Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Halit Ziya Uşaklı tüm yapıtlan ile Özgür Yayınları nda f Aşkı Memnu üzerine söylenenler yüzyıl geçmesine rağmen bitmiij değil. Asıl elecek yüzyılda toplumun bu escre baışında nasıl bir değişiklik olacak doğru su insan merak ediyor. Ancak şurası bir gerçek ki, Özgür Yayınları'nın bu değer li girişimi ile kitabın gelecek kuşaklar tararınuan okunma ve anlasılma zoıluğu ortadan kalkmıştır. Belki de artık önemli olan kimin bu eserden nasıl sonuçlar çıkardığı değildir. Zira aslolan kiranın kendisini okumak ve Halit Ziya'nın oku yucunun zihninde bıraktığı ail ve edebiyat zevkini bizzat yaş,amaktır. • Askı Memnu Kapak konusunun devamı. "•" ve kendisine rakip goren bir başka anne de o kadar eerçektir. Yazann annelik ile ilgili tespitleri içinde, "ihtiyar kız", "yaşlanmış bekâret" örneği olan Mürebbiyede bır yer bulmak mümkün. "... biçare ruhunun ana olamamak ebedi cerihası"nı (7) yazar "tabiat kadınların ruhuna boş kalmaya tahammül ede meyen bir beşik koymıışrur" (K) cümlesiyle daha baştan açıkhyor. Yüzyıl öncesinin bu tespitlerinin, davranış biçimlerinin ve değer yargılarının ne kadar değiştiğini ancak günümüz okuyııcusunun yaklaşımlan belirleyecektir. Ayrıca gene bugünün ve yarının okuyııcusunun yazgısında bir anlam bulabilecek bir örnek de, biiyüklerin, sevgi gösterileri içinde çocııkları dudaktan öpmeleridir. Yüzyıl önce Batılı bir yaşam tarzı süren bir ailede Bülcnt, Bihter'le karşılaştığında "... güzel annenin latif birbuse nevesiyle uzanan dudaklarına dudaklarını uzatarak" öpüşebilmektedir. Aşkı Memnu cleştirilerinde dikkati çeken saptamalardan biri de Bihter'in ahlak zaafı ve bu nedenlc yaşadığı içsel ve dışsal çatışmalardır. Bu yaklaşımı Behlül'ün ahlaksızlığının çapkınlık ve gençlik ile hoş görülmesi biçlminde de algılayabiliriz. Sayısız macerası olan ve en büyük lezzeti bunları anlatırken hisseden Behlül'e "ancak ahmak bir kadın mukavemet edebilir" (9). Peyker'in reddini Bihter'i elde ettikten sonra böyle açıklayabilen Behlül'ün kadtnlardan oluşan bir çiçekliği vardır. Üstelik bir gün bu çiçeklerin üstüne"... bikrinin beyaz nezanatiyle örtecek bir zambak, terlemiz, lekesiz bir zambak" (10) koyacaktır. Beyoğlu'nda epeyce bir vakit geçirdikten ve ancak "gına " geldikten sonra, Bihter'e dönme ihtiyacı ortaya çıkar. Hizmetçileıin dünyası da birçok ipuçlarıyla doludıır. Şakire Hanım'ın alnını sıkan yemenisiyle başağrısı durumu, "hanımsız evde nep itiraf olunmayan bir ümitle yaşayarak ikinci hanıma" düşmanlık besleyen hizmetçi kızlar (11), Nihal'i "esir bir golge sadakatiyle" (12) ta kip eden Beşir evdeki genel havayı yansıtmaktadır. Bu havanın sıkıntısı okuyucuyu Bilıter ve Nihal'in iç diinyalarındaki bunalımlara götüren yardımcı unsurlardır. Yazar, kadınları bütiın yönleriyle gösterebilmek için çeşitli mekânlardan yararlanır. Ailece yapılan Göksu gezintisinde Bihter'in evliliğinin Peyker ile ara larında husumete benzer bir duruma yol açtığını öğreniyoruz. Bir düğün evinde de bazı ayrıntılar yakalamak mümkün. Kendi nikâhı yanında olacak bir kız, şarkı söylemediği ve oynamadığı için Nihal'e "soğuk şey!" der. Geliniıı annesi ile Firdevs Hanım düğün gecesinin coşkulu kendinden geçme hali içinde, bugü nün ifadesiyle, kafayı bulmuşlardır. Davetlilerden birinin hazin bir aşkı memnu yaşadığını oğrcniyoruz ki, bu kadın bir zabiti severek iki çocuğu ile kocasından aynlmıştır, fakat şimdı de zabit onu almamaktadır. \ ler kıza koca bulan fakat yalnız kendisine bulamamış olan dul kadını bütün Istanbul ranımaktadır. Nihal'e bu kadın aracılığı ile Kalpakçılar başına götürülüp tanımadıöı bilmediği bir adama befiendirilme, bir eşya gibi satılma fikri korkunç gelir. Bununla beraber geline takılan mücevherler gelin olmak için tek sebep gibi görülür. (1) Robert Vinn, Türk Romanı (tlk Donem, 18721900), Türkçcsi: Tomris Uyar (tstanbul; Bilgi Yaymevi, V)84), s 176 Ömer Faruk Huyuvüzel, Halit Zıya \J$aklıgil (Hayatı, Eserlert, Eserlerinden Seçmeler), (Istanbul: Milli Egüim Bakanltgı Yayınları, 1995), s./46 (2) Bkz Uahi Zıya Usaklıgtl, Askı Memnu Milli Roman, Sadelestirılmıs Ycnı Tab'ı (Istanbul llılmı Kıtabevt, 1939), s.64. (3) Berna Moran, Türk Romamna ElestirelBir Bakış, ikinci Bastm (tstanbul, lletısim Yayınları, \9H7), s.105 (4) Baha Dürder (Düzcnleyen) Roman Anlayısı (İstanbul, Remzt Kitabevi, 1971), s.33. (5) HalıdZiya Uşaklıgtl, A$kt Memnu, y 94. (6) Aşkı Memnu, f 66. (7) Ajkı Memnu, s. 159 (8) Aşkı Memnu, 67. (9)s.2W. (10) s. 1U112. (11) s. 173. (12) s 308 Bir feminist eleştiri denemesi Aşkı MemnıTnun avrı dünvaları EROL KÖROĞLU ündüz' kavramını en kolay nasıl açıklayabilirizr' Karsıtına başvurarak. Yani 'Gece olmayan' diyerek. Günlükyaşamımızdabirijeyleritanıınlamanm, açıkJamimın, algılamanın en kolay yolııdur bu. Gündüz, gece olmayandır; insan, hayvan olmayan; güzel, çirkin olmayan; çiğ, pişmiş olmayan, vb. Yapı bozma (deconstruction) felsefesinin oluşturucusu Derrida, bu türden ikili karşıtlıkların (binary oppositions) Batı düşüncesinin özünü meydana getirdiğini öne sürer. Onun çalüjinalarından yola çıkan Fransız feminisri I lelene Cixous ise, tüm ikili kanjitlıkların temelinde erkekAadın karşıtlığının yattığına inanır. Buna göre, Batılı felsefi ve edebi düşünce sistemlerinin ilgi alanına giren bütün meseleler, sonııçta erkek/kadın karşıtlığına indirgenebilirler. Batı romanının geliijim süreci de bu genellemenin dışına çıkmaz. Batı romanı, anlatının merkezine kadm erkek ilişkileri sorıınsalını yerleştirmiştir. Batı'dan ithal edilmiş bir tür olarak roman, Osman lıTürk edebiyatında, Batı'da izlediği do;al gelişinı sürecini izlememisse de, teme incle yatan kadınerkek etkileşimi örüntüsünu daha ilk örnelderinden itibaren görebiliriz. "Gerçi Osmanlı toplumunda kadınerkek ilişkileri Batı toplumlarındakinden çok larklı biçimde kurulmuştıı, ama roman Tıırk edebiyatına bir çeşit egitim aracı gibi girdiği ve o dönemde yuzeysel bir biçimde de olsa değistirilmesi amaçlanan kurumlardan aileyi konu aldığı için, zamanın değişim beklentilerinin tartışılabileceği ortamın yaratılmasına da yardım kileri ekseninde ele alınmaktadır. Aşkı Memnu'nun öncülerinden farkı, daha çok teknik ve kurgusal yapısının ustalığından kaynaklanmaktadır. Fakat burada, romanın teknik üstünlükleri üzerinde daha fazla durmayacağım. Aşkı Memnu'da asıl anlamak ve anlatmak istediğim şey, romanda kadın ve erkek ayrı dünyalarının kuruluşu ve kadının, erkeğin ötekisi olarak kurgulanma sıdır. Feminist edebiyat eleştirisinin öncülerinden olan Simone de Beauvoir'ın kul landığı autre (other), yani öteki kavramı romana bakışınıızın odak noktasıdır. Beauvoir, İ949'da yayınlanan La deuxieme sexe (tkinci cins) (2) adlı çalışmasında, kadının erkek karşısındaki ikincil konumunu açıklamak için, varoluşçu felsefenin ötekilik (otherness) kavramını kullanır. Beaııvoir'a göre, kadın tarih boyunca erkeklerin nesnesi durumuna düşürülmüştür. Erkeğin etkisi olarak inşa edilen kadınuı özne olma ve kendi eylmelerinin sorumluluğunu vüklenme nakkı elinden alınmıştır. Ataerkil ideolojiye göre erkek ölçü, standart ve örnek; kadın aşağı, eksik ve ötekidir. etti. Evlilik kararı, evlilikte aşk, eşlerin anlaşması, maddi rahatlığa kavuşmak için evlcnmek, yaşlı erkekgenç kadın evliuği (...) gibi /aten romanın konusu olan sorunlar Batılılaşma sürecinin de en çok tartışılan sorunlanydı." (1) Bu açıdan bakıldığında, Halit Ziya Uşaklıgü'in 1900 yılında yayımlanan romanı Aşkı Memnu elealdığı sorunsal açısından kendisinden önceki Türk romanlarından pek de farklı değildir; burada da Batılıla^ma süreci, tıpkı Namık Kemal'in Intibah'ında, Fatma Aliye Hanım'ın Muhazarat'ında ya da Nabizade Nazım'ın Zehra'sında olduğu gibi kadınerkek ilişBeauvoir kitap boyunca, bu temel varsayımların toplumsal, siyasal ve kültürel yaşamın her yanını nasıl kuşattıklarını ve kadınların kendilerini bir nesne konıımuna indirgeyen bu görüşü nasıl içselleştirerek yaşadıklarını gösterir. Ataerkil ıdeoloji, dişiliğin (femininity) biyolojik bir öz olduğunu savunur. Biyolojik olarak kadın/dişi (female) olan herkes dişil Ueminine) de olmak zorundadır. Buna uyma yan, başkaldıran kadın hem dişiliğini, nem doğallığını yitirir. Beauvoir DU ataerkil kurguya "kadın doğulmaz, olunur" sloganıyla karşı durur. Söylemek istediği şey, dişiliğin biyolojiden kaynaldanmayıp, toplum tararın C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI Kadın erkek etkileşimi "KadmdoWmaz,olunur" f SAYFA 4 J 615