04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O K U R L A R A Richard Sennett, "Kamusal tnsanın Çöküşu'nde, bugün tanımadığımız ama aynı şehirde yaşadıgımız insanlarla kurulacak çok boyutlu ilişki ve hazlardan yoksun kaldığımızı söylüyor ve su soruları soruyor: Yabancı, nasıl tehdit edici bir ımsura dönüştü? Sessiz kalarak seyretme, kamusal hayatın tek yolu haline nasıl geldi? Yalnız kalma, birhakplarak nasıl olustu? Özelhayat ilgi odağı haline nasıl geldi? Politikacılan neden yaptıklanna ve programtarına bakarak değil de kişisel özelliklerine göre değerlendiriyoruz? Evierimize özen gösterdiğimiz halde sokaklanmız neden pis? Sennett, kamusal alanlann yaşanan mekânlar olmahtan çıkıp gelip geçilen yerlere dönüşmesiyle yüreklerimizi sevgili dostlanmızın dışında kimseye açamaaığımızı, özel hayatına kapanan kişiliklerimizin giderek güdükleştigHni, baska insanlarla oyun oynama yetenepmizi yitirmemizin bizi nasıl eksilttiğini tarihsel/toplumsal bir perspektifte işliyor. Bu süreci Balzac ve Diderot'nun yazılarına, Paganini ve Liszt'in müziğine, tiyatro ve izleyicinin davranışlanna, mimariye, Drey/us olayına ve Richard Nixon'ın kariyerine, özel ve kamusal hayatın konuşma ve giyim biçimleri gibi gündelik örneklerine bakarak anlatıyor. Okuyun Sennett'in bu ilginç kitabını. Bol kitaplı günlerl... TURHAN GÜNAY Hakan Evrensel'in "Güneydoğu'dan Öyküler" j kısa sürede 3 baskıyaptı... Giinevdoâu. edebiyatını yarattı Uzun süre Güneydoğu ve Kuzey Trak'taki çatışma ortamında subay olarak görev aldıktan sonra ordudan ayrılarak gazeteciliğe başlayan Hakan Evrensel'i, "Bir yerlerde bir yanlış var, ama nerede?" sorusu, kendi alanında sayılı örnek olan "Güneydoğu'dan Öyküler"e götürmüş. BULENT SARIOĞLU üresel yolculuklar nicedir uğramasa da Anadolu'ya, yaşam sürüyor. Helikopterler karanfif, uçaklar mektup taşımasa da sürüyor. Dağlardaki hayata ilişkin çıta, örneğin tstanbul'dakilerin yanınua kibrit çöpü gibi kalsa da. Çatışmamn içindekilerin Güneydoğu'dan yazdıkları buralara "karadan karaya" füze gibi düşsc de sürüyor. Nasıl mı? "Güneydoğu'dan Öyküler" bu sorunun yanıtını bir açıdan vermeye çalışıyor. Uzun süre Güneydoğu ve Kuzey Irak'taki çatışma ortamında subay olarak görev aldıktan sonra ordudan ayrılarak gazeteciliğe başlayan Hakan Evrensel'i, "Bir yerlerde bir yanlış var, ama nerede?" sorusu, kendi alanında ilk örnek sayılan "Güneydoğu'dan Öyküler"e götürmüş. Türkiye'nin cn büyük sorununun bir yönünü bizzat yaşamış yüzbinlerce insanın, yüzbinlerce antlarından sadece yirmi dokuzunu içeren Güneydoğu'dan Oyküler'in, büyük çoğunluğu hâlâ devlet memuru statüsünde bulunan otuzdan fazla güvenlik görevlisi ile yapılan söyleşilcrden çıktığını belirtiyor Evrensel. Bir yıla yakın bir çalışmada sıkıntılı anların yaşandığı söyleşilerin ardından anlatanların onayı Ue öykülendirilen anılarda olayların asıllanna sadık kaldığını vurgularken, kitabın çerçevesini çiziyor: "Ben Güneydoğu'yu doğrudan anlatan tabletler hazırladım. Hiçbir şekilde yazar olma kaygısıyla hareket etmeaim, yazar olduğumu da kabul etmiyorum. Elimde olsa aşk romanı yazmayı tercıh ederdim." Kısa sürede 3. baskısını yapan Güneydoğu'dan Öyküler'dc bir yazarın anlatımıyla ideolojik yaklaşım veya siyasi çıkarım bulamıyoruz; ama bir gazetecinin aktardığı anılarla pek çok şey çıkarıyoruz: "Günahıyla sevabıyla." Dışında iken dağlar ürkütücü. ünlara hâkim olan mücadeleyi de kazanıyor. lçindeyken güven verici. Çıkarken endışe veren bu coğrafi varlıklar, üstündeyken insanı tanrılaştırıyor. Bu iki duygunun arasında gidip gelen insan da bir garip oluyor. Dağlar gibi sessizleşiyor. ... Aynı teröristler gibi yaşamak zorundasınız dağlarda. Lüksü ararsanız avlanırsınız... K İJzritlnikorîtroldençıktj' "... Bıyıkları çcnesine kadar sarkırıış, elleriyle kurt kafası yapıp, etrafta terör estirenleri çok gördük. Ama bu kurt kafaltlardan 'Erkeksen sen git o tepeye!' diyenleri de, dizlerine kadar sarkmış göbeği ile dağda yorgunluktan bayılanları da gördük. Mesela Polis Özel Timleri.. lyi niyetıe kuruldu başlangıçta, iyi de çalıştılar, ama bu teşkilat bana göre kontrolden çıktı. Bir asker silahını nasıl bırakır? Kaç defa benim askerim taşıdı onların M16'larını." Güneydogu tabletlennın "Görev" başlığını taşıyanında sonuç alınamayan çok gizli bir sınırötesi baskının Ankara ayağını buluyoruz: Yaklaşık bir haftadır hazırlanıyoruz bu operasyona, ilk kez bu kadar gizlilik içinde nareket ediyoruz. Bölük komutanlarına dahi sadece "Hazırlanın" emri verildi. Uzun süreli ve kesin istihbarat üzerine bir operasyona gideceğimizi biliyoruz. ... Bir hafta sonra geri dönüyoruz. Yorgunuz, açız, kirliyiz. Karakola girerken, yollara dizilmiş diğer bölüklerin askerleri birer birer sırt çantalarımızı kapıyorlar. Bir yandan alkışlıyorlar, bir yandan ellerindeki ayran dolu bardakları, çikolatalan uzatıyorlar. Ama disiplinliyiz, gururluyuz. Hemen saldırmıyoruz verilenlere. Kimse silahındaki mermileri boşaltıp tekmil vermeden ve "Sağol" diye haykırmadan ne suya, ne de çikolatalara dokunuyor. ... O kadar yürüyoruz, kamplarına kadar gıriyoruz, söndüremeden bıraktıkları atcşleri buluyoruz. Ama koskoca kampta tek r>ir kişiyi bile göremedcn geri dönüyoruz. Bu kadar gizliliğin sonunda nasıl haber alıp kaçtıklanna aklım enniyor. Sohbet sırasınua bir laf geçiyor. Biz operasyona çıktığımız gece Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, televizyonlardan "tnlerinde vuracağız!" dediğini söylüyorlar. Lahmacunumu yerken lokmalar boğazımda düğümleniyor. Kimse farkına varmıyor; gözlerim dolınoı Güneydoğu'dan Öyküler'de, faaliyetleri sürekli tartışmalı olan Çekiç Güç'ün etkinliğini bölgcdcki ilk ağızlardan dinliyoruz. Aynı subay devanı eılnoı Köşk konuştu, PKK kaçtf Kitap; bölgede uzun yıllar görev yapan ve kitapta adı kullanılmayan üst düzeyde bir subayın Güneydoğu'yu, savaş psikolojisini, çatışma ortamını irdeleyen röportaiıyla başlıyor: "Aklınıza eski klasik savaşlarda olduğu gibi uzanıp giden mevziler, sığınaklar gelmesin. Doğrusu şu; askerler her tarafta, teröristler ise herhangi bir yerde.... Teröristlerle çatışma başlayana kadar tüm inisiyatif onlardadır. Tepeci dediklcri adam, temas sağlandığında uygun bir yere çıkıp, ilerleyen askerleri ateş altına alıyor. Diğerleri de kaçmaya başlıyor. Saatlerce o adamı orada sustutmak için uğraşıp duruyoruz.... tnsan dag gibi, sessizteşlyor' Türk helikopterlerinin tersine hiçbir PKK ateşine hedef olmayan ABD hava taşıtlarında uluslararası standartlara aykırı biçimde büyük bayrak işaretleri bulunduğuna, yani Amerikalıîarın kendilerini özellikle belü cttiklerine dikkat çeken subay anlatıyor: Bir seferinde tam yedı helikopteri termal kameradan seyretmiştik. Saat gece yansını henüz geçmişti. Bizim sınırların içindeydiler. Hemen yukarıya bildirdik. Zaten o zaman bizimkilerin gece uçuş kabiliyetleri de yoktu. I lelikoptcrler bir süre sonra "bir şeyler" atmaya başladılar. Bir süre sonra emir geldi "Atcş açın" dediler. Görüyorduk, ama atış menzilimizin dışındaydılar, çok komik bir emirdi bu. Bizim tahminlerimize göre, Amerikalılar zaten tüm birliklerimizin yerlerini, telsiz konuşmalarımız sayesinde tespit ediyorlardı. Çatışmada yaralanan bir subayın tedaviden sonra yaşam penceresi olan "hava deliği"ni bir öykünün başlığı yapmış Evrensel. Mevziye düşen bir bombadan sonrasını subayın ağzınaan yaşıyoruz: ... Mevzide bir şeyler oldu, bir anlık kızıllık oluştu gözlerimin önünde. Bir süre sonra kendiliğinden sesler kesildi. Mevzide benden başka iki asker daha vardı. Birinden hiç ses alamıyordum. Diğeri ise beni kucağına çckerek üzerime kapandı. "Dayanın komutanım ölmeyin" diyc bağırdı. Oleceğimi o an anlamıştım. Bir elın bana doğru uzandığını görüyordum, kucağına uzandığım askerimin nıçkırıkları arasında bu el kayboldu gitti. Birden sol ayağımı hissetmediğimi fark ettim. Askere ayağımın kopup kopmadığını sordum. "Hayır' dedi "Yerinde duruyor." "Bana yalan söyleme" diye üsteledim: "Koptuysa koptu." Eğer sadece bacağım koptuysa, basit Dİr bağlama ile kan durdurulur ve hayatta kalabilirdim..." Bölgeye özgü bir reklam projesini, kendilerine renkü moral kaynakları yaratan askerlerin bir karakol nöbeti sırasında ürettikleri senaryodan alıyoruz: Once kamera hızla alçak uçuş yapan bir helikopterin kapısından aşağıdaki tepeleri gösterecek, fonda da yaklaşan bir helikopterin pervane sesi olacak. Bir askerin postallarına zum yapacak, yavaş çekimde yürüyen asker ateşin başına gelecek, içinden bir dal parçasını sigarasına doğru götürürken, silah sesleri yoğunlaşacak, havan, keleş, roket ve helikopter sesleri birbirinc karışacak. Sigara yakılırken, kamera yavaş yavaş askerin diğer elindeki silaha dönecek. Asker silahı doğrultup ateş ctmeye başlarken dc cebinden bir kısmı dışarıda kalan Marlboro paketine zum yapılacak, alt yazı ile de "Maceranın tadı" kelimeleri geçecek. Bölge insanının mahkum olduğu cehalet "Çocuk" öyküsüyle anlatılıyor. Ishalden ölmek üzere olan çocuğunu bir akrabasıyla karakola getiren ve Türkçe bilmeyen kadın için ilçeye giden bir minibüs durduruluyor. Komutan, azarlamalarına karşın çocuğunu sağlık ocağına götüremeyeceğini söyleyen kadının gerekçesini yanındaki akrabasından öğreniyor: "Bunun sahıbısı (kocası) şehirdedir, o yokken gidemez. Ben sahıbısımn emce oğluyam." Karakol subayı, kadının, akrabasıyla da ilçeye gidebileceğini, bebeği ölüme terk etmesinin günah olduğunu boşa anlatıp duruyor. Yöre kadını, karakolda doktor bulunmadığını öğrenince geri dönerken, sinir küpüne dönen subayı, amcasının oğlu sakinleştirmeye çalışıyor: "Hcle sakin olasınız, bunda bunun gibi çok bebe var. Allah birini alır, birini verir."« Güneydoğudan Öyküler / Hakan Evrcn sel / Dağıtım İmge Yaymevt hteme adreti PK S BahçcltcvlcrAnhiira SAYFA 3 Bunun sahrtıısı şetırdedr' Helkoptsr oyunlan Imtlyaz Sahibi: Berin Nadi OBasan ve vayarv Yeni Cün Haber AJansı Basın ve Yayıncılık A.$. o Cenel Yayın Yönetmenl: Orhan Erfnç: Cenel Yayın Koordinatörü: Hikmet çetlnkaya 0Yazıl$lerl Müdürleri: Ibrahim Yıldız (Sorumlu) , Dlnç Tayanç o Yayın Yönetmeni: Turhan Cünay o Craf ik Yönetmen: Dilek llkorur o Reklam: Medya c CUMHURİYET Dışında İken dağlar ürkütücü. Onlara hâklm olan mücadeleyi de kazanıyor. lclndeyken güven vertcl. SAYI 378 KİTAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle