08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Gazetemiz çizerlerinden Behiç Ak, çocuk kitaplarından sonra çizgilerinden oluşan albümlerini de ardı ardına yayımlamaya başladı. Ak'la kitapları üzerine konuştuk. OSMAN YENER aha önce düzyazı denemelerınizoldu. Oyunlar, çocuk kitablart yazdmız. Bu defa bir öykü roman denemesiyle karşımıza çtkttnız. Çocuklar için yaptığım kitaplar, hem yazdığım, hem de çizdiğim kitaplar. Birçoğunu ilk önce yurtaışında yayımladım.Japonya'da... Sonra onlann bir kısmını Türkiye'de yayımlatma fırsatım oldu. Çocuk kitapları yapmayı hep çok sevdim. Önce Turkiye'de yavımlatmayı daha sonra ise dışarda yayımlatmak icin çalısmayı düşünürken tam tersi oldu. Zorluk açısından da Türkiye'de yayımlatırken oldukça zorlandım. Garip bir şey Türkiye'de hâlâ çocuk edebiyatının varlığı kabullenilmiyor. Çünkü çocuklar kabullenilmiyor. Bu konuda uzmanlaşmış editörler yok. Onlar yerine bu konuya ilgi duyan aile şirketleri var. Ya da bankalann insafına kalmış. Onlar da keyiflerine göre davranıyorlar, iyi satan kaliteli bir çocuk kitabını birdenbire basmaktan vazgeçebiliyorlar. Eskisine göre bence bu konuda gerileme var. Doğru dürüst bir çocuk dergisi bile çıkmıyor Türkiye'de. Örneğin yıllar önce başanlı Doğan Kardeş dergisini çıkartan Yapı Kredi, bugün kalitefi bir çocuk dergisi çıkartacak kadrodan yoksun. Bankalar istemeye istemeye bastığı çocuk kitaplarını, nasıl elden çıkartsak diye düşünüyorlar. D "Sanat 'son kurşun'dur. Başka çare kalmadığı zaman vanılmalı" kitap yapmaya karar verdiğimde. Bu kitabı yazmaya karar verip, işe başlamadım yani. Birbiriyle üişkili gördüğüm hikâyelerimi bir bütünlük içinde oluşturmaya başladığımda bir kitap yazmakta olduğumu farkettim. Bu beni heyecanlandırdı ve kitabın kendi kendine oluşması için onu bitirmemek için elimden ne geliyorsa yaptım. Yajadığım dönemin kentin ve çevremdeki insanlann hikâyesini yakalayabilmeye çalıştım. Zengin nikâyelerin gizli olduğunu bir coğrafyada olabildiğine önvargısızca onlann peşinden gitmeye çalıştım. Kttabınızt tç ice geçmis birtakım öyküler olarak tanıntlayabılır miyiz? Evet. Fakat öyküler arasında, önceden tasarlanmış bir bağ yok. Tasarımdan çok bir oluşum var. Nedense günümüzün tasanm fikrinden çok sıkılıyorum. Sanırım çağımızda tasanm ve sanat arasındaki ayınmı koymaya ihtiyaç var. Tasanm önceden düşünülmüş bir fîkri gerçekleştirme eylemidir. Sanat ise gerçekleştirme eylemi sırasında yolunu şaşınp yola çıkmadan önce ummadığınız şeyleri kesfetme eylemi. Tasarımla bir fıkri gerçekleştirebilirsiniz, sanatla ise kendinizi... Olaylar arasında kurulmuş gereksiz bağlantılar, ya da ön yargılar, insanın kendini keştetmeye yönelık yolculuğunu engelleyen bir şey. Yazmak çizmek yoluyla anlamadan anlatmak yerine, yazmak çizmek yoluyla anlamayı tercih ede'YaptıOım hlcblr$eyl meslek olarak düsünmüyorum. o yüzdsn kendlml tanımlamamayı tercih edertm* dlyor BehlçAK. Behiç Ak'la kitapları üzerine Japonya'da kitaplarım çocuklardan yoğun ilgi gördü. Henüz Japonya'ya gitmedim ama uzun süre Japon çocuklarla mektuplaştım. Yaptığınız bir işin dünyanın hiç ummadığınız bir köşesinden ses getirmesi mutluluğunu yaşadım onlar sayesinde. " Yıldızlann Tembelliği" ise daha başka ifade yolları arama isteğiyle kendiliğinden olustu sanki. Beni oyun yazmaya iten neden gibi, hikâyeler yazmaya iten neden de aynı, "Yeni anlama ve anlatma yollan arama isteği..." Ytldızlann tembelliği nasıl ortaya çtktı? Yavaş yavaş yazdığım hikâyeleri, bir VMntatımyolapı rim. Tembellik size göre bir vasıfmı? Tembelliği az çalışmak olarak almıyorum. Bence tembellik ins a n ı n kendi zam anını kendisinin yaratmaya çalışması, niçbir şey üretmeden de kendine olan güvenini kaybetmemesi... Ama ne yazık ki son yıllarda "Türkler tembeldir" diye toplum ağır bir suçlamayla karşılaştı ve ne yazıklci toplum o güzel gevşek özelliklerini kaybetmeye başladı. Az çahşan ve az düşünen insandan çok çalışan ama az düşünen bir insan tipi yaratmaya doğru bir gelişme var. Bu insanlara "çalışkan insanfar" deniyor üstelik. Tanıdığun birçok insan yaşamını sağlayabilmek için birkaç işte bırden çalışıyorlar, yine de geçimlerini sağlayamıyorlar. Üstelik kimseye de yaranamıyorlar. Kuzey ülkelerindeki nsanlann en beğendiğimiz ve en sıkıcı bulduğumuz yanları aynı. Çalışkan olmalan ve hayatlannı fazlasıyla tasarlamaları. Belki de Woolf günümüzde yaşasaydı. "Kendine ait bir oda"nın yanında " Kendine ait bir zaman "ı da yazardı. insanlann boş vakit pratiğinin ceşitli biçimlerde yok edilmesi, bence çok acımasız bir şey. Bu türlü biçimlerde olabiÜyor. Boş zaman pahalılaştırılarak ya da dolu zamanları arttırarak. Ama dikkat ederseniz bazen "dolu zamanlar" en boş şeylerin yapıldığı zamanlardır. Kendınizı tanımlarken, yazarltğımzt, karikatürcülüğünüzü, oyun yazarltğımzt, belgesel yönetmenliğinizi bir arada mı düsünüyorsunuz? • Yaptığım hiçbir şeyi meslek olarak düşünmüyorum. O yüzden kendimi tanımlamamayı tercih ederim. Geçenlerde çok güzel bir kısa film yapmışTbir arkadaşla konuşuyorduk. "Ben sinemacı olabilir miyim, sence?" diye sordu. "Aman" dedim "sakın olma, benim tanıdığım hiçbir sinemacı bu kadar güzel şeyler yapmıyor." Bence, ne karikatür, ne edebiyat, ne fotoğraf, ne sinema, ne de resim sanat değil. Bunlar bugün bir tür meslek halini almışlar... Ancak bazen kazayla bu meslekleri sanatçı insanlar ic ra ettikleri zaman, sanat eserleri ortaya çıkıyor. Sansürle ilgili bir film yapmıstımz. Ankara Film Festivali'nde en iyi belgesel film ödülü almıstı. Belgesel filme devam etmeyi düşündünüz mü? Belgesel film izlevicisi olmayı çok seviyorum. Belgesel filmin ayırt edici birkaç özelliği var. Birincisi meraklısına hitap eden bir şey olması. Bence belgeselebaşlamak için iyi bir nokta bu özellik. Yapacağınız filmi bir anda "bu filmden herkes noşlanmalı" gerginliğinden kurtanyor. Ikıncisi zamanla değerinin artması. Eğer herkese hitap etmek için elinden geleni yapan ve zamanla değeri azalan bir film yaptıysanız o büyük bir ihtimalle iyi bir belgesel olmaz. Belgesel film ön yargı ve peşin hükümlerden, kolay ve ilk akla gelrniş yorumlardan kaçınılarak ve yönetmenin çok değerli fikirlerinden korunarak yapılan bir arkeolojik kazıdır. Yola çıktığınızda neye ulaşacağınızla ilgili şeyi siz de bilmezsiniz. Kendınizi olayın akışına bırakabilmelisiniz. Çekmek istediğim birçok konu ve insan var ama sinema icin gerekli olanaklara henüz sahip değilim. Yıldızlann Tembelliği'nde diyaloğa stkça yer veriyorsunuz. Karikatürdeki tavranıza benziyor bu însanlan konuşturup farklı yönlerinin çıkmasını sağlamak için mi yapıyorsunuz bunu? Belki de hikâyelerdeki insanları tanımak için. Diyaloglar bazen konuşan insanlann anlatmadığı şeyleri anlatabilir. Günümüzde kendi hayatlan üzerine en az yazar kadar düsünebilen insanlann kahraman olduğu nikâyeler yazabiliriz ancak. Hikâye anlatan insanlann hikâyelerini yazabiliriz. Şaka yapabılen insanlann arasında geçen mizahi öyküleri anCUMHURİYET KİTAP SAYI 538 SAYFA 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle