05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yazınımi2 Dilimiz'de yazann titizlikle çalışıp savaşım verdiğini; dilın önemini ve korunmasının gerekliliğini bulacaksınız. Yazar, söz konusu gerekliliğin yılmadan üzerine gidiyor. Dilimizi kirletmek, yozlaştırmak isteyenlere, dilimizin doğru sözcüklerine çelme takmak isteyenlere de: Yazınımız Dilimiz adlı bu yapıtıyla bir kez daha yanıt veriyor. ULVİYE ALPAY er ulus, kendi dilini değerli bilir; bu, doğal bir olaydır. Yeryüzünde bir tek ulus vardır ki kendi dilini değil, başka bir ulusun dilini kutsal sayar. Işte, biz bu korkunç çelişkiye, bu korkunç gülünçlüğe "Arap öğreticilerimiz"in yetiştirdıği örümcek kafalanmız yüzünden düştük. Ulus olarak kendimizi kurtarmamız gerekir. Buna yazınımızın ve dilimizin gücü vardır. Yeter ki, bilinçli olalım. Dil emekçisi Ahmet Miskioğlu'nun Yazınımız Dilimiz adlı yapıtı beni çok etkiledi. Yapıtın içerdiğikonulan yazann bunu coskuyla sunuşu, okuyucuyu düşündürürken, savunulan dilin önemi de uslanmıza yeniden bir kez daha yerleşiyor. Yazarın bıkmadan yineleyerek savunduğu 'dil duyarlıhğı üzerine'. Kitabın ABC'si bütünüyle dil. Yazınımız Dilimiz'de yazarın titizlikle çalışıp savaşım verdiğini; dilin önemini ve korunmasının gerekliliğini bulacaksinız. Yazar, söz konusu gerekliliğin yılmadan üzerine gidiyor. Dilimizi kirletmek, yozlaştırmak isteyenlere, dilimizin doğru sözcüklerine çelme takmak isteyenlere de: Yazınımız Dilimiz adlı bu yapıtıyla bir kez daha yanıt veriyor. Miskıoğlu Atatürk ilke ve devrimlerinin coşkulu savunucusu. Direnç ve dayançla ilerliyor yolunda. An Türk:eye bel bağlamış kişilerin yolundaki di:enleri usançsızca ayıklayın su damlası gibi aydınlık, parlak sözcükleri öğretiyor. Aydınlık gülümsemesinin içinde 'şu sözcüğün yerine biz bu sözcüğü kullanalım', der her zaman dingince. Çünkü o bir öğ Ahmet Miskioğlu diledebiyat ilişkisini anlatıyor Yazınımız Dilimiz landırmış olmalanndan yürekğünün Türkçe karşılıklarını sıten incinmişliğini de dile getirirabyor. yor yapıtında. Ancak yaratdan "Koruma birliği, koruma er\tumtmtt, DlllınU devrimlerin coşkusunda yetişen leri, korunma örgütü, ülkeye bugünün yazarlannın, eski yüzdeğgin, ülkc durumu, yerel sayıllarda görülmeyen bilinç düvunma, bölgesel savunma... güzeyine erişmiş oluşundan duyzel sözlerimiz varken nereden duğu sevinç de var. Dil emekçiçıkardınız bu sevimsiz "teritorsi Ahmet Miskioğlu Türkçenin yal"i, dilimizin bile dönmediği aydınlık geleceğine yürekten sözcüğü? inanıyor. Conventionnel sözcüğü de Türkçenin gelişme damarlannı kesmeyönetimi ellerine geçirenlcrin ağzından yelim: düşmeyen bir sözcük demiş. Bu sözcüğü bilen anlayan yok. Öyleyse ne için elli beş Arap dilinin kaynak kitabı, yedinci yüzmilyonun karşısına geçip gün on iki saat yıl ürünü olan Kuran'dır. durmadan bu sözcüğü yineliyorsunuz? Fars dilinin kaynak kitabı on birinci diye soruyor üzünç içinde. Televizyonda yüzyıl ürünü olan Şehname'dir. ve radyoda yerli yersiz söylenen harika Pek iyi, Türk dilinin kaynak kitabı hansözcüğüne değinmeden de edememiş ya' lcitaptır? diye soruyor dil emekçisi Miszar. Yerliyersiz öne sürülen 'harika' sözoğlu. Kuran mıdır, Şehname midir dicüğü ise Türkçe değil. Osmanlıca, Arapye yineliyor sorusunu. Yürek burukluğu çabir sözcüktür. Oysa 'harika' sözcüğüiçinde, isterseniz ikisini birden Türkçenin nün ne güzel Türkçe karşılıklan var. unkaynak kitabı olarak seçin diyerek kafa turendim, bavıldım, ne iyi şey diyebilirler. tuyor dili baltalayanlara, yıkıp yok etmek Işte hayinlık burada, işte çelişkı burada, isteyenlere. Sonra da bilınen bir gerçeği Türk düinin filizlenip gelişmesini engelyineliyor; bu uğurda canını ortaya koyan lemeyi yürütebilmek için, Türkçenin gürdil emekçisi Miskioğlu. büz canldığını söndürmek için her şeyi TiirkçeUlncl yaparlar, diyor. (S.24) Bilinen bir gerçeği yineleyelim şimdi: Konfüçyüs'ün dediği gibi; batışa doğTürk yazarlan ilk kez, Cumhuriyet döneru gidiş görüntüleridir Türk dilinin gelişminde sağlam bir dil bilincine, Türkçe bimesine çelme takmalar. lincine erişmişlerdir. Bu bilinçlenmede Dil emekçisi Miskioğlu, değerli yazar bugün acımasızca kapatılmış bulunan dilbilimci Prof. Dr. Tahsin Yücel'in dil Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurukonusundaki güzel düşüncesine de eğilmu'nun 50 yıllık olumlu emeği vardır. Bu mis: "... başka dillerin biçimlerine, başka kurumu kapatmak, Türkçenin gelişme dillerin sözcüklerine bel bağlamaksa ne damarlannı kesmek eylemidir. (S.17) ulusçulukla açıklanabüir, ne halkçılıkla; Işte değerli dil emekçisi, bu yoldaki çaya kesin bir bilinçsizlik ürünüdür ya da lışmalannın olumlu izlenimleri içinde Osmanlı döneminden kalmabirokumuş erincle ilerliyor. Başta da sözünü ettiğim ayncalığı özlemi. Buna karsılık, AtaTürk Dili Dergisi Atatürk'ün kurduğu türk'ünDaşlattığı dil devrimi ulus ve anaTDK'nin devamıdır. Hiçbir olumsuzluğa, dil bilincini her geçen gün biraz daha kirlenmeye ödün vermeden açtığı bayrak güçlendirmiştir, her geçen gün biraz daaltında ilerlemektedir. ha güçlendirmektedir. (S.25) Yazar, yapıtın tadı ilkin dilin güzelliğiyle, doğru seçilmiş, yerinde kullanılmış DNUrHlğl sözcüklerin doğru dizilimi gözümüzü okNiçin bu savasım, bu guzel insanlann şarken usumuza, yüreğimize de akar dubunca çalışıp diuinerek güzel Türkçeminır; yapıt dunı akışı içinde bir su yatağı zi ayakta dimdik tutma çabası niçin? Bııgibi olmalıdır der. Işte Yazınımız Dilimiz'i nu niçin düşünmek istemiyoruz, bunun okurken yazann bu sözleri de kıpırdandı aynmına varmak istemiyoruz. Sanınm durdu usumda. herkesin sağduyuyla düsünüp ulusumu"Yönetimi ellerinde tutanlar, hayinlık zun çiçek gibi dilini birtakım dil düşmaniçinde bulunabilirler." Böyle demiş Atalarına ezdirmemek ya da dikenlerle çevirtürk. Bizim her zaman uyanık bulunmamelerine artık dur demek gerekmiyor mız için; gerekirse tepki göstermemiz, mu? Bu güzel insanlar bu yola boş yere uyuşukluktan, gevşeklıkten kurtulup dimi baş koymuşlar? Ulusun kimliğini berençli olmamız için... (S.18) lirleyen de dil değil midir? İki derede bir arada kalıp can çekişmek istemiyorsak Yazar bu yolda verdiği savaşımda yaeğer topluma yaşam veren 'dilimizi', özbancı dil sözcüklerin de ulusal dilimizin suyumuzu can pahasına koruyup dil kiriçine sokulmasına şiddetle karşı çıkarak liliğine karşı çıkmalıyız. Bu toplumca bisoruyor: rincil görevimiz olmalıdır. Teritoryal ne demektir. Ulusal savunInsanlık; binlerce yıldan beri konuştumamızla ilgili bir konuda, niçin diye bir ğu dili savunmaktadır, yüceltmektedir, kez daha soruyor dil emekçisi. Ulusal bikorumaktadır. I ler ülkede devlet de bu lincimizi zayıflatmak için mi diye yılmaçabaya destek olur. Ta ÎO dördüncü yüzdan yineliyor... Sonra da Teritoryal sözcü H E yılda yaşamış Sokrates'ten beri bu böyledir" aiyor yazar. Yazınımız Dilimiz Ahmet Miskioğlu'nun bir boşalması sanki. Okura coşkuyla seslenmis. Içini dökmüş. TDK'nin kapatılmasıyla başlayan yüreğindeki sızıyı, Türk Dili Dergisi ile bastırsa da dilimize sokulan yabancı sözcüklerin çoğalması, o sözcüklerin kimi kişilerce ya da kururnlarca benimsenmesi yine kanatıyor yüreğini. Bu güzel insan bir dil savaşımcısı. Atatürk ilkelerini, devrimlerini yüreğine öyle sokmuş ki, dayanamıyor yabancı sözcüklerin dilimize sokulmasına. Doğrusu, verilmekte olan bu savaşımın güçlüğünü, coşkusunu bizler de duyumsamalıyız. Kesinlikle izin vermemeliyiz yabancı sözcüklerin dilimize sokulmasına. Yazık ki, anadilini zor kullanan bile on metrekarelik dükkânına yabancı sözcükten ad takıyor. O adı doğru söyleyip söyleyememek de hiç önemli değil. Yeter ki gösterişi olsun... kuskusuz o kişilerce. Bu özenti niye? diye sorası geliyor insanın. Yazar sanat adına yapılmış bir dil yanhşından da söz etmiş kitabında. Diyor ki: Ozanlar Kurultayı'na, Şiir Kurultayı'na Türkçe olmayan bir ad koyarak 'poessium' demiştir. Bu sözcüğü dergilerde, gazetelerde, radyoda, televizyonda günlerce yineleyerek yaymaya çalışmıştır. Dilimize on yıllarca sürecek acı bir yara açmıştır, diyerek üzüntüsünü dile getiriyor Istanbul'un SHP'li Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na. (S.28) Ahmet Miskioğlu'nun kirletilen dil kaygılarının, üzüncünün yanı sıra Yazarlar Sendikası'nın önemli bir karannı açıklarkeıı duyumsadığı sevincini, coşkusunu paylasıyorum. Yurdun dönbiryanında çığ gibi büyüyen 'Kültür Merkezleri' etkinlikleri. Adlanm coskuyla sıralamış yazar. Miskioğlu, Yazınımız Dilimiz yapıtında Aziz Nesin'le olan anıstndan da söz etmiş: Sık sık tutuklanıp yargılanıyorlardı. Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Rırat Ilgaz, bir de çizgi ustası Mim Uykusuz... O yıllar, tek partili yıllardan çok partili yıllara geçiş yıllan... Markopaşa naftalık gazetesini çıkarıyorlar... Markopaşa kapatılıyor. Malumpaşa'yı çıkanyorlar. Malumpaşa kapatılıyor, Mernumpaşa'yı çıkarıyorlar; o da kapatılınca, Bizim Markopaşa, Hür Markopaşa geliyor arkadan... Hırsla, coşku ile Kelle KOItukta' yazıp çizip duruyorlar. Karakola çağrîldıklan bir gün, kaba güç uygulaması yapılmış onlara. Sonra salıvermisler gene. Ancak salıverirken: "Sakın, demişler, size bu yaptıklarımızı yazmayınız! Yazarsanız, sizi gene buraya getirir pataklarız, haberiniz olsun!" Aziz Nesin alıyor kalemi eline... Yazdığı işte şu: "Biz dil şakasını seviyoruz; adamlar el şakasından korkunç tacl alıyorlar. Bir türlü anlaşamıyoruz onlarla." *** Türk Dil Kurumu'nun Kapatdması Cinayet Filmlerine Benziyor: Polisçe aranan bir suçlu adam; suçsuzsessiz bir kişinin yoluna çıkıyor, onu öldürüyor. Sonra öldürdüğü adamın nüfus cüzdanını alıp kendi cebine koyuyor; kendi nüfus cüzdanım da yırtıp yok ediyor. Bunun ardından öldürdüğü suçsuzsessiz adamın mal varlığına, kalıtına el koyuyor. Paralannı bol bol mirasyedi gibi kullanıyor. Durumu bilenler, "Hayır, sen o değilsin, sen öldürdüğun adamın yerine geçmişsin!" diyemiyorlar, korkuyorlar. Işte Türk Dil Kımımu'nun başına gelen böyle bir olaydır. (S.58) Ahmet Miskioğlu kendisini ülkemizin dilbiüm çalışmalanna adamış, bu yola baş koymuşbiraydın. MyıldırTürkDiliDergisi'nin yönetimini bir başına üstleniyor. Dilbilimin, dil devrimin savunucusu. ü cumhuriyetin kurulmasından hemen sonKİTAP S A YI 578 Kültur Markeztorr eadnHUepi t ii retici. On dört yıldır tek başına çıkardığı Türk Dili Dergisi'ni omuzlamış gidiyor. Verdiği savasım asla kücümsenmez. tnandığı yolda ödün vermeuen yürümüş ve de daha nice yıllar ödünsüz yürüyecek. 'Dili an sözcukler içinde kullanmak, geliştirmek, yaşatmak ner ulusseverin görevi olmalı. Ulus olarak dilimize önem vermezsek, dilimizi yabancı sözcüklerden arındırıp Türkçe karşılıklarını koymazsak eğer dilimizi severlikten de uzaklaşmz. Dilseverliği olmayan bir kişinin ulusseverliği hiç olmaz. lşte dilseverin bir gün benimle yaptığı söyleşide içten gelenlconuşmalanydı bu sözfer. Yazınımız Dilimiz; yazardan okurlarına bu savaşım verilmiş.verilmekte olan yoldan toplanan bir bağ kır çiçeği armağanı. Yazar: Yüzyıllar boyunca dilimiz, Türkçeyi sevmeyenlerin inatçı tutumlan yüzünden başka diller karşısında yenilgiye uğramıştır. Yazarlar da başka dilleri kullanmayıyeğlemişlerdir. "Türkün bilgisiz, zavallı gençleri güzel sanarak Farsça şiir yazmaya özeniyorlar; bir insan geniş ve iyi düşünse Türkçede böylesine genişlikler, zenginlikler durup dururken bu dılde şiir söylemenin daha yerinde, daha kolay olacağını anlar." diyor 15. Yüzyıl Çağatayozanı. (S.12) Yazar, Farabi'nin, îbni Sina'nın, Mevlana'nm; bilim ve şiir dilini etkileyen değerli bilgin ve ozanlann, yazdıklan ile Arap dilini, Fars dilini geliştirmiş onurSAYFA 10 TiirkMIDerglsl Ahmet MlskloOlu. Ulvlye Alpay İle blrllkte. C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle