06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrin Dogmamış Bir Çocuga Mektup / Oriana Fallaci /Çevıri Pınar Kür / Can Yayınlan / 127 sayfa "Senden korkuyorum. Seni hiç Oriaııa Btlhıri yokluktan zorla çekip alan, gövdeIX)O.MAMIŞ me ekleyen rastlantıdan. Seni çok BlR(.XX:i'C«\ beklediysem de karşılamaya asla MI:KTU> hazır olmadım. Ama kendi kendime hep o kötü soruyu sordum: Ya doğmak hoşuna gitmezse? Ya günün birinde haykırıp suçlarsan beni: 'Sana kim dedi beni dünyaya getir diye? Neden dünyaya gctirdin beni, neden?'" ttalyan yazar Oriana Fallaci böyle diyor derin izler bırakan kitabı Doğmamış Bir Çocuğa Mektup'un başlannda. Erkeğinden ayrılmış bir kadının, gebe olduğunu anladığı andan başlayarak hissettiklerini, iç dünyasmda kopan fırtınaları, yaşadığı korkuları, coşkusunu ve erincini başka hiçbir kitap bu kadar başarıyla yansıtamadı, okuru bu denli etkileyemedi. Bir kadının bedeninde filizlenen o küçücük canlıyla, onu karnında taşıdığı sürece yürüttüğü bir monolog bu kitap. İlk yayımlandığı 1975 yılından bu yana sayısız dile çevrilen bu kitap, Oriana Fallaci'nin ustalıklı ve şiirsel anlatımıyla haklı bir başarıya ulaşıyor; unutulmazlar arasında yerini alıyor. Tatlı William /]obn Hatvkes /Çeviren Ayşe GülGüre / Can Yayınlan / 355 sayfa John Hawkes, çağdaş Amerikan edebiyatının en özgün adlarından, Tatlı William da onun en şaşırtıcı çalışmalarından biri. Akıllı, zeki ve unutulmaz bir atın anıları, anıların içinde yer alan unutulmaz sahneler, çarpıcı olaylar, retorik merceğinden geçerek yansıyor anlatıma ve tam bir okuma şölenine dönüşüyor. Hawkes, insanlardan nefret eden bir atın bilge, yorgun sesini kullanarak, onun doğumundan ileri yaşlarına kadar yaşadıklarını, sıkıntılarını ve başarılarını, sanki bir külhanbey ağzıyla, canlı bir dille anlatıyor. Okur, Hawkes'in ustalığı sayesinde atın sesini ta başından benimsemekle kalmıyor, sonunda o atın yaşadıklarına, dolayısıyla bütün atların yaşadıklanna karmaşık bir yakınlık da duyuyor; öyle ki, dünya sonsuza dek değişiyor gözünde. Irazca'nın Dirliği / Fakir Baykurt / Adam Yayınlan / 276 sayfa Onuncu Köy / Fakir Baykurt / Adam Yayınlan / 324 sayfa Fakir Baykurt'un ilk kez yayımlanan Yarım Ekmek adlı romanının yanı sıra edebiyat dünyamızda önemli bir yeri olan diğer yapıtları da Adam Yayınları arasında yeniden basılıyor. Yazarın yeniden gözden geçirerek basıma hazırladığı bu kitaplardan son ikisi Onuncu Köy ile Irazca'nın Dirliği. Fakir Baykurt, Irazca'nın Dirliği'nde töreden gelen köyün yaşama baskısını alabildiğine çarpıcı bir dille gözler önüne seriyor. Romana damgasını vuran Irazca ile edebiyatımıza mal olmuş kadın tiplerinden birini yaratan Baykurt, usta ve sürükleyici anlatımını ilk satırdan son noktaya kadar aksatmadan sürdürüyor. Bu yapıt kendi başına bir bütünsellik taşısa da Yılanların Öcü'yle başlayan "Irazca Üçlemesi "nin ikinci kitabı olarak ayrı bir anlam kazanıyor. "Onuncu Köy"ise baştan başa halk sözleriyle, SAYFA 16 türkülerle.esprilerle bezenmiş, okuyucuya apayrı tatlar sunan bir yapıt. Bu roman Fakir Baykurt'un ne büyük bir söz ustası olduğunu ortaya koyuyor. En Şaşırtıcı 100 Polisiye Olay Nasıl Çözüldü? / Colin Evans / Çevtrcn Füsun Doruker / Sabab Kttapları / 294 sayfa Kayıp bir insan kırk yıl sonra tN UİIRTICI 100 bulunuyor ve katilin kim olduğu .ıçıklığa kavuşturuluyor. Bir maden parçası, Pan Am Havayollan'nın 103 sefersayılı uçağının N4SII (OiütDUÎ düşüş sebebinin ortaya çıkmasını sağlıyor. Bir zanhnın yüzü, bilgisayar yardımıyla yaşlandmlıyor ve işlediği cinayetten tam on sekiz yıl sonra yakalanıp cezalandırılıyor. Kurbanın bedenindeki bir ısırık izi katili ele veriyor. Bir katili bulmak için bütün kasa ba halkının parmak izleri alınıyor. Köpek balığının karnından çıkan sindirilmemiş bir kolun sahibi aranıyor... Bütün bunlar bir polisiye öykünün parçaları değil. Tümü, gcrçeğin kıırmacadan daha şaşırtıcı olduğunu kanıtlayan sahici hikâyeler. Colin Evans'ın bu kitabında, hem polisiye öykü ve roman okurlarını hem de mesleği adli bilimlerle kesişenleri büyüleyecek gizemli ve entrika dolu 100 polisiye olay ele alınmış. Bu olaylar, gerek soruşturmaların yürütülmesini, gerekse ardından gelen davaları kalıcı bir biçimde etkilemeleri açısından adli bilimlerin tarihinde önemli bir yere sahipler. Yazar, parmak izi ve balistikten, toksikoloji, psucolojik profil çıkarma ve DNA testlerine kadar on beş ayrı adli bilim dalının kapsamına giren ve çözümlcnmesi ncredeyse imkânsız gibi görünen olayların, roman kahramanı Sherlock Holmes'u bile şaşırtacak bir şekilde nasıl çözümlendiğini sergiliyor. Sherlock Holmes kanıtları yalnızca bir büyülteç ile ararken, günümüzde morötesi ışınlar, lazcrler, DNA, spektogramlar, nötron analizleri, bilgisayarlar, elektron mikroskoplan, kan gruplaması ve daha birçok araç gereç kullanılmakta. Kitabın sunuş bölümünü yazan adli tıp uzmanı Doç. Dr. Gürsel Çetin, Türk okuyucusu için adli bilimlerin Türkiye'deki gelişimini özetliyor. Sonuç olarak, tarih, gizem ve bilimsel araştırmayı bir araya getiren En Şaşırtıcı 100 Polisiye Olay Nasd Çözüldü?, soluk soluğa okuyacağınız bir kitap. Öyle ki, sizi Batı ülkelerindeki adli bilimlerin geldiği nokta karşısında şaşkınlığa uğratırken, Türk edebiyatında neden polisiye türünün gelişmediğini sorgulayanlara da iyi bir yanıt olacak. OLİSİYE 01AY Ateşler / Marguerıte Yourcenar I Çcvın Son Dolanogju / Metıs Yayınlan / 107 sayfa Bir aşk bunalımının ürünü olan Ateşler, bir aşk şiirleri derlemesi sayılabilir ya da şöyle de diyebiliriz: Belli bir aşk mefnıımuyla birbirlerine bağlanmış bir dizi lirik düzyazı. Bu haliyle eser hiçbir yorum gerektirmez, çünkü kurbanına hem bir illet hem bir temayül olarak kendini dayatan mutlak aşk, en eski zamanlardan beri, tecrübe edilmiş bir olgu ve edebiyatın en çok ışlcnmiş konularından biri olmuştur. Bu kitaba kaynaklık eden aşk gibi, yaşanan her aşkın, karmaşık bir duygular ve şartlar karışımının yardımıyla, verili bir durumun içinde oluştuğu, ardından bozulduğu hatırlatılabılir. Ateşler'de bu duygular ve bu şartlar kâh doğrudan, ama oldukça gizli bir şekilde, başlangıçta çoğu günce notları alan kopuk "düşünceler" aracıhğıyla, kâh tersine dolayü yoldan, efsaneden ya da tarihten ödünç alınmış ve zamanın içinden şaire birer destek olarak hizmet etmesi düşünülmüş hikâyeler aracılığıyla dile gelirler."diyor "Ateşler"için Marguerite Yourcenar. Sular Ne Güzelse/ Erdal Öz / Can Yayınlan / 140 sayfa "Klasik öykü anlayışında, ağırhk konudadır. Bunun gerek dünya edebiyatında, gerekse bizim edebiyatımızda çok güzel örneklcri vardır. Bu aşılmalıdır. îlginçlik, sürükleyicilik, konuya dayanmalıdır diyorum. Öykü ancak okunarak beğenilsin; bir başkasına konusu özetlenip anlatılınca öykü, öykülüğünü yitirsin istiyorum. Ama okur, öyküyü okumaya başlayınca, öyküden kopamasın, yapışsın öyküye, sonuna kadar sürüklesin öykü onu. Bu, elbette okurun değil, öykünün görevidir. Sular Ne Güzelse adb bu kitabımdaki öykülerde bunu gerçekleştirmeye çahştım. Bunun içinde anlatım, kurgu, sözcüklerle oluşturmaya çalıştığım görüntüler çok öne geçti. Bu öykülerin bir ortak özelliği daha var: Bir yeniyetmenin gözüyle anlatılmaya çaLşılan yaşanmış hüzünlü zamanlar; anlar, günler, aylar. Ama bu öyküler, bir anılar toplamı değil. Elbette yazdıklarımda kendi çocukluk, yeniyetmelik dönemimden yola çıkışlar oldu; ama anılarımı yazmadığım bilinmelidir. Hangi öykü, yaşanmış bir zaman kesitinden , bir küçük görüntüden yola çıkmaz ki. Ama iyi bir öykü, yalnızca yaşanmışların anlatısı olamaz, bununla yetinemez. Yaşanmışlık duygusunu verebilmek, okurun yüreğinde yer edebilmek, o anlatının, o öykünün başarısı sayılmalıdır" Benim Yolum/ Tayfun Talipoğlu/ Imge Kitabevi /167 s. Başındayız biliyorum, sonu da yok bu yolculuğun. Nöbet sırası bizdeymiş gibi geldi bana. Çünkü gördüm ki en çorak toprakta biten aynkotu bÛe bir şeyler aktarmakta kuşağına... "Dane" vermeden gitmck bize yakışmaz, haksızlık olurdu ustalara... Boşuna mı çekilmişti bunca emek, bunca hasret? "Danelerden biri"ysek, kendi çapımızda bir tomurcuk da biz vermeliydik... Öykülerimizi anlatırken sizi sıkmadan mesajlar iletmeliydik satır aralarında. Çünkü "gökten düşen elma" İcalmadı. Hepsini bölüştüler çoktan. Yaşadığımız hiçbir olay yeni değil. Nedenleri, sonuçlarından daha eski. O gün anlattıklarımızı duymazhktan, görmezlikten gelenler, sorumluluklannı çoktan unuttular. Onlar şimdi şikâyetçi. Benim yolum, 80 kuşağından bir kesit aslında. Yolun, sadece adı benim. Hepimiz aynı yoldaydık oysa. TAYFITN Max Stratejisi Deneme Cesareti / Dalc Dautcn / Çevirt: Abdurrahman lannöver / Sıstcm / 111 sayfa Yakın / Oruç Aruoba / Metis Yayınlan / 163 sayfa "Bu cilt içinde biraraya getirilen iki kitaptan, Ateş Yakana Kilavuz 10 Kasım 1993 23 Nisan 1995 günleri arasında Yoğurtçubaşı / Çiftehavuzlar'da yazılmış, yapısı Aralık 1996'da kurulmuştur. Kurt Arayana Kılavuz 19 Ağustos 1993'ten başlayarak (Yoğurtçubaşı, Cambridge, Paris, Yalıkavak, Karamürsel) yazılmış; kesintilerle, OcakŞubat 1997'de tamamlanmış, yapısı Nisan 1997'de kurulmuştur. Cilde son biçimi 6 Haziran 1997'de verilmiştir. Cilt içinde kullanılan fotoğraflar (Temmuz 1995 ve Mart 1997 / Yoğurtçubaşı "Utopia") Yıldınm Arıcı tarafından çekilmiştir. Bu iki kitap daha önce yayımlanmış olan Uzak adlı cilt içinde biraraya getirilcn Tavşan Besleycne Kilavuz ve Özlcm Çekene Kilavuz adlı iki kitapla birlikte; ikili/dörtlü bir bütünlük içinde düşünülmelidir. "diyor yazar. "Benim sahip olduğum tek amaç var. Yann, bugünkünden farkb bir kişi olmak" der bu kitaba adını veren Max Elmore. Aslında yeni fikir diye bir şey yoktur. Yeni fikirler, yeni yerlerindeki eski fikirlerden CUMHURİYET KİTAP SAYI 395
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle