05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

AT CAPAN bu eski tiyatronun perdelerini yakarak. Işte parmaklıklardan atladılar bile. Yaralı atlar var anıların nemli salonlarından dörtnala geçen. artık haykınşlar çalınıyor kulaklara ve şu ağlaşan çocuklar el ele tutuşmuş iniyorlar zamanın merdiveninden aşağı, kapkara dalgalı bir denize. Ocaklar parıldayarak yanıyor düşmüş aylar gibi. Artık kapıya dayanıyorlar, ve ne isteaiklerini bilmiyorum. (La mala companta, 1989) ' Bir fıptına gibi, öniine katmış savurmakta / bellekten geçen düşten gemilepi' Felipe Benitez Reyes/ Şiirler/ Çeviren: Ayşe NihalAkbulut Yazın Gölgeleri O yaz, kırılgan ve ağırbaşlı, yaşamın ta kendisiydi. O yaz yaşamdı ve şimdi artık Bir fırtına gibi, önüne katmıs savurmakta bellekten geçen düşten gemileri. Bir solmuş çiçekleri atıyor •... • . • ;* , konuk odasından ve yorgun bir ışık serilmiş yere, yansıyor sere serpe, kötü yaralanmış bir tann ile, ve gelip geçiyor arabalar, içinde mendil sallayan çoculdarla. Gece taşıyıp getiriyor buz gibi haşin bir yeli, bu yel geçmişten esmekte ve sekide savruluyor kuru yapraklar ve güller ve gazeteler, bakarken ben denizin kasvetle ilerleyisine kumun üzerinden, önüne katıp sürüyerek eskı KÜtükleri, içi yosun bağlamış demirleri ve kırık bir oyuncağı. Şimdi dolaşıp duruyorum kentleri aslında tek bir kent hepsi ve hep karanlık. bavullan yüklenmişim, beş parasız, • adsız bir oteli arıyorum beni birinin beklediği oteli bilmek istemediğim bir şeyi açıklamak için, bir anahtar vermek için... Bu gece işitiyorum bedeninin havuza düşüşünü, ve şen kahkahalarını dostların, meşaleler yakarken. Ve ben birden bir sokakta buluyorum kendimi, seni beklerken kaçak buluştuğumuz kata tırmanmak için, ekşi tütün kokulu. Güz denizi ölüyor Ve heykelleri birbirlerine gösteren çocuklar var Ve dalgalar fenerleri sürüklüyor, kırık kılıçları. Tanımadığım biri ağlayarak peşimden geliyor. Ama biliyorum o yaz yaşamdı. Bir top yuvarlanıyor ayaklarımın dibine. yazı yazdığım masaya. Birkaç çocuk, boş bakışlarla, benimle konuşuyor ve öte dünyalardan bir yankı taşıyor sesleri, çınhyor bahçede, durmak bilmez bir plak gibi, her gece yeniden, belleğimde. Yeniden hiç gitmediğim o karanlık kentteyim. bir yer arıyorum bulanık belleğimin dayattığı ve bir kâğıt tutuyorum elimde, boş salonlarda çalan telefonların numaralan var üstünde, Oturmuşum Iskeledeki kahvede soluklanmaya Ve biri, bilmem hangi kızın canına Kıydığını anlatıyor bağıra cağıra, Dün gece bulmuslar, bilekleri kesik Ve ana babasına bıraktığı mektup... Gün batarken arabalar geçiyordu, Ben de oyuncaklan toparhyordum bir yandan Ve deniz gitgide soğumaktaydı, Yemyeşil ve naşin. Ayak sesleri işitiyorum Ve evde kimsecikler yok. ta. Belleğim bir koşu tutturuyor, yalınayak, dolambaçSAYFA 1» 1960 Cddiz doğumlu tspanyol ozan. Bugüne dejtin yayımlanan 5 siir kitabında beltrgınlesen aytrt edıct özellikleri şunlar: Açtk seçik bir anlatım, duyumsal bir dil, aîayct bır söyleyiş, deneyimlerin siirsellestirilmesınden uzak duran bir tutum, gtderek, en aşağı düzeylerin, 'kara roman'tn dünyastm anlatan bir tutum, romantik şiirin çapraz kösesi. Ozan, çoSu kez kurmacayı oynuyor, şttrde siırsizliği kuruyor, ancak bir yandan da sevgtyı anlatmayı ve bunu büyük bir duygusalltkla yapmayı basartyor. Dünyaya bilgece ve stoacı bır bakısla bakan ozan, bunu siirine yansıtıyor. Ekinsel göndermelerden uzak duran bir tutumla kent görünümleri içinde birtaktm ızleklen nesnellestiriyor. Şiirindeki parlaklık, yansıttığı karabasanlart ve karaduyguyu bastıramtyor. Öğüt Acı çekecek olursan bir gün ki çekeceksinSeni seven ve bırakan birinden, ne kin biriktir içinde ne de bağışla; kindarlık çarpıtır anısını çünkü onun ve sevince bağışlama lafta kalır yalnızca, yükselemez duyguların katına asla. Kendi başına katlan acına, çünkü en büyük düşmanlığı bile hak ettiğin doğrulanır ele verecek olsan vicdanını, çıkmayacak olsan sevgiden yana, sana masum görkemini, el değmemiş dünyalarını sunan sevgiden yana. îşte acı çektiğinde bu yüzden ki çekeceksinseni seven birinden, hep kendini suçlu çıkarmaya çalış seni unutmasından; korkaklığındandır senin, nankörlüğünden. Ve öğlen artık yaşamın bir bedeli var durmadan ödeyemeyeceğin bir bedel. Ve öğren bozguna uğramanın soyluluğunu teşekkür ederek seni sevenin armağanına gelip geçici güzelliğine. (Los vanos mundos, 1985) sonra uzaklaştığını görmüş ve kahretmiştim yaşama. Bir de, kafamua canlanıyor durmadan, yürüyüşün ara sıra yanıbaşımda, ne diyeceğimizi bilemeden birbirimıze. Ve evet, birden bir bann köşesinde ya da çalarken kapınıı, katlan kanştırmışsın ürkekçe görünüverirsin her seferinde bambaşka, benim belleğimin uörağı olamayacak kendi dünyanın yollannda. (Los vanos mundos, 1985) Şiirin Sefaleri Bir eğretilemenin usuldan düşü^ü düijünceye ya da birkaç dize yazdıktan sonra oazen ardında kafan o titrcyiş bir yasam belirtisi midir? Bilirim, değil. Yine de gözden kaçırmıyorum, belki bir varlığin düzgüsü değildir ama bu sözcukler, onlar söyleyecek yeni baştan bir dünya kurmayı bildiğini uyumla bunlan birer birer dizen kişinin. Peki yeterli mi bu? Yıllar geçip gitmekte ve ben bilirim, değil. Bu kavganın yüce bir yanı var ve bir bakıma sanki belli belirsiz emin gibiyim varlığından gizini taşıyan bir dizcnin, önemsiz ve tiksinç gizini gülün: Güzelliktir ölümün yüzü. Bu dizeyi bulacak olsan yeter mi? Belki değil. Gerçekliği yeter mi bir dünya kurmaya, geceye yeni bir renk vermeye ve aya ateşten bir ayla. ve Galateia nın gönlüyle gözlerini, ve çöllere karlarla dolu bir deniz? Bilirim, değil. (Los vanos mundos, 1985 Tanımadığıtn Kadın O trende, Lizbon yolunda. Bitişik koltukta, seninle konuşmadan sonradan pişmandım. Malaga'da, ışıklı bir mağarada günsökümü renginde, ifumiz de baca gibi tüterken, ve sen beni görmedin, yine, Malasaiîa'daki o barda, ak giysiler içinde, tanrıçasıydın bilmenı hangi kötülüğün, hangi iyiliğin. Sevilla'da, gökçe gözlerine tutulmuşum ve uzun kara saçlanna, dayanmıştın korkuluğa o uğursuz köşede, dikmiştin gözlerini kadehin dibine kafan dumanlı Granada'ua gözlerin kurşuniydi ve benden ateşimi istemiştin, ve bir daha görmedim seni, ve arayıp durmuştum. Ya da bir sinemanın girişinde, kimbilir nerede, gülüşen kalabalığın ortasında. Ve bir seferinde Madrid'de, gecenin biryansında, her ikimiz de beklerken bir taksi geçse dıye. ve üstelik açmazdan ağzımı, ne bir tek söz görgüden söylenmiş, ne masum bir yorum... Kordoba'da, otel yolunda, bana sormuştun, ne idüğü belirsiz bir dille, bilmem neresini, DUMHURİYET KİTAP SAYI S78 Ev Kapılan kapattım ve köpelderi çözdüm Birinin kdıcı duvara çarpıyor çıkışı ararken, ama gecenin içinden kara bir ordu geliyor, işitiliyor ayak sesleri üst odadan artık, ve havlıyor şu köpekler, ve en canlı gözlerle bakıyor şu tablolar çünkü hükümler giydiriyorlar evden kaçıp kurtulmak isteyenlere, lanetleyerek geçmişi, bir dünyayı anlatan mektupları ateşe vererek,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle