Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Efesli Herakleitos'u Samih Rifat'ın çalışmasıyla elimizin altında derli toplu bir yapıtla bulmak sevindirici. Efcsliye hep gereksinim duyuyorduk ve duymaya da devam edeceğiz. MUHSİN ŞENER Bir kapalı söz ustası * Aynı ırmaklara girerler başka ve başka sular akar. Aynı ırmaklara eireriz ve girmeyiz. Biziz ve aeğiliz. Aynı ırmağa iki kez girilemez. Bu düşünceler yukarıda söylencn değişim düşüncesini yineleyen düşüncelerdir. Akan bir suyun her anının bir değişiklik içermesinin çok doğal olduğu söylcnmektedir. Bizim insan olarak şu anımızla bunun hcmen önündeki anımızdan far kımız vardır. ü önceki anımızla şimdiki şu an arasındaki insan nitemimiz aynı değildir, aynı olmamalıdır. () nedenledir ki biziz ve biz değiliz. Biz her an yeniden oluruz/oluşuruz. Eğer insan olarak yaşamımızı vc dünyayı bu açıdan de ğcrlcndirmek imkânına sahip isek o zaman yeni bir dünya ve yeni bir yaşam hep vardır/olacaktır. ü yeni insanın ve o yeni dünyanın yeni ve uegişik olanakları da yanında gelmektedir. Dünyaya ve yaşama bu pencereden bakınca yaşamın ve dünyanın hep yeniden kuruldugunu be nimsemiş oluyoruz. Degişim bir yasam biçimi olun çıkmaktadır. Yaşamı ve üün yayı sürekli bir değişimle açıklamaya çalüjtığınızda değişimle birlikte bir değiştirim işlevini insanın yüklenmiş olması gerekiyor. Deöişim ve değiştirim!... Yaşamın ıki ayrılmazıdırlar. İnsanın iki tcmel işlevidirler. Bunlarsız bir yaşam kurulması düşunülemez. * Ters gelenler uyuşur, diyor. Çelişkilerln bir uyumda sonlanacağı anlamınadır bu. Çelişkiler mi uyuşum mıı esastır sorusu tak diye düşüyor ortaya. Ne var ki çelişki de uyuşum da iki aynlmaz olarak geliyor sarmaş dolaş. Yaşamın ve tabii dünyanın iki ayrılmazı. KarşıtlıkJarın sür dürülmesi yaşamı da dünyayı da yokluga götüriiyor. Uyuşum ise bir yeni durum dur, konumdur. () konumdan yürunerek yokluğun bir başka gerçeklikleönünegeçilebilmektedir. Eiesİi, atesin esas olciuğunu söylerken bir bakıma bunu da açıklıyordu. Ateş yanaıken yukan ya da aşağı doğru bir yeni dıırumu da yapılandırmaktadır. Yanan ömeg'in odun ise artık o yanma olayından sonra odun olmavacak daha başka bir şey olarak yenilenmiş olacaktır. () yeniknme odunun köz, ı.sı, dııniiin ve kıil olması anlamma gelivor. Ateş, yanmaya diıenen odun ile karşıtlıgını kciz, ısı, duman ve kül olarak ya da bunlara çevrilerek uyuşum haline geliyor. Bu, durum yenilenmesidir o maddenin. Bu yenilenme ona yeni bir konuın da kazanuırmaktadır. Tabii bu konumun gerçeklcştirilıniş olmasında değişimin de roliinü niç göz ardı edebilir miyiz' * Hades ve Dionysos, ikisi de bir ve onun için sayıklıyorlar, oynuyorlar deli gibi... Busözlerleölümilcyaşamı bir tuttuğunu anlatıyor. Tabii felsefesidir bu onun. Hades yerinaltıdirveölümdür, Dionysos şarap tanrısıdır ve yaşamın tam da kendisidir. Yaşamın iki yüzüdür bu durum. 1 ler iki yiizü de iyi anlamak va kavramak gerekir. Buna işaret etmektedir. Yaşamı böyle anlarsanız gerçeklikten de ayrılmamış oluyorsunuz. Ne var ki onun iki paıiak yüzünün bulunduğunu da hiç unutmamış oluyorsunuz. * tnsanların çoğu kavram^z bunları, her zaman karşılaşsalar da. Oğrenseler de bilmezler, ama bilir görünürler der ken, insanın kadim ikiyüzlülüğünü ortaya koymaktadır. Öğrenmediği halde öğrenmiş, bilmedigi halde biliyormuş gibi yapan bir insandır bu. Evrensel insan budur. Bin yıl öncesinden Efesli bunun altını çiziyor. tnsan bu ikiyüzlülüğünü bir türlü atamadı üzerinden. Atamayacak da. Eğer ikiyüzlülüğünü yaşamayı sürdürmezse bu kez kabak gibi içi ortaya çıkacak. ü zaman çınlçıplak bir bencillikle yüz yüze olacaöız. Bu mu insan diye Lağıracağız. Böyle bir acıyı yaşamaktansa ikiyüzlü olmak yeğdir diyor insan ve bunu tüm aksi düşünce hareketlerine ve dinlere karşı sürdürüyor. Biryandan kötülüğünü söylüyor bir yandan da oııu yaşıyor, sürdürüyor. Çünkü varlığı ona bağııdır. Dinlemeyi bilmedikleri içini konuşmayı da bilmezler saptayımı da insanın bir başka yanını ortaya kor çınlçıplak. Bu gerçeğin de insan tarafından bcnimsenmiş olması mümkünmüdür? Nevarkibir gerçekliktir bu. Efeslinin toplumun dışına itilmesi bu görüşlerinden ötürüdür. O bu görüşlerini değiştirmeyi hiç düşünmemiş. Toplumsalın dışında kalmayı ve yalnız başına ölmeyi bu düşüncelerini sürdürme bahasına seçmıştir. Bir tür düşünee namusu... Anlamadan dinlerken sağırlara benziyorlar. Atasözü onlar için söylenmiş: Bu Samih Rıfat'tan "Herakleitos" H erakleitos'u bir söz ustası olarak Samih Rifat sundu.( 1) Efes'te, 10 540480 arasında 60 yü yaşadığı ileri sürüliiyor. Yaşamının tiinıiinde toplumlahiç uyuın içindeolmamış. Hepkitleyi suçlamış ve ondan kaçmış biri. O nedcnle toplumu ya da kitleyi suçlayıcı sözleri ve tavırları çok. O'nun bu tutum ve davranışmı belki de inatçılıkla anlatmak gerekiyor, bilmiyorum... Yaşamının sonuna doğru doğaya çckilrniş ve orada otlarla beslenmeyi seçmiş. Oyle anlaşılıyor ki beslendiği bu otlar onda riziksel bir rahat sızlık yaratmış. Vücudıı tümden şişmis. Hastalığının acısına dayanamamış olacak ki Efes'e innıiş. Nc var ki yine insanlar içine karışmadan yaşamayı yeğlenüş. Vücu dundaki şişlikler insin diye çocuklar kendini bir gübre yığınının içine gömüyorlar. Büyiikler hiç yanına sokulmamışlar. Temizlenmekte de sıkıntıları olduğu anlaşıbyor. Belki de o nedenle insanların arası na karışamamış. 60 yaşını yaşadığı günlerdir bu günlcr ve tabii dayanamaz ölür. llginç bir Akdenizlidir o. Belki de yaşamının biryansıması olarak bilemece gibi konuşmayı seçmişti. Açık seçik konıışarak insanlara yararlı olmaktansa onlara eziyet ctmeyi yeğlcdiği anlaşılıyor. İnsan lar söylediklerini anlamak için çok eziyet çeksinler istemiş olmalıdır. Zaten seçkiıv cilik onun karakterinin öncmli bir yanıydı. radalar ama yoklar saptayımı sözü edilen tutumun bir başka açıdan yapılmış tanımlamasıdır. tnsan bu durumunu bir türlü benimsemiş görünemez. O nedenledir ki ikiyüzlülüğü sürdürmekte yarar görür. Çok toprak kazar, az bulur altın arayanlar sözüyle kendini savunur sanki. Altını bulmak için çok kazmak gerekiyor. Bakır hemen yüzdedir. İnsan olmak o denli kolay mıdır ki? Altını bulmaya çalışmak gerekiyordur. Onu aramazsanız hiç de bulamazsınız. Belki sizin için sorun da olmayabilir. Ne ki işin gerçeği öyle de ğildir: Zor olan yolun altını çiziyor o. Herakleitos şimdi ele alacağım sözleriylc bir yaşam ustası olarak görünüyor. Bu tanımlama onun bir filozor olduğunu ve felsefesinin csaslanndan birkaçını bu sözlerin belirlediğini de iceriyor. * Yaşam bir çocuktur taşları süriip oynayan. Bir çocuğun krallığı. Gördüğümüz ve yaşadığımız ne varsa bırakırız, görmeyip tutamadığımızı alıp götürürüz birlikte. tnsanın ırası tanrı. Kimse en yararlı olmasın aramızda ya da gitsin başka yerde başkaları arasında olsun. O'nun toplumsalın dışına itilmesindeki nedenleri açıklayan sözlerdir bunların bir bölümü. Oteki bölümü ise insanın çıplaklığını ortaya kor. Çekinmeden kor nem de. Bu bir gerçeklik duygusudur. Belki de onun yaşamının iskeletini oluşturmaktadır. Efesli Herakleitos'u Samih Rifat'ın çalışmasıyla elimizin altında derli toplu bir yapıtla Dulmak sevindirici olmuştur. Efesliye hep gereksinim duyuyorduk ve duymaya da devam edeceğiz. • (1) Samih Rı/at, l icrakleıtos, Bir Kapalı Söz Ustasıyla Buiuşma Denemesi, YKY, htanbul, 1998. GerçeklKduygusu Du^ünce ıtamusu... Logos, yaşamının anahtar kavramlanndan biri. Us, akıl, kavranıa gücü, yetene ği....anlanılarmı içeriyor logos Efeslide. Kavrama gıicu bulunmayanlara karşı amansızlığı burdan kaynaklanmış olmalıdır. Toplıımsaldan kaçarak toplumsalı sürekli eleştirmesi ve seçkincilig'i de aynı kaynaklara yaslansa gcrektir. Düşüncelerinin dayandığı diyalektikte karşıtlıkların egemenliği onun bu seçkinci tııtumunu belirleyeıı nitemlerden bir başkasıdıı. Karşıtlıkıarayaslanarak kıırulan bir anlatımın keskin ve etkileyiciliği baştan kabııl edilmclidir. I leraklıitos'ıın ilginç bulduğum nitenı leri, felselenin ötesinde söz üzerinde düğümleniyor. Bu usta, sözün şiire yaşam vcren yanını yaşam ı boyunca inatla yaşat mışdurnıuş. Şıiresoyunanlaronu iyi bilmelidir bencc. Çünkü şu kadar bin vıl sonra bile onun sö/le ıığraşanlara söyleyecekleri var hâlâ. Cıostergenin öneııı ve değerini belki de insanlık ilk ke/ onıınla kavramaya başladı. O nokıada kendisine ödeneeek borcumuz olduğunu düşiinüyorum. Sözün etkili biçimde kullanımının anlatımda yeglenmesi, bir şcyler söylemek istcyenlerin hep seçtikleri yoldur. Böyle bir yoldaıı yiiriiniüş bulunmaları onların hiç aleyhine olmadı. Her zaman kârlı çıktılar. Heraklcitos'un sözlerine baktığımızda bunu henıeıı kavrıyoruz: * Giineş her gün yeni... Bu düşünee, evreni bir ayrı açıdan kavraınayı naber ve riyor. Bu iri yarı yapılı Akdenizli her gün gördüğü ve ısısıyla ısmdığı güneşin her anının onda yeni bir an olarak kavranması gerckrigini açıklamak istiyordu. Deği şimin insana karşın olduğu ve önlcnemeyeceği gerçeğini o günden beri haykırıyoı bu iri yarı Akdenizli. Tabii daha sonra başkaları da... Ne var ki değişimin olmadığını söyleyenlerin daha sonra geldikle rini de biliyoruz biz. lin sıkıntılı olan durum da bu de|*il mi zatcn? SAYFA 14 Karşıtlridarın egemenJiği güzelı dan Kötülük olunan bir şey midir? Yoksa yapılan bir şey mi? kıtap AMERİKAN SAPIĞI Bret Easton Ellis Ruh kendisine bir aynadan bakmazsa, kendini bilemez; ruhıın kendini tanıma çabası, doğru siyasal eylemin dayanağıdır. KENDİNİ BİLMEK Michel Foucault "Üç hazinem var" diyor Tao, "birincisi derin aşk, ikincisi sadelik, üçüncüsü ise dünyaya baş olmaya kalkışmamaktır." TARİH, HETER0D0KSİ VE BABAÎLER Reha Çamuroğlu Bir söz ağzınızdan çıkana kadar size aittir; sonra siz ona ait olursunuz. Yedi derviş bir postta otıırur, iki hükümdar dünyaya sığamazmış. İSMAİL Reha Çamuroğlu Hem aniden bizi ele geçiren, hem de bizim elimizde olan şey arzudur. Ilk aidiyet budur. Insamn KlyüzMilüğü AŞK, ŞİİR, BİLGEÜK Edgar Morin Gece yatarken hiç merak eder misiniz? "Ben bütün gün nelerden bahsettim" der misiniz? MR. PETERS'IN BAĞLANTILARI Arthur Miller BEDENLERE İNANIR MISINIZ? Tarık Günerse) .»erih.iıı Sok. AEA İşhnııı 126 1 Şı^liTel: (0212) 296 82 4 1