08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sükran Kurdakul, Şairler ve Yazarlar Sözîüğü'nde şöyle yaztyor "Asım Bezirci, 1927ythnda Enincan'da doğdu. Orta öjfrenimini Erzurum Lısesı'nde, yüksek öğrenimini htanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde tamamladı. Uzunytllar özel bir sirkette çaltştı ve kendi isteğiyle emekli oldu. tlkin Gerçek gazetesinde fikra, arastırma yazılan ile çeviriler yaytmlayan Asım Bezirci Demokrat Parti'nin baskt politikastmn bısmtna ugrayarak hakkında sekiz kovuşturma actldı, aylarca tutuklu kaldt. Suçlanan yazı ve eyletnlerinin hepsinden beraat etti, 1955 yıhndan sottra kendisini edebiyata, eleştiri yazüarına verdi. 1959'a kadar önce Fikret Artel, sonra Halis Acar îakma adîarıyla Yeni Ufukîar, Pazar Postası, Yelken, Dost, Ataç, YeniDergi, Dönem, Papirüs, May, Halkm Dosfları, Gelecek, Soyut, Güney, Yeni A, Milîtan, Sanat Emegi, Politika gibi dergi ve gazetelerde eski ve yeni edebîyatımtzın temel sorunlanna ilişkin arastırma, değerlendirme yazılan yaytmladı. Bilimsel bir temel üzerinde incelediği edebiyat olay ve sorunlanmn karşısmda nesnel eleştiri yöntemleri uyguladt. Bu yöntetnlerin öncülüğünü ve kuramahğiM yaptı, 1963 ve 1968 yıllannda yaşayan eleştirmenlerin en beğenileni seçildi. Tevfik Fikret'in şiirlerinigünümüz Türkçesine aktardı." Tüm Yapıtlan ardı ardına yayımlanan Asım Bezirci'yi bir kez daha zündeme netirerek saygıyta amyoruz. Bolkitaph günler!.. FETHINACİ 'Şiir ve Hakikat' dolavısıvla B eşir Fuad'ı Prof. Orhan Olcay'ın değerli araştırması llk Türk Pozitivist ve Natüralisti Beşir Fuad'la (1969) tanımıştım. Gerçi daha önce rahmetli Lütfü Erişçi Beşir Fuad'dan söz etmişti, Beşir Fuad hakkında bir yazısının yayımlandığını da söylemişti, ama o yazıyı okumak mümkün olmamıştı. Daha sonra Beşir Fuad'la Fazlı Necip'in Mektuplar'ını okudum. O kitaba Sefahattin Hilav bir önsöz yazmıştı. Ardından Ahmet Mithat'ın Beşir Fuad'ı Oğlak Yayınlan'nda yayımlandı(1996). Son olarak da ilk defa Beşir Fuad'ı gereğince tanıtacak Şiir ve Hakıkat (Yapı Kredi Yayınları, 1999). Yayına hazırlayan: Handan Inci. Selahattin Hilav, kitaba yazdığı önsözde (Bu önsöz Mektuplar'daki önsöz mü, yoksa yeniden mi yazdı, Dilmiyorum, çünkü Mektuplar'ı kitapîığımda bulamadım.) şöyle diyor: "B. Fuad'ın vaşamı, daha sonra da rastlanan kültür ve düşünce trajedilerinin, bizdeki ilk apaçık örneğidir. Kendi bildiğinden başka şeyin doğru olmadığını ve ner farldı düşüncenin bir sapkınlık ve kötülük olduğunu düşünen insanların dünyasında; biiime, akla ve sağduyuya inanan bir fikir adamının çabalarını ve bunun sonucu olarak çektiklerini unutmamak gerekir. TürkOsmanh düşünce dünyası, dınsel ve sivasal resmî ideoloji üzerinde temellenen; kuşku ve eleştirilerinin ne olduğunu bilmeyen, inandığı fikirlerin temellerine eğilme merakını bile duymayan insanların