Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
f ik biçimlerde yorumlanabilecek bir malzeme, bır kültür zenginliğf olarak düsüttmüştüm. Geçmiş çağın hem içinde, hcm dışında olmamız gerekiyor artık. Nâzım Bedreddin'i yazarken, hem o çağı yaşıyor, hem de bugünün sorunsalını ileri sürüyordu. Bir çeşit imece anlayışının, Anadolu dayanışmasının destanını yaratıyordu, ileriye dönük olarak. Ama gelenekte, örneğin halk sanatlartnda, ortaklasa yaratma, ortak bir beğeni söz konusu deği mi? Oysa günümüz sanatçısı kendiözgün diliniyaratmak, kendi öznelliğini de yapıtına katmak zorunda. Doğru. Folklorik karakterdeki sanat ürünlerinde kullanılan imge sistemi ortaklaşa bir sistemdir. Bugünün plastik sanatçılarının, özellikle de ressamların kullandıkları dil kişileşiyor bir ölçüde. Sanatçı, şu ya da bu modern sanat akımının içinde bulunsa bile, kişisel katkı ağır basıyor. Örneğin, bence, lcilim motirlerinden yararlanan resimlerde bir ya nılgı var. Motifi aştığımız ölçüde yeni bir ortak dile doğru yönelebiliriz ancak. Motifi tekrarlamakla yetinirsek çağdaş olamayız. • Bir elejtirmen "ömür boyu kendıni yineleyenlerden değil her an kendini yenileyenlerdendir Âbidin" demişti sizin için. Bende değişmez etken, dilde ya da anlatımda değişkenlik. Belki iddialı bir deyimle, oluşum. Ki bunda tarihsel olayların payı kuşkusuz büyük. Çağımızda tarih nızlandı. • Bir bakıma, tarihsel olayların izdüşümünde mi yeraltyor bu oluşum? Evet. Bir insan ömrüne düşen (talihi buna yeterse) deney ve görgü payı baska bir çağda yaşayan insanınkine oranla kat kat fazla günümüzde. Bilinen bir şey, ama tekrarlanmakta yarar var: Elli yıl öncesine oranla, insan yaşamının uzunluk ortalaması çok arttı. Aynca, deneylerimiz artık yanlız kişisel değil. Radyo, sinema, televizyon dünyanın en uzak bir noktasında yaşayan insanların deneylerine katılmamıza olanak sağlıyor. Yalnız kendi ömrümüzü yaşamıyoruz. Dünyanın en uzak bir noktasındaki insanların serüvenine gözlerimiz ve duygularımızla, kimi zaman da eylernimizle katdıyoruz. Ömrümüz eşzamanlık aşamasında. Rimbaud'nun bir dizesini, bir kehanetini anımsatayım bu konuda: "Heryaratığabaska birkaç yaşantı ekliydi". • Paris, 5 Arahk 1977 Hıfzı Topuz'un anılanndaki dostları Eski Dostlar Hıfzı Topuz yalnız dostları yazmıyor. Kitabında, basına sonsuz özgürlük vaadedip sonra da verdiği sözü yerine getirmeyen Samet Ağaoğlu da var, Sevr Antlaşması'nı imzalayan ve Topuz'a: "Bu solculuk nedir, marksizm nedir, ben hiç bilmiyorum," diyen Rıza Tevfik de var, Paris'teki Türkiye Başkonsolosluğu'nda çalışıp yıllarca vatandaşlar hakkında Ankara'ya rapor gönderen Recep Zerman da var, şeriatçı Kısakürek de var, hatta 1947'de Ulus gazetesinde demokrasi anıtının üzerine bir şal örtülmesini öneren, 12 Mart döneminde başbakanlığa getirilen ve 1961 Anayasasını değiştiren Nihat Erim bile var. TULAY GERMAN perspektif getirmeye çalıştım," dıyor kitabın "Önsöz"ünde. Bir de, yeni kusakların birçok değerli kişiyi tanımadıklarından, bu kişilerin adlarını bile duymamıs olduklarından sözediyor. Sevgili Mîna Urgan'ın dediği gibi "Belleksiz birtoplum" mu olduk?.. Üniversite düzeyinde öğrenim görmüş gençlerin Sabahattin Ali'nin adını bile duymamış olmalan çok üzücii. Hıfzı Topuz, Mali'li tarihçi Hampate Ba'yın kendisine söylediği şu sözleri de yazmış Önsöz" ünde:"Afrika'da ya§lı bir insanın ölmesi bir kütüphanenin yanması demektir. Ben yaşamım bovunca tüm dıwduklanmı yazdım. Tarihe bir katkım oldu. Siz bunu yapmıyor musunuz?" Evet, bir çeşit görev bu. Topuz, "belleğindeki sanal kütüphanesinden çok şey kurtarmış ve Tristan Tzara'yı, Iacques Prerert'i, Fikret Mualla'yı, Avni Arbas'ı, Pertev Naili Boratav'ı, Bedri Rahmi'yi, Nâzım'ı anlattığı Paris anılarından sonra (Bilgi Yayınevi 1994) görevini bir kez daha yerine getirmiş. *** Sayfaları çeviriyorum. "Bu kapitalist takımına yüz vermeye gelmez," diyen Rasih İle ri... "KüçükSahne 'de.Muhsin Ertuğrul'un tsrarıyla Hamlet rolünde seyrettiğim Nur Sabuncu... Muhsin Ertuğrul'u da mı bilmiyor acaba genç kusaklar?.. Ikinci Diinya Savaşı'nda gizli muıcavemet örgütlerinuc görev alan ve 176 Yahudiyi Nazi kamplanndan kurtaran Faruk Sayar... 1 Iıfzı Topuz yalnız dostları yazmıyor. Kitabında, basına sonsuz özgürlük vaadedip sonra da verdiği sözü yerine getirmeyen Sa H Abldln Dlro ve Mellh Cevdet blrllkte. ıfzı Topuz'un son çıkan kitabı "Eski Dostlar"ı okudum (Remzi Kitabevi). Topuz, Sabahattin Ali'nin öldürülmesi olayının o zamanlardaki tanıklarından dinledikleriyle: "Bu korkunç cinayete yeni bir BERFIN YAYINLARI BERFIN BASIN YAYIN ve T I C . LTÜ. ŞTI. Cağaloğlu Yokuşu. Evren llan. Kat:3. No: 56 Cağaloğlu 34440İManbul Tcl: (0.212) 513 79 (X) Fax: 512 37 20 ABDULLAH RIZA ERGUVEN Tannları Nasü Yarattık Abdullah Rıza Erguven, bu kc/ TANRILARI NA"Büyük olasılıkla her )>ün onlarla karşılaşıyorsuSIL YARATTIK adlı yapıtında; eski çağlardan günü nuz; yolda yürürken, alışveriş yaparken, trafikle boğumüze, neş kara parçasında gelmiş geçmiş dinleri, tannla şurken, sinemaya giderken.. Belki de bir konserde arkarı inceleyip gerçekleri sergiliyor. Bu yılki nızdaki sırada oturuyorlar. Ama siz onları görmüyorsunuz. Kimhilir, belki de artık onların yok olduğunu düşünerek aramıyorsunuz, gazlerinin içine hakmadığınız için oradaki ışığı göremiyorsunuz. genele karşı ördüğünüz duvarların ardında ya$adıgmız için size yaklaşmalarına izin vermiyorsunuz ve yarattıklan aydınlığa arlayık görüldü. kanızı dönüyorsunuz. Ama onlaı; içinde yaşadıklan 01Abdullah Rıza Ergüven'irıPJğer Kitaplan: tanıın tüm bezdirici koşullarına karşııı soylene söylene • Evrenbilim ve Tanrı Kavramı / 2.300.000.TL. de olsa her zanıan oluşturduklun aydınlıgı biiyütmeye. • Dinlerin Kökeni ve İslam'da Reform / 4 500000 yaşamın güzelliklerini bulup ^ıkarmaya, doğayhı bütiin• Tanrılar Neyi Yarattı /1.600 000 • Tarih Boyunca leşmeyi' çalıştılar. Şirndi de birhirlerine kcnetlenerek yaGök NesneleriUFO / 2 000.000 • Yasak Tümceler rattıklan ışık yumağını size iletmck için bu kitabın satıı (Roman) / 2.500.000 • Gece De Güneş Doğar ları arasına girdiler ve sizinle beraher karanhkları delFaikJSulut'un Diğer Kitaplan: (Roman) / 2.300.000 • Kuyuya Düşen Ay (Şiir) / mek istiyorlar. Yardım ediniz onlara..." •Ali'siz Alevilik / 4.000.(XM) •Horasan Kimin Yurdu / 1.600 000 • Acı Sıcak (Şiir) / 2.000.000 • Tabancamın Prof. Esin INAN 2.5(K).()(M) •İslaııı Komüncüleri / 2.5OÜ.OOO •İslam'da İpek Bağı (Şiir) /1 500 000 Cinsel Büvüler / 2.000.000 •Filistin Rüvası / 2.2OO.OOO Kilapçılarda Alamut Piri Hasan Sabbah'ın gerçek öyküsü. Hasan Sabbah, Ömer Hayyam vc Ni/.amülmülk ile hiç okul arkadaşı olmadı. Cennet Fedaileri diye bir örgüt hiç kurulmadı. Haşhaşiler (afyonkeş) Alamut Kalesi'nde asla barınmadtlar. Sahte Cennet kesinlikle yaşanmadı. Marco Polo, Alamut Kalesi'ni hiç görmeden yazdı. Gerçek Hasan Sabbah kimdir, ne yapmıştır? Alamut Kalesi ile sahte cennet efsanesinin aslı astan nedir? "Afyonkeş katiller" (Haşaşiler) deyimi niçin günümiizdeki insaıılan bile yanılgıya düşüriiyor? Bu soruları yanıtlayan eser, Hassan Sabbah hakkında uydumlmuş efsaneleri içeren piya.sa nıalı tüm kitaplara bılim.sel bir altcrnatif niteliğinde. Haçlılar ve Ortodoks İslamciların Hasan Sabbah yandaşları hakkındaki karalama ve ifiiralannı bclgeleriyle ortaya çıkaran bu kitap, Türkiye'de az bilinen İsnıaili mc/.hebiııin gizemli tarihini de açıklıyor. Araştırmainceleme Ödülüne TURAN DURSUN