Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kapak konusunun devamı., oludur yüreği, yoksa aslında "sessizdir." Soluğu "Binlerce insanın / Soluğudur." ü n u n için deelbette "kocaman bir umut" vardır kendisini hiç yalnız bırakmayan. Yer yer slogancı bir söyleme de yaslanır. Örneğin "yenilmek yok / Kazanacağız / Kazanacağız / Mutlak" gibi dizeler yaşamak adına, özgürlük adına kavga veren bir şairin şiirinde çok da göze batmaz. Cesur bir söylemin elini tutar o dizeleriyle. Dünyaya durmadan karşı çıkar her zaman genç kalan yüreğiyle ne kadar yaşlansa da. Ete sokulmuş bir bıçak olarak düşünür ve yorumlar yaşamayı. Yüreği onun silahı ve aşkıdır da. Onun tek sevdası, "devrirrTdirözünde. Bir bıçağı bileklerinde bileyen, bağnnı dünyaya açmış da bir şairdir o. 68 kuşağının devrimcilerine saygısını onlar için şiir yazarak belli eder: "Deniz Yusuf Hüseyin'di Adları." Coşkusunu, yaşama sevincini ve isteğini, kadınlara, genç kızlara duyduğu ilgiyi hiç gizlemez, üstelik sürekii yineler de. Aforizmalardan birinde kadınlara ilişkin şöyle yazar: "Hayatta hiçbir şey kadınlar kadar / heyecanlandırmadıbeni." Özkan Mert, şiirler döşeyerek geçer gider yaşamın, kavgaların, sevdaların, aşkların, acıların, ırmakların, dağların, dostluklann, gösterilerin göbeğinden. Onun için şöyle haykırır dünyanın suraUna: "Haydi Şair / Tutuştur hayatı." Şair de hayatı tutuşturuyordur aslında. îşte Hayat! îşte Ölüm ve Tarih! derken Özkan Mert, yaşamındaki bir başka tarihi imliyor. O artık ülkesinden çok uzakta bir sürgün sairdir. Göçmenliğin soğukyüzü, bir başka ülkede vaşamanın sıkıntıları dökülüyordur dizelerine. Heyecanlara, kavgalara sığmayan yüreği, "Küçük bir el ıîanı gibiair" tüm coşkusuna, tüm yaşama isteğine, kavgadan kaçmamasma karşm gurbette. O artık "sökülüp toprağından / suyundan tuzundan / acımasızca bir sabah / yaban toprağına ekilen / bir bitki"dir. Uzakta kalmıştır anıları, çocukluğu, dostları, sevdiği kentler, aşklarına gebe sokaklar, komşular, hüznü üstünde aşkJar... Özlem, bir başka sızmaya başlamıştır şiirlerin yüreğine, daha yakıcı, daha kavurucu:" Ve arkamızdan salladıkları dostların / mendil değil, beyaz güvercinler." Yaşamın acemisi değiîdir o, hüzünlü de değildir."Ama göçmen, ama şair"dir. "Can eriği ve tuz arayan", "kekik kokulu tarlalardan" geçip gelen göçmenler "Türk"•" ^Bir Dünyalının Notları" ve... çe gülmüyor"dur Avrupa ülkelerinde yıllardır. onların kahkahaları, "Ateş almıyor"dur. Ekmek parası peşindeki insanlarımız yabancıdır 60'tan sonra Avrupa ülkelerinde. Yabancı ülkede insan şapka falan eskitmez, yaşamını eskitir, tüketir, tükenir. Özkan Mert, uzun yıllardır îsveç'te yaşamanın getirdiği duyarlığı şiirinde iyi ve yerinde kullanıyor. Yılların biriktirdiği derin gözlemleri dizeleştiriyor, yüreğinde birikenleri şiirlerine sağıyor. "Portakal satılan küçük istasyonlardan geçip geldik." Yaşadıkları Stockholm'ün mavi saatleridir yeni gerçeği olarak. Onun kalbi "dünyanın ortasında bir menekşe"dir çoktandır. O bir dünya vatandaşıdır artık. Pek çok yeri gezmiştir, pek çok değişik ulustan insanla birlikte olmuştur, yeni anılar biriktirmiştir bu veni gerçeğin içinde. Onun yaşadığı gÖKyüzü masmavi değil "portakal" rengidır. Özkan Mert, dünyaya biraz daha sokulmanın yolunu arar ve bulur şiirleriyle. Bir dünya vatandaşı olmanın kazanımlarıyla donatır şiirlerini. Kalbi, îsveç'te de "atcş altında"dır, ama daha başka bir biçimde, "nereye gitsem kalbim ateş altında. / Kelimeler şeytanca kışkırtıyor beni / Dünyaya girer gibi giriyorum şiire." Onun işi gücü sözcüklerle, çünkü o, "hayatı bombalamak"la meşguldür. Doldurur kelimeleri ve ateş eder yaşamın alnına. Zaman zaman kendisiyle de hesaplaşır Özkan Mert: "Ucuz kahramanlıklar peşinde olmadım hiç. / Yüreğim, göğsüme taktığım bir maske değil / insan onurunun bir çağıltısı, / uzlaşmaktansa cellatlarla / hazırım arkadaş, yakmaya tüm şiirlerimi / ve kendimi.' Tek başına kalsa da o yine başlar "yeniden direnmeye." Çünkü yaşam onun gözlerini hep kamaştırmıştır. O, dizelerini, "terörist" olarak betimler. Öyle ki onun için "şiirle dolu olmak aşkla dolu olmaktır." En büyük isteği "Kelimelerin sihirbazı olmak 'tır. Özkan Mert kendi şiiri üstüne de şöyle düşünüyor: "uzun uzun olsun istiyo rum /yazdığım şiirin dizeleri. / Bazen tek bir kelime. /.. / Bir bahar sabahının / ilk ışınları kadar utangaç / küçük bir çocuğun / kahkahaları kadar an olsun / şiirlerim." Şiir Özkan Mert için herkesin oğludur, öyle ki "tarihin de oğludur, halkın da." Şiire öyle sıkı sıkı sarılmış bir şairdir ki o, "Maviden daha mavi şiir vardır / Bu yüzden hüzün kıskanır şiiri" diyebiliyor. Özkan Mert şiirinin adresi, "Dünya'dır." Şiir, yani "alevleridir zamanın." Şiir, Özkan Mert için "dünyaya bir sataşmadır." "Terörist dizeler"in şiiri, şiir ayartma ustası, adresi şiir olan şair, "Fırtınalara ve şiire" çalışan sürgün: Yüreği dünya ile Türkiye arasına asılı asi, şiirle dünyayı yağmalayan avcı, elma büyüklüğündeki sakallarını hiç ihmal etmeyen bir şiir militanı. Dizelerinde gerçeküstücü imgelerle de el sıkışmayı hiç aksatmaz Özkan Mert. Örnek mi? tşte: "Bütün güvercinler gençtiröğleyin/bütünyağmurlarkırmızı. / Robinson Crusoe olmuş kalbim bu sabah." Onun şiirindeki dişi arslan "Rüzgârı"ısırır. Onun için "körpedir", "erotiktir" yaşamı. Yani yaşamı, "bir ihtilaldir." Özkan Mert'in yasamı "rüzgâriar, kadınlar ve ihtilallerle / boğuşarak öpüşerek geçmekte"dir. Her sıkıntıdan onu ancak şiir kurtarır her zaman. Yeni bir şiire başlayamazsa öleceğini duyumsar neredeyse. "Şiiri doğurtturuyorum / bu yüzde yürürlüktedir hayatım katıksız / kırık bir hüzün bile ayakta tutsa beni bugün." Düzyazının içine kıvırdığı şiirleriyle de dikkat çekiyor Özkan Mert. Şiirlerinde yer yer biçimsel özellikler de boy gösteriyor ustaca. Kentler, ülkeler arasında da mekik d o kur Özkan Mert: Bodrum, Izmir, Lund, Amsterdam, Berlin, Stockholm, Venedik, New York, Istanbul, Leningrad, ^~ SAYFA 4 CUMHURİYET KİTAP SAYI 396