Katalog

Vitrindeki Bu Dünyadan Nazım İyeçti/Vala Nureddtn Vâ Nu/Mılliyet Yayınları/4Ü v Kitabın önsözünü yazan Şevket Süreyya Aydemir şöyle bir değerlendirme yapıyor: ".. 'Bu Dünyadan Nazım Geçti', Nazım'ı en iyi veren ve değerlendiren eser olarak da, onlara (yarınki nesiller) en doğru kay nak ve dayanak olacaktır. Çünkü Vâ Nu, Nazım'ı bütün cepheleriyle en iyi tanıyan, en iyi değerlendirebilen insan olarak da ayrıca önem taşır. Vâ Nu bu kitapta Nazım'ın sadece hayat hikâyesini değil, onun ruh ve sanat aşamalarını da en doğru bir şekilde canlandırır. Evet, Vâ Nu, Nazım Hikmct'in yalnız hayat boyunca en yakın arkadaşı değil, Nazım'ın kendini verdiği eğilimi ve dünya görüşlerini de onunla beraber izleyen ve bunları Nazım'ın hayat hikâyesinde yerli yerine koyabilen insandır..." Defteıw A'mahm/Mehmed Uzun Retüşen BedirHan/Belge Yayınları/144 s. "Salih ve Bedir Han Paşa'nın torunu olan Mehmet Salih Bedir Han'ın anıları nihayet, onun çok sevdiği ve 1910'larda unutulmaz yazılar yazdığı tstanbul'da, yazılışından 79 yıl sonra, gün ışığına çıkıyor. Bu anıların gün ışığına çıkmasını tümüyle kızı, sevgili insan ve benim için ikinci bir anne olan, Rewşen BedirHan'a borçluyuz.... o bunları titizlikle saklayarak, Suriye'de özellikle 1950'lerle birükte Kürtlere yonelik baskınlardan, taşınmalardaki ziyanlardan, hafızanın nankörlüğünden korudu. Sadece korumadı, onlarla yaşadı da. Çünkü anılar hem BedirHan ailesinden ünlü bir Kürt aydınının anıları hem de babasının anıları. Yani anılar aynı zamanda onun varoluşunun aynlmaz bir parçasıydı. Onun varlığına anlam veren, onu geçmişteki görkemli Bedirhani dönemlere bağlayan altın bir zincirdi." diyor Mehmed Uzun kitabın "sunuş"unda. Karanlığın Kahkahası/Ambro.se Bıerce/Çeviren: Sulhı Dölek/fürkıye îf Bankası Kültür Yayınları/134 t Ambrosc Bierce Karanlığın Kahkahası'nda tüm evrensel kurumlan, tüm değer yargılannı sorguluyor; başta Amerikan toplumu olmak üzere, neredeyse bütün insanlıga dil çıkartıyor. Yoldan çıkmış politikacıfar, paraya tapan işadamları, yargılarına güvenilmeyecek yargıçlar, şarlatan doktorlar, dinsiz dinadamlan, sorumsuz kamu görevlileri ve daha nice tanıdık yüz günümüzün herhangi bir toplumundan çıkmışcasına boy gösteriyor elimizdeki kitapta. Onlar kimi zaman hayvan kisvesi altında, kimi zaman da soyut nesnelere dönüşerek kendi gülünçlüklerini ve tutarsızbklarını sergiliyorlar. Yeni Defterden Eski Deftere/Zey"19361944 yılları arasında tstanbul Alman Lısesi öğrencisi olmayıp da Siegfrıed Lenz'i çevirmemiş olsay dım, şımdi l famburg beni bilmiş ve çağırmış olmayacakü. Bu satırların yazıldıği sırada Almanya'da Nazı ırkçılıginın Dazlaklar aracılığıyla hortladığının kanırı olaylar gündeme gelirken, nasyonal sosyalızmın şahlanıs, ve yıkıhb, yılları olan 19)61944 tanhlerı arasında tstanbul Alman Lisesi'ndekı oğreciliğimlc ilgili kimi anılar benı yazmaya iteliyor. Şimdi o eski defteri açıyorum..." diyor Zeyyat Selimoğlu. Eski Anadolu/Kürşat Raşdemır / Kaynıık Yayınları/ 134 s Anadolu, uygarlığın beşiği. Bu topraklarda yerleşik yaCUMHURİYET KİTAP SAYI 496 BJganston Alcvileı! ve D»mırBabaT»kke» mm^^m, ^B^^^^Eİfl •^HjB^Blfl •HfU^Hyfifl yflnflf^HHH l m Bulgaristan Alevileri ve Demir Baba Tekkesi (Derleme)/Çtfiren. M. Türker Acaroğlu/Kaynak Yayınları/280 s. Prof. Dr. tvaniçka Georgieva tarafından hazırlanan Bılgarskite Aliani ^amın geçmışı İL) 6 / bıne kadar iniyor. Yani neredeyse 10 bin yıl önceye... Dünyada uygarlık tarihi kadar derinlere inen başka bir toprak parçası var mı diye düşünüyor insan. Anadolu'nun hemen altı, Dicle Fırat havzasi, Mısır, Çin, llint? Belki... Fakat iju güne kadarkı buluntular, bu alanda rekorun Anadolu topraklarında olduğunu güsteriyor. Bir özelliği daha var ki üzerinde yaşadığımız toprakların, başka yörelerle mukayese kabul etmez; o engin derinliğinin yani sıra, çeşıtlıliği. Hem de kesintisizlikle birlikte oluşan bir çeşitlilik. Bir uygarlıklar sahnesi Anadolu. Tarihin her döneminde, kuzeyden, batıdan, doğudan, güneydcn göç almış. Anadolu birçok kavme kucak açmış. Yerleşmişler, uygarlıldar kurmuşlar. 1 lem var olan rcnklerle karışmışlar, hem de yeni renkler katmışlar Anadolu'ya. Kürşat Başdemir'in elimizdeki kitabı, işte bu zengin tarih içinde okuyucuyu bir gezintiye çıkarıyor. Turandot ve Aklayıcılar Kongresi/Bcrtold Brecht/Çeviren • Sezer Duru/Kaynak Yayınlart/771. EntelJektüellerin eleştirisi, dogmatizmin sorgulanması... Akıl ve akılcılık, entelektüeller ve entelektüalizm: Bütün bunlar pekala emeklc ve toplumla karşı karşıya gelebiliyor. Evrensel bir tema: Uygarlığın doğuşundan bugünlere degİn ıızanan bir insankk sorunıı. Burokrasi, uzmanlar ve sosyalist ülkelerde sınıflaşma prolemine Brecht'in değinmeleri. Nazım Hikmct, lvan Ivanoviç'i yazarken Turandot'tan etkilendiğini belirtiyor. Brecht bu son eseriyle dünyaya veda ederken, 2000'li yıllara kapağı en çok açılacak bir ijaheserini de bırakıOsmanlı'nın Etnik Kö)t.eni/Fuad Köprülü/Kaynak Yayınları/^ s Tarihçi Fuad Köprülü, bu çalışmasında, Osmanlı tarihçileri taraftndan ortaya atılarak 19. ve 20. yüzydlarda bütün Doğu ve Batı tarihçileri tarafından genellikJe kabul edilen, "13. yüzyılda Kayı'ların Horasan'dan Anadolu'ya göçleri" teorisinin, hiçbir ciddi kanıta dayanmadığını ortaya ko, yuyor. Yazar, üsmanlı tarihçilerinin bu geleneksel teorisiyle taban tabana zıt diğer bir teoriyi, "üsmanlı sülalesinin Kayı'lardan olmadığı" Altı Ok Kemalist Devrim/Dog« Perinçek/Kaynak Yayınları/'129 r ' ^^^^^^^^ (Bisertsi) ve Mesimmahalle (Mıdrevo) köylerinde oturan Alevi Türklerinin halk kültürünün başuca konulan ve sorunlan üzerine derlenen bilimsel materyalleri içermektedir. Bu incelemede, ayrıca Demir Baba Tekkesi (Sboryanovo) üzerine de daha çok tarihselkazıbilimsel bilgiler bulunmaktadır. Alevilerin aile gelenek ve görcnekleri, halk inançları, geleneksel giyim kuşamlan vb. ayrıntılarıyla incelenmiş, betimlcnmiş. Alevilerin moral birliğini desteklemek, halk gcleneklcrini korumak ve kuşaktan kuşağa iletmek üzere, gizli toplumsal ve dinsel ritüel topluluğun rolü de gösterilmiş. (Bulgaristan Alevileri) adb bu kitap, Kuzeydoğu Bulgaristan denilen Deliorman bölgesındeki Nasreddin Serin Mavi/Behçet Necati^il/Yapı Kredı Yayınları/'108 s. "... Her şey gibi bu mektubu da sana belirtmeye pek lüzum yok ya o çıfıt çarşısından farksız, eşyalar mezarlığı geniş, rezil ve muhterem odanın, üstü tornavidalar, pash çiviler, bileği taşları ve binbir şeyle dolu ezeli masanın başında yazıyorum. Sabahür; va2İyet FECIDÎR. (Son kelimenin aramızda, karşılıldı gurur ve onurlarımızı bilemek için numara olduğunu unutma.) Ve beni hiç merak etme Eskimo: "lşıyan bir köşe ergeç benim / Sen benim geçidimsin beyaza". Ben sadece kalemi yola getirmeye çalışıyor, şiir yazmaya hazırlanıyorum. Ben belki de, bu tatil başka hiçbir şey yapmayacak, esaslı beş altı şiir yazmaya bakacağım (Tanrı izin verir de yazabilirsem). Ve nedir biz "küçük aile"nin kazancı, hayattan? Birbirimize karşı derinlerde sevgi ve şiirlerdcn 1 başkar " Behçet Necatigil'in ailesine yazdığı mektuplar ilk kez okur karşısına çıkıyor. Şiirlerinde olduğu gibi mektuplarında da "ev aile yakın çevre" üçgeninde dolaşan Necatigil'in sesini bir kez daha, biraz daha yakından duymak ve şiiriyle yaşamının bütünlüğüne tanık olmak isteyenler için mektup var. Okuruma Mektuplar Prospero ile Csliban/Nurullah Ataç/Yapt Kredi Yayınlan/281 s "Okuruma Mektuplar"da, yaşamın kanıksanmış yönlerine ayna tutarak şiir, aşk, ölüm, doğa, hastalık, yalnızlık gibi konularda ilgili tutkulannı, bildiklerini, özlediklerini kendini tüm çıplaklığıyla ortaya koyan bir Ataç var karşımızda. "Prospero ile Caliban"da ise, aydınlartn (mutlu azınlığın) toplumdaki görevi, yazar ve toplum ilişkisi, gelenek, uygarlık gibi konularda bizi çerçevenin dışına çıkarak düşünmeye çağırıyor. Amber/Fdrtt£ Ulay/Yapı Kredi Yayınları/109 s. "Çift dipliler icin sorun hangi dibin kendilerine daha yakın olduğunu keşfedilmeye gelip dayanıyor. Uzaklığı ya da derinliği keşfetmck bakış açıstnı değiştirmeye bakıyor. Dibin derinliği düşmeyi kolaylaştınyor. Şimdi o noktadayım işte. Kolayca düşülebilecek bir yükseklikte. Başkalarından büyük güçlüklerle çaldığını kendimi iki dipten birine bırakıyorum. Artık ayağa kalkmayacağımı sezinleyen kedi kapıyı açıp odadan çıkıyor." diyor kitabının bir bölümünde l;aruk Ulay. Farklı bir kıtadan, uzaklardan seslenen farklıbir yazann, farklı dünyasına konuk olacaksınız bu kitabı okuduğunuzda. Saydam ve metalik bir ortamda sozcuklerin saydam yüzleriyle karşılaşacaksınız. Faruk Ulay tüm okurlarını alışık olmadıklan bir öykii atmosferinde karşılıyor. Bin Dönüm/Jane Smilcy/Çeviren: Mcfkurc liayatlı/tlett\ım Yayınları/İ54 s. Orta Amerika'da, Amerikan ölçülerine göre bile devasa bir çiklik. Binbir emekle (kimi zaman karanlık yollarla) çiftliği büyüten ve gelişmesıni sağlayan otoriter bir baba. Eşi çok önceleri ölmüştür; otuzlu yaşlardaki iki kızı " SAYFA 21 yat Selimoğlu/' l'ürkıye Iş Bankası Küllür Yayınları/IVıl r Elimizdeki kitapta Altı Ok programının hangi devrimci süreçlerde, nasıl filizlcndiği ve serpildiği; ulusal devrimci pratikteki kaynaldarı ve uluslararası kaynaklan; Büyük Fransız Devrimi ile Sovyet Devrimi'ndcn aldığı csin; Cıımhuriyetçilik, Milliyetçilik, I lalkçılık, Devletçılik ve Laiklik arasındakı bağlantılar; Altı Ok'un, Tıirkiye Devrimi'nin yön gosterici program Jkelerı olarak tek tek içeriği; Kemalist Devrim'in kireçlenmesi ve 1950 sonrasındaki "Küçük Anıerika" sürecinde Altı Ok'un geçirdiği sınav ve dersler; CIIP ve DSP hangi deneyimlerden geçerck Altı Ok'ıı tcrk ettiler; Altı Ok ile Sosyal Demokrasi arasındaki ilişki; Kemalist Sosyalist ittifakının ortak programı olarak Altı Ok; Altı C )k tarihte mi kaldı, yoksa önümüzde mi sorularına belgekre dayanarak yanıt verilmektedir. Kitabın sonundaki "Bdgeler" olümündc, Atatürk'ün I lalkçılık Programı, Kendi el yazılarıyla 1931 ve 1937 program çalıs.maJart, CHP 1931 Programı'nın tam metni yer alıyor.