18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bcyaz Balina'nın romamnı. "Za man zaman çıkardığı o garip seslere bumundan konuşma derseniz, balinayı horlamış olursunuz. Hem balinanın söyleyecek nesi olabilir? Ben, derinliği olan hiçbir varlık görmedim ki, bu dünyaya söyleyecek sözü olsun. Geçimini sağlamak için birkaç söz kekelcmek zorunda kalır, olsa olsa. Ne mııtlu ona ki, dünya duyuverir sesini." Melville'in sesini gcç de olsa duymuştur dünya; ABD'li romancı, öykücü ve şair I lerman Melvilfe (1819 91), denizi, gemicileri, baıinaları ve tabii bu arada kinin ve tutkulann tutsağı olan insan ruhunu, düzyazı biçiminde yazdığı bu şiirde, ironi, mitoloji ve gerçckçiliğin iç içe geçtiği bu romanında anlatıyor. Sabahattin Eyuboğlu ve Mîna Urgan'ın akıcı Türkçesinden... Altay Destanı: Maaday Kara/flazırlayan: Emine Gürtoy Naskalı/Yapı Kredi Yayınları/374 s. Maaday Kara, Güney Sibirya'da yaşayan Altay Türklerinin destanıdır. Binlerce yıllık yasam mücadelesinin iki neslin yaşîı baba ve yaşamı sürdürecek olan oğlu yaşamına sığdırılarak anlatıldığı destanda odak noktası, ölüm korkusu ve ölümsüzlük arayışıdır: Destanın kahramanı, Maaday Kara'nın oğlu aynı zamanda bir şaman prototipi olan Kögüdey Mergen, nayatın sırrını çözmek, annesiyle babasını ölüler diyanndan yeryüzüne geri gerirmek, sürülerini ve halkını ölümün pençesinden kurtarmak için yeraltı dünyasına iner. Şamanist bir toplumun ürünü olan (ancak yer yer Budizm ve lamanizm etkisi de görülen) destanda, bu dünyayı algdayış biçimi şamanist düşünce doğrultusundadır. Olaylar üç farklı boyuta uzanır; yeryüzü, yeraltı ve gökyüzü. Yeryüzü canlıların mekânıdır; yeraltı ruhların yani ölülerin âlemidir, bu âleme karanlık güç ler hâkimdir; gökyüzü de yine insan ötesi boyuttur. Ancak, bu üç boyutıın kapıları birbirine kapalı değildir, birinden diğerinc gitnıek ve geri dönmek mümkündür. Maaday Kara'nın nerdeyse bütün destanlarda olduğu gibi kozmogonik yönleri de vardır: Destan, Büyükayı ve ürion takımyıldızları ile Kutupyıldızı'nın nasıl ve niçin meydana geldiğini de anlatır. Elimizdeki kitapta, MaadayKara destanının Sazon Saymoviç Surazakov'un 1%4'te Aleksev Grigoreviç Kalkin'in anlatımından derlediği Altay Tiirkçesi metnınin çevrimyazısı ile Türkiye Türkçesine çevirisi yer alıyor. Destanı ayrıntılı bir "Giriş", metinde geçen Altayca kelimeler ve özel isimler için bırer dizin ve geniş bir bibliyografya ile birlikte sunuluyor. Dağı Öpmeler/O#« Tansel/Yapı "Uzaklığın, düşleyinee yapyakın /Sar bu canı, yak bu denizi /Zcmheri gülii ikindi güneşi /Yaylaçiçeğim, karanfil saçlım, /Bölüşelim, ölümcül yalnızlığı." 