02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dipten Gelen ya da kavramları asma cabası Dipten Gelen, Nermi Uygur'un birçok yapıtında ipuçlarını verdiği kendine yönelik çözümleyici tavrının ötesinde, onun kendine en çok yaklaştığı bir metin olarak befiriyor. Metin; onun diğer metinleriyle eklemlcnebilecek ilişkiler içinde olmasına karşın, içerdiği söylem bakımından soruyanıt bağlamı içinde, bir "iç konuşması" biçiminde gerçekleşiyor. BETUL ÇOTUKSOKEN iJgiyi üreten birçok kişinin üzerinde durmadığı, sormadığı soruları, hep sınırlarda dolaşan Hlozoflarsorar. Kimi zaman da bufilozoflar,bitip tükenmck bilmcycn "sorgucu" tutumlanyla, bu sınırları aşma çabası içine girerler. Bu andan itibaren de onlara "filozof" nitelemesini yükiemek ne kadar doğru olur? Olsa olsa bilgelik türündc bir felsefi söylem geliştirmiş olur bu kisiler ya da onlara doğrudan doğruya, "düşünür", "bilgc" dcnilebilir. Bu uurum kimiJeri için aşama asamagerçekleşir: tlkin kavramlara sıkı sıkıya sarılma, bel bağlama, kolaylıkla, hiçbirkuşkuya meydan bırakmadan varolanı nesneleştirip, tckildcn, bireyscl olandan yola çıkıp tümel olana, evrensel olana ulaşma türünden bir tutum söz konusuyken, bir süre sonra sorgulama işlemini tümüyle kendine, ele avuca sığmaz olana, nesne haline getirilmesi pek de kolay olmayana çevirme. îşte bu son noktada çoğun, kavranılara ilişkin güvenin zedclenişi kcndini göstcrir; o zamana değin yürünen yolun kendisinden kuşku duyma gibi bir durum ortaya çıkar. şünmekle işe başlar büyük ölçüde. Kendine yönelen filozof, tam da kendini nesnc (: bilinecek şey) kılarken, özne oluşunu "konuşarak' gerçekleştirecektir: Kendisiyle, kendi üzerinde konuşma; konuşnıa yoluyla kendine yönelme. Kendisiyle kendi konuşması sırasmda "şimdi ve burada" olana ne denli bağlı olursa olsun, iki uç arasında tam bir örtüşme olmayacaktır. Ama bunun böyle olup olmadığrnı, herkesin kendisi, kendi tarzında "denemeh"dir. Nermi Uygur, Dipten Gelen'de(*) böyle bir denemeye girişiyor. Böylece Dipten Gelen, birçok yapıtında ipuçlarını verdiği kendine yönelik çözümleyici tavrının ötesinde, onun kendine en çok yaklaştığı bir metin olarak beliriyor. Metin; onun diğer metinleriyle eklcmlenebilecek ilişki ler içinde olmasına karşın, içerdiği söylem bakımından soruyanıt bağlamı içinde, bir "iç konuşması" biçiminde gerçekleşiyor. bağlayıcı olacaktır. Artık yöneliminin tek hedefı vardır: kendisi. Nermi Uygur, bu kez kendine çok daha belirgin bir biçimde yöneliyor; kendi kendisiyle konusuyor. Üstelik, şimdiye değin elattığı ya da kendisini kışkırtan bütün izleklerini bu yolla, kendisi aracılığıyla bir kez daha ele alıyor. Tüm edimleri kendine yönelik artık; örneğin, Felsefenin Çağrısı'nda büyük ölçüde öne çıkardığı soruculuğunu da kendine yöneltiyor: "Ne diyc kendimle böylesi uğraşıyorum? Ne bu böyle dipten gelen? Ne ki ben, bir masal mı? nc denir bana, aptal mı, akıllı mı? Neyim?" (s. 16) Onu belirleyen, "sinıdi ve burada" olan: "Şöyle birşey şimdiki gerçeğim: Beş soru doğrultusunda kımıldanıyorum bugün. Bu sayı çok mu az, bilemem. Içimden geldiği gibi izlerim soruları. Katı bir bcş'lığc takılmış değilim gene de. Kimi gizlı, kimi açık nice sorularla örgütlenir her soru. Bu özellik şimdi ben'i bana sorduran bu sorular için de doğru." (s. 19) Kendi deyimiyle, şimdiye değin tüm yapıp ettiklerinin, her türlü yazı bağlamının aslında "Nermi Uygur"da odaklandığını bu kez açıkça dile getiriyor: "1 lem sonra, kendimi bildim bileli, şu: "Nermi Uygur denen şey", başuğraşım oldu hep. Adıyla, nitelemesiyle, Nermi Uygur'u açıkseçik konu diye seçmemiş de olsa, tüm yapıp ettiğim, bu arada içine daldığım her yazıbağlamı "Nermi Uygur"da odaklanmaktayaı." (s. 18) Nermi Uygur'un bütün yapıtlanna dogru'da yeni bir kitap Tatlı çabalarla içimi genişleten bu söyleyiş nc böyle? Beklcdiğimi hemen açığa vıın> yını: olanca somutluğunda kendimi bilmek, bulmak, anlamak ıstiyorum." (s. 25) Yapıt boyunca, bütünlüğü içinde anlaşılması istenen bir yaşam boyutu söz konusu. Dil dolayımında sadece gerçekleşebilecek olan bir deneyim bu; kendi dilinden başka bir ortam vok yazarın elinde. Ama acaba derinlerde yine "bilinmck", "anlaşılmak" isteği yok mu? Ayrıca dil, bir bakıma ortaklıklan sağlamıyor mu? Biz, kendimizi, tüm yönelimlerimizi, ortakdil üzerindcn giderek ve dili kendimizin kılarak (söylem) belirginleştirmiyor muyuz? Başka bir olanağımız var mı? "Duin olanaklı kıldığı bir uğraş şimdi sürdürdüğüm uğraş. Buolanaksa insana vergi. Yalnızca insan'la olanaklı o hepimizin yaşadıı özvarlığımız dil " (s 27) AnadMnbağlayıokgi B Kavramsal otam aşma Felseli bağlamdaki böyle bir yürüyüş, yolu her filozof için geçerli midir? Tüm yaşamı boyunca kavramlara bel bağlayan birçok filozofu anımsayabiliriz; ama kavramsal olanla, bir türlü kavramsal kılınamayanların da farkında olan ve bunları yine dc dile dökmeyc çalışanlar da yok mu ötcden beri? Ancak tam da başlar başlamaz, herhangi bir şey üzerinde konuşnıaya başlar başlamaz, bir bakıma ortalc olanın paylaşılaDİlirolanın.içerik olarak benimseyelim ya da benimsemeyelimkavramsal/terimsel (düşünsel/dilsel) olanın içinde değil miyiz? Eğer böyle olmasaydı climizdc sadccc iki scçcnek olacaktı: Ya hiçbir şeyin üzerinde durmama, düşünmeme "salt yaşama"ya da bilincine va rılanları sadece kcndisi için anlamlı kılma; başkalarına herhangi bir şeyi iletememe. Ama durum açık: Ister istemez kavramlarla düşünüyoruz, kavramları dil dolayı mıyla iletiyoruz; başkaları da bizi bir ölçüde de olsa, bu yolla anlıyor. Bir ömür boyıı kavramları düşünmcsınin temel dayanağı yapan filozofların yanı sıra, hiç olmazsa bir sürc sonra doğru dan kendine yönclcn, kavramsal olaıu aşma çabası içine giren filozoflar da var ve yukarıda dcdiğim gibi, onlara artık düşünür diyebiliriz. "Bilgece" felsefe yapmanın yollarmı arayan filozof, kendi öznesi üzerinde düSAYFA 22 N. Uygur'un öteden beri üzerinde durduğu "anadilinin bağlayıcılığı" (Dilin Gücü), burada da kendini olanca ağırlığıyla duyumsatıyor: "(...) dil, dil derken.Türkçc hep işbaşında. Kendimle uğraşım Türkçeyle olup bitiyor. Başkaca bir dileşliğinde birşey yapıyor değilim şimdi. (...) Zaman zaman zorlansam da, yönümü yolumu bulmak için sağa sola bakınırken KendMbil hep Türkçeye, Türkçeden birşeylere taAsıl amaç, öznenesne birlikteliğine kılıyor gözüm, kimi belirtik kimi bulanık. ulaşmak gibi görünüyor. Ancak tam da Kendimi bildim bileli, o işledi beni, onunburada şöyle bir soru sorabiliriz: Oznela iç tutmuşum bir kez. Bağlanışımız öznesne birlikteliğinin neredeyse arada hiçden. işte simdi de, söz yerindeyse, yenibir boşluk kalnıamacasına örtüşmesi oladen kendimi bilmeye kalkışınca ondan naklı mıdır? Ozneyi yine özne tarzında başka neye tutunabilirim." J[ss. 27,28) tam anlamıyla bir doğrudanlık içinde çöAnadili insanın artık belleği, bilinci, tüzümlemek, bilmek olanaklı mıdır? Böyle müyle kendisi oluyor: "Hep bilinse de, bir soru bağlamında yaşanabilecek serüncdense tam bilinmediğinden, sık sık ven, belki de herkes için ilginç olsa gerek. unutulduğıı için yineleyebilirim: insan, Bu serüveni yaşamaya hazırlanan birinin çevresiyle, dünyasıyla insandır. İnsan elindeki olanaklar neler? Bu olanak tüdünyasının vazgeçilmez kurııcu temelidir müyle kendisi: Şimdi ve burada olan, özdil, her türlü ortaklığın temel kurucusunel yaşam bütünü; yaşamının salt kendi"Anlaşılmah" B t e i dur." (s. 30) Çiınkü N. Uygur'a göre dil ne ilişkin ucundan yola çıkma, kendisi olDaha önccki yapıtlarında, yanılmıyorolmayınca başta kendisi olmak üzere hiçmayan ne varsa dışta tutma, salt bir bıçım sam, ilk kez tüm yalınlığı ve belirginliği bir şey de yok demektir. Onun felsefi söyde kendine yönelme. Bu tutum belki de içinde Bunalımdan Yaşama Kültürü'nde leminin taşıyıcısının dile dayalı bir varlıktüm dışa yönelmelerin en sağlıklı başlanaçık kıldığı öznel dünya*nesnel dünya insan anlavışı (ontolojik ve antropolpjik gıç noktasıdır deniJebilir. îşte bu yola çıkarşıtlığını öne cıkarması ya da belki de bağlam) olduğunu ileri sürebiliriz: "Oyle kış, bir bakıma felselenin de yüzyıllardan bunları belli bir karsıtlık içinde bir araya ki bazan, deliymişcesine düşüncelere biberi süren serüvenindeki bclirleyici bııygetirmeyip, ncsnel olanı öznelin içine yerIe kapılıyorum: dil olmadan ben kendim ruğuyla (Kendini bil!) birleşince, filozof leştirmesi, böyle bir yazma serüveninin diye birşey yokmuş gibi geliyor bana; diartık tümüyle kendine yönelecektir. Kimi ipuçları olarak görülebilir. lim olmayınca, kendimsizim sanki." (s. tilozoflar için üstelik bu türden bir ken"Şimdi ve burada" olanın, kavramlarla 31) dine yöneliş, her türlü yönelişin de temezaman dışına itilmeyenin, bir bakıma li olacaktır. Augustinus, Descartes bu Yapıt boyunca kendi kendisiyle konuşdondurulmayanın peşine düşen N. Uybağlamda akla gelen ilk isimlerdir. ma, kendi kendisiyle söyleşmenin öteki gur'un asıl amacı, tüm yapıt boyunca kenadının l<dilsel yönelişler" olduğuna tanık dini bilmek, bulmak ve anlamaktır: "KenSalt yaşadıklanyla, yaşantılarıyla kenoluyoruz.însan yönelen varlık oluşunu, dimle derinleşme dediğim, kendi kendine yönelen kişinin efinde olan da sadesalt bir biçimde dil dolayımında gerçekdimle giriştiğim yalnız söyleşi, salt söylece kendisinin olmayan, ama kullanımı boleştiriyor, somutlaştırıyor. şi hatın için sürüp giden bir uğraş mı? yunca kendisinin kıldığı dildir; ortak diü Kendine düde yönel bizzat etkin kılması, onıı me, kendi kendisiyle kobir söylem haline getirmenuşma, kendini anlatma, sidir. Başka bir deyişle inkendi deyimiyle, bir sanın yaşadıklarını kendi"üzanlatı"nın (s. 44) olsi için de anlamlı kılmaya mazsa olmaz koşullarını çabaladığı zaman elinae, ortaya koyma hiç de kolay âüşünsel arka planıyla dildeğil, Özbilince yönelme, den kendisinin olan dilkendikavrama yetisine den, söyleminden başka tüm tekilliği içinde ulaşbir şey yoktur. maya çabalama, bir bakıKendine yönelen özne ma evrenselliği gözardı et olarak ilkin filozof, ardınmek olmayacak mıdır? dan da düşürü/bilge kimBu, kavramları aşmaya çaliğiyleöneçıkankişi, kenbalayan filozof kemliğini disini kendisi olarak, onu bir yanabırakma ya da bu elden geldiğincc herhangi bırakışı deneme değil mibir nesne kJmaksuın andir? Burada artık "anlalamaya yöneldiği an belleyan" kişi kavramsallaştır ğindeki, düşünme dünyamanın yetersiz olduğunu sındaki kavramların vazileri süreccktir. Ancak geçilemez bir biçimdc hamantıkça bLinıın ne denli rekete geçirecektir; etkin üçolduğuda ortadadır. kılacaktır. Yaşantılar ve )üşünme (Kavram) vc dil onlardan arta kalanlar, tü(ad, terim) dolayımı aşıla müyle kültür dünyası, Nermi Uygur'a göre dll olmayınca ba$ta kendisi olmak uzere lııcbır şey de yok de bilir mi? Bunun farkında « için ister istemez mektlr. onun f J CUMHURİYET KİTAP SAYI 508
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle