Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kapak konusunun devamı. •* bir tarudıklannın bürosundan kalk gidelim "usulüyle" sabahın 6'sında ahp bana armağan etmişlerdi. Bütün yazılarımı işte o daktiloyla ya2dım. Bu saygıdan ötürü bilgisayara geçemediğimi de oruara her zaman sevinçle söylüyorum. Yaza yazan Iiseli arkadaşa duyulan bu saygı karşısında yine eğiliyor, onlan selamlıyorum. 1974'te okulun tiyatro salonunda "Bir Delinin Hatıra Defteri" adlı Gogol'ün tek kişilik oyununu öğretmenim Güler Paze ile yönetip, oynadım. Hafta sonJarı günde 3 seans oynuyordum. Bitkin düşüyordum ama, mutluydum, dolu dolu oynuyorduk. Bilet ücreti bana hatırı sayüır bir burs sağlıyordu. Oyunu, Fatih Şehir "fiyatrosu'nu kıralayıp, orada oynadım. Lise öğrencisiydim, seyircilcrim yine Kocamustafapaşa'nın o güzel insanlanydı, artık oyunumuza protokol bile iki gösteriyordu. (Koca M. Paşa bölgesinin bu ilginç ve anlamlı tiyatro potansiyeli için Cumhuriyet Pazar Eki ne 1985 te geniş bir yazı yazmıştım: "Tiyatronun Uyuyan Güzeli: KMP.") Ah, olanak olsaydı, orada bir bölgetiyatrosuyaratabilir 'Zamanj kendi üzerine katlayan yazar Ülkii Avvaz Ortam buydu. alanı, uğraşısı söz konusu ise, yaşam alanı iyi kötü baştan aşağıya planlı programlı Yer yer, çocukluğunun izleri öykü ve oyunlannda izleksel olarak beliriyor. Önce, yürümez. Birikim evet, fakat o birikım de yaztya aralanan kapıdan girelim... Bu bulu$ ne? Deneyimler, doğrudur; doğrudur ama hangi torbadan çıkar bunlar. Sezgiler, algıtnantn öncesine ve sonrasına... larda keskinlik, gözlemler, uzaktan bakma "Gelmiyorsa lar; elberte; ama hangi sayfalann gülüdür bazı seyler bunlar? Kimseler bilemez, Osmanh kançocukluktarlanna yüklenemez. tan... " der BehAntik Yunan sanatı ve felsefesi için Marx, çet NeAntik Yunan, insanlığın çocukluk dönemicatigil. dir, der. Aristofanes, Eflatun, Aristo, SoS an a t fokles, Aishiklos, Yunus, Mevlâna... onlann yapıtlannı yorumlamakla kendimizi kurtardık bunca yıl. Ne matbaa vardı, ne bilmem ne. Çocukluk bence insanın yaşama, algılama, öğrenme, yaratma sürecinin bütünüdür. Bu nedenle G. Jung'un kitaplarından öğrenmeyi araIıksız sürdürüyorum. Bu 1975 yılında Artvin Kültür Derneği'nde durum, insanoğlunun orHaşmet Zeybek'in "Alpagut Olayı"nı sahtak paydasıdır, denilebineye koydum. Ben liseyi yeni bitirmistim, lir mi? oyuncular üniversiteliydi. Kısa zamanda, ti Sanıyorum radyo yatronun, açıkoturumun hevesinden farklı oyunlart yazıyordun, bir şey olduğunu anladılar. Doğu Karadeilkten! Neden radniz turnesine çıktık. Ilk oyunumuzu Arhayo oyunu, seni vi'de oynadık. Ertesi gün oyun yasaklandı. çeken neydi? 28 gün Hopa'da kaldilc misafir, izin çıkma Radyo dı. oyunları 1976'da A.Ü. DTCF Tîyatro Kürsüyazarak sü'nde öğrenci oldum. edebiyat Buraaan hareketle, daha öteye uzanalım çahşdilersen. Çocukluğuna... Seni asıl yazı ve malanokumayla bulusturan ortama... na baş• Çocukluk o altın çağın bir bölümü özgür kırlarda, bayırlarda, ırmak boylannda geçti.. Düşlerle dolu; ne tren görmüştük, hem kendi üstüne kapanmaktadır. Ülkü Ayne vapur, ne deniz.. Ama düslerimizde aravaz bu oyun sahnelenirken seslerin, ışıklayıp duruyorduk herkes gibi biz de uzak dinn, nesnelerin bir düş ortamı yaratacak biyarlan. Sonra büyükannenin masaüan, eşçimde kullanılmasını istemiştir. luya hikâyeleri... Yeniden Yaratma, yazann ilk oyunu olan Sonra birden büyük kent.. Vilayet Hademei Devlet, bir aşk ve savaşım Bağlanma ve son oyunu olan GeriyeBahma, Prof. Dr. SEVDA SENER Doğadan koparılıp alınmıs duygusuna öyküsünün, seyirciyi hem düşündürecek, konulan yer yer örtüşen bir üçlü oluşturur. kapılmıştım. 9 yasındaydım. Özgürrük son w w hem de ilgiyle izlenmesini sağlayacak bir Troya'yt özlüyorum da benzer öz ve biçim bulmuştu besbelli; masal dünyalar ycrini lkü Ayvaz, dördü sahnelenmiş, yedi biçimde oyunlaştınldığı bir tarih oyunuözellikleri taşımaktadır. Bu dört oyun yazabambaşka şeylere bırakmışa. Ileriyi düşlererişkin oyunu, çoğu sahnelenmiş çodur. nn on beş yıllık yazarlık serüveni içinde döken, bu kez geçmişi mi düşlemeye koyulcuk oyunlan, uyarlamalan ve ÇOK sanüp dolaşıp aynı deneyimi sürdürmeye, muştum, ne! yıdaki radyo oyunlan üe kendini kanıtlami| Ülkü Ayvaz'ın, Bağlanma, Yeniden Yarat kendine özgü bir deyişi mükemmelleştirbir oyun yazanmızdır. Hem erişkin, hem EvttoMMtapiar ma, GeriyeBakma, Troya'yt Özlüyorum ad meye çalıştığını gösterir. Bu deyişin ana ÇOCIIK oyunlan ile çeşitli ödüller kazanmışözelliğı, yazann insanoğlunun ezeli dürtüÇocukluğumda evde kitaplar vardı delı oyunlannda ise çok farklı bir kurgulama tır. Ülkü Ayvaz'ın kimi oyunlannda denensü saydığı kendini arayış temasını sahnede «diydim ya; baba, bunlara raf yapmazdan yöntemi uyguladığı görülür. Bu oyunlarda mi§ kalıplarla yetinmedıği, kendine özgü sözcüklerden, seslerden ve görüntülerden önce kendisi harika bir marangozdu aynı insanın kendini arayışı söz, ses ve renklerbir deyiş, bir biçem arayışı içinde olduğu, oluşan masalsı bir atmosfer içinde ifade etzamanda kitapları, değme mücellite taş çıden dokunmuş bir imge örüntüsü içinde sözcüklerle, görüntülerle, scslerle, ışıklakartırcasına iplik dikişle cilder, onlan işken'ansınlmıştır. Yeniden Yaratma'd&insanoğ mesidir. Bu amaçla, kişilerin, durumlann, mayla bir irhgelem dünyası yaratmaya çalışzamanın ve mekanın seçiminde genellemecede tutkallayıp bekletir ki, cilt kapağı ebunun çocukluğundan gencliğine, gençlıüğı görülür. Anlamı, metnın alt katmanlalere basvurulmuş, soyut bir ortam yaraölrudur, desenleri harikadır. ğinden olgunluğuna ve yaşlıuğına kadar yarına gizlenmis olan bu oyunlann sahnelenmış. Ülkü Ayvaz sahnelcmeningerçekçi olDedem ise annemin babası amatör bir şamı boyunca bir arayış içinde olduğu gösme aşamasmda öncelUde titiz bir ön dramaköy imamı idi. Yoksul köye maaşlı imam taterilir. İnsan yaşamının anlamını, amacını, maması üzerinde ısrarla durur. Buna karşın, turgi çalışması yapılması, sözün, görüntükonuşmalann, tanıdık, davranışlann yöreyin edilmediğinden büyükbabam bu işi göşiirini arar. Bu arayış sürecinin belli başlı dunün, ışığın, seslerin yazannkine koşut bir sel olduğu, soyut bir düzlemde de olsa bu nüllü üsdenmişti. Törenleri o hazırlar, soraklannda sevinçler, düş kınklıklan, üzünduyarlıkla cle alınması gerekir. Bu bakımoyunlann Anadolu gerçeğine temellendiği nuçlandınrdı. Bir kuruş kabul etmezdi; yaltüler yaşar. Arayan insanın eylemi yola çıkdan Ülkü Ayvaz'ın oyunlarının sahne üzegörülür, var yakar bazen kefenden artan o "bembemakla başlamıştır. O yolda delikanlı oldurindeki basansı doğru yönetmenini bulmayaz bezdcn yerirlerdi ona; o, gelinlik kızğu, baba olduğu, adam olduğu görülür. YüBağlanma, yazann Dede, Baba, Küçükosına baglı kalmıştır. lara, çeyizlerine koysunlar diye armağan rür, yorulur, ata biner, yaralanır, suya ulaşır, ğul'dan oluşan üç kuşağın öyküsünü, anıÜlkü Ayvaz oyunlannda farklı anlatım olarak verirdi bezi. yöntemleri denemiştir. Valti Vilayet/Hade annır, erince erer. Daglar, ormanlar, sokak lann çağrışımsal düzeni içinde yansıttığı Dede, okumakla bozmuştu aklını. Okular, kender,yola gidenin durmadan değişen oyunudur. Bu üç kişi arasında, bir düş atmeiDevlet adlı oyununda, sonraki oyunlayacak "nesneyi" nerden bulacaksın o sıramekânlandır. Yola gideni geride kalıp onu mosferi içinde yaşanan sevgi ve bağhlık da, rından farklı olarak tarihi bir olayı gerçeklar. Rüzgâr, ötelerden bir gazete parçasını bekleyenler tamamlar. Kadından, çocukbaskı ve zulüm de yaşamm gerekleri olarak çi bir anlayışla ele almış, toplumsal temayı getirmiş, çalılar arasında, dedenin gözleritan ve yaşbdan oluşan bekleyenlcr evde, yansıtılmıştır. Ataerkıl aile düzeninin gösöne çıkarmış, klasik bir kurgulama ile bine buyur etmiştir. îkinci şansına kadar, okur bahçede, tarladadırlar. Onlann mekânı detergesi olarak dede, oğlu ve torunu üzerinçimlemiştir. II. Mahmut döneminde Ayallah okur o gazete parçasını... Böyle idi işğişmez. Onlar toprağı işler, ekmek yer ve de kayıtsız şartsız bir egemenlik kurmuştur. dın'ın Atça ilçesinde yönetime başkaldıran te. Bu, benim şansım falan değil, hepimizin söylesirler. Yola giden hem tehlikevi, hem Otoritesini insafsızca uygular. Bu baskının Atçalı Kel Mehmet'in, ağanın luzına âşık hikâyesidir. güzelliği yaşarken, onu bekleyenler bir yanuyandırdığı öfke ve kin, dede ile torunu olmasıyla başlayıp dağa çıkması, taraftar Biz çocuklar onu hayranlıkla izlerdik; bir dan korkuyu, bir yandan dinginliği yaşararasındaki karşı konulmaz sevgi ve güventoplayıp Aydın yöresinde yönetime el koyanlam veremezdik ama, gizli bir saygı hep lar. Yazar, bir köşede oturmuş, yazı makile dengelenmiştir. Görüldüğü gibi, oyun soması ve devlet güçleriyle çatışması ile geliyüreğimizde yaşar idi. Bizim insanımızın runasında yola gideninin tehlikelı serüvcnini, yut bir düzlemde sunulmakla beraber, ele şen, eski yöneticilerin yapııklan hatalara dünu zengindir, müthiştir. geride kalanlann sabırlı bekleyişlerini öyküalman durum ile Anadolu'nun kırsal kesişüp yenügiye uğramasıyla sonuclanan bu leştirirken bir yaşantı gerçekleştirir. Aslınmindeki aile ilişkilerine gönderme yapmakoyunda, Osmanlı döneminde halkın baskı Babanın ebru ile cildediği kitapların dıda o da bir arayış içine girmiş demektir. tadır. Bu ortamda töre baskısı ile sıcak inaltında tutulması, ağır vergiler altmda ezilşında bir kitap var ki, ilk