24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. ginç ipucu, Lunaçarskı'den çevirdigi Sosyalizm ve Edebiyat adlı kitapta oulunabilir. Lunaçarski, Marksçı eleştirmeni "yeterli bir kuramsal deneyimi olması yani her yapıta nesnelce, tarafsızca yaklaşmayı bilmesi ve onun toplurnsal köklerini, toplumdaki yerini, belirli bir çağın toplumsal ilişkiîeriyle yakınlıklannı, hepsinden önce de zamanını ortaya çıkarması gerekir" diye tanımlar. Asım Bezirci'nin özellikle monografilerindeki, kılı kırk yaran titizliği; Bütün Şiirlerındeki her şiirî notlama çabası; eleştiri ve incelemelerinde matematikselkesinliğe ulaşmaya çalışan "kanıt"ları düşünüldüğünde onun gerçek bir Marksçı eleştirmen olduğu açıktır. Asım Bezirci'nin incelemelerine konu ettiği ozan ya da yazarlann hepsinin toplumcugerçekçi olmadığı dikkatinizi çekmistir. Örneğin Edip Cansever. Lunaçarski'nin şu saptaması, onun değişik dünya görüşlerinden yazarları eleştiri/inceleme odağına alışını açıklar: "Toplumbilimsel bir kuram, toplumun bilimi olduğundan, Marksçılık edebiyata değişik açılardan yaklaşabilir. Örneğin onda toplumun bir yansımasını görebilir. Bu yansıma; gerçekçi yapıtlarda bulunduğu gibi, gerçekçilikten çok uzak yapıtlarda da bulunabilir. Marksçılık sanat yapıtlarını belirli yaşam koşullarını az ya da çok gerçekçi bir tutumla yansıtmalan açısından inceleyip cözümler." Ikl Asım BBZIPCI Asım Bezircı'yı kı^ı olarak tanıyanlar da, yazılarından tanıyanlar da onun kişiliğinin birbiriyle çelişmese de uyuşmaz gibi görünen iki yanı olduğunu sezmişg lerdir. Bir yanda duyarlı, çabuk incinen, kimseyi incitmek istemeyen, neredeyse "müşnk" bir Asım Bezirci; öte yanda kesin yargılı, katı denüecek kadar ilkelerine bağL, tartışmaktan, kalem kavgasından kaçmayan "kuralcı" Asım Bezirci. Bu iki tutumu, onu çok genç yaşta tanıyan biri olarak uzun süre çözemediğimi söylemeliyim. Şimdi Lunaçarski'nin kitabını okurken, Bezirci'nin de ne zaman yüreklendirici ve sabırh, ne zaman katı, direngen ve kavgacı olduğunu hatırlamaya çalıştım. Şu iki ayrı tavnn önerilmesi yüzünden: "En iyi eleştirmen yazara coşkuyla, hayranhîda yaklaşabilen ve hiç olmazsa, onun için kardeşçe bir iyi niyet beslediğini kanıtlayan kımsedir. Marksçı eleştirmenin öğretmenliği ancak şu yolda olabilir, olmalıdır: Yazarlara, özellikle genç yazarlara kapılacaklan biçimsel yanlışları göstermeK..." (...) Marksçı eleştirmenin taşıdığı dövüşken ruh, düşüncelerini keskınce belirtmeye götürür onu. (...) Marksçı eleştirmen saf olmamalı, hatır gönül tanımamalı (tersi, kendisi için büyük bir günah olur) ve iyiliksever olmalıdır. Olumluyu ortaya çıkarmaktan ve onu bütün değeriyle okura bildirmekten sevinç duymalıdır. Yardıma koşmayı amaç edinmelidir: Yön vermeli, önden gitmelidir, şişirilmiş yalancı değerleri kolayca söndürüp yok eden eleştiriye emek vermeli, buna karşılık, eğlenmenin ya da aşağılanmanın yıldınmlı oklanyla "muzır ı mahvetmeye ancak ender durumlarda çaba harcamalıdır." Asım Bezirci, Marksçılığı iyi özümsediği için mi gençlere yol gösterici ve sevecen davranıyor, eleştirmenlerle kalem kavgasından çekinmiyordu? Yoksa kişiliği, doğal olarak yan tutmadan sevecenliği de, ilkeleri, nesnelliği onu zorunlu kavgalara götürüyordu.. Bence ikisi de. Hele gençlerden söz ederken, "gül de güzeldir, karanfil de" deyişini, yazışını anımsayın bir. O, umut gördüğii hiçbir filizi, ezmekten yana değildi. (Bu satırlann yazannm da bu sevecenlikten, yüreklendirmeden aldığı güçle, yazmayı sürdürdüğü bilinsin isterim.) SAYFA 4 m 'Tüm Yapttlari nedeniyle bir kez daha anıyoruz. Asım Bezirci JLsm Berird va f * 1 Bezirci'nin kitaplarının listesine şöyle bir göz atıldığında bile onun şiire verdiği önem göze çarpar. Şiirimizdeki aşın uçlar, içerikten çok biçime yönelişler onun tartışmalara yol açan ele|tirilerine çekmistir. Hemen herkes, tkınci Yeni Olayı adlı incelemesini anımsar. Okuru eğitmek içinse hep seçkileri yeğlemiştir, ilk seçkisinin başlangıçtan bu yana kapsamlı bir seçki olduğunu anımsıyorum. Halk şiiri, divan şiiri, Cumhurivet dönemi ve 1960'lar şiiri... Galiba May basmıştı. Öldürüldüğünde de, bir halk şiiri seçkisi basılmak üzereydi. Kuşkusuz, şıirin okumaya yatkınlığı arttınşınm, sevılişinin pavı vardı bu tavnnda. Bir de, şiir üstüne, biçimcilik oyunu çok oynandığından, doğru ile eğitmeyi denivordu. Asım Bezirci'nin DU konudaki bütün çabalan saygıdeğerdir, ancak "soran, düşündüren, değiştiren" bir ozanyazar olan Bertolt Brecht ile ilgili çalışması hepsinden önemlıdir. Halkın Ekmeği adlı bu çalışmada, şiirleri A. Kadir ve Asım Bezirci birlikte çevirmisler (yalnızca A. Kadir'in çevirdikleri de var) Brecht ile ilgili yazıları ise Bezirci seçmiş ve çevirmiştir. Jorge Amado, György Lukacs, Rene Wintzen Brecht'i tanıtan, açıklayan bu önemli bölümün yazarları dır. Brecht, dünya görüşü ne olursa olsun, sıradan her emekçinin özlemlerini dile getirisiyle, sömürüsüz, savaşsız bir dünya özlemiyle, Bezirci'nin barış şiirleri seçkilerinin devamı gibidir: "Evler yakılmasın bir daha,/ bombardıman uçaklarını kimse bilmesin./ Dolsun geceler uykuyla. Cezasız olsun yaşamak/ Analar ağlamasın./ Öldürmesin insanlar insanlan/ Versin kendini herkes bir ise./ Onur duysun herkes yaptığından./ Elde etsin gençler istediğini,/ yaşlılar da hoş görsün." Halkın Ekmeği, Asım Bezirci'nin sevdiği bir arkadaşıyla birlikte yaptığı bir çalışma değildir yalnızca. O, bilüirisiyle, özeniyle Bezirci'nin ilkelerini yansıtır. Kitabın sonundaki bölümse onun çalışmalannın sonunda yaşadıklarının özeti gibidir: Aklanma (Beraat) Kararı. T.C. Sıkıyönetım Komutanlığı 3 No'lu AskeriMahkemesi'nin 1983'te Halkın Ekmeği için verdiği aklanma kararı, Bezirci'nin kitapları, örgütlenme çalışmaları (Türkiye Yazarlar Sendikası, Barış Derneği) için yargılanmalannın özeti gibidir. Asım Bezirci, çalışkan biryazardı. Son yazısını 2 Temmuz 1993 günü saat 14.00'te yazdı. Madımak Oteli'nde. Bu yazı, otelde kuşatılan sanatçıların durumunu yetkililere duyurmak amacıyla düzenlenmiş bir bildiriydi. "Gelişen olaylar nedeniyle yetkililere ulaştınlamayan" bu metnin fotokopisine bakıvorum. Asım Bezirci'nin özenli yazısı, okurlanna, dostlanna imzaladığı kitaplardaki kadar serinkanlı. Anlatımı eleştirilerindeki tutarlı ve yan tutmaz tavırda: "Pir Sultan Abdal Derneği'nin aldığı karar uyannca Sivas'ta büyuk halk şairi Pir Sultan Abdal'la ilgili bir sanat ve kültür etkinliği düzenlenmiştir. 