29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CemalSüreya Ödülü 2001V alan Güngör Tekçe ile şiiri ve içindeki çocuk üzerine. "Seğiren" adlı 2001 Cemal Süreya Ödülü'nü kazanan Güngör Tekçe ile şiiri ve içinaeki çocuğu konuştuk. dosyasiyla 111= Hic alerfnlik cocuk olmadım' açtı ve sonra kapandı. tçtmzdekı çocuk şimdi büyüdü mü? Büyümedi, büyütemiyorum. Büyükler gibi olmak istiyorum, ama bu yaştan sonra zor. "Seğiren" adlı dosyantzla, yaytmlanmamış dosya dalında Cemal Süreya ödülünü aldımz. Btrçok şairin adtna düzenlenmiş yanşmalar varken özellıkle Cemal Süreya ödülü'ne kattlmamztn bir nedeni olmalt? Cemal Süreya benim sevdiğim, önem verdiğim bir şair. Dilin, imgenin, DoğuBatı sentezinin özgün yaratıcılarından. Ama benim açımdan bu olayın bir de öncesi var. Yıl 1991 'di sanınm, îzmir'de tek şiirlik, kadın konulu bir yansma açddı. Türide Melih Cevdet, Sabahattin Kudret Aksal, Cahıt Külebi, Ataol Behramoğlu ve Sennur Sezer vardı. O isimleri görünce bu yarışmaya katılmayı düşündüm. 1956 ue 1964 yıllan arasında Varlık dergisinde çok sık olmasa da şiirlerim ve çevirilerim yayımlanmıştı. 1965'te radyoya girdikten sonra tüm nayatım radyo programı oldu. Haftalık programlardı bunlar. O arada radyo oyunları yazmaya başladım. Şiirden uzaklaştım. 1964'ten 1991'ekadar şiirde yoktum. Ciddi bir uğraş olarak şiiri sürdüremedim. 1991 'deki o yarışmayı duyunca Kadınistan adlı şiirimle katıldım. Mansiyon aldım. O tarihten sonra şiire tekrar dönüş yaptım, ama yine periyotlar halinde oldu bu. Uzun yıllardtr şıır yazıyorsunuz ama, ilk kitabınız "Sabah mıstn" 1994 ytlında çıktt Kısacast sizt yenitamyoruz. Birtembellik söz konusu sanınm. Ashnda bu kitap da çıkmazdı. 1991 yılında "Kadınistan" şiiriyle o ödülü almam kitabın çıkmasını sağladı. Bu ödül yayınctların stzt kesfetmesini mi sağladı? Aynen öyle. "Sabah mısın" kitabından sonra da çocuklarla ilgili şiir kitaplarım çıktı. Tembellik konusuna gelince burada da o çocuksu yanım ortaya çıkıyor. Çocuklara özgü tembellik, oyuna dalma diyebiliriz. Çokyalın ve çok netyazdığınız siirler. Özellikle de çocuk sıirlenniz. Kendınızı anlam olarak da ÇOK ele vermissiniz. Bunun dtsmda bıçtm olarak bu yaltnltk bır rtsk taşıyabılır mt? İki ayn planda bakmak lazım buna. Dergilerde yazdığım şiirlerle, o çocuk şiirlerinin yazılımı arasında çok fark var. Ben çocuk şiiri yazar gibi de bakmadım. Ashnda sayıkladım yazarken. İlk gençlik ydlanm aynhklar, ölümlerle geçti. Taksim'de bir apartman dairesinde doğdum. 13 yaşlannda babam öldü, Besiktaş'ta annemin ailesinin yaşadığı birkonağa tasındık. Birkac yıl sonra da annem öldü. İki gözü kör halamla yaşadım. Babam yaşarken Saint Michel'de okuyordum. Sonra Galatasaray Lisesi'nde yatılı okumaya başladım. Kısacası nice acılardan sonra o yalınhğa ulaştım. Yazar yazdıklanyla içini açar, başka türlüsü miımkün değildir. Yazarhkta oyun olmaz. Cemal Süreya ödülü'ne dönelim. Cemal Süreya acıyı yüreğinde duymuş birinsan. Bana bu anlamda yakın... Onun siirlertnde de haylaz bir çocuk dolasıyor. Evet, dediöim gibi bu yanıyla da bana sesleniyor. Yalnız Cemal Süreya değil, Turgut Uyar, Edip Cansever, Ece Ayhan vd. de duyarhlık frekansıma hitap ediyor. Ikinci Yeni olavı Türk şiirinde son derece önemli. Türjc şiiri; Divan edebivatı olsun, Fecri Âti, Serveti Fünun, Hececiler, Yedi Meş'aleciler olsun, evinde terbiyeli, uslu oturan, görevini iyi yapan bir çocuğun şiirlerinden oluşuyordu. Buhu söylerken Tekke şiirini, Alevî şiirini dışarıda tutuyorum. Geçmişte DENİZDURUKAN ıztn ilk kttabtnız "Sabah mısıtt" dışında, "Büyüklere Kuşlu Mektuplar" ve Kuşlu Mektuplarım Döndü" ıstmlı, çocuklara yöneltk şıirU ertnızı kapsayan iki kilabımz var. Bu iki kttap benım özellıkle tlgtmi çektt. Tamamen bır çocuğun ağzından yaztlmtş gibi. Yanı çocuk ruhuyla kaleme altnmtş. Sanıyorum o ruhu hiç yitirmedim. Ama şiir olarak ortaya çıkması için, elli sekiz yaşına gelmem gerekti. Demek o zaman gonk çaldı. O şiirler benim oyuncaklarım gibidir. O çocuksuluğun hiç yitirilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bütün ön yargılardan, kültürel kalıplardan, değerlerden sıynlarak dünyayı görmekisterim. Çünkü kültür bir koşullandırma olayıdır. lnsanın değerler sistemine dahil edilmesidir. Bu yanıltıcı da olabilir. Bu bakış açısına zaman zaman günün modalan kanşabüir. Birtakım propagandaların etkileri egemen olabilir. O andaki ruh durumuna göre değişen etkiler egemen olabilir. Bütün bunlardan arınıp bakabilirsen, nesneyi ve olgulan en çıplak haliyle görebilirsin. Sanınm şiir de odur. Yoğun bir ironı, bununla beraber hüzün de var şıirinizde. Hayatt böyle mi algtlıyorsunuz? Evet, bir ironi, bir humor var. Bu Cemal Süreya'da da var, Orhan Veli'de de var... Büyük bir acı yer alıyor temelde. Ama acının üstüne çıkan yaşama sevinci de var. Çünkü sürekli acı olmaz, ama temelde dramatik olan bir şey vardır şiirde. Benım sızde gördüğüm hüznün rengi biraz farklı. Çünkü bır çocuğun hüznü büyüklenn hüznüne benzemez. Çok daha derin ve sarsıcıdır Çok da umursamaz bu hüznü kimse. Çok güzel tahlil etmişsin. Bu bir empati olayı tabii. Bu şiirleri yazarken o çocuktum ve o çocuk yanım ortaya çıktı. Şiirleri yazarken bir çocuk annesini, babasını nasıl görür, çevresinde olup biteni nasıl algılar diye düşünmedim. O bendim. Bu içtenliği başka türlü veremezdim. O iki kitap rjoyunca bunu yaşadım. Ve hayatımın şiir konusunda en hızlı dönemini yaşadım. Bir yüda seksen şiir yazdım. Hayatımın geri kaJan elli yılînda da ancak seksen şiir yazmışımdır. Bir sene boyunca o çocuğu yaşacum. Büyük rolü oynadım. O çocuk şiirleri bir pencere SAYFA 10 S Tevfik Fikret, daha sonra Nâzım Hikmet gibi, anababasına sesini yükseltenler olmuştur, ama Birinci Yeni öncesi Türk şiiri genelde itaatli ve kurallara uygun olarak büyümüş, aferinlik bir çocuktu. Ama benim sevdiğim bir çocuk olmadı. Birinci Yeni şiirinde çocuk ilk defa sokağa çıktı. Sokağını, mahallesini keşfetti. Gecelerini yine evde geçiriyordu ama, sokakla da tanıştı. lkınci Yeni ise, bağımsız, renkli, şaşırtıcı bir şiirdir. Ve artık o çocuğu kimse tutamadı. Arada bir eve uğrar oldu. Birinci Yeni şiiri sokağını, mahallesini keşfe çıktı, Ikinci Yeni ise alanı çok genişletti. Dünyayı keşfetti. O zaman Türk sııri îkınct Yeni akımtyla kendisini ve her seyi kesfettt diyebilir miyiz? • Tabii ki bir keşif söz konusu. Ayrıca imge olayının değerini Ikinci Yeni ile gördük. Yine dilin çok farklı kullanım biçimlerini Ikinci Yeni getirdi. Sayısız örnelder verilebUir. Örneğin; Edip Cansever'in "ben gidince hüzünler bırakınm" dizesi. O güne kadar hüzün giderken bırakılan bir şey olmamıştı. Ama bu doğru, hüzünler bırakıhr. O şiirden sonra anladık bunu. Yine Edip Cansever'in "Bir otel kapısı, biraz istasyon" dizesinde akla şöyle bir soru gelebilir. "Biraz istasyon" nasıl olur? ölur, "biraz istasyon" olur. Ikinci Yeni'nin en önemli yönü kompozisyondur. Küçük parçaları dozunda, yerli yerinde kullanarak bir bütüne varabilmesidir. O zaman, o tam bir istasyon değil, "biraz istasyon" olur, biraz oradan geçen insan olur, biraz tren olur. Ve bir bütüne vanr. Asıl söylemek istediğim dilin kurgusu üzerine ciddi yenilikler getirdiler. Türkçeyle nelerin anlatılabileceğini, o imgeler dünyasıyla kavradık. Ikinci Yem'yle btrlikte şiir özgürlesti, kalıplartm kırdt ya da rahatladı demek yanlts olmaz sanınm. Doğru, şür rahatladı. Her yeni bulusta bir cıkıs vardır. Bu ideoloiilerde de bövledir, uinde de böyledir . O çıkış eski kurallan yıkar, kendi kurallarını getirir ve kurumlaşır. Artık o da kalıplarıyla konuşulur olmaya başlar. Ikinci Yeni bana göre sürekli bir arayış içerisinde olmus. Çünkü önünde malzeme olarak koskoca bir dil vardı. Sürekli bir arayış içerisinde, kalıplaşmama başansmı gösterdi. Dediğim gibi alanı bütün bir dünyaydı. Çağrışımlarla, imgelerle nasıl bir dünya kurabileceğimizi gösterdi bize. Birinci Yeni'deki, o çocuğun sokağın kapısını aralayıp çıkması da çok önemlidir. Su anda yazılan şıır tçin bır şeyler söylemek ister mtsiniz? Çocuklar çoğaldı. Hepsi ayrı birer varlık. Ama Ikinci Yeni'den sonra Türk şiiri bir bocalama yaşadı. Salt imgeye dayalı şiirler ortaya çıktı. îmge elbette önemli, ama imgenin cok fazla ön plana Çikması, kelime ovunıarına dayanan şiirleri ortaya çıkardı. Yani imge nesnesinden kopmaya başladı. îkinci Yeni şiiri dünyaya, nesnesine son derece bağh bir şiirdir. Ikinci Yeni'nin şairleri dife çok nâkimdiler, bunun temelinde de sağlam bir kültür yatıyordu. Birinci Yeni'nin de altyapısı kuvvetliydi. Gelenck çok önemlidir şiirde. Ustalan bilmeden, yeni bir şey çıkaramazsın, ya da onlara karşı çıkamazsın. Ikinci Yeni, Birinci Yeni'ye karşı kendi ilkelerini koyarken, şiirlerini yaratırken Birinci Yeni'yi çok iyi biliyordu. Geleneği kırmak için, gelenegHbilmek gerekir kısacası. Kesinlikle, bilmediğin bir şeyi yıkamazsın. Son arzunuz? Çok zaman kaybettim. Kalan zamanımda şiir yazmak istiyorum. • Sabah mısın / Güngör Tekçe / Broy Yayınlart / 80 s. K İ T A P ktodYml Dünyayı ksfN Çocuknı yamm "Sürekll acı olmaz, ama temelde dramatik olan bir $ey vardır sllrde" dlyor Cüngör Tekçe. C U M H U R İ Y E T SAYI S 7 S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle