02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

olan düşünür, anlama edimine ycni bir alan açarkcn, sözcüklerin birer "sıçrama tahtası" olduğunu ileri siirmcktcn kendini alıkoyamayacaknr: "Düşünc düşünc kavrayışı artırmak için, sözcüklere ya da benzeri dilsel yardımcılara başvumıadık ça gerçekleşemiyor kavrama. Yalnızca sözcükle dc olmuyor; sözcük gerekli koşul. (...) olsa olsa düşünsel bir sıçrama tahtası sözcük. Nc var ki yaylanasım geliyor bu kavramda. Çekiniyorum ama; çökecek gibi oluyor; ya onu dayitirirsem, diyorum kendi kendime. Gcnc de dencmcm gerek inancındayım. Çepeçevrc olmasa bile, bazı yönleriyle yaşamı görmemi diplcrdcn gcfcni, nc oyup olmadığıyla görmcmi sağlayacaktır inancındayım." (ss. 4849) Dilin sınırlarında, dil ile dil ötesinde dolaşmak, bunu ister istemez dile dök mck zorunda kaldığı "yaşama istcği" bclirlemcsivlc yapmak, vaşanılanı dillendirmenin sıkıntılarını çekmek, yapıtın belkemiğini oluşturuyoı. Çünkü hcrhşey yaşama istcğindcn türiıyor ona göre: "Yalım o. Yanardağ fışkınşı. Fırtına. Scl. Deprem." (s. 50) Kısacası "diptcn gclcn'4. Her şeyin peçesini, öıtüsünü kaldırma, ilkin hcr şeyi kendisi için anlaşılır kılma isteği tüm ya[)itın ana doğrultusu olarak beliriyor. Nermi Uygıır söylcminin izlek leri bir kez daha iç içe giriyor. Bilgecc hesap verme çabaları, sırauan kavrayışjarı aşma istcmi nem şimdiye değin bildiğimiz "Ncrmi Uygur izleklcri"ne bizi götürüyor hcm dc fclscfc dünyasından tanıdıklarımızb ir bir bellcğimizde yeniden caıv lanıyor: "Şimdi burda düpcdüz söyleyebileceğim şu: Bcdcn'im olmasaydı, bcn'imdcn sözcdemeyecektim. Ağzım, dilim olmayacağı için değil, tümüyle olmayacağım için tümüyle olmayınca da ne bcn nc başka birşey artık! Bununla ben'im ilc bcdenc, kesinlildc bir vc aynı şeydir, demiyorum ama. Nc var ki, bu, bcn ile beden, varhkça kesinkes başka başka şeylerdir anlamına da gelmez ama." (s. 67) Kavramsal olanın, bir bakıma, ortak, paylaşılabilir olanın ötesine gecme, bu yapıtın temel özelliğini vcriyorgibi görünüyor. Elc avuca sığmayan yaşam, uüşünürü adcta böylc bir sonuca varmaya zorluyor; "ben"den yola çıkan yaşamın tüm ayrıntısı tckillcr içindc kendine yer buluyor. Yaşanılanı, yaşandığı gibi, nc ise o olarak düşünmc ve dil dünyasına dökmeye çalışmanın bütün zorlukları yapıt boyunca okuyucuya kendini duyumsatıyor. "Yaşama" vc "yaşama isteği" kavramıntn (kavram dcyişini nc olıırsa olsun kullanmakzorundayizsanırım)anahtarkavram/tcrim olduğu yapıtta hcr dcyiş, iç döküş bizi, kendimi/ üzerinde düşünmeyc, kcndimizlc söylcşmcyc çağırıyor. Yazarm merakı bizi de alıp götürüyor: "Sonu gelmez çeteler özetleyen bir tck şcy saptayıp bırakayım: Nermi Uygur olarak yapıp ct mcmin yöntemi zembereği, içeriği biçemi, itici kaynağı merak, ben seninle can'lıyım Merak." (s. 138) Kendine yönelen merak, kendi üzcrinden dışa açılmayı da içerecektir; başkası üzerinden genişlcycn dc "bcn"dir. Dille dısa açılma, hep varolmanın, yaşamanın, ölümsüzlüğün olanağı olacaktır. Bclki bu andan başlayarak düşünür kimliği öne çıkan kişi ye nidcn filozof kimliğini daha ağırlıklı bir biçimde sergileyebilir. "Ben baskası", "başkasiben'; işte bütün bunların birlikteliğiyle yaşam dünyası oluşmuyor mu? însanlığm tüm hallcrini böyle bir ortamda yaşamıyor muyuz? Bunların farkına varmak, hepimiz için bir gerekliliktir diyebiliriz. Bu gerekliliği yaşamanın yollanndan biri de felsefe. Artık felsefeye bu türdcn bir istemlc yönelen kişi de onu bir "ben derinleşmesi" (s. 37) olarak algılıyor. • Dipten Gelen/ Ncrmi {Jygur/Yapı KrcdiYayınları, Utankul, VJ'J'J/ 168 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 508 Faik Bavsal'ın anlattıkları Faik Baysal, Yazları Şarköy'de yaşar, burayı çok sever çünkü. Geçtiğimiz yaz yine Şarköy'deyai ve hasan Akarsu ile karşılaştı ve hoş bir görüşme çıktı ortaya. HASAN AKARSU azar, ozan Faki Baysal, Şarköy'ü seviyor. Hemcn hcmcn hcr yaz orada. tlçenin pazarı olduöu gün öğle sıcağında ana caddede kalabalıkta bilc uzun boyuyla scçiliyor. Baysal burda diyorum. Akşama görüşürüz, konuşuruz yine. Oyle dc oluyor. Her konuda söyleşiyoruz. Soru sorulmadan, kendi akışında saatlercc anlatıyoruz.3840 kitap çevirisi yaptığını, pişman olduğunu söylüyor. Çevirmenlcrinhakkıvcrilmiyorki. Tclifhaklarıylageçinen değil, sigara parası alan pazarlaraan. Dönülmez bir yolda artık. Limon satarakgeçinenlerin yanında, yazarların sıkıntısı gerçek. Gcnçliktcki bozulmaya defiiniyor. Gcce 01'den sabaha kadar gürültü eden gençlerden yakınıy#»r. Ahmet Miskio^lu'nun toplantılarına katılamadığı için üzüldüğünü belirtiyor. Caddcbostan'dan gcce dönüş zor oluyor. Aynı nedenle ben de az katılabildiğimi söylüyorum. Söz; ödüllerc geliyor. Hesap işi olduğu belli. Onyargılı aavranışlar, kulisler üzücü. J.P. Sand'ın Nobcl'i danışıklı olduğu için reddettiğini vurguluyor. Kitap hasımlarını konıışııvorıız. Ağaturotobüsişletmesininyolculara kitap ar mağan cdişini anımsatıyorolumlu birgirişim olarak. "Çok satanlar" dizilcrinc karşı çıkıyor. Çok sarsa binbin beş yüz satıyor kitaplar. Rezil dünya romanının Hlmi ıçın girışimler olduğunu, ödenek veriliibcgerçeklcşeccğiniaçıklıyor. Ka/anova adlı romanın 14 cilt olarak çevrildiğini, ancak Erdal Oz'ün isteği üzcrin özctlcyip 5 cilde indırdiklerını söylüyor, özetlemenin zorhıklanna tla değiniyor. Kazanova'nın 2()()2'5() yıl önccsi Avrupayı çok iyi yansıttığını, Kazanova'nın çapkın ama kiiltürlü bir insan olduğunu vurguluyor. \ lemingvvay'in "çok satılan kitaplardan kuşkulanma hakkınız vardır." sözünü anımsatıp Ayşe Kulin, Orhan Pamuk vb. yazarlara gnöderıncdc bulunuyor. "ürhan Pamuk, kimi okııyuculann gözlcrini kamaştırır ama zamanın gözünü kamaştıramaz." dıyor. Yapıtlardaki kapalılıklara karşı çıkıyor vc "söylenecek şeyleri olanlar açık söylcr " dive eklivor. Yaşamı yazınla bütünleşmiş bir yazarm ilginç notlan Y yor sonra. Şiir üzerine görüşlerini açıklamasını istiyorum. "Şiir müziktir, yüreği etkiler önce, sonra duşündürür..." diyor. Yalnızca düşündürmesi de yeterli değil. O zaman felşe lcye gidcr. Şarköy'de yaşayan Cengiz Ozkantürk'ün kulaklarını çınlatıyoruz. O, şiirde aruzheceserbest ölçüyü birlikte L ullandığını söylüyordu. Baysal'ın görüıınü almak istedim. Şiride derlitoplu tıktan yana olduğunu belirtti, ölçünün ırt olmadığını yineledi. Serbest şiirin zortığuna değiniyoruz. Düzyazıyla arasında ı ncecik bir çizgi var çünkü. Düzyazıya dü şülebilir. Gerçek şiirde müzik ve duygu olmalı, şiir insanın yanındadır. Şiirin üç büyük düşmanından uzak durmalı: Siyaset, felsefe, matematik. Matematikte nayalc yer yok, diyor. Çok eser, çok şiir, çok değer anlamına gelmez. Bir ozan üçbeş şiirle ünlenebilir. Balzac, onlarca roman yazmış ama üçbeş romanıyla yaşıyor. Syasatin sakmcalam Faik Baysal, yasadıklannın yltlp gKmemesl lcln eii tuttukca yazacağını belirtiyor. akışını hızlandırmak icin çıkarılıyor, kapitülasyonları da aşacak bu gidişle. Egemenlik haklarımız gidccck dıye yakınıyor haklı olarak. Sermaye acımasız, ödün vermemek gerekir. Anayasa değişikliği de gündemde. Değişse ne olur? Uygulanmıyor ki. Şiyasctçiler sözlcrini tutmuyorlar bizde. Oğretmen atama biçimi dc eğitimimizin çıkmazda olduğunu gosteriyor. "ÖtenToprak" Son kitaplarına gelıyoruz. "Olen Toprak" romanından Laşjıyoruz anlatmaya. 15 yılönceyazılmış,şimdiyenidenelealınıyor. Tarımı öldürmek, Turkiye'yi sanayiye kaydırmak isteyenlerin işi. Toprağı öldürmemcliyiz. Bizim toprağımızda yctişcn her şey güzel, lahanasından muzu na kadar. Olcn Toprak'la hüzün var. Bir ailede bir kişi ti)praklara sahip çıkıyor. Sarı tırtıllar sarınca toprakları satış başlıyor. Almanya'ya gidiliyor. Adam, karısına: "Ben öldükien sonra bu toprak da ölecek." diyor. Karısı adamı yeniden evlendiriyor. Bir çocuğu olsun da topraklara sahip çıksın dıye. Bayram Ağa zitar odasında öliiyor. O yörenin dotctoru koşuyor. Karısı, doktora "Bayram Ağaöldü" diyor. Doktor ise ölenin toprak olduğunu söylayor. Baysal, bu romanın 2000 yılı Mayıs'ında yayımlanacağını belirtiyor. "Beni Bırakma Doktor" kitabında 4 tane uzun soluklu öykü var. "Şimdi Ben Nerdeyim?" öyküsünde geriyc dönüşlcr işlcniyor üstelik yeni hep gündemde tutuluyor. Son birşiir Kİtabının yayınlanacağını muştuluyor Baysal. Çamur adlı bir roman var. Anılar yazılıyor, 2 cildi bitmiş. Tamamı 4 cilt olacak. Ânılarda hiç kimscyc hakarct olmadığını, kendisi için de hiç yalan söylemediğini vurguluyor. Rahatsızlıklardan söz açıyoruz. Baysal, o gün bcl tılığından ameliyat olup iyileşen biriylc karşılaştığını söylüyor. Rauf Mutluay'ı anımsıyor. Bir gün onu Cağaloğlu Yokuşu'nda iki kat yürürken görüyor, sonra ameliyatsız atlattığını ekliyor. Mutluay'lageçtanışmış, 1972 de. Mutluay, "Gcç tanışmanın hüznüyle" bir kitabını imzalamış ve Sardııvan ın büyük roman olduğunu söylemiş. Mutluay'ın erken ölümü üzücü. Bcn dc 19731974 yılında bir konferansını dinlemiştim, Halidc Edip'in Tatarcık romanıyla ilgili sorularsormuştum Mutluay'a. Canayakınlığı, tutarlılığıyla iz bırakmıştı bende. Konuşmamız şiir üzerinde yoğunlaşı Kendine yönelen merak Son yıllarda insanı sarsan şiirlc karşılaşmadığını açıldamaktan çekinmiyor. "Şair bol, manzume çok, şiir yok." ona göre. Oykü de öylc. Duraklama döneminde. Roman itmelerlegidiyor, TV'leroIumsuz etkilîyor yazınımızı. Yazının kalıcılığına değiniyoruz. "Kâğıt ölmeyecek" diyor. Mektup dcğcrli, kalıcı. Mcktuplaşmanın öldüğünü söylüyoruz. Bizde sanatcıların yazılanna sahip çıkılmıyor, en yakınlar bile umursamıyor. Paraya sahip çıkılıyor. Batı'da öylc dcğil. Devlet Sanatçıfığı ödüllcrinc değiniyoruz. Bir kazancı olmadığını söylüyor. Oldüktcn sonra devlet töreni yapılacak, o kadar. "Devlet omuzlarında gitmck yerine, halkın omuzlannda gitnıcyi yeğleycn sanatçılarönemli." diyory. Kimi sanatcıların gündemde kalmak için reddettiklerini ekliyor. Siyasilcrin scçmcsiyanlış, lıalk yoksulluktan lurılırken üs tclik. Dcvlctin kültür programı olmayışını cleştiriyor, kadroların yetersizliğini belirtiyor. Siyasete atılan kafalar değişmcli. "Tankim Yasası" içeriye yabancı sermayc Manzume çok, şiir yok Felsefenin niçin şiire düşman olduğunu soruyorum: Felsefeye girdikçe şiirden uzaklaşırsınız. Felsefe, somut ya da olabilirlik çerçevesi içinde ele alır olayları, düşüncelcri. Kafa yorar,felsefecibeynin kıvrımlarında dolaşır. İnsanı arar, hiçbir za man da bulamaz. Bulduğu anda lcaybolur. tnsanın ıtıutluluğu için devrimi hazıı layan felsefecilere bir diyeceğimiz yok. Felsefenin dünyasında şiir soluk alamaz. Şiirde siyasetin sakıncalarını anlatırkcn de şunlara yer veriyor; Siyaset mcslek dcğildir. Siyasetçi düştüğü zaman yok olur. Politik bir sistemin yanlışları hcr şeyi yok edcr. Şiiri bu sistemin hizmetinesokarsak şiir de ölür. Romanda da siyaset tehlikcdir. Sovyet yazınında örneklcri çok. Şiir, bir idcolojinin hizmetinde olamaz. tnsanın hizmetinde olmalıdır, ırk, din ayrımı gütmemelidir. "Günümüz şiirinin bir giysisi yok." diyor Baysal. Nasıl bir gömleği olmalı diyorum? Güzel şiirler olduğunu ana bir dağınıklık bulunduğunıı, ezberlenemediğini, kalbc asılamadığını belirtiyor. Çok sayıda şiir kitabı çıkıyor, satılmıyor. Şairler bile birbirlerinin kitaplarını okumuyorlar. "En büyük şairbenim." demck hastalığından kurtulmalı. Dünyanın en büyük şiirinin yazılmadığını, beıki de hiç yaztlamayacağını vurguluyor. Kitaplarla ilgili yazılarda dostlukların önde tutuluşunu clcştiriyor. "Gömlek, şiirde derlitoplu olmaktır." diyor. Şiirin işlevi üzerine konuşurken, şiirin düşmanı olan üç alana kayma tchlikesini vurguluyor. Aşırı heyecan şiiri boğabilir, şiir soluk alamaz o zaman. Şiir, öykü, roman açık olmalı. Türkçe iyi kullanılmalı. Şiirin binlerce tanımı yapılsa da şiirin anlatılamayacağını belirtiyor. "Şiirin nc olduğu anlatılsaydı bclki hiç olmayacaktı. Şiir, insanın mutluluğunu amaçlarsa yaşar, yoksaölür." Büyük şiir üzerine de şunları söylüyor: Her insana, her okura göre değişcbilir. Bizim yaşantımıza uyuyorsa büyülc oluyor. Bu nedenle "büyük şiir" söylemi yanlış. önce çok beğnediğimiz bir şiiri sonralan beğenmcyeniliriz. Durumumuza göre beğeni değişcbilir. Son olarak eleştirmen konusuna değiniyoruz. Türk yazınında gerçek eleştirmeci sıkıntısı çekildiğini belirtiyor. Attilâ llhan'ın "Hiçbir eleştirmenden yararlanmadım." dediğini anımsatıyor. Sosyal yönü ağır basan bir eleştirmen, o yöndcki yapıtları eleştiriyor, övüyor, kusurlarını da görmüyor. Oysa hcr yönde yapıtı ele alıp eleştirmeli. Baysal, yaşadıklarının yitip gitmemesi için eli tuttukca yazacağını belirtiyor. • SAYFA 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle