düşünceyi denetleme arasında bir bağlantı kurulabileceğini düşünüyorum, başka her şeyi kontrol etmeye alışmışsanız, neden bu kamusal imajı da kontrol etmeye çalışmayacaksınız? 'McLibel' duruşması, şirketin geliştirmek istediği gıcır gıcır temiz imajı sorguluyor asıında, bu yüzden buna karşı direnmek ve savaşmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Htç de old$anu\tu olmayan mallar üretmelerının tsığında McDonald's ımge1 sı ne kadar nnemlıdır'• Diğer herkesin ürettiği şeyleri ürettikleri oir gerçektir kuşkusuz, McDonald's restoranının hamburgeriyle başka bir tanesinin hamburgeri arasında çok az farklılık var; belki özel bir sos ya da buna benzer bir şey dışında. Temel olarak bir farklılık duygusu imal etmeleri gerekir ve bu imalatın büyük kısmı da eğlence, renkli palyaçolar, oyuncaldar ve gıcır gıcır temiz bir imajdır. McDonald's restorantnın sundug'u imaj açısından nasıl bir ikiyüzlülük var sizce? Çocuklar, mutlu çalışanlar, kocaman mutlu bir aile ve geçirilen mutlu saatlerden oluşan bir imaj yaratmak istemeleri anlamında McDonald's restoranında bir ikiyüzlülük olduğunu düşünüyorum. Bence Amerikan şirketleri çeşitli yollarla ikiyüzlü bir imaj, sahte bir imai yaratmaya çalışıyor. Yani bir anlamda bu, başarıh kapitalizmin "WE ARE THE WORI.D BÎZTÜM DÜNYAYIZ" sloganıyla ilgilidir ve çok sayıda belli başlı şirket tam da aynı şeyi yapmaya çalışmıştır. Haklı olarak bır tek McDonald's restorantnın böyle olmadığını söylüyorsunuz; ama sizın, Helen'le Dave'ın ve öteki insanlann McDonald's restoranını bir SAYFA 4 Işıklandırılmış Kafesler: McDonald'slar ug'rak yerı olarak seçmeye devam etmesinin nedeni nedır 'itzce 'J Bu tür yerler ikondıır ve eleştirmenler McDonald's restoranını çok çeşitli şeyleri simgelediği için seçmiştir. Yani bence McDonald's vcrimlilik ve öngörülebilirliği temsil eder. Başka insanlara göre Amerika'yı ve Amerika'nın tum dünyadaki etkisini temsil eder, yani olumlu bir model olarak seçilir. Biirün bıınlarbirerolumlulukolsada sorun şu ki, McDonald's tarafından öyle olağanüstü boyutlarda ele alınmıştır ki, en sonunda her tür akıldışı sonuçları üretir ve akıldışılıklar akılcılıklardan kat kat fazla olur. nu düşünüyorum, yaşamlarında bir dereceye kadar verimlilik ve bir dereceye kadar öngörülebilirlikgibi. McDonald's sisteminin yaptığı da bunları seçip bir sisteme dönüştürmek olmuştur. İnsanlann McDonald's sisteminin onlara sunduğu verimlilik düzeyine ihtiyaç duyduğunu ya da bu verimlilik düzeyini istediğini sanmıyorum... Bu dokunulmaz bir şey değil. Diğer bir kötümserlik yaratıcı şey de çocuklann bu McDonaldlaştırılmış dünyaya doğmalan; reklamlar, oyuncakJar, palyaçolar ve parlak ışıklarla eğitilip sistemin içine sokulmaları. Yeme tarzının bu olduğu, hamburgerin tadının böyle olması gerektiği, kızarmış patatesin tadının böyle tatlımsı tuzlu olması gerektiği konusunda eğitiliyorlar. Standartlar bunlar ve bu kıışağın insanlarına "Bak, bir hamburger aslında böyle olmamalı, işte sana ev yapımı bir hamburger" demeye çalışırsanız, büyük ihtimalle burunlannı navaya dikip "Bunun tadı hiç de..." diyeceklerdir. Aslında, bana öyle geliyor kı, tarihsel olarak McDonaldlaştırma sürecini eleştiren yalnızca iki grup var. Süreçten önce doğan ve farklı bir yaşam bicimini bilen, sonra da McDonaldlaştırmanın gelişmesi karşısında şaşkına dönen insanlar; ya da McDonaldlaştırmanın dışındaki kültürlerden gelen, bu akını görüp tepki gösterebilen insanlar var. Ama McDonaldlaştırmadan önce doğmuş olan bu kuşak ölünce ve bütün bu öteki kültürler McDonaldlaştırılınca, peki, McDonald's sisteminin yetiştirmiş olduğu ya da McDonald's okullarına giden ve her şeyi BlRBÎRl ARDINA MCDONALD'S SISTEMÎNE GÖRE yapan çocuklardan yükselecek muhalefet nereden çıkabilir? Açıktır ki McDonald's ve benzeri şirketler çocukları bu sistem içınde toplumsallaştırmak için milyarlarca dolar harcıyorlar ki bu çocuklann standardı haline gelsin. McDonald's sisteminin temel öncüllerinden birı de nicelik, düşük fiyat (ya da düşükmüş gibi görünen fiyat) ve büyüklüğe vurgu yapmaktır ve niceliğc vurgu yaptığınız zaman kaçınılmaz olarak nitelikten taviz verir, böylece en iyi olasılıkla sıradan bir yiyecek sunulur. Ama Dave ıle I ielen 'ıtı bu surecı elesttrebtleceklennt neden dusünuyorsunuz^ Biliyorsunuz, Ingiltere'nin ABD kadar McDonaldlaştırıldığını sanmıyorum. Avrupa'da bir dereceye kadar McDonaldlaştırma var, ama bu sürecin ABD'deki işjeyisi gibi değil. Dolayısıyla başka kültürlerde bu kültürün niteliğinden ve bu kültürün büyük oranda McDonaldlaştırılmamış özelliklerinden dolayı bu sürece karşı duyarlılık gösterecelc örnekler oiacaktır. Bu sisteme karşı duyarlı olan, sorgulayan Amerikalıların sayısının giderek daha da azaldığını düşünüyorum. Yemek yemeye gideceklerse bir fastfood restoranına gitmekten başka bir şey bilmiyorlar yani. Fransız mutfağından söz ettiniz; sanıyorum ki McDonaldlaştırmanın gelecekteki eğilimlerinden biri de üst düzey restoranların, "haute cuisine"nin McDonaldlaştırılması. Şimdiden ABD'de orta büyüklükte restoranlar ve restoran zincirleri var. Red Lobster ya da buna benzer bir zincir hayli seçkin yiyecekler satlyor, ama bazı şık restoranlann zincir restoranlar yolunda ilerlemeye çalıştığı ' CUMHURİYET KİTAP SAYI 598 MclyüHülüftün örgütlenmesi • McDonald\ \ı\tennnın kapttalızmı tems ıl ettiğıni söylcyecek kadar tlertye gıdıyor musunuz? McDonald's sisteminin temsil ettiği kapitalizm komik; çünkü kaldı ki kapitalizm Amerikan kapitalizmi kuşaklardır dev dumanlar üreten sanayinin, çelik ve otomobillerin simgesiydi. Ama Amerika'yı dünyada temsil eden otomobil sanayii değil, McDonald's, Disney ve CocaCola'dır. McDonald's restoranlarının özellikle başka ülkelere girmesı sızce yalnızca bır iirün satın almaktan çok Batı Rüyası 'na gırnıek gibi mi? Yalnızca bir ürün almakla kalmıyorsunuz; ürünü alarak bir sistemin içine giriyorsunuz. 1940'larda Fransa'da "Coca Sömürgeciliği", denen büyük bir kargaşa yaşandı. Fransızlar CocaCola'nın Fransa'ya girmesinden çok tedirgin oldular. Bunun Fransız şarap sanayiini, Fransız yaşam bicimini tendit ettiğini düşündüler. Ama bu yalnızca bir Amerikan ürününün ülkeye akınıydı, burada ise Amerikan yaşam tarzının akını var, yani yemek yemeyi önemsizleştirmek, yemefii hızla tüketilen bir şey haline getirmek, işini hemen bitirip kalkmak. Ama son kez Paris'e gittiğimde Parislilerin bu tür fastfood olgusuna kucak Amerikan hayat taranın slmgelerl: Disneyland, CocaCola ve McDonald's açmış görünmeleri bana çarpıcı geldi. Croissantları fastfood haline dönüştürmüşler, Fransız yaşam biçiminin bu örneği fast food'a indirgenmiş. Fransız ekmegi kendi özel ekmeklerini üreten yerel fırına oranla çok daha fazla fastfood'ıın tehdidi altında, yani Fransızlar viyecek alanında buna boyun eğerse bu sürecin genişlemcsinin dışında kalacak çok az şey olur gibi geliyor bana. Burada asıl önemli olan Big Mac almak deftil; sistemi almak, tiim paketi ve Amerika'nın bir parçası olmayı almak, kilit nokta bu. VnıversUe McDonaldlastırılabtlırse, sağlık alanı McDonaldlastırılabılırse, Fransız yemeğı McDonaldlaştırılabilirse McDonaldlastırılamayan ne olabiltr? Bu sürecin bir gün tersine çevrileceğini düsünuyor mıısunuz? Kafes imgesi bu sistemden kaçınılamayacagını düşündürüyor. Açıktır kı tüm eöüimler McDonald's sisteminin daha da yaygınlaşması ya da McDonaldlaştırma sürecinin daha da yaygınlaşması yönünde. Elbette ki öteki kültürlere yayılabilmesi için çok olanak var ve bu sistemden tamamen ya da görece olarak etkilenmemiş birçok kültür bulunuyor. Ama her zaman karşı tepkiler de var; her zaman buluşları ve yaratımları temsil eden insanlardan gelen her tür şey de var. Demek istiyorum ki, McDonaldlaştırılmış sistemlerden buluşlar ve yaratılar elde edemezsin. Bu buluş ve yaratılar McDonaldlaştırma dışı şeyler insanlardan çıkıyor. Ama beni en çok kötümserleştiren şey, iyi bir şey, başanlı olmayan bir şey ortaya çıkınca, bir girişimci ya da organizasyonun ortaya çıkarak bunu akııcılaştırması, büyük oranda McDonaldlaştırması, önemsizleştirmesi, bir sisteme (bir na. kit akışı sistemine) yedirmesi ve para üretmeleri. Bu sürece karşı bağışıldık kazanmıs görünen hiçbir şey, bağışıklık lcazanmış görünen yaşamın hiçbir alanı yok. Bu sürecin dışında kalabilecek bir şeyler akla getirmek çok zor. İnsan doğastntn temel bır çağrıstna bitap ediyor mu demek ıstıyorsunuz y Eee, sosyologlar insan douasına inanmaz. Bir sosyoloğa hiçbir zaman insan doğasından söz etmeyin, çünkü insan doğası gerçekten önemli olsaydı sosyologlar işsiz kalırdı. insanlann bir düzeyde ihtiyaç duyduğu çeşitli şeyler olduğu Yaratıcılığı öldüren kafesler KaUteden vazgeçme