kitaplardan; sanıBekleyenlerin ve yoıa çıkanln öyküleri üç sani ilişkilerin birlikte yaşandığı gösterilemesi, adalet ve eğitim kurumlarının haksız nm düşdünyası, büyüsü beni çekmişti, ilk bölümlü sahnede eş zamanlı olarak gelişir. rek evrensel bir gerçeğe yöresel Dİr renk kayönetime yandaş olacak biçimde yönetilokuduğum kitap ne anladım bilmiyorum Oyun kişileri kendı bölümlerinden çıkıp tılmışolur. mesi, hem tarihi gerçekleri aydınlatacak, ama, 14 yaşında gerdeğe girmişe benzer bir ötekine geçebilmekte, böylece kimi zaman hem de güncel benzerlerini çafirıştıracak övünç uyandırmıştı bende: Bu kitap, VolÜçlemenin son oyunu GeriyeBakma, yaortak bir yaşantıda buluşabilmektedirler. biçimde ışlenmiştir. Oyunca toplumsal tetaire'in Candid" romanıdır; kitap saklızann bu türde yazdığı en olgun oyunuaur Zaman kullanımında, şimdiki zamanı, geçmanın yam sıra psikolojik gerçeıdere de yer mızdadır. Baba, bıınu, Bayburt Halkevi kidenilebilir. Öncekilerde olduğu gibi, oyumişi ve geleceği üst üste kadayan bir yönverilmiş, Atçalı Kel Mehmet'in iç çauşmataplığından almış mühür, tarih! besbelli nun sahnelenmesinde gerçekçi dekor kultem uygulanmıştır. Zaman hem akmakta, lan, düş kırudıklan dile getirilmiştir. Valıı "iade" etmemiş, alıkoymuş hanesinde. lanılmaması özellikle belirtilmiştir. Sahne ' ladım. Bugüne dek 32 radyo oyunu yazdım. Dkoyunum "turneÇiçekleri" IstanbulRadyosu'nda oynandı (1974 Eylül). 18 yaşındaydım. Liseyi yeni bitirmiştim. Oyun, bir turne kampanyasını konu alıyordu. Kumpanya sahibiyöneticisi, yaşlı, tiyatro hastası bir sanatçı; tiyatroyu ve bütün hayatını Shakespeare'in oyunlanndaki repliklere göre "yönetiyor". îşler ne denli kötüye giderse gitsin, Shakespeare'in yönlendiricüiğinden asla vazgeçmiyor "Baba". Topluluk seyirci bulamaz olmuştur, ekmek derdi söz konusudur, "Baba" yine^çareyi Shakespeare'in dizelerinde arar. 1erkedilir, özellikle genç oyunculann alav konusu olur.. Olaylar, topluluğun birevierini yan yana getirir sonunda. Çimento, Shakespeare'nin bir tümcesidir: "Ama tutku güç sağlar onkra/ zaman da imkân/ Büyük güçlüklerde bulur/ büyük hazzı insan." Radyo oyunu, bambaşka bir dünya: Sestir, seslerdır... Tıpkı çocukluk gibi... Çok fazla hareket ctmek, tazla yer değiştirmek olanaklan ele geçirilmemiştir. Fakat seslerde, bir özgür algılamadüşlemlemekarşılaştınp sonuç çıkarma edimleri saklı bulunmaktadır. Ünlü Alman şair ve radyo oyunu yazan Wolfgang Weyrauch'ın deyisiyle, radyo oyunu, "Görünmeyen bir Sen'le yapılan konuşmadır." Radyo oyununda beni çeken bir yan da su: Uzaktan "izlemektir" radyo oyunu; fakat o denli içinde olarak, içinde eriyerek... Radyonun yethmendeki etkisinden söz edebilir miyız peki? Biraz 'radyo günleri'nden söz eder misin? Bizim ve bizden önceki kuşaklann biliyorsun, radyoya "minnet" borcu vardır. Edebiyatın seçkin örneklerini, özgün ürünleri radyodan, sanatın tadıyla dinledik... Dahası var; radyo oyununu "ev" insanlannın bir arada dinleme gibi bir üstünlükleri vardı. Radyo, bireye seslenir evet, dinleyen ilgiyi koparmaz; lokmayı çiğnerken, Zengin düs gficfi U Î SAYFA 4 CUMHURİYET KİTAP SAYI S21