14 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek bu etkinlik için ilgili ve yetkili makamlardan gerekli yasal izin alınmıştır. Bu et Bezirci ve edebiyat elestirimiz FERİDUN ANDAC debiyat eleştirimizin bir geleneğinin oluşup oluşamadığı, natta bugün bir eleştiri okulunun varlıgından bile söz edilemediği tartışılagelir. Oyle görülüyor ki, bunun önünün pek de aunacağı yok! Neden mi? derseniz: Bizde eleştiriye/eleştiri anlayışına bakısımız değişmeaiği surece, bu böyle süreaurur, ne yazıkki! Bu konu, hatta hatta 'eleştiri sorunsalı' demeliyim, her an gündeme gelir.enine boyuna konuşulur, sözler edılir. Bir turlü de karara vanlamaz! Aslında, içindcn çıkılamaz bir şeymiş gibi baloldığından değil; eleştiriye pek p E rim verilmediğinden; sanatın, edebiyatın sanki onsuz da olacağından ima edilerek söz etmek çabasıdır bu olsa olsa. Yıllar önce; "en güzel dileklerimle" diyerek imzalayıp, bana verdiği Bilimden Yana/Sosyalizme Doğru* kitabını okuduğum Asım Bezirci; beni, daha işin basında, bu yerleşik yargılara kapılmaktan kurtarmıştı demeliyim! Bezirci; edebiyatın, sanatın onsuz olamayacağını hem bu kitabıyla, hem Nurullah Ataç** monografisiyle, hem de Sosyalist Gözle Sanat ve Toplum *** çevirisiyle ortaya koyuyordu. Kuşkusuz, onun eleştiri yolundaki çabası, emeği salt bu kitaplara yansıyanlan içermiyordu. Ama, Bezirci denildığinde, benim aklıma ilk gelenler bunlardı her zaman. Sanatın toplumsal işlevi, toplumda sanat, toplumcu sanat; toplumcu gerçekçilik, eleştirel gerçekçilik; edebiyat ve eleştiri, öznel eleştiri, nesnel bilimsel eleştiri vb kavramların yoğunca tarüşıldığı, kavranılmaya çalısıldığı bir dönemde Bezirci'nin bu yönaeki inceleme, eleştiri yazılan ve çevirileri önem kazanıyordu. O, bir bakıma da; o güne değin oluşagelen kalıta sahip çıkarak edebiyat eleştirimizin önünü açabilecek çalışmaları sergiliyordu. Bezirci, andığım ilk kitabı iki kitabın bir araya getirilmesinden olusuyor. Ilkinde yer alan "Denemeciler, Eleştirmenler'', (• U L £ I I I L VERENLEK Orhan Kemal/ Asım Beztra /Evrensel Basım Yaym/269 s. Orhan Velı/ Asım Beztra /Evrensel Basım Yayın/176s Pir Sultan/ Asım Beztra /Evrensel Basım Yaym/485 s. GüleDil Verenler/ Asım Beztra /Evrensel Basım Yaytn/159 s Bilimden Yana/ Asım Beztra /Evrensel Basım Yaytn/268 s KültürVe Edebiyat/ Asım Beztra /Evrensel Basım Yaytn/214 s SOSYAIİ7MI DOI, III Nazım Hikmet/ Asım Beztra /Evrensel Basım Yaytn/272 s Seçme Hikâyeler/ Asım Beztra /Evrensel Basım Yayın/566 s. tkinci Yeni Olayı/ Asım Bezıra /Evrensel Basım Yayın/363 s Sosyalizme Doğru/A» w Bezira /Evrensel Basım Yayın/174s Seçme Romanlar/ Astm Bezira /Evrensel Basım Yaytn/520 s TürkYunan Dosduk Ve Barış Şiirleri/ Asım Bezira /Evrensel Basım Yayın/248s SAYI 538 CUMHURİYET KİTAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle