Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
lerini özellikle de TürkIslam Sentezi doğrultusundaki ideologları tedirgin etmij gözükmektedir. Boratav, Nasreddin Hoca fıkralarının içeriklerinde türlü etkenlerle "oynamalar" olduğunu ve onda "ideal bir tip arandığını" saptayarak, değişik zamanlarda ona yaluşmadığı düşünulen unsurların değiştirildiğini, "din, ahlak ve töre" kurallarının "ideal tiplerine oturtulduğunu" veböylece "ideal kültürdebenimsenen her unsuru içeren bir şekilde" ortaya konulduğunu; ama aslında böyle olmadığını (S. 2936), ileri sürmektedir. Boratav'a göre halk geleneğindeki önyargıdan güç alan kimi araştırmacılar tarafından Nasreddin Hoca'nın saygın kişi sayılması, ona "soylu" ve "aydın bir kimlik verilmesi ve bunlann kanıtlanma çabaları; bu araştmcılar tarafından ona yakışmayanların "sansür" edilmesi, ayıklanma çabaları boşunadır (S. 3536,52). Nasreddin Hoca'yı bir "halk bilgesi" ve "halk filozofu" (S. 10,17,26) olarak gören Boratav, bununla birlikte, onun 'kusursuz bir halk bilgesi" olmadığının altmı çizmektedir. Boratav'a göre Nasreddin Hoca'nın da herkes gibi budalalıklan, saçmalıkları vardır ve bunlardan arındırarak onu "temize çıkarmak istemek ve onda 'ideal bir ilktip' aramak boş bir emektir" (S. 52). Nasreddin Hoca rikraları büyük bir bölümüyle Boratav için, "dil ve kültürleri farklı ulusların ortak malıdır" ve yalnız "Türk" ya da "Müslüman" topluluğuna mal edüebilecek tipten olanların dışında "universal bir nitelik kabul etmek gerekir. Bunlarda salt yerli ya da ulusal nitelikler aramak boşuna zahmettir; hangi memlekette, hangi dilde anlatılmış olurlarsa olsunlar bunlar bütün insanlığın mab olmak niteliğindedir" (S. 8688). TürkIslam Sentezi ideologlarının idealize edip tabulaştırdığı (ya da tabulaştırmaya çalıştığı) ve manipule ettiği Nasreddin Hoca kimliğini ve imgesini, allak bullak etmesi; ona gerçek kimliğine geri vermesi ya da Nasreddin Hoca'nın kimliğini ve imgesini bilimsel bir zemineoturtması açısından, TürkIslam sentezcileri tarafından art niyetli olması gerekçesiyle(! ?) büyük bir hcdef haline getirilmesine karşın, Boratav'ın eseri, Âlbert Wesselskinin 1911'de Weimar'da Alexander Dunker Verlag'ın bastığı 2 ciltlik "Der Hodscha Nasreddin. Türkische, berberische, maltesische, kalabrische, kroatische, serbische und grechische Maerlein und Schvvaenke" adını taşıyan eserini büyük ölçüde tamamlayan bir "opus magnum"dur. (1) Bkz.: Pcrtev Nailı Boratav (1982) Türk Halkbilimi I: 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı, Istanbul: Gerçek Yayınevi 100 Soruda Dizisi 13, S. 18; Sedat Veyis Örnek (1977) Türk Halkbilimi, Ankara: Iş Bankası Kiiltür Yayınları 180, S. 25; krş.: Şerif Baykurt (1976) Türkiye'de Folklor, Ankara: Kalite Matbaası, S. 82. (2) Bkz.: Kurtuluş Kayalı (1995) "Çevresiyle ve Geçmışiyle Barışık Bir Düşünce Adamı: Pcrtev Naili Boratav", Folklor / Edebiyat,2,S. 8195. (3) Bkz.: Boratav (1982: 18); krş.: Baykurt (1976:82). (4) Bkz.: tlhan Başgoz (1995) "PertevHoca İçin", Folklor/Edebiyat, 2, S. 101103; krş.: Kayalı (1995: 8195). (5) Bu konuda bkz.: Yusuf Çotuksöken (1996) "Nasreddin Hoca'nın 'Yakışıksız' ve 'Açık Saçık' Fıkraları Üzerıne", Varlık, 1067, S. 4547. (6) Bkz.: Saim Sakaoğlu (1996) "V. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Ankara'da toplandı", Türk Dili, 536, S. 225229. Bir Dergi Folklor ve Edebiyat Folklor/Edebiyat dergisi, 1994'ün Aralık ayında ilk sayısını çıkardı.Şimdiye kadar on sayı yayınlanan dcrgi, halkbilim, etnoloji, antropoloji, edebiyat altbaşlıklarını taşıyor ve geniş bir okur kitlesine ulaşıyor. FATIH SUKRU TEKİN lkemizde kültürsanat dergiciliğinin nasıl büyük bir özveriyi gerektirdiğini yeniden vurgulamaya Îçerek var mı? Okur sayısının birkaç bine sınırlı olduğu bir ülkede, siz dünyanın en kaliteli yayınını da çıkarsanız, sonuçta ulaşabileceği sayı bellidir. Bu sayı da belirttiğim gibi, birkaç bin insanı geçmez. Bu bakımdan, Türkiye'de sanatsal kitap okuru da, kültürsanat dergilerinin takipçisi de aşağı yukarı aynı kişilerdir. Kısacası, Türkiye'nin yayın yükü bu birkaç binle sınırlı insanın sırtındadır. Folklor/Edebiyat dergisi, 1994'ün Aralık ayında ilk sayısını çıkardı. Elimde bulunan bu ilk sayının ikinci baskısından anlaşılıyor ki, dergi yirmiyedi günlük bir sürede ikinci baskıya ulaşmış. dergi, halkbilim, etnoloji, antropoloji, edebiyat altbaşlıklarını taşıyor. Derginin ilk sayısında yayın yönetmeni Metin Turan "Neden folklor edebiyat?" başlıklı sunuşunda, dergiyi yayımvazgeçilmez ilkesi olacaktır. Bizim farklılığımız bilgi ve birikimi sahiplenmemizle öne çıkacaktır." Derginin ilk sayısında yer alan yazılara ve yazarlarına baktığımızda, derginin içeriğini anlamamız daha da kolaylaşmakta. îlk sayıda, Prof. Dr. Hasan Özdemir'in Kambur Kambur Üstüne, Pertev Naili Boratav'ın Bektaşi Geleneğinde Oğuz Kalıntıları, Doç. Dr. Temil Pamir'in Geleneksel Kültür Açısından Türk Toplumunda Davranış Özellikleri, Doç. Dr. Metin Karadağ'ın.Bazı Avrupa Ülkelerinde Halkbilimi Öğretimi, Hadegale Asker'in Çerkez Kültüründe Nartlar, Ziya Şeker'in Ahmet Arif 'in Çıkış Yeri ve Halk Kültüründen Beslenen Şiirler, William Tohn Thoms'tan Serpil Âygün'ün çeviraiği Folklor başlıklı makale, Dr. Emrullan Güney'in Nevşehir Yöresinde Cehri Yetiştiricüiği ve Boyacılığı, Dr. Ramazan Çiftlikçi'nin Türk Saz Şiirinde Bir Tür: Sicilleme (Şeki), Mehmet Bayrak'ın Eşkiyalık ve Türküleri, îlhan Cem Erseven'in Alevi Bektaşi Folklorunda Kuş Motifi, Fikret Ka luş Kayalı'dan Kültürel Erozyona Tepki ya da Orhan Şaik Gökyay'ın Entellektüel Olarak Onemi, Dr. Ramazan Çiftlikçi'nin Yaşar Kemal'in Halkbilim Derleme ve Araştırmacılığı, Suat Iskender'in Doğu Karadeniz'de Ilginç Figüratif Süsleme Örnekleri... îlk iki sayıdan aktardığım bu baslıklar bile, derginin folklor/edebiyat adı altında topladığı içeriği anlamamız, daha dofirusu, birkanaat edinmemiz için ycterli ipucu verir kanısındayım. ••• U folklor/cdebiyat Folklor/Edebiyat'ın üçüncü sayısının özel bölümü ise kemal Tahir'e, bir anlamda özel bölüm sayılacak diğer bir bölüm de folklorcu umit Kaftancıoğlu'na ayrılmış. Derginin yayımlanan son sayısı üzerinde durmak istiyorum biraz da. Nasreddin Hoca özel bölümünün yer aldığı bu sayıda, ayrıca Haziran ayında yitirdiğimiz Cahit Külebi üzerine, "Cahit Külebi'nin Şiirinde Anadolu" başlıklı yazısıyla Muzaffer tlhan Erdost katkıda oulunuyor. Kurtuluş Kayalı ise Türk Üniversitelerinde Lisansüstü Eğitim Düzeyinin Kültüre llişkin Alanlarda Düşmesi üzerinde duruyor. Dr. Tolga Ersoy Menarş ve Kültür, Gagauz Türklerinden olan Mihal Kolsa'nın Almanca'dan Sinemis Sun'un çevirerek dilimize kazandırdığı incelemesi Gagauz Ezgileri ve Bazı Tonal Özellikleri, Hüseyin Şahin'in Adana Yöresi Halk Takvimi ve Meteorolojisine Dair Bazı Notlar, M. Naci Önal'ın Dobruca Türkleri'nin Bilmeceleri, Salih Baklacı'nın Bulgarların Yaşam ve Kültüründe Türk Atasözlerinin Yeri, Doç. Dr. Ismail Öztürk'ün Akdeniz Yöresi Yörük Aşiretlerine llişkin Yazılar Üzerine Bir Değerlendirme, Ali Esat Bozyiğit'in Ankara'da Düğün Okuntusundan Davetiye'ye, Mehmet Gökalp'ın Aşık Pervani ve Gülnaz Savran'ın Adana Bölgesinde Halk Defineciliği Uygulamalan başlıklı yazıları yer alıyor. Folklor/Edebiyat'ın 4. sayısında başlattığı ve her biri Türk folklor tarihinde olduğu kadar, kültür tarihinde de vazgeçilmez kaynaklar olan yazıların.Dclgelerin yer aldığı Bellek köşesinde ise Muzaffer Sarısözen'in 1945 yılında Ulus gazetesine yazdığı bir açıklama ile Ankara Radyosu Müdürlüğü'ne gönderdiği Yurttan Sesler korosuyla Ugili önerilerini içeren belgeler yer alıyor. Belgeleri folklor araştırmacısı Nejat Birdoğan dergiye ulaştırmış. Derginin, dergi demeye insanın dili varmıyor. 192 sayfalık hacimdeki kocaman bir yayının, Nasreddin Hoca özel bölümü ise şu yazılardan oluşuyor: Jean Paul Garnier'nin Fıkra Sınıflamasında Nasreddin Hoca ve Günlük Yaşamı (Doç. Dr. Ayten Er), Nasreddin Hoca (Metin Turan),Nasreddin Hoca Gülmece ÖykülerKMetin Dcmirtaş), Şiirimsi Nasreddin Hoca Fıkraları (Ali Kemal Gözükara), Meşhur ve Mutearif Hoca Nasreddin Letaifi (Doç. Dr. NaiJe Hacıyeva, Doç. Dr. AJi Osman Öztürk). Derginin ilk sayısında Metin Turan'ın üzerinde durduğu ve folklor/edebiyat'ın, daha önce yayımlanmış halkbilimle ilgili dergileri kendisine miras kabul ettiği gerçeği, dergiye kazandırdığı içerikle daha da bir belirginleşiyor. Kanımca, derginin şimdiye değin yayımlanmış folklor dergilerinden ayrılan en belirgin özclliği de, derleme düzeyinde kalan folklor malzemelerine araştırmainceleme düzeyinde eğilinmesinde yatıyor. Ayrıca, halk bilimle ilgilili diğer; örneğin antropoloji, etnografya, etnoloji, tarih gibi disiplinlerc de bir folklor dergisi olarak eğiliniyor olması dergiyi zengin bir içeriğe kavuşturduğu gibi, ama asıl önemlisi Türkiye'de derleme düzeyinde kalmış halkbilimciliğe yeni bir boyut kazandırıyor. SAYFA 13 Pertev Naili Boratav/ Nasreddin Hoca/ EdebıyatçılarDernegı, Ankara 1996 292 S., Eıbl, (Edebıyatçılar Derneğı Yayınları 8) ISBN 975 7872075 CUMHURİYET KİTAP SAYI 396 lamanın gerekçeleri ve yayın politikası üzerinde durarak şöyle diyor: "Türkiye'de bugünün hcmen her kasabamıza değin yayılmış, tabelasın'da 'folklar ya da "nalkbilim" sözcüğünün olduğu bir dernekler bolluğunu yaşıyoruz. Bu dernek bolluğuna, üniversitelerimizde okutulan halk edebiyatı derslerini ve bağımsız halkbilimi bölümlerini de eklersek yadsınamayacak bir folldorizm olgusunun oldufiunu görürüz. Ancak, bu nicel vaygınlık gerçeğınc karşın, düzenli bir folklor dergisinin ve folklor ürünleri konusunda envanterin çıkartılmasından öte, derinlemesine soyutlamaların yapılmayışı düşündürücüdür. Bu aüşündürücü tablonun ışığında Turan vurgulamasını şöyle sürdürüyor: "Burnumuzu ekvator çizgisi zannetmiyoruz. "lzm"lerden, buna yukarıda iyi niyetle kuruluş derneklerin bilerek ya da bilmeyerek kapıldıkları 'folklorizm' de dahil uzak duracafiız. Bilgi ve düşünceye saygı ve açıklık, folklor/edebiyat'ın radeniz'in Giresun'da Dilek Dileme Olgusu ve Dilektaşı Kültürü, Mehmet Yardımcı'nın Arguvanlı Halk Şairleri ve Yüksel Mergen'in Gaziantep Barak Folkloru başlıklı yazıları yer alıyor. Gerçekten de şimdiye değin yayımlanan 10 sayılık oir külliyat içerisinde dergide yayımlanan yazılar Metin Turan'm altını özenle çizdiği bilgi ve birikimi yansıttı. Örneğin, derginin ikinci sayısı Türkiye'de halkbilimi bir akademik disiplin haline getiren, kurumsallaştıran Pertev Naili Boratav'ın özel bölümüne ayrılmıs, 176 sayfalık bu sayıda yer alan yazılardan birkaçının başlığını buraya aktarsam, derginin kapsamı daha iyi anlaşılır kanısındayım. Orneğin, Claude Levi Strauss'tan Belkıs Temren'in çevirdiği Antropolojinin Sosyal Bilimlerdeki Yeri ve öğretimi Sırasında Ortaya Çıkan Sorunlar, Prof. Dr. Ali Rıza Balaman'dan, Halkbilimsel Ürünlerde Yergi Örnekleri, Dr. Tolga Ersoy'dan Şaman'ın Cinsel Kimliği Uzerine, Kurtu