25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

insan beyninin anıtsal ürünlerinden Dİrini, çok geç de olsa dilimizde okuma olanağına kavuşmuş bulunuyoruz. Prof. Dr. Ahmct Arslap'ın Metafizik çevirisi Ege Üniversitcsi Yayınları arasında 1985 yılında yer almıştı. Bu kez, Sosyal Yayınlar tarafından ikinci baskısı yapıldı (1996). Bu olağanüstü ürünü, ona layık bir bilgi, kavrayış ve çalışmayla dilimize kazandıran Prof. Arslan'ı ne kadar kutlasak azdır. SELAHATTİN HİLAV Aristoteles'in Metafizik'i Türkce'de ü lamda kullanıürlar. Bir anlamda ncdenden formel tözü, yani özü anlarız". Ülken: "Bir şeyin ilk 'niçin'i, nihayetül emrde (en sonunda) tartfi mahsusuna irca edilir (özcl tanımına indirgenir) ve bu ilk niçin eşyanın bir iîleti ve bir mebdeidir (ilkesidir)". Arslan: "(Çünkü bir şeyin "niçin"i, sonuçta onun tanımına kavramına indirgenir ve nihai "niçin", bir neden ve ilkedir)", Ülken: "Eşyanın ikinci bir illeti, onların maddesi, nıaddî mevzuudur". Arslan: "Bir diğer anlamda neden, madde veya dayanaktır". Ülken: "Üçüncü illet, şeyin nareketinin aslı olan illetdir. Nihayet olarak vazedilmiş bulunan dördüncü illet, eşyanın kendisine nazaran imal edilmiş olduğu gaî nihaî hcdeftir". Arslan: "Üçüncü bir anlamda o, değişmcnin kendisinden ileri geldiği şeydir. Nihayet bu üçüncünün karşıtı olan dördüncü bir anlamda neden, ercksel neden veya lyi olan'dır". Islanı lckclesmm ve OsmanlıTürk düşüncesinın en önemli temellcrinden biri oldukları halde Aristoteles metin lerine doğrudan doğruya yönelmenin, kuşkusuz, belli birtakım dinselideolojik nedenleri vardır. Bunlar yazımızın dışında kalan konular. Ama bu durumu biraz açıklamak için Dr. Adnan Adıvar'ın şu saptamasmm yararlı olacağını sanıyoruz: "Görülüyor ki, şu iki yüzyılda (XIV. ve XV. yüzyıllar, S.H.) Avrupa'da Yunan isminin kaynaklarına gidilerek yeni yeni düşün ve incelemeler ortaya atılmıştır. llalbukı XI. yüzyıldan beri Bizanslılarla temas halinde olan Türkler böyle bir ihtiyaç duymamışlar, hatta Yunan kaynaklarına kadar gitmek şöyle dursun Arapça'daki ilmin esas kitaplarını bile incelemeye lüzum görmemişlerclir. Meselâ ne Almagest, ne Aristo'nun müspet ilimler üzerine eserleri, ne de botanik ve elkimyaya (simyaya, S.H.) ait eserle ri incclenmiştir. Bu yüzyıllar bilginleri, ElHarezmî, ElBirunî ve tbni Sina gibi büyük bilginlerin ana kitaplarına müracaat edecek yerde, büyük cserlerin özetlerine şerh, haşiye ve tâlikat yazmakla yetinmişlerdir. Yukarda adı geçen Sabuncuoğlu Şerefeddin'in, Ebü'lKasım Zehravhi'nin Ettasrif adlı ünlü cerrahî kitabını çevirerek, kendi orijinal eseri gibi ortaya koyma Felsefe tarihinin en güç anlaşılabilir metinlerinden biri 84).Demek ki Aristoteles, mcrakı, hayreAtİStUtt'lt !» 1 METAFİZİK M etafizik, felsefe tarihinin cn güç anlaşılır mctinlcrinden biri. tbni Sina'nın, bu metni, kırk kez okuduktan sonra ancak Farabî'nin bir kitabının yardımıyla anladığı söylenir. Dolayısıyla, Metafizik'i okurken anlayamıyoruz diye umutsuzluğa hcnıcn kapılmamız doğru olmaz. Çevirinin sağlamlığının, titizliğinin vc saydamlığının yanı sıra, sayısız dipnotu yüreklendirecektir bizi. Bir ikinci kitap sayılacak kadar zengin olan bu dipnotları, kılı kırk yaran terim vc kavram saptamalarını, fclsefc tarihinin gün ışığına çıkarılan gizli ilişkilerini kapsayan ve fclsefcsever okura büyük haz verecek olan açıklamalar. Çevirinin başında yer alan J. Tricot'nun Giriş ve D. Ross'un Aristoteles'in Metafiziği yazıları da, bu çctrefil metne çeşitli açılardan ışık tutuyor. Prof. Dr. Arslan Onsöz'ünde, çcvirisine ternel olarak aldığı Fransızca ve tngilizce metinler konusunda bilgi veriyor, benimsediği dil anlayışını belirtiyor ve Aristoteles'in tslam felsefesini en fazla etkileyen filozof olduğu halde, Osmanlı ve çağdaş Türk düşünce dünyasında doğrudan doğruya yeterince ele alınmadığını, üzerinde gerektiği gibi durulmadığını ve özellikle Metafizik'in tamamen ihmal edildiğini söyleyerek şunları ekliyor: "Bu eserin başlangıçlanndan küçük bir kısmı Hilmi Ziya Ülken tarafından Türkçe'ye kazandırılmış, ancak her nedense Ulken bu hayırlı ve önemli tcşebbüsünün arkasını getirmemiştir" (M. s. VIII). Prof. Arslan'ın sözünü ettiği çalışma, elimizcle bulunan şu kitap olmalı: Hilmi Ziya, Felsefe Dersleri, I, Metafizik, llnamiFevzi Matbaası, 1928 (eski yazı). Bu kitapta, Metafizik'in Birinci Kitap, Üçüncü Bölüm'ünün cksik bir çevirisi yer alıyor sadece (s. 143145). Âma hiç kuşkusuz Ülken'in çevirisi, Arslan'ın çevirisine temel olaraK aldığı J. Tricot'nun çevirisinden (1934) dana önceki bir Fransızca metne dayanıyor. Her ne olursa olsun, bu iki çevirinin bazı cümlelerinin karşılaştırılmasının felsefe dilimizin evrimi açısından okurun ilgisini çekcccğini sanıyoruz. Ülken'in altmış dokuz yıl önce yaptığı bu cevirinin ilk cümlesi şöyle: (1) "Bcdîhi (açık) olan bir nokta şurasıdır ki, ilmi kazanmak için illetler (nedenler) hakkındaki bilgiye kadar yükselmek lazımdır". Arslan da şöyle diyor: "I ler şeyi ancak ilk nedenini bildiğimizi düşündüğümüzde bildiğimizi söylediğimizc göre) kazanmamız gereken bilimin, ilk nedenlerin bilimi olduğu açıktır." Ülken: "Illet kelimesinin dört muhtelif manası olabilir. Evveli emirde (ilk önceki) bir manaya göre, illet, şeyin zâtına (özüne), onu olduğu gibi olduran şeye delâlet eder (şeyi belirtir)". Arslan: "Nedenler ise dört an10 Dinselideolojik nedenler sı, ortaçağın bu en ünlü cerrahî kitabının o zamanlar Türkiye'de pek bilinmediğini göstcrebifir". (Osmanlı Türklerinde tlim, s. 50, Remzi Kitabevi, lstanbul, 1970). Cîünlük olaylar dışında hiçbir şeyin merak edilmediği ve hayretle karşılanmadığı ve dinsel ideolojinin hem insana hem dc evrene ilişkin bütün sorunlara verdiği cevaplann inançla benimsendiği bir düşünce dünyasında, bilinmeyenin irdelenmcsi ve eleştiri yoluyla hakikatın araştırılması ve dolayısıyla, akılsal düşünceden kaynaklanan felsefe, bilim ve teknoloji de söz konusu olamaz. Oysa, "... şimdi olduğu gibi başlangıçta da insanları felsefe yapmaya iten şey hayret olmuştur. Onlar başlangıçta açık güçlükler karşısında hayrete düşmüşlerdir. Daha sonra yavaş yavaş ilerlemişler vc ay, güneş ve yıldızlara ilişkin olayları, nihayet dünyanın oluşumu gibi daha büyük sorunlan ele almışlardır. Şimdi bir sorunu fark ctmck ve hayret etmek kendisinin bilgisiz oldıığunu kabul etmektir. ... Şimdi bilgisizlikten kurtulmak için felsefe yapmaya giriştiklerinc göre, onlar kuşkusuz herhangi bir faydacı amaçla değil, sırf bilmek için bilimin peşine düşmüşlerdir... Nasıl ki bir' başkasının amacı için değil, kendi amacı için var olan insana özgür insan diyorsak, aynı şekilde bu bilimi felsefeyi, S.H.) biricik özgür bilim olarak aramaktayız. Çünkü yalnızca o, kendi amacı için vardır", diyor Aristoteles (M. s. 83 ti, bilmek için bilmeyi insanın özü ve özgürlüğü olarak göıüyor. Gerçektcn de, insanı insan kılan, insan olarak oluşturan şey akılsal düşünce olduğuna göre, bilinmeyeni araştıran, keşif ve icat yapan vc böylcce dünyayı değişikliğc uğratarak kendini de bu etkinliğiyle (praksisiyle) değişikliğe uğratan insanla; zamanı durdurmak, insanı, kendi dışındaki kutsal vc aşkın varlıklarda yabancılaştırarak ve özgürlüğünü ortadan kaldırarak dondurmak isteyen insan ve evren anlayışları arasında nitel bir fark olduğunu söyleyebiliriz. Ve bu farkın, konumuzun biraz dışına çıkmayı göze alarak; felsefe, özgür düşünce, bilim ve teknolojiye dayanan toplumlarla, düşünceyi inancın sınırları içinde hapsetmek isteyen toplumlar arasında bugün gördüğümüz kültürel, siyasal, ekonomik ve askeri güç farkının ve karşıtlığının temelinde yattığını ileri sürebiliriz. Aristoteles, insanı, mantıksal olarak akılyürütebilen ve bunıı dille ve dildc açıklayabilen varlık olarak görüyordu. ü n a göre, düşünccnin vc dilin kategorileri ile varlığın kateaorileri arasında bir denklık vardır. Oyleyse, doğru düşünmeyi ve akılyürütmeyi inceleyen mantık bilimi, aynı zamanda varlığı bclli bir acıdan incelemiş olur. Ama, varlığın asıl yapısını vc içbağlantısını, ancak varolanların özüne ve nedenlerine yönelmiş olan metafizik kavrar" (Prof. Dr. Macit Gökberk, Felsefe Tarihi, s. 81, Remzi Kitabevi, lstanbul, 1980). Ve metafizik ya da "ilk felsefe" (ikinci felsefe, doğa felsefcsidir), varlığı varlık olarak inceler. Aristoteles bu konuda şöyle diyor: "Varlık olmak bakımından varlığı ve ona özü gereği ait olan ana nitelikleri inceleyen bir bilim vardır. Bu bilim, özcl bilimler diye adlandmlan bilimlerin hicbirinin aynı değildir. Çünkü bu diğer bilimlerden hiçbiri genel olarak varlığı varlık olmak bakımından ele almaz; tersine onlar örneğin matematik bilimlerin yaptıkları gibi, varlığın belli bir parçasını ayırarak sadece bu parçanın ana niteliklerini incelerler". Başlca bir deyisle, metafiziğin konusu, eşyanın niteîiği, niceliği ve bağıntılarıyla uğraşan metafizik ve fizik biümlerinin konularından farklı olarak, her şeyin kendisi hakkında söylendiği, her şeyin kendisine yüklemlendiği kendindevarlıktır. Aristoteles bu soıuııu ırdelemeye girişince, Sokratesönccsi filozoflarla ve özellikle hocası Platon'la hesaplaşmak zorunda kaldı ve bu hesaplaşmayı en yoğun biçimdc Metafızik'te gerçekleştirdi. Platon, Idea'nın, zamandışı ve doğaüstü varlıklar olduklarını ve çevremizdeki çok sayıdaki somut ve değişik duran varolanların ancak, Idcalara katıldıkları, onlardan "pay aldıkları" için var olduklarını; yani, Ideaların, örnck, varolanların (eşyanın) ise, onların kopyaları olduklarını söyleyerek, Birol<yı ile Çokolan ve Değişmeyen ile Değişikliğeuğrayan arasındaki çelişkiyc bir çözüm getirmek tstemişti. Aristoteles, Platon'un, açıklamamız ve bilgisini edinmemiz gereken somut varolanlar dünyasına, gcreksiz ve yararsız bir ikinci dünya eklediğini söyleyerek kıyasıyabir eleştiri ortaya koydu. 1deaların ancak, somut varolanların, bireylerin içinde, olması, yani onlara içkin olması durumunda töz ya da öz olarak kabul edilebileccğini ve geıçek tözün birey olduğunu ileri sürdü. Bu tez, Metafizik'te tekrar tekrar ele alınmış ve kılı kırk yaran akılyürütmeler ve kanıtlar ileri sürülerek temellendirilmiştir. Böylece Aristoteles, varolanların temelindeki dört ilkeyi ve nedeni Sokratesöncesl filozoîlar J SAYFA C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 3 7 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle