Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
UATCAPAN Manolis Anagnostakis/ Şiirler/ Çeviren: Cevat Çapan Bunlar O Bildiğimiz Sokaklar Değil Bunlar o bildiğimiz sokaklar değil. Yabancılaşmış bir kalabalık dolanarak ilerliyor caddelerde. Mahallelerin adları değişmiş, barınaklar yapmışlar. üyun sahalarına, kentin alanlarına 1 Senin dönüşünü bekleyen kimr Yeni kıışaklar Yabancılan taşlıyorlar burada, kurban ediyorlar tanrılarına. Sen bir yabancısın bu yabancılar topluluğunda Ve kürsüden aforoz ediliyor yabancılar, Başka dillerden küfürler yağıyor üstlerine. O karanlık ara sokaklara ıcaç, Ne bir yabani hayyanın sesinin Ne de davulların söz konusu olmadığı Bu karanlık dehlizlere; Seni orada bulamazlar. Çünkü seni aforoz ederlerse eğer, Birileri ister istemez adını , alacaktır ağzına, • .. O zaman vabancılasacaktır düşüncelerin, Seni yücelten övgüler fısıldayacaklar kulaklarına. Yenilmiş olacaksm bu kolay başanlarla. Hazır of, sıynl sözcüklerinin görkeminden. \ liçbir yaran yok dış görünüşünün Sessizliğin o yüce boyutuna karşı, bu yüzden Hazırlan hatın sayılır bir ücret ödemeye. Bunlar 0 Bildmimiz Sokaklar Değil Yaşayan en önemli Yunan şairlerinden biri olan Manolis Anagnostakis 1925'te Selanik'te doğmuş. Oradaki üniversitede tıp öğrenimi gördükten sonra 195556 yıllarında Viyana Üniversitesi'nde röntgen uzmanlığını tamamlamış. 1978'e kadar Selanik'te röntgen uzmanı olarak çalışan şair bu tarihten sonra Atina'ya taşınmış. Halen Atina'nın Pefki semtinde oturmaktadır. Selanik Üniversitesi öğrenci ayaklanmalarına katılan Anagnostakis siyasal ğörüşleri ve etkinlikleri yüzünden tutuklanarak askeri bir mahkeme tarafından idama mahkum edildiyse de infaz gerçekleşmemiş, ancak 19481951 yıllan arasını hapiste gecirmiştir.1942 yılında şiirleri vayımlanmaya başlanan Anagnostakis'in ilk şiir kitaoı Mevsimler 1945'te yayımlanmış, bunu daha sonra on ıki şiir kitabı ve önde gelen Yunan edebiyat dergilerinde yayımlanan çeşitli eleştiri ve denemeleri izlemiştir.l985'te Yunanistan'ın Ulusal Şiir Ödülü'nü alan Anagnostakis'in şiirleri birçok yabancı dile çevrilmiş, kendisi de Ispanyolcadan Yunancaya şiir çevirileri yapmıştır. Adını Demir Kapıya Yazdılar Adını demir kapıya yazdılar Küçük bir kâğıt parçası üstüne. (Yeni bir gün oaşlıyordu. Acaba ne olacaktı bu yeniden başlayan gün y) Adını küçük bir kâğıt parçasına yazdılar Güneşin kıskaçları gülüyordu sabahın dinsel yürüyiişüne. (Artık her jey yok olup gitmi$ti. Ama kaybolan neydt, kazamlan ne?) '.' . Adını demir kapıya yazdılar Küçük bir fotoğraf kalmıştı, çamurda, elinde tuttuğu. Giysilerini silah arkadaşları paylaştılar. "Işte bitti," demedi. Yalnızca adını söyledi. (Ama son nedır, dönüsün anlamt ne?) Onlar kahraman değildiler. Ama ölümleri Yasal bir sonucuydu o boş ve anlamsız günlerin. Başkalarının bunu kabulü ve umursamazlığı' Değerli bir anının son yazılış, unutulmuş Geçici bir düzenlenişi gibiydi. Bir anın uzaklığının yüceltmeyi bildiği Nesnelerin o sert soyluluğu vardı hâlâ onlarda. Beklemediğim Bir Anda Geldin • "; Çünkü onlar kemikler, aşklar ya da dış kapısı önüne asılı Dünyayı ikiye bölen ve titremeyle acılan gizleyen Bir gecekondunun battaniyesi olabilir Ve dışardan gcçenler inananların inatçılığıvla hasta Dİr çocuğun ya da kışın şarkısını söyleyebilirler. Ah bir mevsim daha nasıl yaşayabilirdin? Oysa Duraksamaz zaman, darmadağın eder düşünceyi, Tutarlı tasarıları, ivedi kararlan, ikircikli nedenleri, tatlı gülümseyişleri . , . Beklemediğim bir anda geldin. Gülme bana, Önünde eöildiğim esikler değil bunlar Kemirgenlerin titrediği bu mahzenlerde Ne çamur kokusundan, ne de düşlerimizdeki Ölüîerin okşayışlarından eser var. Çünkü ölümden, çürümeden, sözcüklerden Ve eylemlerden öte bir şeyler kaldıkaldıysa eğerYaktıklarımın külleri arasında yok olup gitmeyen, I ler geceki ölümlerin anısı gibi, . .. Acı ve anlaşılmaz ölümlerin ' '• Sessiz ve sözsiiz şiirler yazan. Onlan Orada Bulacaksın îşte onlan bulacağın yer. ' '' y Bir anahtar Alacağın, yalnız Senin alacağın bir anahtar Kilide sokup ' • . ' • Odaya gireceksin Pencereleri aydınlığa açacaksın Gözleri kamaşan fareler saklanacak Aynalar parlayacak Arnpuller ııyanacak rüzgârdan . '. Îşte onlan orada bulacaksın, Bavullar, hurda demirler arasında bir yerde, Kesik tırnaklar, kırık dişler, Yastığa batınlmış iğneler, çarpık çerçeveler, Yarı yanık odunlar, tekne dümenleri arasında. Bir süre aydınlıkta kalacak, Şonra pencereleri kapatıp Özenle perdeleri indireceksin. Karanlıktan güç bulan fareler seni yalayacak, Aynalar kararacak ve ampuller Yeniden hareketsiz kalacak. . ' Anahtarı alıp Kendin emin ve hiç pişmanlık duymadan Lağıma, o koyu suların Derinliğine atacaksın. Îşte o zaman anlayacaksın. , Beklemediğim bir anda geldin. lnen gece gibi Acımasız ölümlerin anısını, yaşlılığın Isteksizliğin, doğumun korkusunu yakarak Karanlık izbelerde, tensel zevkin çengelinde, Bağımsız birliklerin yayıldığı boş ovaların ötesinde. Beklemediğim bir anda geldin. Ah nasıl da yaşayacalctınSen ve ben öyle bir mevsimde, Çürüyen yük herkesin öldüğü Sarhoş bir geminin anıbannda; Akarak aşağılara gövdelcrimizde binlcrcc dclik, Işıkla alav eden bulutlu gözlerimizle Hayatın kabuğunda ağızlar çarpık, Yakarak belleği Ölü, Dönüşü olmayan bir ölümün mevsiminde. Beklemediğim bir anda geldin. Ne bir işaret, Ne Dİr sözcük, boyundaki noktaya sıkılmış bir kurşun gibi, Ne de bir insan sesi, çünkü Ses diye bir şey doğmamıştı daha, . Deli ırmak daha doğmamıştı Parmak uçlarından akıp sessizlikte kaybolan e ırmak. Hayatın bclleğinc zaman ba^layacaksın Duraksayıp yakınmadan söylevler çekilmeye, Zamanla seslerin yıprattığı Anıtlann önünde ağıtlar yakmaya? Bir yandan hapsederken küçük sevinçleri Ölü dizelerinin üzerinde yürümeden, SAYFA 18 (Çünkü bir konuşma biçimi değil, Yuzümüzü dayıyacağımız en sağlam duvardır şiir.) Şimdi O Basit Bir Seyirci .• • Şimdi o basit bir seyirci, Önemsiz adamın biri kalabahkta. Artık ne kimseyi alkıslıyor, ne de alkışlanıyor. Sokaklarda başıboş dolaşan bir yabancı. Yeni borazancılar uzaklardan geliyor, Geleceğin seçkın sınıflarından. Onların bağrışmaları yerle bir ediyor yıkık surları. Çamuru eritip saydam derelere dönüştürüyorlar. Içleri temiz olanlar, ikiyüzlü olmayanlar geliyor, Aldırışsızlar, eyleme katılmayanlar, bakireler, Hinoğluhin şölen davetlileri, bu masumlar Ve zamanımızın defterini tutanlar O büyük ateş geliyor Neşeyle fışluran sular arasında. En son yasaklamalar geliyor. Ama o şimdi basit bir seyirci, Adsız, önemsiz bir adam kalabalıkta, Kolları kavuşturulup yatırılmış bir ölü Artık ne kimseyi alkıslıyor, ne de alkışlanıyor. " " (Insan "ne zaman"\n ve "nasıl"\n yanıtlannı bilmeli). CUMHURİYET KİTAP SAYI 598