03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"Soguk Otların Altında'dan "YaşamakHatırlamaktır"a Ülkii Tamer Kapak konusunun devamı. vaktiıni yazmaya ve çeviri yapma y biliorum. y ayırabiliy ya ayattnızın belli dönemle Yi sadece h Yani Evet, bclirli dönemlerinde yayıncılık oldu, oyunculuk oldu, ööretmenlik oldu ama yazmak ve çevirmek hep sürüp gitti. Peki. Ben özellikle şiirlerinize yönelmek istiyorum. Gerçı düzyazılarınızda da aynı şeyı yakalamak mümkün, şıtrlertnizae ya da düzyazılarınızda hep "çocukca" oları bir tarafvar Sankiçok kölü olan hır durumda q çocuk hılc alay ediyor, karşı koyuyor. Ülkii Tamer'in bu çocukla lyı anlaştığını söyleyehilir miyiz? Evet, bu galiba kendi içimdeki çocuk. Benim çok tekrarladığım bir söz var, Amado'nun bir sözü. Benim en sevdiğim sözlerden biri: "lnsanın anayurdu çocukluğudur". Bu bencc çok dogru, benim de anayurdum çocuklug'um.. Ben çok güzel bir çocukluk geçirdim Antep'te. Antep'tc dogdum, büyüdüm. Çocukluğum çok iyiyoî. Tabii, benim tcmelimi onlar kurdıı, o Antep kurdu. Benim çocukluğum bu kentin izlerini taşımakta, ister istemez. Ozcllikle çocuklu ğumıın sinemaları... Ben belki edebiyattan çok sinemaya merak duydurn. Bu şiırlerınızde dc var zaten Şıırlerınızde, anlatılarınızda garsel hır yan var. Benim en sevdiğim sanat dalı galiba sinema. Tabii cdebiyat da birinçi sırada ama sevgi olarak söylüyorum. Özellikle benim çocukluöumun sinemaları, çocukluğumun filmleri, çocukluğumun oyuncuları bende çok biiyiik izler, etkiler bıraktı. Tabii bizim döncminıizdcki çocukluk, özellikle Aııtep gibi taşra kentindeki çocukluk ne bugünün çocukluguna ne de bugünün büyük kentlcrindeki çocukluklara benziyor. rındc.. cğlencemiz yoktu. () dönemden ha/ırladığınız, en sevdıfcınız filmler hangilerı? Tabi, bir kere o zamanın kovboy filmleri, M. Flynn'in filmleri... Daha çok serüven filmlerine bayılırdım. Yüzlerce film var, mesela bir King Kong filmini ben en aşağı yirmi kere görmüşümdür. Kaçyaşındaydınız? Ilkokula gidiyordum... Yani bugünün çocuklart teknolojiyc bag'lılar, söyle hir şey diyebilir miyiz? Birçok şey hazır geliyor, yapılmış, olarak gefiyor onlara. Çocukluffu he.\leycn şeyler, o ımgelem, dü\ h.urma, hayalzengınlig'ı hugün yitiril di mı? Yitirilmedi de belki biraz daha az yaşıyor onu. Şimdi çok renkli bir dünya var önünde, demin söylediğim bilgisayar oyunları gibi başka birtakım olanaklar... Fakat o renkli dünya çocu&un iç dünyasını biraz daha renksiz kılıyor çünkü o yaratıcılık daha az harekete geçiyor. Tabii, her dönemin kendi deficrlcri var, bizim dönemimizde öyleydi, bugün böyle, yarın belki başka türlü olacak. Ben bunu, bizim çocukluğumuz daha iyiydi şimdiki çoculclara yaztk anlamında söylemiyorum. Bugünün çocukları nın da kendi dcöerleri var. O dcğerleri yarına taşıyacaklar onlar da. Biz başka şeyleri taşıdık kendimizle birlikte, onlar başka şeyleri taşırlar, yarının çocukları başka şeyler taşıyacaklar. Ama sonuçta, stzın çocukluHmuzla bugünün çncukluğu arasında çokhelırgın hır fark var. YaşamakHatırlamaktır/ 0/^// Tamer/ Ya^anlı/ Yapı Kredı Yayınları/ 163 s. Yanardağın Üstündeki Kuş/ Ülkü Tamer/ Toplu Şiirler/ Yapı Kredı Yayınları/ 267 s. • Ben, bcnirn zamanımdaki çocukluktan, çocukluğumdan memnunum. Bu gün çocuk olmak istemezdim. Birçok şey hazır gelmedi, ben benim çocukluğumu yeğlerim. Peki, ilk jiir yazdığıntz yıllara değin mek ntiyorum Ne zaman ve nasıl baçladı? Az önce anlaüıg'ımz gibi renkli hir çocukluk geçirdiniz ve ilk ne zaman şiirle yüzyüze geldınız? Ben şiirle ilkokulda yüz yüze geldim. Okumayı çok severdim. Annem okurdu, kitap okumayı seven bir insandı, babam çok fazla kitap okumayı sevmezdi. Az kitap okurdu ama sürekli gazete, dcrgi okurdu; özellikle bizim cok okumamızı sağlamak için büyük birkitanlık hazırlamıştı. Remzi Kitabevi'nin dünya klasiklerı, MEB'in klasikleri, başka yerli, çcviri romanlar... Yani öyle bir kitaplık var dı ki ben daha ilkokuldayken evimizde Dostoyevski'ler, Tolstoy'lar, Çehov'lar, Dickens'lar.. .böyle büyük bir hazine vardı evimizde. Biraz daha büyüyünce ben climin altında böyle bir hazine buldum. Okumayı da scviyordum, dolayısıyla ben o hazineden elbette çok yararlandım. Şiirle ben ilkokulda tanışmaya başla dım; şiir okurdum, annem de bana okurdu, ben yazmaya çalışırdım, uydurma birtakım şeyler... Bu ortaöerenimim sırasında da sürdü. Kolejde ben okumaya başladığım zaman kısa sürede tabi ilgilere göre arkadashklar beliriyor, bizde de hemen böyle bir arkadaş topluluğu beliriverdi. Anıl Meriçelli.Spiro Kosto, Güner ülgun, ben... Edebiyatla ilgilenen daha çocuk vaşta kişiler bir araya geldik, edebiyat konuştuk, şiirler okuduk, yazmaya çalıştık. Okul sıralarında başladı benim şiirfe ilişkim. Yani kolej stralannaa? Kolej sıralarında ama tabii ilkokulda da uydurma şeyler yazıyordum. Bu biraz daha bilinçli bir şekilde vazılmaya başladı. Pazar Postası'nda ilk şiirlerim çıktığı zaman ben kolejde öğrenciydim. Benim ilk şiirim Kaynak dergisinde yayımlandı, 1954'te. O sırada kolej öğrencisiydim ama daha sonra düzenli biçirnde çıkmaya başlaması da yine kolej yıllarına rastlar. Çok uzun zamandır yeni bir jiir kitabı yayımlamadıSım biliyorum. Yantlmıyorsam 1986'dakiAntep Neresi kitabıydı en son. Antep Neresi, Yanardağın Üstündeki Kuş'un bir bölümüydü. Toplu şiirlerle birlikte yayımlanmıştı ilk kez. Yani onikı, <nıu^ ytldır yeni bir kitap yok. Peki, yeni bir kitabtn müjdenni verebilecek misiniz y Müjde demeyeyim ben buna da var, yeni bir kitap var. Ilkbaharda yeni bir şiir kitabı olacak. Ben çok şiir yazan biri defiilim, az şiir yazıyorum. Ben şeyden çok korkuvorum; şiir yazarken, bir yerde o "korkulu ustalık" denilen şeyden çok korkuyorum. Belirli bir konuda in san artık çok rahat yazmaya başladığı zaman ben ondan kaçınmaya çalışıyorum. Başka acemiliklcrin peşine düşüyorum. Yazdıklarıının, araya kopya kâgıdı konıııus gibi, birbirini rekranama.smdan çok korkuyorum. () yüzden ben bir konuda böyle yazacağım artık yazdım dedi^inı zaman başka şeyler arıyorum. Belki bu özelliğiniz dolayıuyla hayatınızın bir döneminde yayıncılık, oyunculuk yaptınız? İabi, tabi... Bir de sanatçının çok geniş ilgi alanlarının olmasından hoşlanıyo rum. Bakıyorum bir filmci sadece filmini düşünüyor, bir yönetmen sadece sine mayı düşünüyor, bir ressam sadece renklerle ilgili... Ama bir de öyle sanatçılar var ki, benim tanıdığım çok sanatçı var böyle, karikatür yapıyorsa edebiyatı da biliyor, sinemayı da çok iyi biliyor, tiyatro ya gidiyor... Ne bileyim ilgi alanı ne kadar geniş olursa ben o kadar başarılı olacagına inanıyorum. Bütütı hu gentş ilgi alanı ve hareketlı bayat tçernıncteşiire dilediSıniz kadar va 1 ktl, uyırdınız mı, ayırahıldtnız mt'* Avırıyorum. Şiire vakit ayırmak de mek belli bir saatte masa başına geçip yazmak demck dcgil sadece, şiiri yaşamak. Ben günümü yaşarken şiiri de birlikte yaşıyorum, onun için elbette ayırıyorum. Yani o benim için hep var. livet hu noktada bana gore de ikı türlü yazar var Bırı odasına hapanıp sadece kendi yazdıSıyla ilgılı, öteki ı\e dışandakı hayatla ılgıli... • lşte ben o tür yazarları seviyorum, insanları seviyorum. Konuşmamızın ba şında At Yanşı Yazarları Derneği üyesiyim dcdim, ar yarışlarına giderim dedim, bu da yaşamımın i^indcki rcnklctdcnbi ri. Yani benim at yarışçılarıyla ahbaplıklarım var, sinemada teknisyenlerle ahbaplıklarım var, Antep'teki çocuklu Sumdan kalan birtakım kişilerle ahbaplıklarım var. Ben oturduğum evden sokağa çıktığım zaman bakkalıııdan, manavından ganyan bayiine kadar, cczacısına kadar herkesle ahbaphk ediyorum,' CUMHURİYET KİTAP SAYI 468 'Korkıriuustalık" Yaratıcı bir çocukluk l\ır soruyla araya gırcbıltr tnıytm, o günlcnn çocukluh fotografıyla bugünün Jotoğrafı araundakı en belirgin fark nedı Şimdi en belirgin fark galiba bizim döncmimizdcki çocukluk biraz daha yaratıcı bir çocukluktu. Bu kadar büyük oianaklar yoktu. Ne bileyim, bir bilgisay ar oyunları, çeşitli birtakım elektronik k olaylıklar yoktu. Yani hazır gelmiyordu hiçbirşey. Bu, yaratıcılığı pekiştiren hır şey mıydi? Yaratıcılıgın kaynaklarından biri bu oluyordu. Şiındi benim şiirlerimdcn birinde de bu var. Mesela çok varlıklı bir ailenin çocuğu gibi sallanan at alır, ona biner, onıı at olarak görür. Yoksul çocuk ise bir sopayı eline geçirdiei zaman onun übtüne binip koşturmaya oaşlar. O sopa onun için artık bir allır. Yani bunlar yaratıcıhğın ip uçlarıdır. Biz çocukluğumuzda, bugünün olanakları olmadığı içın, biraz daha yaratı cı olmak mecburiyetindeydik. Mesela bir sopanın üstünde koştururken, Antep'te bir sopanın üstüne binmiş bir çocuk değil dc çok ünlü bir kovboyduk. Ya da elimize bir sopa alıp kılıçlaşmaya başladığıınız zaman birer Errol Flynn olu yorduk, dcnizlerde korsanlar oluyorduk. Şimdi bilgisayar başına geçin bir iki tu sa basınca dünyalara girmek mümkün. Bizim dönemimizde böyle bir şey yoktu. Biz keytfli yaşayabilmck için yaratıcılıöımızı liarekete geçirmek zorundaydık. Burada tabi en belirgin kaynagımız da si Ülkii Tamer, bir kameraman gibl degtl, Dlr yönetmen glbl yansıtıyor anıiarı Anlatmak Istedlğl nemaydı. Sinemadan başka bizim hiçbir olayı, olguyu anıların çevreslne serpiştlrerek. SAYFA 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle