Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler Yanımda Kimse YoVJNadine Gordimer/Çeviren De mz Hakycmez/C.an Yaymları/504 t "Yanımda Kimsc Yok", politik kimliğe de sahip Güney Afrikalı yazar Nadine Gordimer'in, 1991 yıhnda Nobel Edebiyat üdülü'nü aldıktan sonra yazdığı ilk roman. Güney Afrika'da ırk ayrımına son verildikten sonra uygulanan ilk seçimlerden hemen cince yaşanan olağanüstü geçiş döneminde, tutkulu bir kadın avııkat olan Vera Stark siyahların topraklarını ycniden elde ctmek için yürüttükleri mücadelede onları temsil eder. Didyrnus Maqoma, karısı Sibongilc vc güzel kızlarının yaşamları yoluyla okur, yeni elde edilen bu güce eşlik eden alışılmadık tutkulara , sapma lara ve tehlikelere tanık olur. Yaşamı, eskide kalan aparteid rejimine sıkı sıkıya bağlı olan avukat Vera Stark'ın alışkanhklan ve kurıılıı düzeni dc ycrini, geri dönen sürgünlerin değişime uğrattığı kentte karşılaştığı bir erkekle arasında gclişen yepycni bir ilişkiye bırakır. Hcr zamanki gibi, insan ve siyasal konular üzerinde yoğunlaşan ve insanların yaşamlarına yön değiştirten gerilimleri irdeleyen Gordimer, elimizdeki kitabında yine biri beyaz, biri siyah Güney Afrikalı iki çiftin yaşamlarına giriyor. Feleğin Çemberinde/M<2«a Yordanidu/Çcviren: Orman Blcda/Bcl^c Yayınları/216 s. "Güzel yıllardı o yıllar..." "Kedilcr de yaşıyor, köpekler de yaşıyor, deliklerde sıçanlar da. Yaşlılar koltuklarına uzanmış, uyukluyorlar, çocuklar da oldukları gibi minderlerde uyuyup kalıyorlar. Etrafa neşe saçmak için fazla şeye ihtiyaç yok. Biraz dolmadakia, biraz keftedakia ve iyi kardia yeter... Istanbul'dan ayrılırken sanki gölgemi orada bırakıyormuşum duygusuna kapılmıştım. Ama hayır. Yanılmışım. Gölgem peşimi bırakmadı ve onunla bütün lstanbul'da, peşime takıldı ve Atina'daki evım Loksandra ile doldu. Nereye başımı çevirsem, nerede dursam. arkamda Loksandra'yı hissediyorum. Ev lstanbul kokmaya başladı." diyor Maria Yordanidu. Türkiye'nin Gücü/O/ıur Oymcn/Mıllıyct Yayınlart/174 t Onur Oymen climizdcki kitapta Türkiye'nin niihıs, doğal kaynaklar, savunma ve ekonomi alanlarındaki gücünü ve olanaklarını, Cumhuriyet döneminde yaptığı büyük atılımları anlaiıyor. Türkiye'yi diğer ülkelerle, özellikle Batı Avrupa ülkelerıyle karşılaştırıyor ve Türkiye'nin bu alanlarda dünyadaki ycrini saptıyor. Türkiye'nin vc diğer Batılı ülkelerin dcmokrasi ve insan hakları alanlarındaki gclişmelerini vc bugünkü durumlarmı araştınyor. Alatürk'ün lemellerini attığı Türk demokrasisinin yapısını, diğer ülkelerle karşı laştırarak inceliyoı. Türkiye'ye yönelik eleştiıilerin birçok bakımdan eksik bilgiye dayandığını ve abartılı olduğunu ortaya koyuyor. Batı kaynaklarına tlayanarak, Türkiye'nin Avnıpa Birliğı'ne adaylık sürccinc kabııl cdilcn diğer bütün ülkclerdcn daha ileri durumda bıılunduğunu kanıtlıyor ve 1997 aralık ayıııdaki Lükscmburg AB zirvesinde 1 ürkiye'nin diğer bütün adayların gerisinde bırakılmasının yanlışlığını ve haksızlığını anlatıyor. tnsanın Kosmostaki Yer'ı/Max Scheler/Çevıren: Hartın Vepe/Ayraç Yayınevı/127 i "Bugün biri doğabilimsel, biri felsefi, biri de teolojik olmak üzere, birbiriyle hiç ilgisi olmayan uç antnıpolojimiz var. Ama hâlâ insanın ne olduğuna ilişkin üzc3UMHURİYET KİTAP SAYI 468 rinde birlesilen bir düşünceden yoksunuz. Insanla ilgilenen biiimlerin sayısı sürekli artmış olmasına karşın, bu bilimler ne kadar değerli olurlarsa olsunlarinsanın nc oldugunu aydınlatmaktan çok karartmışlardır. Bu nedenle en geniş temel üzerinde yeni bir 'Felsefi Antropoloji' geliştirmeye karar verdim. Bu yazı, insanın neliğini bitki ve hayvanla ilişkisinde ele almakta, aynı zamanda insanın kosmostaki kendine özgü metafizik ycrine değinmekte; yeni 'Felsefi Antropoloji'yi ana çizgileriyle ortaya koymaktadır" diyen Max Scheler, bu küçük hacimli kitapta ortaya konan düşünceleriyle, yüzyılımızda ortaya çıkan bir felsefe dalı olan "İnsan Felsefesi"nin ya da "Felsefi AntropolojF'nin kurucusu sayılmaktadır. Cinayet/Thomas De Qutncey/Çeviren. Umet Birkan/Ayraç Yaynıcvı/112 c Thomas Dc Quineey XIX. yüzyıl Ingiltcrcsi'nin önemli ama Türk okurlarınca pek bilinmeyen ya/arlarından biridir. De Quincey, Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak CÎNAYET"te, rastlantıya bırakılmayan, günlerce bir şiir gibi inceden inceye tasarlanıp sonra işlenen; seyireinin de dört dörtlük diye alkışladıgı cinayetleri bi rer sanat yapıtıymıs, gibi ele alıp ironik bir dille îtjliyor. üııa göre, böylesi cinayetlere pek sık rastlanmamaktadır. Ustelik, kendi deyişiyle "insanlar artık güzel bir cinayet olayının bileşimine biri öldürecek öteki ölecek iki salakla bir bıçak, bir köşe ve karanhk sokaktan tiaha fazla birşey girmesi gercktiğinin farkına vardılar". De Quincey'nin güzel sanatların bir dalı olarak gördügü dnayelin felseieyle de baglantısı vardır. "Kendisiııe filozol diyen birinin canına hiçbir zaman kastedilmemişse, o kişinin kafasının bomboş olduğıından emin olunabilir."diyor l'homas De (,)uincey. Sanat Psikolojisi'ne Giriş/.V//^/ M. Erinç/Ayraç Yayıncvı/\ ÎS s Dünyayı nasıl algılıyoibak kendi mi/.i de öyle algılarız. İnsanın kendini doğru algılamasının en pıatik araçliirından birisınin, belki de ilkınin sanat olduğu düşunulür. Duygıılarımız araeılıj^ıyla bir bilinç durumu yaratmanın en kestirme yoludur sanat. Böyle dü^ünülen sanatı bilitnsel yolla sorgulayan basjhca alanlardan biri de sanat psikolojisidir. Çiinkü duyularııı sağladıklarına kesitılıklerinı akıl verir. Duygulanmızın nedetı olduğu tutkular vc bu tutkulaıın neden olduğu birtakım ctkilcr ve tepkilcr ins;in rııhıınun belli başlı harcamalarını olııştururlar. Bunların bizi dcngeli tutabilmesi i.sc ancak aklımı /ın i.şc koyulmasıyla olanaklıdır. Akılla duyuları, sanat oigusuyla ilgili tutuııı ve davranışlan dengeli ve sistcmli bir biçimdc ele alır. Ciecmİ!}i oldukça da yeni olan elli yıl kadar bir sanatbilim alanıdır sanat psikolojisi. "Sanat Psikolojisi'ne Gıriş", bu alandaki temel tanımları, temel bilgileri vermeyi amaçlamakta. Dersim/jandarma Genel Komutanlığt Raparu/Kayncıh Yıiyınları/22'i \ Dersim iizerine yazılmış bu rapor, TC Içişleri Bakanlığı Jandarma Gencl Komutanlığı TII. Ş. I. Ks. tarafıncİan, 55058 sayılı olarak "Kayıt altında yüz tanc basılmış"tır. Raporıın kapağında "Gizli vc zata mahsustur" uyarısı bulunmaktadır. İki kısıından oluşan raporun birinci kısmında, tanıtım aınacıyla Dersim'in coğrali, ırki, iktisadi, zirai, idari, mali ve sıhhi durumlarıyla bayındırlık, eğitim, askerlik, niifııs, yol ve su durumu incelenmekte. Ayrıca Dersim'de bulunan aşiretler hakkında da bilgi verilmektedir. Raporun ikinci kısmında ise, "Dersim'in asayişsizlik tarihçesi" Cıımhuriyet öncesi ve sonrası olarak iki dönem halinde incelenmekte; ayrıca "Dersim'in ıslahı esasları ve safhalan" konusu ele alınmakta. Türkçülüğün Tarihi/Y«.v«/ Akçura/Kaynak YayınlaKemalizmin ve Türkçülüğün önde gelen ideologlarından Yusuf Akçura bu eserinde, Türkçülük akımının Tanzimat'tan İkinci Mcşrutiyet'e kadar geçirdiği bütün aşamaları tahlil etmektedir. Akçura, Türk Ocaklan'nın himayesi altında 1928 yılında Istanbul'da yayımlanan "Türk Yıiı" adlı yıllığın hem yayımcısı hem de başyazarıydı. Kaleme aldığı "Türkçülüğün Tarihi", bu yıllıkta 287 455. sayfalar arasında, eski harflerle yer alır. Bu önemli eser, Sayın Sadık Perinçek'in özcnli çalışmasıyla, eski yazıdan Latin harflerine yeniden çevrilerek günümüz Türkçesine aktanlmış. Kitaptan bazı konu başlıkları şöyle: Türk'ün Tarifi... Milliyet Fikri... Milletin Tarifi... Milliyet Fikrinin Türkler Arasında Yayılması... Batı Türklerinin Avrupa ile llişkileri... Tanzimat ve Yeni Osmanlılar... Dilde "Bütün Türkçülük"ün İlk Izleri... Filoloji ve Tarihte Türkçülük... Türkçülüğe Oryantalistlerin Etkisi... Türkçülük Fikri ve Ingiliz Rus llişkileri... Azeri Türklerinde Türkçülük... Osmancılık, Islamcılık ve Türkçülük... Kafkas, Kırım ve Kazan Türklerinde Milliyet Fikri... Siyasi Türkçüler... Türkçülükte Teşkilatlanma Devresi... Türkiye Cumhuriyeti... Düşünceler ve PırıltılarAn Aurnbındo/Çevıren Zühtü Bayar/Dharma Yaymlart/59 s: "Düşünceler ve Pırıltılar"çağdaş Hint filozoflarının en ilginçlerinden biri olan Sri Aurobindo'nun yaşamı üzerine görüşlerini anlatan derin bir felsefi eser. Aurobindo, adı Rabindranath Tagore ve Krişna Murti gibi düşünürler arasında yer alan dünyaca ünlü bir şair, düşünür ve kcndini Hindistan'm kurtuluş mücadelesine adamış bir önderdir. Felsefenin temelini, tüm insanlığı kutsallığa ulaştıracak olan evrimin canlandınlması oluşturmaktadır. Bedeniniz Yalan Söylemez/Dr John Dtamand/Çcvtrcn C.enı §cn/Dharntu Yayınları/1 56 v. Elimizdcki kitapta, stres, beden duruşları, besin maddeleri, duygular, tüm sosyal ve fiziksel^enre.niz gibi pekçok uyarıcının bedenin üzerindeki zayıflatıcı^a d * güçlendirici etkilerini size söyleyebilecek yeni bir buluş olan basit bir kas testi anlatılmakta. Sağlığımız üzerinde çok büyük bir etkisi olan timüs bezinin beden enerjisini düzenleyiei rolünü kendine temel alan ve klinik denemelerden geurilmiş olan bu yöntemin daha canlı, daha zinde ve daha sağlıklı bir yaşiima ulaştırma gücüne sahipolduğu iddia edilmektc. . Dolmuşa Binme ve Dolmuştan Inme Sanatında 1x.nlC.cm !)cıı/Dharma Yayınlart/IHH s "Marangozun eseri dolaplar, raflar; mimarın eseri evler; ressamın eseri resim; müzısyenin eseri müziktir. Bir düşünürün cscri ise yaşamdır. Bu nedenle ben Zen ustalarına, Sufi'lere, Hıristiyan ermişlcre din adamı olarak değil yaşama sanatının ustaları olarak bakı yorum. Bir sanatçı, sanatındaki ustalığa elindeki malzemeyi işleyerek varıyorsa eğer, yaşama sanatına girmiş insanın da sanatçı unvanını haketmesi için • SAYFA 21 rı/lX4.\.