dünyasıdır. (...) Öte yandan, siyasal iktidarın ve resmî ideolojinin, B. Fuad'ın devrimci diyebileceğimiz yeni görüşlerini, çeşitli yollardan baskı altında tuttuğunu da belirtmeliyiz. Dolayısıyla, B. Fuad ve benzerleri, unutulmuşluğun alanına sürüldüler." Dr. Handan Inci, Şiir ve Hakikat Üzerine başlıklı yazısında, Beşir Fuad'ın Türk edebiyatındaki çok önemfi yerini belirtiyor: "Beşir Fuad, dönemin Türk edebiyatının yönünü romantizmden realizme çevirmeyi nedefleyerek 1885 ydında Victor Hugo üzerine eleştirel bir monografi kaleme alır." / "Böylece Victor Hugo kitabı etrafında, Türk edebiyatı tarihine 'HayaliyunHakikiyun' kutupfaşması olarak geçen ve Beşir Fuad'ın ölümünden sonra da uzun yıllar devam eden bir tartısmanın kapısı aralandı." / "HayaliyunHakikiyun tartışmalannın çıkış noktası olan ve Hugo'nun ölümünden çok kısa bir süre sonra yayımlanan Victor Hugo incelemesiyle Beşir Fuad'm asılyapmak istediği, Tanzimat yazarlannın edebiyat zevklerini dolaylı bir şekilde de olsa hırpalamaktır. Beşir Fuad kitabında Victor Hugo'nun hayatını ve eserlerini incelemenin yanı sıra, özellikle edebiyatta zevk değişmelerinin yol açtığı problemler üzerinde durur. Böylece romantiklere karşı edebiyat anlayışını değiştirmeye çalışan realistlerin hakkında konuşma fırsatı yaratır." Dr. Handan înci, Şiir ve Hakikat üzerine yazdığı yazının sonlarına doğru şöyle diyor: "Şiir ve Hakikat, bir dönemin edebiyat gundemini olusturan ve izlerini daha sonraki yıllarda da kuvvetle sürdüren bir tartısmanın önemli metinlerini bir araya getirıyor. Öte yandan Türk düşünce hayatının köşetaşlarından olmakla birlikte eserleri hâlâ karanlıkta kalan Beşir Fuad'ı kendi kaleminSAYI 538 "... fikirleriyle son çağ Türk edebiyatında bir devri kapatarak yeni bir devri açmıştır." "Beşir Fuad'ın o devirde çok tesirli olan bu tenkitleri sayesinde, gözyaşı ve verem edebiyatı ve onun dayandığı boş, şiskin ve süslü üslup değerini kaybeder. Günlük hayatı anlatan, gerçeğe dayanan, mübalağasız, sade bir anlatış tarzına geçilir. (...) ...Bizde asıl realist akımı Nâbizâde Nâzım, Hüseyin Rahmi ve Hâlid Ziya temsil ederler. Beşir Fuad'ın tenkitlen onlara yol açar. Bu bakımdan Beşir Fuad, edebiyat ve tenkit tarihinde saygı ile anılacak bir şansiyettir." TURHAN GÜNAY Imtlyaz Sahlbi: çağ Pazarlama Cazete Dergi Kitap Basın ve Yayın A.$. Adına Berin Nadi Yayın Danısmani: Turhan Günay < sorumlu Müdür: Fikret llklz ocörsel Yönetmen: Dllek llkoruro Baskı. Çaâdaş Matbaacılık Ltd. şti. ldare Merkezl: Türkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu, 34 334 Istanbul Tel: (212) 512 05 050 Reklam: Medya c CUMHURİYET den okuma şansı sağhyor." Dr. Handan Inci'nin "Beşir Fuad'ı kendi kaleminden okuma şansı" sözü biraz fazla iyimser geldi bana... Gerçi Dr. Handan Inci, kitaba otuz altı sayfalık bir "Sözlük" eklemiş ama bu Sözlük 523'üncü sayfadan başlıyor. Daha önceki sayfalan okuyan biri, anlamım bilmediği bir sözcükle karşılasınca, sayfalar ötesindeki Sözlük'ü arayacak, o sözcüğü bulmak icin sayfalan karıştıracak ve bunu okuduğu ner sayfa için yapacak... En pratik çözüm, bir sayfadaki bilınmeyen sözcüklerin o sayfanın dibinde gösterilmesi olurdu. Yazık ki iş isten geçmiş... Burada Prof. Orhan Ökay m Beşir Fuad'ına dönmek gerecek: Beşir Fuad, o kadar çok seyin "ilk"ini yapmış ki saymakla tükenecek gibi değil! Aşağıdaki bilgileri sayın Okay'ın kitabından aktanyorum: "Beşir Fuad, Türk yazı hayatında bugün dahi gıpta edilecek müsbet ve objektif, şahsiyetten uzak bir tenkid tarzının bizde ilk mümessilidir." Türkçe'de ilk eleştirel biyofrafiyi yazan Beşir Fuad'dır: Victor Hugo. Yıl, 1302 (1884). Victor Hugo, aynca, romantizmi eleştiren ve natüralizmi Türk okurlanna tanıtan ilk eserdir. Victor Hugo ile edebiyat tarihimizde "hayaliyyunhakıkiyyun" diye anılan taroşmayı ilk başlatan Beşir Fuaa'dır: "...edebiyatımıza yeni bir istikamet verecek olan (...) bu Victor Hugo biyografisidir." "Realizmden Türkiye'de ilk defa bahsetmek, onu hakikiyyun kelimesi ile karşılamak ve bu şekilde tarifini yapmak şerefi edebiyatumzda ilk defa Beşir Fuad'a aittir." "...ve zannedersem Auguste Comte'tan naklen Türk efkârı urnumiyesine sosyoloji tabirini ilk defa o getirir." "Beşir Fuad'ı birçok yeni görüşlerinin yanında, (...) pozitivizmi Türkiye'ye ilk tanıtan olarak kabul etmenin bir zaruret olduğu anlaşılır." Beşir Fuad, Hugo'nun Bir Mahkumun Son Günü adlı idama karşı kitabından söz ederken "kendisinin de idam cezasının aleyhinde olduğunu" söyler: "Hem adli hatalardan kaçınmak, hem de cinayet bir iken iki halinc getirmemek için." Oyle sanıyorum, idama karşı çıkan ilk yazarımız, Beşir Fuad'dır. Beşir Fuad, "Prensip olarak harbin aleyhinde olduğunu Ceridei Havadis'teki başmuharrirliği sırasında yazdığı birçok siyasi makalesinde belirtmiştir." Oyle sanıyorum, savaşa karşı olan ilk yazarımız Beşir Fuad'dır. Beşir Fuad, 1887 ydında, ilk defa, bir ansiklopedi hazırlanması fikrini ortaya atar ve ansildopedinin gerçekleşmesi için yol gösterir: "Chambers'in ansiklopedisi ya da Bouillet'nin tarih ve coğrafya lügatıyla lügati fenniyesi mehaz ittihaz olunup bunlarda bazı mebahisi tay ve bazıları ihtisar olunsa ve bunlara mukabil kendimize ait bazı mebahis izah ve ilave olunsa matlup hasıl olur..." Bugün de uygulanmakta olan yöntem bu değil mi? Prof. Orhan Okay'ın araştırmasında "Eser Hakkında Birkaç Söz" başlıklı bir önsöz yazan Prof. Mehmet Kaplan, Beşir Fuad hakkında şunları söylemektedir: Beçlr Fua«Jın taühan Beşir Fuad'ın annesi delirerek ölmüştür; B. Fuad'da benzer bir ölüm tehlikesiyle lcarşı karşıya olduğunu düşünerek intihar eder. Ahmet Mithat Efendi, Beşir Fuad (Oğlak Yayınlan, 1996) adlı kitabında bu intinarı şöyle anlatıyor: "Kokain"i deri altına şırınga etmek için bir alet alıyor, bu alede "bilekleri ve kolları ve gerdanı üzerinde" gerekli işlemi yaparak acıyı duyulmaz duruma getiriyor, sonra "bir ustura ile buralardaki damarlan" kesiyor, bir yandan da gözlemlerini yazıyor: "Ameliyatımı icra ettim, hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum diye kapıyı kapadım diyerek geri savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan tatlı ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı..." Bu kadar. Beşir Fuad, "Zabıtadan gelecek tahkik (arastırma) memuruna" yazdığı yazıya şu notu ekliyor: "Vücudumu teşrih (bir ölü gövdesini kesip parçalara ayırma) olunmak üzere Mektebi Tıbbiye'ye teberruan bahşettim (bağışladım). Cenaze oraya nakl olunmalıdır." Beşir Fuad, çok saygı duyduğu Ahmet Mithat Efendi'ye de bir mektup yazarak aynı konudakidüşüncelerinibelirtiyor: "...Mekâtibi (okullar) Tıbbiye'nin teşrih etmek için senevî (bir yülık) beşaltı cenazeye ancak nâil olabildikleri ve bu miktann mükemmel teşrih öğrenmeye ademi kifayesi (yetmediği) malumdur. Hayatımda fenne (bilime) hizmet eylediğim gibi, cenazemin de öyle hâdim olmasını (hizmet etmesini) arzu eylediğimden, cenazemi teşrih olunmak üzere teberruan Mektebi Tıbbiye'ye terk eyledim. Ümid ederim ki, veresem (mirasçılarım) şu arzuma mâni olmazlar." Beşir Fuad, Ahmet Mithat Efendi'ye yazmakla yetinmiyor, bir yazı da "Mektebi Tıbbiye"ye yazıyor. Ne var ki Ahmet Mithat Efendi, Tercümanı Hakikat gazetesinde yazdığı yazıda Beşir Fuad'ın bu isteğine karsı çıkıyor: "...Ancak ruhu bedeninden cıktıktan sonra bir adamın kendi cesedine aerecei hakkı tasarrufu bence muayyen (belli, belirli) değildir. Zannıma kalırsa, bu meselei şer'iyedir. Meyte (ölüye) eza (incitme, can yakma, eziyet) caiz olmadığını ancak şeriat tayin eyleyebilir." Beşir Fuad'ın isteği yerinegetirilmiyor. Prof. M. Orhan Oliay İlk Türk Pozitivist ve Natüralisti Beşir Fuad adlı değerli eserinde Ahmet Mithat Efendi'nin bu tutumunu eleştirir: "Müteaddit yazılarında Islâmiyetin müsbet ilimlere mâni olmadığı gibi, teşvik ettiğini de ileri süren muharririn, tababet ilmi namına ceseder üzerinde yapılacak bir tasarrufun karşısına şeriatçı koyması kolayca izah edilecek şey değildir. Nitekim Ahmed Mithat böyle düşününce ailesi haydi haydı aynı mütalaayı yürütüp merhumun son arzusu yerine getirilmemiştir." Ahmet Mithat, Beşir Fuad'ın cesedinin Mekteb'i Tıbbiye'ye bağışlanmasını önlemiştir, ama Beşir Fuad'ın cesediyle ilgilenmemiştir. Yaşadığı çağın koşullarını aşmış bu yazarın Eyüp'te gömiilü olduğu söyfenir ama nerede, bilen yok; ne zaman Beşir Fuat'ı hatırlasam hep Yahya Kemal'in o güzelim iki dizesi dökülür dudaklarımdan: "Belki hâlâ o besteler çalınır/ Gemiler geçmeyen bir ummanda"... Belki bir gün bulunur Beşir Fuad'ın mezarı... • SAYFA 3 KİTAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle