Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Toplumcu şiirimizin ustlanndan Gökçe'yi 20 yıl önce yüirmiştik 'hapishane' larda hiç de küçümsenecek bir sayı değildir. 14 Temmuz 1947 günü Ankara'dan onon iki kişilik bir grupla îstanbul'a yürüyüşe çıkıldı. Yol boyunca hiçbir taşıta binmeden gerçekleştirilen bu yaya yürüyüş Derneğin adının duyurulmasına büyük katkı sağladı. Şevki, Enver, Ihsan Hasırcı da vardı. Istanbul'da en büyük gazetelerde rönortajlar yayımlandı. Derneğe sempati uuyduğunu bildiğimiz Varlık dergisini de ziyaret ettik. Dernek kapanmadan önce katılan üyeler arasında I lilmi Artan'ın arkadaşı Ahmed Aril de vardı. Ahmet Oktay, Yılmaz Gruda da bu sırada tanıştığımız bugünün ünlülerindendir." (...)" ( Enver Gökçe, Aril Damar, Enver Gökçe Üzerine (EleştiriTanıtımlnceleme ve Söyleşiler)" adlı kitaptan, hazırlayanlar: Ozgen Seçkin Metin Turan, Damar Yayınları, I. Basım: Şubat 1991, Ankara, s.121.) Enver Gökçe, özyaşamını anlattığı yazıda, Tiirkiye Gençler Derneği'nin etkınliklerinden, basılmasından ve üyelerinin tutuklanmalarından şöyle söz eder: "(...) Demeöin Aııkara Denizciler Cadddesi'nde bir ahşap evde merkezi vardı. Faaliyede.ri arasında halka her tiirlü yardım vardı. Örneğin, halkın hasatına bilfiil iştirak etmek, Katılmak gibi faaliyetlerbunlar arasındaydı. (...) Derneğin birçok yapıcı işe yönelmesi, Ankara çevresinde bulunan ırkçı Turancıları rahatsız etmeye başladı. Dernek, fakülte ve Ankara çevresinde yaygınlaşmaya başlamıştı. Bu nedenle ırkçı Turancılar derneğin gidişine karşı birtakım eylemlere giriştiler. Gösteri yapmaya başladılar. Derneğin yıkılması etrafında tehditler çoğalaı. Biz o zaman safça, yirmi otuz kişi, bir odacık yerde toplandık ve elimizde sopalarla gelenleri bekledik.. Turancılar saldırdı. Dernek yıkıldı birkaç saat içinde. Kitaplar yırtıldı. Sokaklara atıldı. Dernek üyelerinden yakaladıkları birkaçkişiyi dövdüler. Fakat dernek faaliyetlerine devam etti. Dernek etrafında bir takım provokasyonlar aldı yürüdü. Dernekçilik Tutuklulukla Sonuçlanıyor: Sonucunda dernek üyelerinden iki kız arkadaş Melahat Kürşal, diğeri Nural ve ben, Mehmed Kemal, Şevki Akşit tevkif edildik. Gerekçe olarak dernek üyelerinin komünizm propagandası yaptıkları ileri süriilüyordu. Bu yüzden'tutuklandık. Ankara cezaevine götürülüp tıkıldık. Uç ay devam eden sorgudan sonra hiç kimseyi mahkum edemediler. Hepimiz beraat ettik. Böylece üç ay boşu boşuna geçti." (...) (Yaşamı ve Bütün Şiirleri, Enver Gökçe, Ayko Yayınları, 4. Baskı: Aralık 1998, Ankara, s. 1011.) (Az önce sunduğum alıntıdaki iki yan Enver Gökçe şiirinde 19 Kasım 2001, 1940 kuşağının toplumcu şairi Enver Gökçe'nin (Çit Köyü Erzincan 1920 / Ankara 19 Kasım 1981), 20. ölüm yıldönümüydü. Nihat Taydaş aşağıdaki yazıda, Enver Gökçe'nin şiirlerindeki "hapishane izleği" üzerinde duruyor. NİHAT TAYDAŞ T oplumumuzda iki kuşak var, itilmiş, sahipsiz bırakılmış: 1940 kuşağı ve 1978 kuşağı. 1940 kuşağı, itilmişliklerini, sanar alanındaki vcrimleriyle aşmıştır. 1978'liler yani benim de içerisinde bulunduğum kuşak, 12 Eylül'e20' li yaşlarda yakalandılar ve şimdi orta yaşjı oldular... Darbeyle bölünmüş bir gençliğin ortasında alabildiğine örselendiler. 1978'liler, içeri düştüklerinde, karanlık hücrelere gömdüler gençlik beyecanlarını... Dışarıda kalanlar ise içeride işkence görenlerden daha çok aci çektiler. 12 Eylül'ün cadı fırtınası dindiğinde, 1978'lilerden ;eriye; yanlış evlilikler, yitirilen dostlukar, yalnızlıklar, "dönek arkadaşlar", işkencelerin korku nöbetleri kaldı. 1978 kuşağı, bunca olumsuzluğa ve sahipsiz bırakılmışlığakarşın,karıncakararlılığınca, sanalla varolnıayı başarddar. Enver Gökçe, "itilen, sahipsiz" 1940 Kuşağı'nın ozanlanndandır. 24 Kasım 1981 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yaytmlanan, kendisiyle yapüan son söyleşide, "Size karşı takınılan ilgisiz tavıra ilişkin olarak söyleyecekleriniz?" sorusuna "iki damla yaşla" yanıt verir. Gökçe'nin "iki damla yaşla" verdiği yanıt 1940'ların "sahipsiz sanatçılarının"da katıldığı yanıttır. O "iki damla yaş", baskılara direnenlerin; unutturulmalarına, ne denli üzüldüklerini gösteren yanıttır. Yazıntmızda, hapishaneyi anlatan şiirleri, düşüncelerini açıklama suçundan hanishaneye diişmüş ozanlar yazmıştır... Pek çok ozan, hapishaneyi tiirlü yönleriyle işlemiştir. Hapishaneyi anlatan seçkın ozanlarımızın başında Enver Gökçe gelir. Enver Gökçe'nin hapishaneye nasıl girdiğini göz önüne serelim... Enver Gökçe, ilk kez 1948'de Tiirkiye Gençler Derneği'ne üye olduğu için tu tuklanır. Üç ay tutuklu kalır. Tiirkiye Gençler Derneği, 1946'da Ankara'da kurulmuştur. Bıı dernek, îstanbııl Yüksek Tahsil Gençliği Derne ği'yle özdeş çalışmalar içindeydi. Tiirkiye Gençler Derneği, 35 yaşını aşmamış her genci (Turancı olanlann ve Turancı olarak tanınanların dışında her genci), çatısı altında toplayarak "antifaşist bir cephe" yaratmak istiyordu... O yıllarda Ankara daki ilericilerin etkin olduğu Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi'nden (DTCF'den)de Dİrçok kişi, Tiirkiye Gençler Derneği'nde yer alıyordu. DTCF'de okııyan Enver Gökçe de dcrneğin kol başkanlarındandı. Arif Damar, Tiirkiye Gençler Derneği'nin üyeleri ve derneğin çalışmalan hakkında, Yazko Edebiyat dergişinin 17. Sa yısında şunları yazar: "(...) Uyeleri arasında zamanın tanınmış şairleri de bulu nuyordu. Kimi yaşı otuzun üstünde olduğundan onur üyesi olarak C.S. Tarancı, Melih Cevdet Anday, Necati Cıımalı, Fethi Giray'ı anımsıyorum. Ceyhun Atuf Kansu da vardı, C.A. Kansu'nun doktoru olduğu bir poliklinik açmak, köylü nün hasat kaldırma çalışmafarına kırkelli kişilik ekiplerle yardımcı olmak, üyelerine oldukça zengin kitaplığından faydalanmalannı safilamak, dernek lokalınde kültür çalışmaları yapmak, üyelerin tonlumsal konularda bilînç düzeylerini yük sellmek gibi etkinliklerde bulunuyorduk. Üç yüze yakın üyesi vardı ki, bu o yıl Itrancılap Rahatsız Nuyorlar: Türklye Gençler Dernefii lışı düzeltmek istiyorum... Bu iki yanlışın, Gökçe'nin el yazısının zor okunmasından kaynaklandığını sanıyorum. Ayko'nun yayımladığı, "Enver Gökçe Yaşamı ve Bütün Şiirleri" başlıldı kitapta, Gökçe'nin kaleminden verilen bilgilerde iki isim yanlışını saptadım. Ayko'nun çı kardığı kitapta, Enver Gökçe özyaşamından söz ederken birlikte tutuklanaıklarını söylediği iki kız arkadaşının, Melahat Kürşal ve Nural olduğunu bildiriyor. Me lahat Kürşal'ın soyaaı Türksal'dır. Nural biçiminde dizüen kişinin adı ise Nu ran'dır.) Kemal Sülker, Yeditepe dergisinde, Gökçe'nin ölümüne ilişkin kaleme aldığı yazısında, Türkiye Gençler Derneği hakkında şunları söyler: "(...) Gökçe, Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde okurken edebiyatla içli dışlı oldu. 1946'da Ankara'da kurulan Türkiye Gençler Derneği'nin ikinci Yönetim KurulundaCJökçe, Edebiyat Kolu Başkanı seçildi. Dernek 1947 Aralık ayında bazı gruplarça basıldı. Gökçe 'mimlenmişti.' (...) (" Ölüm Adın Kalleş Olsun" Yedıtepe Sanat Dergisi, sayı:429,7 Aralık 1981, s.2.) Enver Gökçe, özyaşamını anlattığı yazısında, hapishanede kaleme aldığı "Fakültenin Önü" şiirinde, derneği basmaya gelenlerin; önce Dil ve TarinCoğrafya Fakültesine baskın verdiklerini dile getirır. Mehmed Kemal, Türkiye Yazılan dergisinin 4. Sayısında, Türkiye Gençler Derneği'nin kuruluşunu ve basılışını şöyle anlatır: "Dil Tarih'te öğrenci oerneğini bizim elimizden almışlar, bizi fakültenin dışına çıkarmışlardı. Biz de tuttuk fakülte dışında, birçok gençleri içine alan bir dernek kurduk: Türkiye Gençler Dernee Sanatçılar, şairler üyemizdi. Daha yaşlı olanlar onur üyesi oluyorlardı. Bu derneği de yaşatmak istemediler. 4 Aralık 1945'de Tan Matbaası ve lstanbul'daki başka yayınevleri ve matbaalar yıkılırken Ankara'da bizim derneğe baskın verdiler. Bütün kitapları, eşyaları bir kalabalık basıp yağma etti. Derneğin bazı kurucuları ile eylemli üyelerini tutukladılar. Bunlar arasında ben de vardım.llk kez hapisliği de tattım. Şevki Akşit, Enver Gökçe, Melahat Türksal, Nuran, ben tutuklandık. Birkaç ay yattıktan sonra çıktık. Aklanmıştık. (Kendileri/Mehmed Kemal Ya şam Öyküsü, Türkiye Yazılan, sayı: 4, Temmuz 1977 s.29.) Enver Gökçe, 1948'dc, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nin o zamanki adıyla Türkoloji Bölümü'nü yani Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirir. Bitirme Tezi, 'Eğin Türküleri'dir. Fakülteyibitirdiği yıl, Tiirkiye Gençler Derneği'nin üyesi olduğundan üç ay tu tuklıı kalan Gökçe, cezaevinden çıktıktan sonra, Yurtlar Müdürlüğü'nde işe girer. Birçok yurdun kuruluşunda görev alır. En son, Kadırga Öğrenci Yurdu'nda yö neticilik yapar. Bu yurtta yönetici konumundayken 1951 Türkiye Komünist Partisi (TKP) tutuklamalannda,168 kişiyle birlikte hapishaneye girer. Hapishaneden, 7 yıl sonra 1958 yılında çıkar. îki yılı Sansaryan Hanı'nın karanlık hücrelerinde geçen 7 yıüık mahpuslukta, Gökçe, bir daha kurtulamayacağı akut romatizmaya yakalanır. Enver Gökçe, önce Çorum'un Sungurlu kasabasına sürgün olarak gider. Sonra ' C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 617 YırtyönetJclHğl Î SAYFA a