29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Âzsdarım dökülecek toprağa Yine ben toplayacağım sepete. Cenaze Türküsii Kendi keudimi sakınıyorıım Şıkılıyorum Ömür, uzun ömiirlü bir kutü süt Tezelden gitmeli bari Kalalatsız bir kayık içrc Çaparide tutulmuş yetmişinci izmarit olarak Bu kültabağına bastırılmak üzrc "Ecd dcğil, ölendir kazanan" diye yazan bir ozanın ölümden hüzünle söz etmesi beklencmez clbet. Can Yücel, gülümseyerek söz ediyorölmekten. Kitabın düzcnlenmesinde de, ölüm şürlerinin karşısına onu dengeleyecek bir "keyf" şiiri yerleştiriyor genellikle. Ya da bir siyasal taşlama. Bazen dc Eşbcr Yağmurdereli'ye ya da Yılmaz Güney'e bir selam. Ölüm bir Marksist için yaşamın bir parçası çünkü. "Aksi bir tesadüf" olarak ölümlc kesişsc dc yolu, dünyanın yeniden düzenlenişini düşünmek durumundadır: "Ayağım ağrıyor/ Ayağımın sol ayağımın başparmağı/ Dünya ağrıyor/ Dünya bir afirı/ Allah tarafından yaratılmışsa/ Yantış yaratdmış/ Biz dünyayı yeniden yarataca "göğün mavisine aşkedilmiş" şürlerinin nasıl yazıldığını kendisinden dinlemek: Av '. Balıkların kaç kulaçtan Ncylc tutıılacaöı balıkçılardan sorulur I langi misinayla, ağla, ırıpla, trolle Ama bir şiirin oltası vardır da Yokturda... başlangıcını bilmezsen... Dibi bilmek gerek, dili bilmek gerek Ycmi bijcceksin yâni Ve nişana nişanlayacaksın oltayı! Can Yücel "çatal yürek" düştüğü tür külü yollarda 11. şiir kitabına uiaştı. Düzyazıları düşüniildüğünde Papirüs Yayınevi'ndeki lcitaplan 13 tane. Bir de çeviriler var, daha doğrusu Türkçe söylenenler: Brecht, Lorca, CheGuevera, Shakespeare, Weiss. Varsın bu kez ölümden söz açsın. O ölümü şöylc anlatmıştı Refik Durbaş'a: Çok mutlu olduğu zaman insan ölümü düşünür. Çünkü ölüm, mutlııluğun bir parçasıdır. Ölümü böyle görmek gerekir. Yarı ölü olduğum zaman ölümü düşünmek bir şeye yaramaz." (Ölüm ve Oğlum/ Gök Yokuş kitapları nın Refik Durbaş larafından yazılan sunusu). Nice kitaplara Can Yücel.. • Seke Seke/ Şiirler/ Can Yücel/ Bütün Eserlerr 11/ Papirüs Yaytnları/ 216 s. ülü Gülümseten öfkenin sairi FERİDUN ANDAC C ftız." Can Yiicel'in şiirinin gizini çözmenin zor olduğunu söylemiştim. En iyisi onun an Yücel 1950'lerde "Yazma"uş layan şiir serüvenini çağdaş Türk şiirinin zenginleştirici bir boyutu olarak degerlendirmek gerekiyor. Onun şiiri kısa bir sürede evrilme gösterir. Bu ilk kitap, bir bakıma, Can Yiicel'in kültürcl/düşünsel kaynaklarının yansılarını getirir. Ama onun asıl şiir ibresi, bugüne ıdaşan soluklu sesi, ilk kez "Scveı Duvarı" (1973) ile ortaya çıkar. "Ikinci Yeni"nin etkin olduğu dönemde yeni, farklı bir ses olarak hemence belirir Can Yücel şiiri. 196(J'lar, hapisli ydlar Can Yücel şiirinde bir değişim deöil, bir açdım yaratır. Bunu kendisi şöyle dıle getirir: "Şairlik patlamam orada (napisane, EA.) oldu. Cepheler açık. Seni bir yere koymuşlar. Seni koyanlar var. Yalın bir çelişki var. YaIın bir çelişkinin içinde bir de insanlarla sı YazmaSevgi Duva Bir Siyasinin ŞiirÖlüm ve Oğlum/ rı/ Can Yucel/ Papı \erU Can Yucel/PaCan Yücel/ Papirüs ptrui Yaymlart/ 115s. Yaymlart/ 122s. rus Yaymlart/ 12 li. Rengahenk/ Can Yücel/ Papirüs Yaymlart/ 1 12 f Çok Bi Çocuk/ Can Canfeda/ Can Yücel/ Papırıii Yaytnla Yücel/ Papirüs Yaytnlart/ 60 s. rı/ 104 s CAN YÜCEL Gece Vardiyası / Can Yücel/ Papirüs Yaytnları/ 111 s Gezintiler/ Can Güle Giile Seslerin Sezsizliği/ Can Yucel/ Yüıı'l/ Papirui YaPapirüs Yaytnları/n6i ymlart/ 109 s. Maaile/ Can Yucel/ Papırus Yaytnları/ 112 i. Düzünden / (.an Yücel/ Papirüs Yaymlart/ İ42 s Her Boydan/ Can Yücel/ Papirüs Yaymları/ 184 s. zdan için hiciv jjiirleri diyebiliriz. Ama, bence şairin şiirini cle aldı^ımızcia, asıl belirleyici olan, imgcye dayanarak yazdığı ve bu özelIiklerden birine sahip olan şüridir. Ama, iş,te ister politik, ister cinsellik, istcr hiciv agır bassın... Şair yaşamdan, yaşanmıştan yola çıkıyor. Kendiyle barışık ve içten, samimi. Şairin Gezintiler adlı kitabından yanacağımız şu iki alıntı bu dediklerimiz için oldukça somutlayıcı. ilk önce 'Kadının Cografyası' adlı şiirindcn, "....Sökemedim bitürlü tarihinizi/ Asıl asıl coğrafyanızı/ I lâlâ hâlâ meçhul bir kıta/ Kırk yıllık kadınımın bacakları arasından/ Avuçladığim p Atlanta" Şimdi de, 'Bir Yoldaşın Ölümü Üzeriııe' adlı kısa şiiri, "Patriyot Hayati ölmüş fötür şapkasıyla yatagında/ I ler zamanki gibi harckete hazır/ Bir kadehMarx içtikten sonra". Şairin benzetmeleri, göriildüğü gibi şiiri her zaman taze tutabilecek dcnli güçlü. Kimi şiirlerse, deginecef imiz gibi çapaklı, fire verir. Şairin 'Sckc Seke' adlı, en son çıkan kitabına şiirinin özelliklerinden sonra, artık gelebiliriz. Kitap Kasım 1997'deyayımlanmış. Üç bölümden oluşan kitapta, "Seke Sckc Ben Geldim" adlı birinci bölümde 101, "Papatyanjn Patagonyası" adlı bölümde, birieşi Güler Yücel'e ait olmak üzere 56 ve "Eklem" adlı üçüncü bölümde 33 olmak üzcrc toplam 200 şiir var. Şair, bu şiırlerinde de şiirinin bütün özelliklerini devarh ettiric Yalnızca, bir şey daha eklemiştir şiirlerine: hikmet süylemek. Evet, CUMHURİYET KİTAP SAYI 446 şair, daha önceki şiirlerinde de gözüken, veciz söz nitcligini taşıyan şiirlerinehikmeti katıyor. Veciz sözle hilcmeti birbirine kararak. Kitabın en sonundan iki örnek vermek istiyorum: "Ümmîlik" adlı şiiri şöylc, "Cümlemiz cümle dçğildir,/ Çoöumuz bir kelime bile etmez,/ Ümmîdirler kendileri,/ Bakmayın aydından saydıklarına! " Diğer şiir ise şöyle, "Olmek toplu sııçunıuzdur topumuzun/ Cezası ölüm." (Suç ve Ceza) tlk siirde eleştiri benzetmeniıı doru^unda gerçcklesiyor. Ikincide isc insanî bir gerçek, bir toplu suç gibi niteleniyor. tlk şürdeki ilk iki dize ise hikmet söylemenin, sezgiyle gerçeğe varmanın güzel örneği. Her iki alıntı da veciz söz ile hikmet arasında gidip gelmekte ayrıca. Bu dizelerdc hikmctlc varılan dizelerin zaman la veciz söz değeri kazanma özelliğini görüyonız, ayrıca. Kısa şiirlerini özellikle bu tadla okuyabiliriz. Can Yücel'in kimi şiirlerinin çapaklı olduğunu, çok üretmenin, hayatla içli dışlı olmanın sorunsalını taşıdığını yazmıştık ve şiirindeki bu çapağın, şiiri çok iyi bilen şairin pek umurunda olmadıöını söyledik. Gcrçekten de, kimi şiirlcr var lci, günlük bir eylemi övmek için, ya da bir sevdiğini, sevmediğini övgüyergi için yazılmışlardır. Ancak, bu şiirimsilerdeki tat da unutulmamalı. Gününün tanığı olan bir şairin, bu tür siirleri de olmalı, gelecekte gcçmişi öğrenmek isteyenlcr için. Bu tür şiirlerin tadının da ustaca söylenmiş olmalarında, yazılanlann kişiliklcriy le kurdugumuz ılişkidc aranmalı. Elbetteki şairin söyleyışözelliğınin verdigi incelik, benzetme, imgesel haz da unutulmamalı. Şairin artık alıştığımız kişiliğinden kaynaklanan, verdigi imajı ayyukaçıkartan, kütürün ağır basıyor gibi gözüktüğü, şiirlerini ise, yine aynı hazla okuyabiliriz. Çünkü kiifür, başta da söylediğimiz gibi, eleştirilmesi gereken düzene, kişiye şairin okkalı bireleştirisi sayılmak gerekir. Etik olan adına cirkinin yeniden göreve çagrdması şeklindc de anlaşdabilir bu şiirlcr. "Bir osuruk ağacıyım ben/Yellentlikçe şiirler açan" (Bereket adlı şiiri). Bu dizeleri de, örneğin. Ancak, kendinden sonraki şairleri toptan yadsıyan dizclcriııi ise... Yalnızca, bu türeleştirilerin her döncmde yapıklığını anımsatarak kendisinege çclim. Bu kitabını okuduğumda aklıma ilk gelen ise şairin yaşlandıkça çiçek açtığıydı. Gerçekten yaşlanmıyor şair. Gcnçlerin arasına karısmış saçı sakalı dağınık bir badem agacı o. Üzerine kar yağdırsa da arada bir, güneşin dallarından açtığı. Üzerindeki karlar da hayati şiirle yaratma, kaı'şdama isteğinden bu badcm ağacının. Her mcvsim varolmak, çiçek açmak, ner yerde yeşermek ıstefiinden. Bunu yapıp yapamayacaöını ise pek düşünmüyor. Önun istediği başka. Çiçeklerini güneşe yaymak. Dallarıyla çocuklara gülümsemek. Insan olan insanların içini ısıtmak.. Şairlcrin, siir severlerin, gerçek şiir okur larının, Can nabası o artık. • kıfdcı bir Üişki var hapishanede. Sade siyasder değil. Gerçi öbür koğuşlarla Üişkiyi kısıtlamışlardı ama, yine de onları izleycbiliyorduK. tşte bu çelişkinin yalınlığı da doğrudan sonuçlar almama yardım etti. Siyasetti, içkiydi, kendimi dağıtacak olanaklar da yoktu. Bundan dolayı yoğun olarak şiirle baş başa kaldım. Yoğıın olarak şiir yazmaya başladım ve bunu iş haline gctirdim. Ikiüç günde bir şiir çdcanyorum." Şiiri bu süreçte bir yazma, hayata bakış disiplini haline getiren Can Yücel; biryüzleşmeyi de yaşar, bence. Toplumla, her kesimden insanla alışverişin sorgulanışıdır bu, biraz da. "Bir Siyasinin Şiirlcri" (1974), Can Yücel şiiri için bir başlangıç noktası olmasa da; bugünkü sesinin, şiirinin renginin/dokusunun izlerini getirir. Bundan böyle, onun şiirinin kulvarı beüidir artdc. "Ölüm ve O&lum" (1976), "Rengahenk" (1982), "Göhnkuf (1984), "Canfeda" (1986) Can Yücel şiirinin, poetik yolculıığunun/tavrının bütün ögelerinı getirir: humour, yergi taşlama, ironi, slogan, devrimci söylem, başkaldın, sevgi, örke, "müstehcen"lik, tanıklık, güncelfîk, tarihsellik, yaşama soluğu, sosyalizme inanç, çeşitleme, renklilik, aykırılık, romantizm, uüşünsel öz, uslamlama, imgc, biçim ve söz oyunları, mizahi boyut, argo, tumturakL üslup, tcrsinlcmcler, toplumsal eleştiri, muhalif kimliği... Can Yücel'in poetikasını oluşturan ögcler, çağdaş Türk şiirine bir zenginlik getirmiştir. Evet, "çeşitleme"nin sairidir o; sözcükler onun şiirinde bir başka anlam kazanır. Kışkırtıcıdır onun şiiri. O bilinçle, aykırılıkta yazar. Çünkü, onun için şiir: "bir gerilfadır. Dağda dolaşır, şehirdc dolaşır. Vurup kaçar.", biröfkedir", "bir umutsıızluktur", "birçalarsaattir", "bir tanıktır." I layata, yaşandanlara tanıkldc ve tavır almadıronun için şiir. Güncclliginin tarihsel boyurunu da burada aramak gerekti^i kanısmdayun. Şiirde belirleyeni, belirleneni iç içe verir. Biravcıgibi arayışlafj^lüııiyz Can Yücel... Hayatın akışı içindtkı fasTlîışma an'larından, devinimlerden ceker ahr şiirsel özü. Sonrasında sözün imbiğinden geçirir. Ya ni, o; şiiri arayan değil, bulandır. Dünya görüşü Dİr bakışım an'ında, devinimde şiiri bulmaya yeter. Sonrası sözcüklerin çakışmasına kalıyor. Can Yücel'in şiiri gökkuşağının renklerini taşır. Başkaldjrının rengidir ana rcnk. Sözcüklcri isyan bayrağı gibi dalgalandırır o renk arenasında. Hayati kuşatan bütün "şey"ler onun şiir evreninde yerini bulur. Can Yücel, hayatın devinimini dert cdinir. Şiirsel bakışımını da devinimler üzerine kurar. Asi, atak, gürül gürül bir sestir onunkisi. Yer yer duygu tonu, duyarlık düzeyinin de yükseldiğini aörürüz. Bu anlarda duygu tutanına kapılmış bir Can Yücel vardır: Dünyaya meydan okuyan sesi çocuk masumiyetine bürünür. Ama o içldik te yine de ataktır. Deyim yerindeyse; sözü gediğine koyar. Gürül gürül yağan yağmur, çakan şimşektir. Bulutlandtrır gözleri. Kaçıramazsınız gözlcrinizi gözlerinden. Evet, o; hayata şiirin yedi rengi, o renk deryasıyla oluşan şiirsel gözle bakar. Imlediğim gibi, bu bakışta arayışın değd, bekleyişin tözleri vardır. Şiiri tasarlamaz. Hayatın akışı ona getirir şiiri. Bir çırpıda yazdnuş gibi de görülse; Dİrikimin a&nası, yansısı gözlenir hemen. Yansıyanların dönüşme biçimlerinin kurgulanışı, söze, imgeye, şiirsel öze ağışSAYFA S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle