14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

•• satıldığı bir özdeyiş olmuş diye düşünü• yorum. Peki, neyi anlatıyor, neden söz ediyor bu çalışma? "Sözü Söyle Alana Kulağında Kalana" ve " Dile Gelen Ele Gelir" başlıklı iki bölüm olarak hazırlanan "Dil Kiri El Kiri", bu bölümlerde içerdiklerinin yanında dille, dilin kullanımıyla ilgili geniş kaynakçası ve içeriğinden yararlanmada önemli kolaylık sağlayan diziniyle de Türkçemizle ilgili başucu kitaplarından biri olmuş. Dilimize bu katkısı için kutlamak gerekir Sevgi Ozel'i. P8kl,mipkatkiMT Rıfat Ilgaz'ın "Türkçemiz" adlı şiirinden dizelerle, Türkçemizin "güzellik" gibi "bakım" istediğini, "her sözün en güzelinin Türkçemizde" olduğunu belirleyerek başlayan çalışmanın Sunuş'unda Sevgi Özel, Türk Dil Kurumu ydlannda "dil devrimi bayrağını taşıyanların arasmda" piştiğini, 82 Anayasası'ndan sonra Türk Dil Kurumu'nun "devlet dairesi" yapılarak kapatılmasından sonra ise "kendi isteğiyle oradan ayrıldığını söylüyor. Kurumu bir okul olarak algılayan Sevgi Özel, "Dil Kiri El Kiri"nde "yüzlerce soru" olduğunu ama sorulannın "bir gözünü yumarak ülkede yaşananları görüvor, büiyor gibi yapanlara" olmadığını, hele "iki gözünü yumarak devekuşunu oynayanlara" hiç sözünün olmadığını, sorularına "gençlerin yanıt vermesini beklediği"ni söyfüyor. Özel'in, "Yanıt vermeseler bile birkaç dakika düşünsünler istiyorum. îstemiyor, diliyorum; dilemiyoryalvanyorum" cümleleri dilimizdeki sancının büyüklüğüne dikkat çekiyor. • "Bu kitapta gençlerden saklanan ya da onlara yafan yanlış anlatüan Türkiye Türkçesinin öyküsü var" diyen Sevgi Özel, "sevgi sözcüklerinin sözlüklerde tutsak olduğu bir süreçten geçiyoruz toplumca" cümleleriyle de bu öykünün dil sevgisini, dildeki sevgiyi körelten bir politikaya karşı yazılmış olduğunu vurguluyor. "Birilerinin dilimize olumsuz, sevimsiz, itici, karalayıcı, incitici ne kadar sözciik varsa yapıştırdığını"; çoğumuzun dilin kirlendiğini, elden gittiğini söylediğini; okullarda Türkçe, dilbilgisi, yazın derslerinin tadına varılmadan, nefret edilerek okunduğunu, bu yüzden dili kullanmayı kendi çabalarımızla öğrendiğimizi; Anayasamızın bile dilinin bozuk olduğunu; dilbilimin hiçe sayıldığını ve herkesi dil sorunlarını "bana göre" anlayışla çözmeye çalıştığını; Türkçenin yeniden yabancı dülerin boyunduruğuna giıme tehlikesiyle yüz yüze bulunduğunu söyleyen Sevgi Özel, kurtancı beklemenin yanlış olduğunu, o kurtancının "ben, siz, biz" olduğunu, "dilbilimin ışığiyla aydınlatılacak toplum" olduğunu ekliyor. Mustafa Kemal'in, Osmanlıca denilen yapay dilin altında bile erimeyen, yok olmayan kirlenmeyen, yozlaşmayan Türkçenin halkın dilinde pırıl pırıl kaldığını gördüğünü söyleyen Sevgi Özel, onun öncülüğündeki aydınların Türkçenin üzerinden Osmanlıcanın kirini pasını akıttıklarını, Türkçeyi "Dil Devrimi" ile yıkadıklarını söyîeyerek günümüzde ise iletişim araçlarının halkın dilini olumsuz etkilediklerini, toplumun eğitim dizgeleriyle dil bilinci edinemediğini, kirfenmenin boyutlarının büyüdüğünü ama dil savaşımının bırakılrnasının söz konusu olamayacağını söylüyor. pınl olduğunu, "sözün namus" olduğunu ama "toplumun başka duyguları, duyarlıkları gibi, dil bilinci de yara almaya başladığından bu yana, iletişimin sarp ve dikenli yollarında sık sık tökezlediğimizi; toplumun aynalarının kirlendiğini, kirli aynalara bakarak endişelendiğimizi söylüyor ve ekliyor: "Işıl ışıl aynalar çok uzak değil oysa bize, başımızı kaldırsak bakabiliriz onlara." Aynalara bakıp örnekler veriyor. Evden, işten, okuldan, çarşıdan, pazardan, parlamentodan... Aynalann bir hoş olduğunu, "yöneten yönetilen herkesin konuştuğunu ama anlaşatnadığımızı" söylüyor. Aynalann başka yüzleri gösterdiğini, herkesin hırçın, öfkeli, tepkili olduğunu, aynalann çadadığını, birbirimizi duvmadığımızı söylüyor ve başlıyor bu iletişimsizlikten örnekler vermeye. "Dil Kiri El Kiri" de bu temel üzerinde yükseliyor. "îki dinle bir söyle" diyor örneğin, "yozlaşmayan ne kaldı, neyimiz kaldı?" dıye sorup yaşamımızın tümüyle kirletildiğini vurguluyor. "Dilimiz elden gidiyor" cümlesinin anlamını sorgulayıp çığlık atıyor: "Atatürk'ün kalıtına sürülen hukuk lekesini temizlemek için parmağımızı oynatmıyoruz; okullarda kaynatılan cadı kazanlarına ilgisiz kalarak birer odun da biz atıyoruz; ama dil kullanımındaki özensizliğin nedenini/nedenlerini araştırmadan ya da nedeni/nedenleri göz ardı ederek dil yanlışı yapanın canına okuyoruz... Kimimiz de Türkçeyi korunmaya 'muhtaç' çocuk sanıyoruz. Türkçenin anası babası gibi olduk. Kendi çocuklarımızı ne kadar koruyabiliyor, ne kadar sevebiliyorsak Türkçeyi o kadar koruyabiliyor, o kadar sevebiliyoruz..." Yoksa "kendimiz konuşup kendimiz mi dinliyoruz?" diye soruyor. "Baş nereye giderse ayak da oraya gider"... diyerek milletvekillerinin 1983'ten bu yana içtiği andı masaya yatırıyor. Anayasanın 81. maddesinde yer alan suz, sevimsiz, itici, karalayıcı, incitici ne kadar sözcük varsa yapıştırdı." Sevgi Özel'e kulak vermeyi sürdürüyoruz: "Dilin kirlenmemesi için çaba harcayan bilimcileri, yazarları alkışlamakla birlikte; kitaplar dolusu 'gülünç dil yanlışı'yla, gazetelerin snor ya da 'magazin' haberleri, gülmece dergileri, televizyonların 'televole'leriyle beslenen, ağlanacak haline gülen bir toplumun, özellikle gençlerin karamsar bir dünyaya yönlendirildığine inanıyorum." "Dil Kiri El Kiri"nin yazılış amaçlanndan birini de şöyle açıklıyor Sevgi Özel: "... çocuk ve gençlerimizin dilinin, yolunun açılması için yazıldı. îlk bölümde, ülkemizde dil devrimini, devrim yandaşlarıyla karşıdannın dile bakışını gösteren duygulan, duyarlıkları ya da duyarsızlıkları ele alarak, atalarımızm 'Sözü söyle alana, kulağında kalana" sözünü işledim." "îkinci bölüme 'Dile gelen ele gelir' dedim. Dilimizin öyküsünden bir kesit daha sundum. Yapıtı armağan ettiğim gençlerimizin dünyasından atasözleri, deyimler, çoktan silindi. Genç yazarlar, cevirmenler, gazeteciler, özellikle, atasözlerini, deyimleri, Türkçeye özgü söz kalıplarını ya hiç bilmiyorlar ya da yanlış kullanıyorlar. Bu nedenle yapıtta, ara başlık olarak deyimleri, çokça da atasözlerini kullandım." Uzun sözün kısası "Dil Kiri El Kiri" öykücü, dilbilimci Sevgi Özel'in yalnızca gençlere değil, tersine nepimize armağanı.B Dil Kiri El Kiri/'Sevgi Özel/ Dilbilim/ Bılgt Yaymevt/ Ankara/ Haziran 2000/ 207 y ant metni 59 sözcükten oluşuyormuş ve 59 sözcüğün 11 'i "ve" bağlacı imis. Metni irdeleyen Sevgi Özel, milletvekillerinin çoğunun ant töreninde yanlışlık yaptığını, metindegeçen "laik", "demokratik", "inkılâp", "milli", "sadakat" gibi Türkçe olmayan ve "egemenlik" gibi Türkçe olan sözcükleri doğru söyleyemediklerini ve bunun nedenlerini araştırmaya başlıyor. Metnin yanlış yazıldığmı Ömer Asım Aksoy'un tanıklığıyla belirledikten sonra, metnin sözcükleri değiştirilmeden düzeltilemeyeceğini ekliyor. Eğltlmveltetlşlm DHimizeUengMlyor Dillmbjn öyküsü Kitabın, karamsar bir dünyaya yönlendirilen gençlerin dilinin, yolunun açılması amacına hizmet ettiğini, ilk bölümde dil devrimi konusundaki karşıt görüşleri, ikinci bölümde ise atasözleri ve deyimlerden bolca yararlanarak dilimizin öyküsünden bir kesit sunduğunu söyleyen Sevgi Özel, "dil yarası, gönül yarası" diyerek başlıyor çaiışmasına. însanların duygıuannın diline yansıdığını vurguluyor örneklerle. Bir zamanlar ağızlarından "bal damlayan" tatlı dilli insanlarla söyleşmeye doyum olmadığını, duyguların aynası olan dilin pırıl "Sözcük kullanımı açısından tutarsız, sözdizimi açısından özensiz, yanlışlarla dolu bir metin olan Anayasa, bir ulusun demokrasi ve adalet isteğine doğru yanıt ya da yön verebilir mi?" diye soruyor ve dil konusunda yaşadıklarımızın temeline neşterini vurmus oluyor: "Anayasasında dil yanlışları olan bir ulusun, okul kitaplanndakı yanlışlann, iletişim araçlarında kullanılan yanlış dilin eleştirisi yapılabilir mi?.. Anayasa'dan başlamak gerekmiyor mu dil temizliğine?.." Böylelikle Sevgi Özel'in dil konusundaki düşüncelerinin kaynağını öğrenmiş oluyoruz: Toplumsal yaşam düzenini belirleyen Anayasa, bu Anayasa'ya göre örğütlenmiş eğitim ve iletişim. Işte "Dil Kiri El Kiri"nin dil konusunayaklaşımdaki özgünlüğü ve Sevgi Özel in bu duru ve net yaklaşımla sorunun özüne ulaşmasının gizi. Bu gizin derinlerine indikçe şaşkınlık yaşamamak elde değil. Yaşama tutarlı bakışın, dilin yaşamdaki ve geleceği kurmadaki öneminin bilincinde olan bir aydının bu şaşırtan düşüncelerini okuduğumuzda değiştiğimizi duyumsuyoruz. Duru bir dille, zaman zaman alayla, ironiyle yüklü, zaman zaman bir kararlılı ARKEOLOJI VE SANAT YAYINLARI bellidir", "Olsayı bulsaya vermişler hiç doğmuş", "Kaynayan kazan kapak tutmaz", "Sofu soğan yemez, bulunca sapını komaz", "Emek olmadan yemek olmaz", "Akıllı köprii arayıncaya dek deli suyu geçer", "Kaya uçmazsa dere dolmaz", "Eskisi olmayanın yenisi olmaz", "Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz", "Diken battığı yerden çıkar", "Atüanokgeridönmez", "Harman dövmek keçinin işi değil", "Padişah yasağı üç gün sürcr"... Sevgi Özel, kendi dil serüvenini de yoğurmuş "Dil Kiri El Kiri"nde: îşte kısa bir saptama: "Içimdeki küçük kızfa el ele, baş başa vererek birçok şey kazandım; en az da para... Türkçe'yi, ustalara öykünerek, bir bakıma kendi çabalarımla öğrendim. Önce 'iyi' bir okur olduktan sonra yazmaya başladım." Yazar kitabında "yüzlerce" soru olduğunu belirtiyor: ".. .Kim üstüne alırsa... Bir gözünü yumarak, ülkede yaşananları görüyor, biliyor gibi yapanlara değil sorularım. iki gözünü yumarak devekuşunu oynayanlara ise, hiç sözüm yok... Ben sorularıma, gençlerin yanıt vermesini bekliyorum. Yanıtlama gereksinimi duymasalar bile, birkaçını birkaç dakika düşünsünler istiyorum. Istemiyor, diliyorum; dilemiyor, yalvarıyorum" dedikten sonra Sevgi Özel, kitabına ilişkin şunları da yazıyor: "Bu İdtapta, gençlerden saklanan ya da onlara yalan yanlış anlatılan Türkiye Türkçesinin öyküsü var. Bu öyküyü aktanrken, yaklaşık otuz yıldır tanığı ya da içinde olduğum olaylan, kurumları; olayları ve kurumları etkileven kişileri de anlatmak zorundayım. Bu açıdan bakınca kitapta benım ya da başkalarının anılarını da bulaCUMHURİYET KİTAP SAYI 555 Kendi dU seravenl Yazrtifamacı Sevgl özel son kitabı "Dil Kiri El Kiri'nde Türk çenln iclnde bulunduğu içler acısı durumu gözler önüne serlyor. BELKIS/ZEUGMA HALFETİ RUMKALE çak okur." "Dil Kiri El Kiri" Sevgi Özel'in dile, yazın dünyasına ilişkin deneylerini, anılarını da içeriyor. Günümüz toplumunu da şöyle değerlendiriyor Sevgi Özel: "Sevgi sözcüklerinin sözlüklerde tutsak olduğu bir sürecten geçiyoruz toplumca... Kaba bir el, belleğimizdeki 'güzel, iyi, doğru, hoş, sevimli, sevgili, saygılı, albenili, renkli, ince, içten, güleç, iyimser, özverili, özlenen, özgüvenli, özgürlükçü, yeni, yenilikçi, ileri, ilerici, devrimci, erdemli, uyear...' gibi, yalnız başına kullanıldığında bile içimizi ısıtan yüzlerce sözcüğü sildi sanki. Daha pencereden bakmadan ağacın yaprağının kara, suları bulanık, sokakları kirli, davranışları yoz olarak değerlendiriyoruz. Haksız da sayılmayız. Birileri gözlerimize kara gözlükler taktı, kulaklarımızı tıkadı, elimize fırçayı kara boyayı verdi... Ak olanın, iyinin, güzelin, doğrunun üzerine sailıyoruz fırçayı, nereye rasgelirse... Birileri dilimize olum TARİHE SON BAKIŞ NEZİH BAŞGELEN RIFAT ERGEÇ NEZİH BAŞGELEN HAVADAN ZEUGMA NEZİH BAŞGELEN HAVADAN NEMRUT KITAP DUNYASI FUARI Kültıır Merkezi 5 nolu standa bekliyoruz Akaretter Durağı Ariuısı / Beşıktaş %3O İNDÎRtM ARKEOLOJI VE SANAT YAYINLARI. Hayrıye Caddesı Çorlu Ap. 3;4, 80060 Galatasaray • Istanbul "el 0 212 293 03 78 245 68 38 Fax. 0 212 245 68 77 email:arkeolO]isanat@superonline.com. SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle