Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GÜLTEKİN EMRE (£ 1TT" orkunç bir uçurumun kena1^ rındayım" diyen Metin CenJL JL. giz'in şiirinde, şiir kitaplarının yayımlanış sırasına görc gczincccğiz. Onun dizeleriyle, imgeleriyfe yiiklü bir yolculuğa çıkacağız şimdi. Hazırsak, başlayalım: Bir Tufan Sonrası, başarılı bir ilk kitap olarak, Mctin Cengiz'in şiiryolculuğunda önemli bir duraktır. O, "karlı bir rüzgâr"da çıkar yola. "gecc menckşeler" takmıştır "saçına." Aslında, o "Bir çığlığın arkasından' koşmaktadır. Aradığı, "Kiremdin kırmızısı, tahtanın ışığı, ışığın kılıcı ve ağıısu"dur. "demirden, topraktan, anılardan" "sızan ışığa" gözünü dayıyor. "taş"ın, "ot"ıın, "bakır tcl"in, "çelik halat"ın çatladığını duyunısuyor. Yürüdüğü "gelişimin saralı izi"dir. Geçipgirtiği sokaklar"karanfil göbeginde çığlık atıyor"dur. Evlcrin pcnccrcfcri "Dirscklcrini suya" dayamıştır. Yaşananlar "Eski bir kışla'dır, "kelepçelenmişgün "dür, "kazınnıış mevsimlcruir. Böyle bir ortamda "Bir şiir açıyordu'V "ka/ranlığın yapraklarını gere gere." O, "Bu gövdc bcnim dcğil artık, biiiyorum" dese de işkencelerden geçen biri olarak, "Bir savaş alanındayız", diyc düşünmcdcn de yapamaz gün, "gül sağan / bir akşam"a dcvrilirken. Sözcüklerinin kimliğini sorarsanız; "Dalgalara' dönüşen bir dünyaya sıkı sıkı sarılmışlardır, bu da şu demektir: "umudar" "cylcmc taşınır" onlarla. Yaşam, eylemdir! Sevdiğiyle "El ele"dir şair, "iki yıldız gibi yana yana dııruyor" durlar. Yüreklerde "deli kasırgalar çatlıyor" olsa da. Metin Cengiz, Bir Tufan Sonrası'nda, neslere yaslanır daha çok; parçalanmış, dağılmış nesneleri bütünlemeyi amaçlar gibidir dizeleriyle. 12 Eylül'ün kalıntıları üstünden yürüyen genç bir şairdi ne de olsa. Onun için napishaneler, ayrılıklar, zulümler, baskılar, işkenceler, birbirinde eriyen sevgililer onu şiirinin omurgasını olusturur. Bağıran, slogana yaslı bir şiir değildir toplumcu temalara eğildiği şiirlerinde; yalın, içc işlcycn bir söylemi vardır Mctin Cengiz in. 2. Kitabı Büyük Sevişme'de Metin Cengiz, "Şiirin Adanmış Yolun"da yürümesini sürdürüyor: "Ufkun imbiktcn süzülmüş hali"dir onun aradığı, şiirine yedirdiği. Onun sözcükleri aşkının "saf cevheri"dirler. Unutulmayan Eylül "baş dönmesi" mi yalnızca? Ya da şairin "daracık hücrelere sığmayan gençliği" mi? Şair, bir "aşk mültecisi"dir, onun aşkı ülkesine, halluna duyduğu büyük sevgide yuvalanmıştır. Aslında "Her yere yasaklı' dır o, "yalnız" halkına "serbest"tir. Yani "aşk şiirin adanmış yolu"dur. Halkının, ülkesinin sorunlarını kendi sorunu bilmiş, bellemiş bir şairdir Metin Cengiz. "Tutup gövdeme sürüyorum seni/Doğuyor tecritimde bakire duygu"yla ncsnclerin "Dcrin sureti"ndcn bakar çevresine o. "salgın ağıt"ların yakıldığı "Hırçın vc zalim bir hayat"tır yaşanan Güz iskeletiyle" Yaşananlarsa "yanan bir orman gibi"uir, "Külün, düşün ve sözün arasında/Acı sabır ve şarkı alaşımıyla." Yani onun şiiri, "dili döven usta" bir "çekiç"tir, yolculuğuysa sürüyordur dur durak demeden. Fırtmalara, siyasal baskıla ra, taşan nchir yataklarına karşın onun şiiri "tığ kaside"ye yazgılı, "yaprak sesi"ne tutkundur; o nedenle, "ezgi "hüzzamlıyor"dur durmadan vc şiirinin öznesini de Karslar belirliyordur. nayatı", "lavla'Van da bir şair olarak kanıtlamıştır kendini. "Urkek ve kararlı" kendi peşinde bir şairdir Mctin Cengiz. Yüreğiyle "kör kalemi sivriltip" banar şiirlerinin kanına kendini. "Sobatajlar yazıyorum suyun belleğine", jjiyor ya, aslıncla politik bir söylemi imler gibi gözüküyorsa bu dize, yaşamın atardamarını yakalamak isteyen bir şairin düşiinceleri olarak da algılanmalı derim ben. Şiirde ne mi yapmak istiyor Metin Cengiz? Yanıtını kendisi şöyle veriyor: "Çünkü köpiikten bir gülü / Yaratma isteğı benimkisi." O, yaşamı "yasın ve kederin göğsünSAYFA 18 Bir aşk mültecisinin şiirleri Metin Cengiz, son şiirlerini, "Gençlik Çağı" kitabında topladı. Şair, daha önce şu kitaplarla şiirseverlerin karşısına çıkmıştı: Bir Tufan Sonrası (1988), Büyük Sevişme (1989), Zehirinde Açan Zambak (1993), tpek'A (1993), Şarkılar Kitabı (1995). den" emer, yüreğindeki "yalım hiç dinmez onun için." Emdiği "a^udan gül olunca şairin, "Dogjnamış giineş tadında hanter'dir göğsünde besıeyip durduğu keder. Kars, onun şiirinde de, agırlığını duyumsatır, bcslendiği ana kaynaklardan biridir, ayrıca Anadolu'ya açılan bir kapı olarak da onun şiirindedir. Böylece, o, "ağulu sınır'ın sairi olarak da, "yolların yaban şiiriyle" buluşur şiirscvcrlcrlc. "Yazlamak" cylcmini de kullanır, "artık göğü yazlamak zor..." "Beyaz Şiirler"dir okurların cline doğan. Cebindeki dinamitlere fal baktıran bir şairdir Metin Cengiz, yani "sesler yazan" da bir göçcbe. Iştc kendisi de itiraf ediyor yolcu oluuğunu: "Bir yolcuyum gizin yolcusu. Büyük Sevişme'de, ük kitabındaki söylemi daha da yalınlaştırır Metin Cengiz. Temalarını aşk,sosyalkonular,geçmiş, ülkenin ;>orunlarında gezdinneyi sürdürür. Şiirinin kanalını daha da derinleştirmeye çalıştığı görülüyor Büyük Sevişme'de. Zehirinde Açan Zambak, 3. kitap olarak buluşıır şiirseverlerle. İlk iki kitabına göre daha uzun şiirlcrin yer aldığı Zchirindc Açan Zambak 'ta Metin Cengiz, yer yer im geci söylcminin dozunu artırırgibi gözüksede,: Çivi Yazısında Kahkaha Medyum'da oldugu gibi, yalın bir söylemin peşinde olduğu söylenebilir. "uçurum lckcsi", bulaşmıştır onun dizelerine, öylesine dcrinleşirkcn yaşamla, "halk kipi"yle halkından kopmadığını gösteriyor dizelerinde" "sözcükJcre cezalı bir çocuk"tur, işi budur da ondan; "mürekkep çalmak" zorundadır şiiri için; "aşk tiryakisi"dir de, scvda olmadan şiir olur? îşte böyle, onun şiiri artık, "ele veriyor' onu. Metin Cengiz'in kendini en çokyağmaladığı, "sesiştiği" kitaplarından biri de tpek'A'dır. Sese, söyleme, dizeye daha yoğun yüklendiği, şiirinin çatısını en iyi kurduğu bir kitaptır da Ipek A. Metin Cengiz, kötü bir not gibi duran tarihi, yakın geçmişi şiirinde ağırlamayı sürdürüyor bu kitabında da. Şair, bu kitabında da, sürgünlüğüyle, yolculuğuyla başbaşadır. Zaman, durmadan cınlar ve ağır aksak geçip gider yanından, elini çabuk tut dercesine. O da, zamana "çatlayan bir tohumun tam icindeyiz", der. Kendini de, şiirdeki kimliğini, şöyle betimler: "Benim dünyaya geccden bir bakışım var", dedikten sonra, şöyle sürdürüyor kendini sergilemesini: "karanlık ülkelerin şarkısıyım ben./.../bir nergis çiçeğiyim yakamda/şarkılarıma lanet, geceye a^ır tcr./iftirayım mutlulukların hcpsine birden/hecelensin adımışair, şer ve şiire kader." (s. 22) "Közdüşümlü eylül"c nasıl gclindigini de şöyle dizclcştiriyor: "cy şiirime tuğrasını vuran/cani ve noyrat za man... cenksiz uyku/atıyorum zarımı bir daha/lıilinmeyen gün batımlarına/ben ki aşklar ve ihtilâller eskittim/başlayan bir günün kasırgası/değil midir şu köpüren si Metin Cengiz'den "Gençlik Çağz" 12EytirünkalnMan •noocl söyteın yanür" (s. 30) Şiirinin genişledigini, yayıldığını da şöyle yedirir şiirine: "güz sesi gibi dağıldıkça sesim rüzgâra/çiçek tozlarına karışır harflerim" (s. 31) Kalabalıldarı, rcnkleri, imgeleri bünyelcrinde toplayan, bol çağnşımlı "dcniz vc orman, "iştc şiir" der. Onun şiirinde "yapraklaryavaşçagüzleşi'r; scsi sese, rengi rcnge, imgcyi imgeye denk getirc getire kuruyor Metin Cengiz şiirini. O, dıle elmas döktürmeyi deneyen de bir şairdir: "simyasından sıyrılıyor söz/ilk fırtına: yanık kokusu/son fırtına: dil ve gonca/ve kendi gcrilimiyle som anlam/birbulutu köpüre köpüre/ve rahminde barut padayan zaman/bir dcprcmi büyiite büyüte/girdabında ciönen bir şiir için/ bir sesten, bir heceden cesaret alarak' (s. 38) oluşturuyor şiirini Mctin Cengiz. "bir imla ve ünlem olarak Metin Cengiz" şiirdeki kimliöini giderck pekiştirir ve imzasını daha da kalınlaştırır, kalıcılaştırır. O, her dizeye "has bir macera", diye bakar, "sağır bir geçmiş"ten gelen kimliğiyle, "asırlık" "uzun bir duruşmada" duyumsar kendini, onun için, "neşteri" "vurur" "tüm lirik sözcükler"e böylece "serap"la kardeş olur. Örselenmiş dilden, tutuşan belleğinden çıkarır şiirini diize. Metin Cengiz, Şarkılar I^jtabı'yla, 1996'da Behçet Necatigil Şiir Odülü'nü alır. Kitap, I lalk Şarkıları, Kareler/lcrek Şarkılar, Ked Şarkıları, Ayrıhk Şarkıları, Aşk Şarkıları, Kendinin Yolcusu bölümlerinden oluşuyor. ' Şarkılar Kitabı'nda Metin Cengiz, dupduru bir dille, söylemlc sürdürüyor yolculuğunu, şiirini. "eski dillerden rüyalı çıkarak, çağnşımı bol, yepyeni bir dil oluşturuyor: "kcdi rüyası nı yorumlayan "gülcü oyuncularla"; "sofu ateş"de yanan kille, "Bahtlarına fclç inmiş"lcrlc, "Tılsımları iğdiş" edilmişlerle, "ledavüle girmiş kıyılar"la, "hayata müdahalc" edenlerle, "dokülen yara'iarla, "büyük duruşma"ları yaşamışlarla, "düşçü çocuk"larla, taşları sökülcn dillerle, naylaz şiirlerle", "kesikbaş mevsimlerle", "bıçkın , "otuzbir"lerle, iri ünlcmlcrlc", "tcrörist sözlcr"lc, "hapscdilmiş korku'larla, "şımarık lodos"larla, "tenha sular'la, "clmas avuntuyla", "aşklamak fiiliyle", "yabanıl imgeler"le, "güzel karanlık "larla, "gürbüz gülümse"melerle, "som lalc"lcrle, "ağır hayal"lcrle, "Taşbaskısı alkışla"rla şiirini bürdüren, "kendinin yolcusu" bir şairdir Mctin Cengiz. Şarkılar Kitabı'nda ses giderek öne çıkar. Metin Cengiz, tek harfler, "tedavüle girmiş kıyılara büyük ayn... a ben" ayn'a bir gönderme (s. 11), gilbi, çift harfler, 'Soyulan anlamın derisi şeyy/günlük yaşam eczası tanrın..." (s. 19) gibi, yinelenen heceier, "bir parıltıydı bu isyan yan/.../bir parıltıydı aradığım dığım/.../kaynakla dolu ülkemin sesiydi iydi" (s. 43) gibi... anlamı yoğunlaştıran değişik denemeleri de ihmal ctmez şiirinde. Metin Cengiz'in şiirini iyice belirginleştirdiği, imzasını iyice öne çıkardığı, sesini oturttuğu kitabı Şarkılar Kitabı'dır. Kitap, baştan sona bir bütünlük içindc. Şiirleri Rimbaud, Mcvlana, I lafız, Şeyh Galib, Fuzuli, Nefi, Bâkî alıntıları bütünlüyor. Geçcn günlcrde yayımlanan, şimdilik son şiir kitabı Gençlik Çağı, Metin Cengiz şiirinde bir başka kavşağı oluşturuyor bana göre. Şiirine hakim bir şair kimliği bu kitabında daha da öne akıyor. Dilindeki yoğunlaşma, arılaşma dana da belırgınlcşiyor. Onun şiirselyolculuğu, kavgası, elbette, sürüyor büyük bir hızla ve çabayla. Yakın geçmişten, yaşananlardan, günliik yaşamadan, aşklardan, ülke sorunlarından süzüyor şiirini Metin Cengiz, demiştik, bu kitabı için de geçerli bu saptama. "selamlar topfayacak şiirdcn şair", diyor ya o, "yepyeni fırtınalarla yeniden lavlayacak/kanını, bu gençlik çağı olacak şairin" (s. 7), demek istiyor aslında. Onun şiirindeki "gür görüntü", gençlik çağındaki şairin, dağınık saçlı aryası olarak, "şiirin bereketini sunmak için halklara" yofunu sürdürür. Şiiriyle yaşamın "kör duğümü"nü şiirden şiire çözer, "sarhoş gök'lere savurur ürettiklerini; işte bu "selin sesidir", bilesiniz. ()nun amacı, "ufuklarda gülleş'eni yakalamaktır şiirleriyle. Metin Ccngiz, "scher ipliği"yle dokucfuğu şiirini "gri sulara" salar, yani "ürperen nalkların" bağrında gönderc çckcr ürettiklerini. O, şiirleriyle, okurun "kalbine bile şah çeke"n bir şair kimliğini korumak için yolcudur bu dünyada. Onda "salgın sararır", kimi zaman "gönül çöl gibi"dir, "plastik çığlıklar"ın yükseldiği bir çağı yaşadığımızdandır bu. O nedenle, "kuytu zamanlar'a gömdüğümüz "gizli güller"i beslemeliyiz gönlümüzde. "ıskalanan hayat"a gebe "zorunlu me nekseler"lcri de unutmamalıyız, biliyoruz ki, "nayat sürgün yazgısı çöl ülkesindedir. Şiirler, "atcş mürekkep'lerle yazılır elbette, "gümlcyen mesafe"ferde, ortalığı inleten "hançer ses"leriyle, "özlemin yepyeni bir dil"lc ifadc ediluiği. O, şiirden şiire yolculuk eden "gezgin" bir "şair" olarak durmadan "imgeler" devşiriyordur, biz okurların dünyasını dcğiştirmek için. Gençlik Çağı nın ikinci bölümü Mescller bâşlıldı şiirlere ayrılmış. Bu şiirlerde Metin Cengiz, daha yumuşak bir söylemin elinden tutmuş görünüyor, yani lirik yani ağır basıyor buradaki söylemin, 24 meselin özü şu sanki: "acıyla scvişirim/ne dc olsa kendi yaşamım" (s. 61). Onun için, bu bölümdeki şiirlerini, Metin Ccngiz, "cprimiş mermer"lerden, "ay kınklan"ndan, "mecaz es"en "lodos"lardan, "ahşap zamanlar"dan, "sabah gülle"rinden, "yaralı artık dildeki us ve tin den geçiriyor büyük bir başarıyla. Metin Cengiz'in şiiryolculuğunun izini, izleklerini sürdük biz ue burada. Onun giderek serpilip gelişen şiirinin içinden şöyle bir geçtik Fransızca dan yaptığı başarılı şiir çcvirilcriylc ve şiir üzerine yazdığı denemelerle de Şiirin Gücü 1994 kendini var kılan. kanıtfayan, Metin Cengiz şiiri altı kitaplık bir külliyata ulaşmış durumda. O, şiirle kendini var kalırken, bir yandan da şiir üstüne düşünüyor ve yazarak açıyor düşüncelerini: geçmiş gelecek, yitirenle var olanın korunması, sevgiyle, acı çekme, ülke sorunlarıyla sınıfsal mücadele, büyük kcnt yaşammdaki bircy boyutundaki gelgitte salınan şiirlerini sunuyor şiirseverfere Metin Cengiz. İşte böyle bir şairle karşı karşıyasınız. Çünkü, o dıkkat edumesi, dikkatle izlenmesi gereken bir şairdir. • Bir Tufan Sonrası, Metin Cengiz, Broy Yayınları, 1988,63 s. Büyük Sevişme, Metin Cengiz, Broy Yayınları, 1989, 70 s. Zehirinde Açan Zambak, Metin Cengiz, e Yayınları, 1993,78 s. tpek'A, Metin Ccngiz, Broy Yayınları, 1993,61 s. Şarkılar Kitabı, Metin Ccngiz, Papirüs Yayınları, 1995, 88 s. Gençlik Çağı, Metin Cengiz, Yön Yayınları, 1998,84 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 487 ŞMiGücü Ş