1940 kuşağının lirik ve kendine özgü sesi Oğuz Tansel, bundan önceki tüm şiirlcrini 1986'da "Sarıkız Yolu" adıyla bir araya toplamıştı. "Dağı Opmeler", Oğuz Tansel'in ölümünden (1994) sonra kızı Aysıt Tansel tarafından bir dosya haline getirildi. Salah Birsel, Oğuz Tansel için "Dostumuz bir doğa vurgunudur. Dağlarda duman duman ormanlardan, karlı uçurumlarda mavi sabahlardan geçip gider" diyordu. Dağı Opmeler'le Salah Birsel'in bu tanımı daha da koyulaşıyor. Toroslar'dan duru bir su... Çağdaş Latin Arrıerika Şiiri Antolojisi// laztrlayan. Ülkü Tamer/Yapı Krcdi Yayınları/i 14 .s Büyük bir kültürün, muhteşem bir coğrafyanın, bağımsızlık savaşlarının, iç savaşların, devrimlerin, siyasal çaıkantıların beşiği 19. ve 20. yüzyılın Latin Amerıkası... Şiirindc de pek çok akımdan (savaş, şiiri, modernismo, mundonovismo, kübizm, avantgarde, afroamerikan, gerçeküstücülük, antişiir...) etkilcnen pek çok şairin yurdıı. Borges, Rubeıı Dario, Carlos Drummond de Andrade, Gabriela Mistral, Pablo Neruda, Nicanor Parra, Eugenio Horit, Nicolas Guillen, Jorge Carrera Andrade, Octavio Paz, Cezar Vallejo, (5tto D'Sola gibi dünyaca iinlıi nicc şairin toprakları... Arjantin, Boiivya, Brezilya, Ekvator, (îuatemala, Hairi, Honduras, Küba, Meksika, Nikaragua, Peru, Porio Kiko, îjili, Uruguay SAYFA 22 ve Venezucla'dan elli şair. Yüzlerce şiir. Ülkü Tamer'in tngilizce ve Ispanyolcadan özenli çevirileri ve seçimleri ile. Eski Kıbrıs Antolo\hi/I lazırlayan ve Çeviren: Mehmet Yaşın/Yapı Kredi Yaytnlart/270 s, Kıbrıs'ın kozmopolit şiir birikimi ilk kez bir kitapta, bu kadar geniş bir kapsamda inceleniyor. MO 9. yüzyıldan başlayarak 18. yüzyıla uzanan bu antolojik araştırmada, okur adcta bir kazı çalışmasına tanık oluyor. l'enike, Âsur, Eski Elen, Roma, Latin, Lüzinyan, Venedik, Bizans, Osmanlı ve Rum Ortodoks kültürlerinin ürünü olan, farklı dillerde yazılmış bu şiirler çok renkli bir yelpaze oluşturuyor. Eski Kıbrıs Şiiri Antolojisi, yine Mehmet Yasın'ın hazırladığı Kıbrıslıtürk Şiiri Antolojisi'nin (YKY, 1994) de ilk adımı. EsklKAraŞM. niş ailesi için gizemli bir merkezdir. Alman yazar ('hristawolf Medeya ve Çocukları için "Liyudmila Ulitskaya, bir büyüyü, kaderin etkisindekı bir verin büyüsünü, bir manzaranın büyüsünü, özclliklc de kahramanı Medeya Mendes'i çevreleyen büyüyü ve gizemi yakalayabifinek için kapanlar kuruyor" diyor. 1943'te Rusya'nm Urallar bölgesinde doğan Liyudmila Ulitskaya roman ve öykü yazarı olarak kendi ülkesinde tanınmadan önce Soneçka adlı romanıyla Fransa'da 1996 Medicis Yabancı Roman Odülü'nü kazandı. Aynı zamanda piyes ve senaryo yazarı da olan Ulitskaya Soneça'dan sonra Medeya ve Çocukları adlı kitabıyla ikinci kez Türk okurlarının karşısında. Sakkaraş'nın Kum\tm/Glenn Mc ade/Çeviren Ali Cevat Akkoyunlu/Doğan Kıtapcıhk/614 s. Glenn Meade İkinci Dünya Savaşı'nın ortasında Mısır'da gcçcn ilginç ve heyecanL bir öyküyü anlatıyor. Yıl 1939'dur. Prusyalı bir annc ile Amerikalı bir babanın oğlu olan Jack, ailesinin yanında bahçıvan olarak çalışan adamın oğlu Harry'yle birlikte Mısır'a, Sakkara kaztlarında çalışmaya gider. Orada güzel Alman Yahu disi Rachel Stern'le karşılaşan iki genç ona âşık olurlar. İkinci Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla Jack Avrupa'ya döner. Mısır'ua kalan Rachel naziler tarafından yakalanır ve ortadan kaybolur. Dört yıl sonra, Roosevelt ve Churchill savaşın en önemli zirve toplantısı için Mısır'a gelir. ülaylar Harry, Jack ve Rachel'in Mısır'da tekrar bir araya gelmelerini sağlar, ancak bu kez farklı taraflardadırlar. Ortak konuları sadece savaşın deği], bütün XX. yüzyılın kaderini değiştirebilecek bir cinayettir. Meade'in alışılmadık vc Uginç öyküsü gerçek bir hikâyeye dayanıyor. Meade, "Nazilerin, 1943 yılında çok önemli bir toplantı için Ortadoğu'ya gelen Roosvelt ve Churchill'i öıdürmek istemeleri rarihi bir gcrçektir" diyor. Elimizdeki kitap çok iyi anlatılmış ilginç bir öyküye dayanıyor. Gerçek ve yarı gerçek noktalar birbirlcrine iyi bağlanmış, esas karakterler kusursuzca seçilmiş. SAKKARA'NIN KUMLAR1 Kırık Amforo/Ramıs Dara/Yapı Kredi Yayınlarıl'166 s. Şiir eleştirisi demek, şairin derviş sabrıyla kazıp cevher çıkardığı damar(lar)da iz sürmek demek... Şiiri yaratan damarlarda otopsi... Ramis Dara Kırık Amfora adlı eleştirel denemeler kitabında, Şeyh Galip'ten Murathan Mungan'a, Kemalettin Kamu'dan Hulki Aktunç'a, Nahit Ulvi Akgün'den Sina Akyol'a kadar birçok şairin izini sürüyor. Bir şairi kazdığı damarda bulabilmek belki mümkün değildir, ama bu sabırlı kazılar, şaire ve hayata dair çok şey söyler. tse (Nadüz Yazılar) / Cem Akaş / Cem Akaş adını ilk kez 1990'da yayımladığı Noktanın Kesişimleri Antolojisi isinıli öykii kitabıyla duyduk. tlk kitabından sonra sırasıyla 7 (1992), Suç ve Ceza (1992), Belkienisbanır (1993), Gizli Hava Müzesi (1995) kitapları yayımlandı. tse'de ise bugiine dek yayımladığı denemelerini bir araya getiriyor Cem Akaş. (Ki bunlar, daha önceki yıllarda Fol, Kitaplık, Sanat Dıinyamız, Cogito gibi dergilerde yayımlanmıştı.) lse'de, hepimizi cok yakından ilgilendiren bazı konular; suçun istenirliği, saçmanm saçmalığı, yalanın evrimscl değeri, aşkın karanlığı, edebi turşuların nasıl kurulacagı, çalmanın kııralları... vb üzerine ciddi, yarı ciddi, gayriciddi, "nadüz" yazılar yer alıyor. Bir de çok eğlenceli üç adet tesr. tse'yi okumak yararınıza olabilir, çünkü, belki de, "içinde bulunduğıınuz cep, dışına çıkamadığınız için içinde başka cepler yarattığınız bir cep ve ne yazık ki delik değil..." İse, bir cepharitası... Çöl Ya$ast/(unstian }acq/Çeviren Ayscl tiora/Doğan Kılapçılık/ İS2a. Yargıç Pazer, 11. Ramses'e karşı düzenlenen bir komployu ortaya çıkarmasının ardından, işlemediği bir cinayet yüzünden bir kampa sürgüne yollanmış ve ölene kadar orada kalmaya mahkum edilmiştir. Ne var ki komplocular, Pazer'in kısa süre önce evlendiği genç doktor Neferet'in aşkını, deli dolu ve gözü kara arkadaşı Suti'nin yürekliliğini hesaba katmamışlardır. Neferet ve Suti, Yargıç Pazer'i içinde bulıınduğu cehennemden çıkarmak ve soruşturmaya kaldığı yerden devam etmesini sağlamak konusunda kararlıdır. Büyük sfenksin muhafız kıtasını oluşturan eski askerleri kim katletti? Büyük Piramit'i soyanlar kimlerdil' Firavun'un tahtının güvencesi olan tanrıların vasiyetini kim ele geçirdir1 Pazer'in manevi üstadını kim ortadan kaldımı? Medeya ve ÇocuMan/Liyudmıla Uluskaya/Çeviren • Mehmet Özgül/Dogan Kıtapçdık/İH2 s. "Medeya Mendes, yörenin ayrılmaz bir parçası gibiydi. Hasta kayıt odasındalci taburesinde otururken başı, beyaz çerçeveli pencereden gÖ7.ükmezse onu karalar giymis olarak doğudaki tepelerdeya da köyün batısına düşen kavalık yamaçlarda ararlardı." Meaeya, sakin lcişiliği ve aydınhk yüzüyle, fertleri kimi kez yaşadıkları trajik olayların etkisiyle sarsılan çok geYapı Kredi Yayınları / 107 s. GlennMog Kredı Yayınları/106 <; Beerşeba Muhabiri/Şulumıt Lapid/Çevıren LMIC Ak/Doğan Kttapçtlık/261 t Lizi Badihi otuzlarında bir gazetecidır. İlnliı Haber gazetesinin yerel nüshası Güney H'aberi'nde çalışmakradır. Iri vücudu, uzun boyu, geniş omuzları, kocaman ayakları ve büyük göğüslerıyle görüntüsü yanıltıcı olsa da, dünyaya alaycı gözlerle bakan çok zeki bir kaılındır. Lizi, Beerşeba'ya yeni atanan Savcı Pinhas 1 loıens tıck onuruna verilen davete katılır. t)nu karaborsanın ve finans dünyasının karanlık dehlizlerine sürükleyecek bir cinayetin tam ortasına düşeceğinden habersizdir. Neredeyse herkesin gözleri öniinde işlenen cinayetin soruşturmasını polisten bağımsız kendi başına yüKitür. Beerşcba Muhabiri'nde Lizi Badihi'nın serüvenini okurken, İsrail gibi çok sözü edilen rakat gündelik gerçekleri pek az bilinen bir ülkeyi de tanıma fırsatı bulacaksınız. Kafdağı'nın Bu Yüzü/Metın Sever/Doğan Kitapplık/190 s. "... Orta yaşı geçmış çok insan, mübadele ve göç yılları anılarını çocukluk yıllarında birir masal gibi dinlemiştir büyuklerinden. Ne yazık ki tarih dediğimiz şeye layık görülen ciddiyet, ağırlı vermez bu öykülere. Eğer edeniyat da gerekli ilgiyi göstermezsc, bu acı dolu yıllarda yaşananlar, tarihin ortak bılincine yazılmak ycrine yok olup gider. ()lüm matematiksel bir gerçeklik haline gelir. Yaşananların yaşanmış olduklanna kanıt olarak da sadece yaşlıların belleklcrindeki amlar, sandıklarındaki kimi sararmış fotoğraflar ve benzer şeyler kalır. Bir müddet sonra onlar da yok olup gider. Geriye içi boş kahramanlık anıları kalır. Oysa tarihin görünen kahramanlık öykülerinin ardında binlerce ölüm ve kırılan binlerce uınut, yani yıkıntılar vardır. Bunların izini sürmetlen de iyi bir dünya kıırmak mümkün olamaz." diyen Metin Sever, 1959 yılında Istanbul'da doğdu. 1978'de C)rtaköy Eğitim Enstitüsü'nü, 1989'da da tstanbul Üniversitesi Edebiyat l'akültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdi. Sokak, Güntlem, Nokta, Ateş gibi dergi ve gazetelerde çalıştı. Kürt So rununda Türkiye'li Âydınlar Ne Düşünüyor (1992) ve İkinci Cumhuriyet Tartışmaları (1993) adlı iki kitabı daha bulunan Metin Sever, halen Radikal gazetesi haber merkezinde çalışmaktadır. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 503
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle