06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PROF.DR.NURAN OZYER M üzisyen, şarkıcı, şarkı sözü yazarı, lilm yönetmeni, gazeted, yazar gibi nitcliklcrinin yanı sıra, 1978 yılında kalenıe aldığı "Arafatta Bir Çocuk" adlı öykü kitabıyla cdebiyat alanında da söz sahibi olduğunu kanıtlayan Zülfü Livancli, yıllar sonra, Balkan Ülkeleri Edcbiyat Odülü Vakfı'nın bu yıl ilk kcz verilen Balkan Edebiyat Odülü'ne değer görülen "Engereğin Gözündeki Kamaşma" adlı romanı ile ycniden karşımızda. Livaneli'nin birçok yabancı dilin yanı sıra, Almanca'ya da çevrilen "Arafatta Bir Çocuk" adlı öykü kitabı, Alman basın ve edebiyat diinyasında oldukça büyük bir ilgi topladı. Birgermanist olarak "Almanya'da Türklertarafındanyazılan kitaplarla" ilgili yaptığım araştırmalar sonucu, Livaneli'nin öykü kitabının, bu alanda yazılan kitaplar içinde hem içerik, hcm de biçim olarak başarılı olan az sayıda örneklcrden biri olduğunu söyleyebilirim. Almanya'da yaşayan Türkler'in, özelliklc çocuk ve gcnçlerin yabancı bir ülkede yaşadıkları sorunların irdelendiği kitaptaki "Arafatta Bir Çocuk" adlı öykü, Isveç televizyonunca Hlme dc alınmıştır. İlk kitabında,60'lı yıllardan itibaren günümüz Türkiye ve Almanya'sını çok yakından ilgilendiren "göç" oıgusunu irdelcyen Livancli, ikinci kitabında bu kez çok eskilcrc, 17. Yüzyıla gidiyor. Olay, 17. YüzyıldaTopkapı Sarayı'nda geçiyor. Fakat tarihi roman denilebilccek türdcn bir roman dcğil kitap. Yazarın amacı tarihsel olayları vermek ya da anımsatmak dcğil, amaç kendisinin de dcyişiyle "o dckor içinde insan psikolojisinin dcrinliklerine varabilmek." (s. 166) tnsanoğlunun her an içine düşebileceği 'iktidar hırsı, zengin ve ünlü olma hırsı ile her an içiçe yaşadığı aşk, şiddet, nctret, cinscllik gibi duyguların tarihi bir dekor içinde psikolojik boyutlarıyla derinlemesine incelendiği, çağımız entelektüel romanının ana kurgu özelliklcrini sergileyen ve Mahmut Karatoprak tarafından resimlcnen roman 18 Dölümden oluşuyor. Komanda ad ve tarih belirtilmiyor. Livancli bunun nedenini, kitabın sonunda kcndisi ile yapılan söyleşide şöyle açıklıyor: "Hiç ad ve tarih belirtmemem, bir roman özgürlüğüne kavuşabilmek içindi, ama yine de olaylara ve ayrıntılara sadık kalmaya çalıştım. Bazı konuları bilc rck dcğiştirdim. Mescla lbrahim hapsedilmeuen önce oölu tahta çıkarılmıştır, ama romanda, tahta çıkarma töreni babanın hapsedilişinden sonra yapılmaktadır.Bunun gibi bazı kurgu ve ayrıntı değişiklikleri var. Temel noktalar gerçeğc uygundur, ama derin bir gerçekliktir bu; ayııntılarda yitip gitmeyen bir gerçeklitir bu; ayrıntılarda yitip gitmeyen bir gerçeklik." (s. 166) Romanda ad ve tarih belirtilmemesine karşın, biraz tarih bilgisi olan okurlar için, romanda anlatılan olay ve kişilcrin anlaşılması zor değil. Örncğin Dcli lbrahim. Bilindiği gibi tarihte Dcli lbrahim diyc geçen, Ahmet l'in oğlu lbrahim'in; ağabeyi Murat IV dcvrindeki şehzadeliği sırasında, üç kardeşi öldürülmü^, kendisi de boğulurken Valitle Köscm Sultan tarafından kurtanlmış, bu nedenle sinirleri alt üst olmuştur. Nc var ki, küçükken boğularak öldürülmckten kurtulan lbrahim'in sonu yine kötü biter. Kendisini cocLikken ölümdcn kurtarmış olan Valiue Sultan, ulcmalar ve ocak agalarıyla anlaşarak, Ibrahim'i tahttan indirip, kapısı örülmÜ!;, sadece bir pcnceresi bulunan bir odaya hapscttirir ve bir süre sonra orada boğularak öldürtülür. Yerine oğlu Mehmet IV geçer. "Engereğin Gözündeki Kamaşma", iktidar hırsıyla yanıp tutuşan insanların, entrika vc yalan dolu dünyalarında, iktidan ele geçirmek ya da hcp iktidarda kalabilmek için ne denli acımasız, vefasız ve ikiyüzlü olabileceklerini vurgularken, bazen bu kokuşmuş kişiliklerinin içinde, yüreklerindeki canavarı gemleyip, iyiyi, vefayı ve hoşgörüyü sergileyebileceği gerçeğini, tarihi bir olay ekseninde, en çarpıcı bir biçimde sunuyor okura.Bu nedenle Livaneli romanı için "Karanlıkla aydınlık arası bir roman diyor. Imparatorluğun bitmesi mümkün dcğildi... Bcnim mevkiimdc biri için çocukları zehirlemek işten bile değilcîi." (s. 149150) Nevarki, Ağa'nın Efcndisi'ncbu denli fedakârca bağlılığının ardında yatan asıl gerçek cok rarklıdır: "Bütün gcceyi, eski Padişanı tahtına oturtmuş bir kul olarak elime geçecek inanılmaz serveti nasıl kullanacağımı hayal etmekle geçirdim. Padişah, hayatını, tahtını, tacını bana borçlu olacaktı. Onu yeniden yaratacak olan kişiydim ben. Dünya tarihine yeni bir yön verccck, Avrupa'nın kaderini değiştirecektim. Beni küçük görmüş, zavallı bir zenci olarak aşağılamış olanları dü^ünüyor, yüksck sesle gülüyordum... Belki dc Padişah beni Sadrazam yapar vc bövlccc tarihteki ilk zenci Sadrazam olarak saltanat sürer giderdim. Hayallerimin ulaştığı nokta beni bile korkutmaya başlamıştı." (s. 152153) Ağa'nın okuru şaşırtan iktidar hcvesi Padişah'ın planını kabul ctmeyişiyle suya düşer: "Önce şaşkınlıktan ne uediğini tam anlayamadığımı sandım; ya bcn aklımı kaçırmıştım ya da o! Bir Osmanlı Padişahı nasıl olur da oğullarının canını, tahttan üstün görürdü?... Sinirden tir tir titremeye başladım. Hücredcki meczubun yüzünden koskoca lmparatorluk avuçfarımın arasından kayıp gidiyordu... Elveda Imparatorluk, elveda zenginlik hayalleri, elveda intikam". (s. 154155) Roman, Sultan'ın yaşamı pahasına tia olsa sergilediği asil davranış karşısında, hayalinue ele gcçirdiği iktidan kaybeden Ağa'nın, Efendisi'nin bofiulmasından sonra, yeni Padişah hakkında düşünceleriyle son bulur: "lnşallah yeni Padişahımız da merhum babası gibi, bu aciz köleden şefaatini esirgcmcyecekti. Çünkü benim ycdi yaşındakı Efendimin iktidan ve yüreklerc korku düşüren saltanat alayı, sadece fani bir kulun ıleğil, bakışlarıyla cümle mahlukatı felc edip lalü ebkem bırakan bir engereğin bile gözünü kamaştıracak kadar muhteşemdi." (s. 164) "Engereğin Gözündeki Kamaşma", iktidar hırsıyla yanıp tutuşan insanların, entrika ve yalan dolu dünyalarında, ik tidarı ele geçirmek ya da hep iktidarda kalabilmelc için ne denli acımasız, vefasız ve ikiyüzlü olabileceklerini vurgularken, bazen bu kokuşmuş kişiliklerinin içinde, yüreklerindeki canavarı gemleyip, iyiyi, vefayı ve hoşgörüyü sergileyebileceği gerçeğini, tarini bir olay ekseninde, en çarpıcı bir biçimde sunuyor okura. Bu nedenle Livaneli romanı için "Karanlıkla aydınlık arası bir roman" (s. 168) diyor. İnsan ne kadar karanlığabatsa da, yine de yüreğinde temiz bir cevhcr taşıdığına inanan yazarlardandır Livaneli. Bu inancını romanında açıkça ortaya koyuyor. Ansiklopedik bilgilerin yanı sıra, Naima ve Evliya Çelebi'den yapılan alıntılarla, bir Osmanlı tarihcisinin üslubu içinde roman, mükcmmel bir kurgu vc estetik bütünlüğc kavuşuyor. Piyasaya ilk çıktığında büyük bir haz duyarak okuduğum kitabı, ülkemizde son aylar yaşanan kabullenmesi imkansız gib gclcn gerçekler karşısında, bir kez daha okuma isteğine kapıldım. Yaşanan gerçeKİcr karşısında bir kcz daha görülüyor ki, tarih tekerrürden ibaret! Kötülükler ve karanlıklar içinde en kokuşmuş insanın bile gün gelip içindeki iyi ve aydınlığı sergiteyeceğine inanan Livancli'yi, almış oıduğu ödülden dolayı kutluyor, yeni romanlarıyla yakın bir gelecekte yeniden buluşmayı ümit ediyorum. • Engereğin Gözündeki Kamaşma / Zülfü Livaneli / Can Yayınları / 168 \ SAYFA 9 tktldar Hırsı Oerln bir gerçekllk Zülfü Livaneli'nin ikinci kitabı Engereğin Gözündeki Kamasma Romanın konusu, bu tarihi olay etrafında dönüyor gibi görünüyorsa da, gerçekte bu olaya karışan tüm saray insanlarının öyküsü odak sorunsal niteligindc. Romanın odak figürü, aynı zamanda romanın bcn açısından anlatıcı figürü olan zenci bir Harem Ağasıdır. Romanın BcnAnlatıcısı olan 1 larcm Ağası, hizmet etti& Padişahın yanına getirilişinden onun i hazin sonuna kadar olan yaşamını, saraydaki o görkemli iktidar yaşamı ile iktidar çevresindc kul köle olan insan manzaralarını, artarda ilerleyen zaman yerine, modern bir zaman anlayışı içinde anlatıyor. Anlatıcının genel tutumunun egemen (auktorial) bir ton içinde olsa da, kişisel ağırlıkta olduğunu görüyoruz. Aganın "bir engereğin gözünü kamaştıracak kadar parlak mücevherlerle süslü sorgucunu taktı^ı zaman, doğan güneşutanırveonagıptaederdi" (s. 32) diye tanimladığı Efendisi tahttan indirilip, bir odaya kapatıldığında uuydugu acı sonsuzdur. Valide Sultan tarafından I'^fendisi'ne götürülecek olan yemeklere refakat etme görevi kendisine verildiğinde, dünyalar onun olur. Erendisi'ne her gidişinde, dışardan yalan da olsa iyi haberler götürerek, Efendisi'nin moralini sağlam tutmasını sağlar. Hatta Efendisi'ni esaretten kurtaracak, onu yeniden iktidara taşıyacak planlar yapma cesaretini bilc gösterir: "Kurduğum planı padişaha anlattım. Osmanlı Hancdanında Padişahımızın, oğullarından başka erkek üye kalmamıstı. Kardeşleri daha önce öldürülmüş olduğu için, sülalede imparator olabilecek kimse yoktu. Bu durumda bu çocuklar zehirlenerek ortadan kaldınlacak olursa, Osmanlı Hanedanı erkeksiz kalacak ve kural gereği hapisteki Padişah çıkarılarak tekrar tahta oturtulacaktı. Çünkü Osmanlı Hancdanının sona ermesi ve CUMHURİYET KİTAP SAYI 395
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle