05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

' da, 18. yüzyıl filozoflarının işkenceye karşı yönelttikleri suçlamalar göründüğünden çok daha devlct karşıtı nitelik taşır. Hem siyasal, hem simgesel alanlardaki iki ana evrim yolu arasında kesin bir tercih yapmak, yarının Avrupa'sının kuruluşu açısından da belirleyici önemdc değil midir? Bir Cadı Mastlt/Leyla Navarp/Remzı Kitabevi/214 s. Özellikle bizimkine benzer kültürlerde, öfkenin dışavurulması konusunda kadın ve erkek açısından bir çifte standart söz konusudur. Erkeğin öfkesini dışavurması , „ "erkekçe" bir davranış olarak hoşflfi V^'İÜWI'HX1 görülür, kabul edilir ve neredcyse ' *<"<»" desteklenirken, kadın, "kadınsı"lığından kaybetmek, ayıplanmak, "cadı"lıkla suçlanmak korkularıyla yetiştirildiğinden, öfkesini bastırmaya koşullandırtlır. Dışavurulmayan arzular, kızgınlıklar, düşüncelcr zamanla tahrip edici bir güce dönüşür, en olmadık yerde patlayarak, kişinin iç dünyasını olduğu kadar çevresiyle ilişkilerini de yıkar geçer. Leyla Navaro, bu kitabında, kızgınlığın belirtilerine, içimizden gelen ve çevremizdekilerin gönderdiği işaretlere kulak vermenin önemini, kızgınhğımızı ifade etmenin yollarını ve bu tahripkâr gü cü nasıl olumlu bir cnerjiye dönüştürebileceğimizi anlatıyor; yaşanmış örnek olaylardan yola çıkarak ruhsal sağlığımızı korumanın ipuçlarını sunuyor. Yarını Düşünmek/I.ester R. Brutvn Hal Kane/Çeviren: Nilgün Karusağı/Tübitak Tema Vak/t Yayınlart/225 s. TÜBİTAK TEMA Vakfı yayınları arasında daha önce yayımlanan "Gezegenimizi Kurtarmak" ve "Ne Kadarı Yeterli?" adlı kitapların devamı niteliğindeki bu kitap doğal yaşam kaynaklarıyla insanlar arasında giderek bozulan ilişkilerin yaratacağı sorunlara dikkat çekiyor. "Yarını Düşünmek" dünyanın nüfus taşıma kapasitesini besin üretimi açısından değerlendirirken, insan ihtiyaçlarıyla doğanın sınırlan arasındaki çatışmaya da kapsamlı bir Dİçimde değiniyor. Balkan SavaşıA4röw Andonyan/Çeviren: Zaven Biberyan/Aras Yaytnalık/522 s. Yalnız Balkanlar değil, tüm imparatorlukta mutlaka yapılması gerekli reformlar niçin yapılamazdı? Türkiye tarihinin en ılginç ve şaşırtıcı sorunlarından biri de bııdur. Reformun bir gereklilik olduğu ilan edileli bir yüzyıl geçmiştir; ama bütün reform girişimleri başarısızhğa uğramış ve imparatorluk, unsurlarının şikâyet ettikleri kötü yönetimc son vereceğine, onu daha da sağlamlaştırmıştır. Bunun sebebi ne.? Bir devlet, bir halk, her işi başarabilir. Dünkü tabi milletler bile birkaç on yü içinde modern devletler kurduktan sonra, altı yüzyıllık şan ve ihtişamı sırtında taşıyan Osmanlı Imparatorluğu, hele reformun, kendi varlığını sürdürmek için şart olduğunu anlayınca, modern bir devlete dönüşmeiiydi. Düne kadar Jön Türkler de yapabilirlerdi bunu. ülmadı, yapılamadı. Çünkü mümkün değildi. Demokrasi, Barış, Sosyalizm//^» Jaures/Çeviren: Asım Bezıra/Evrcnsel Basım Yayın/150 s. Jaures o gün, Barışseverlerin, Fransa'nın savaşa sürüklenmesini engellemek amacıyla düzcnledikieri toplantıya katıluı, aynı konudaki makalesini yazdı, gazete bürosundan çıkarak dostlanyla birlikte bir kafeye girdi. Bu sırada pencereden uzanan bir namludan çıkan kurşunlar, Jaures'in bcynini parçaladı. Ve ertesi gün, Birinci Dünya Savaşı patladı. Demek oluyor kı, dünyayı paylaşmak üzere kurulan kanlı sofrada yer almak için yanıp tutuşan Fransa'nın egemen şovenmilitarist güçleri; sosyalizm, demokrasi ve banş mücadelesinin simgesi Jaures'i ortadan kaldırmayı en önemli amaçlaruıdan biri sayıyorlardı. Jaures dünyanın önde gelen hatiplerindendi, büyük bir sosyalist ve barış savunucusuydu. 30 yıl boyunca meydanlarda, parlaınento kürsüsünde ve gazete yazılarında, keskin ateşü söylevleri ve yazılarıyla sosyalizmi, insanlığın geleceğini, barışı savundu. Elimizdeki kitap, dünya çapında SAYFA 22 büyük üne sahip bu sosyalist düşünce ve eylem insanının kısa bir biyografisini ve eserlerinden yapılmış bir seçmeyi içeriyor. Onca tşkenceden Sonra/Hüseyin Özlütaf/Evrensel Bastm Yayın/96 s. Hüseyin Özlütaş, sağlık kurulu raporlarından isgücünü tamamen kaybettiğini, kısaca felç olduğunu öğrenince, "kaderim buymuş" deyip duruma alı^madı. tşkenceyle ve işkencelerle savaştığı gibi, i§kencenin sonucu olan bu hastalıkla da savaştı. Inatçı bir savaşın sonunda güçlükle de olsa konusabilir, kalem kullanabilir hale geıdi. Dünyanın değiştirilmesi mücadelesinden de bir an olsun kopmadı. Her olanağı değerlendirerek bu çok yönlü savaşımı sürdürdü. Elimizdeki kitap, Özlütaş'ın felçle, karamsarlıkla ve düzenle savaşının belgesidir. Sosyalist Açıdan Toplum, Sanat, Eleştiri/'Genrgi V Plehanov/Evrcnsel Basım Yayın/206 s. "Sosyalist Açıdan Toplum, Sanat, Eleştiri iki ana hölümdcn oluşuyor. Birinci bölümde Fransız incelemecisi Jean Freville, hem sanat sorunlarını bilimsel sosyalist açıdan çözümlüyor, hem ae ünlü Rus düşünürü Plehanov'un söz konusu sorunlarla ilgili görüslerini açıklayip yargılıyor. tkinci bölümde ise Plehanov'un Sanat ve Toplumsal Yaşam adlı eserinden "Seçmeler" sunuyor. Bunlarda estetik, cdebiyat, eleştiri konuları ile bazı yazarlar ve eserlerle ilgili incelemeler yef ahyor. Böylece, sosyalist sanat ve eleştiri, kuram ve uygulama bakımından bir 'bütün' halinde ortaya koymuş oluyor. Asım Bezirci'nin açık, temiz, güzel bir Türkçeyle dilimize kazandırdığı bu kitap, sanat ve estetik anlayışı konularında temel başvuru kaynaklarından biri olacak. Nezihe Meriç/'Asım Bezirci/EvrenselBaum Yaytn/207 s. Sivas katliamında yitirdiğimiz eleştirmen Asım Bezirci hazırladığı monografilerle de dikkat çeken bir eleştirmenimizdi. Asım Bezirci'nin bu monografi çalışmalarından biri olan "Nezihe Meriç", ilk kez yayımlanıyor. Asım Bezirci'nin bütün eserleri kapsamında okuyııcuya sunulan bu çalışma, tamamlanmış olmasına karşın Bezirci'nin sağhğında yayımlanamamıştı. Bir monografi ustası da olan Asım Bezirci, bu çaüşmasında hikâye, roman ve oyun yazarlarımızdan Nezihe Meriç'i tüm yönleriyle ele alıyor. Birinci bölümde yazarla, yaşamı ve yazarlığı üzerine yaptıği uzun söyleyişe yer alıyor. Devamında Nezihe Meriç'in öykücüfüğünü, romancılığını, oyıın yazarlığını ele alıyor, bu konularda yapılmış değerlendirmelere yer veriyor Asım Bezirci. Kuşaklar ya da Ayvalık Yaşantısı/Âhmet Yorulmaz/Ceylan KitaKUŞAKLAR bcvi/247s. "Kuşaklar", Ahmet Yorulmaz'ın 'Ayvalık Dizisi'nin dördüncü kitabı. Her biri bağımsız, ama okurun dilerse, sıralı da okuyabilece^i dizinin ikinci kitabı "Savaşın Çocuklan"nda, Aynakis Hasan ın, namı diğer I lasanakis'in Girit yaşantısı ve kişiliği etrafında, 'mübadele' sözcüğüyle ifade edilen, Türklerin, Girit'ten sökülüp atılmaları konu edilir. Yurt düzeyinde ilgiyle karşıianan, yankılar uyandıran ve 1998 güzünde, Londra'da, Oxford Üniversitesi'ndeki sempozyumda, verilen bir bildiride Savaşın Çocukları, 'TürkYunan Savaşı'ndan sonra Türkiye'de mübadele konusunda yazılmış ilk ve tek roman' olarak gösterilmis,tir. Elimizdeki bu dördüncü kitap Kuşaklar'da ise, kendisini eğitip yoğuranları, başı dara geldiğinde görüşlerini aldığı Kir Vladimiros ve Vüzbaşı Kemalettin Bey ile sevgilisi olmuş Kira Marigo'dan yoksul kalan Hasanaki'nin, anayurttaki adıyla Hasan Efendi'nin Anadolu, yani Ayvalık yaşantısını; Kemalettin Bey'le karşılaşmasını, mutsuz evliliğini, anayurtta yepyeni bir sosyoekonomik düzende uğradığı yenilginin yanı sıra, Midilli'den gelen mübadilleri, iskân ve tevfız olaylarını, aydın ve öncü kişilikli, ama o ölçüde de probfemli Dr. Şekip Yere'nin dramını; 1923'lerin, 1948'lerin Ayvalık kent yaşantısından kesitler bulacaksınız. Su, Tüyün Üzerinde Bekler/E«« Batur/Sel Yaytnalık/163 s. 90'L yıllarda peşpeşe yayımladığı "Kediler Krallara Bakabilir", "Gönderen: Enis Batur" ve "Kırkpare"nin ardından gelen bu yeni kitapta, yazar, "soru"lan kuşatıyor. Karşısına koyduğu soruları genellikle tartıyor Batur, onlara kesin yanıtlar aramaya kalkışmıyor: Bir buluşlar zincirinden çok bir kayboluşlar zinciri ile okurun önünden kayıyor. Sorulara gelince, onlardan birkaçı, kitabın güzergahını göstcrmeye yetiyor: Godot yoksa güzcl bir kadın mıydı? Korkunun tek umarı mı korkuluk? Ölüm mü insana verilmiş cn büyük ceza, ölümsüzlük mü? Gecenin kaç çocuğu vardır? Zaman nereden gelir, kaydırağımı onarabilir mi? tmralı'nın Perde Arka&t/Oya Armutçu ÎMtnia Ayban/Ümü Yayınalık/144 s. Oya Armutçu ve Lamia Ayhan, genç ve başarıh iki gazeteci. Uzmanlık alanlan yargı... tki yargı muhabiri, Imralı'da gerçeklcşcn son yılların en önemli davalarından Abdullah Ocalan davasının sorgu aşamasından tutuklanması ve yargılanmasına dek tüm sürecin perde arkasını araştırdılar. ücalan davasında yer alan hâkim ve savcıların özellikleri de araştırdıkları konular arasındaydı. Ayrıca kamuoyuna yansımamış bazı raporları da ele geçirdiler bu araştırmalan sırasında. Bu iki başarıh gazeteci arkadaşımız son yılların en önemli davasından , olayı tüm boyutlarıyla anlatan nefis bir kitap çıkarmışlar ortaya. Kendilerini kutlamak gerekiyor Duran 7,amvn/Ayfer Coşkun/Belge Yayınlart/109 s. " Ayfer Coşkun'un bu ikinci kitabmdaki öylcülerde de, bazısının adı "masal" olsa da, yine gerçek yaşamlar var. Kore Savaşına giden bir ba'şkasının nişanlısına yazılan mektuplar... Yatalak bir anneannenin ölene dek sakladığı sır... Tuhaf bir üçleme... Cinler ve cehennem korkularıyla karartılmış çocukluk günleri... Bir Anadolu kentinin, yıllar öncesine ait rengi, kokusu, sesi... ölen ovası, o kentin ve ovanın yerini alan baraj gölü... Yalın, hatta yer yer çocuksu bir anlatımla, kâh masal ın sularında, kâh acı bir işkence hesaplaşmasında bulacaksınız kendinizi" diyor tpek Çalışlar. tskenderiyeli Hypatta/Maria Dzıelska/Çevtren: Gamze Dcmz/Berfm Yayınları/124 s. Hypatia, MS. 400'lü yılların başında Iskenderiye kentinde yaşadı. Geometri ve psikoloji eğitimi almışîYPA'I'IA tı. Matematik üzerine çalışmalar yapıyor, Homeros ve Platon üzerine dersler veriyordu. Yaşamını bilgiye adamıştı. "Güzelliğin ve bilgeliğİn vücuda gelmiş" haliydi. llerici bir kadındı. Yobazlar onu bedenini arçalayarak öldürdüler. Voltaire ir yazısında bu olaydan "Papaz tıraşb köpeklerin işlediği hayvanca bir cinayet" diye söz etti. Hypatia ile birlikte matematik de ölmüştü Iskenderiye'de. De Lisle'ın bir şiiri onun anısını vüzyıllar sonrasında kutsuyordu: "Platon'un ruhu, Afrodit'in bedeni ebediyyen Hellas'ın güzel gözlerine çekildi." C Son Mec\te/Halıl Nebıler/Berfm Yayınları/l 11 s. "Gazeteci tarihin tanığıdır" denir. Gazeteciliğin temel kıırallarından biridir bu... Ama gazeteciliğin kurallan arasında "gazeteci tarihi unutur" diye bir Kural yoktur. Tari hi herkes unutsa bile... Unutmak •ne demek!.. Aksine, gazetecilerin yazdığı her şey, tarihsel perspektifc oturmak zorundadır. Toplumsal yaşamda 2030 yılın, "yaşananları unııtalım" dedirtecek kadar önemi yoktur. Hatta bu kadarkk geçmiş, toplum tarihinde daha dün gibidir. Üstelik yaşananları unutsaydık, bugün Neron, Hider gibi birçok adı tarih kitaplarında bulamazdık. Arkasında 18 yıllık gazetecilik dcneyimi, çoğü ödüllü 14 kitabı bulunan Haiil Nebiler, herkesin tek tek tarih önüne çıkacağını ve bazı geçmişlerin çok acıyacağını "Son Meclis"fe kanıdıyor. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 499
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle