25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

0 K U R L A RA Dünyevi öykülerden olusan "Decameron", Petrarca ile birlikte Rönesans hümanizminin temellerini atan Giovanni Boccaccio'nun en önemli eseri. Boccaccio'nun öyküleri yayımlandıktan kısa süre sonra Italya dısında da etkisini göstermiş, îngiltere'de Goffrey Chaucer "Canterbury Hikayeleri" ile Boccaccio'nun izinden ittiğini hemen anıtlamıştı. Ortaçag1 Avrupasi'nı temellerinden sarsan bu yapıtlar yüzlerce yıl sonra diîimize kazandınldı. Bu yapıtların bir öncülü ise sö'zlü edebiyat ürünü olan ve yukanda adtnı andığımız kitaplardan yüzlerce yıl sonra yazıya aktanlan "Binbir Gece Masallan" adını taşıyan o çok bildiğimiz masallar. Sennur Sezer arkadaşımız, Decameron, Binbir Gece Masallan ve Canterbury Hikayeleri'ni birarada değerlendirerek ortak yanlanm, daha doğrusu aralannaaki akrabalık bağlarım gösteriyor bize. Nermin AbadanUnat adı okurlanmız için yabancı bir isim değil. Cumhuriyet döneminin önemli bilim kadınlanndan biri olan Nermin Hanım'ın anılannı topladığı kittabı "Kum Saatini Izlerken"i Arslan Kaynardağ değerlendirdi hizler için. Alev Coşkun, Ege bö'lgemizin iki ayrt dönemini anlatan iki kitabı, bir Egeli olmanın da verdıği avantajla değerlendirdi. îlber Ortaylı, önemli bir yayınt "Sicilli OsmaniOsmanlt Ünlüleri"ni tanıttyor yazısında. Bol kitaplı günler!... TURHAN GÜNAY Resimlerini Sezer Tansuğ'nun "Figürasyon hareketinin en trajik boyutu" diye nitelediği Nevhiz'in sanatı üzerine yayımlanan ilk kitap, Maltepe Sanat Galerisi yayınlarının üçüncü yayını olarak basıldı. FİLİZ ÖZDEM Anafora boyun e!en bedenim, tam zamanında kaçtı onu parçalaınak için havaya kaldırdığım bıçaklardan. Simdi aynı beden, onu saran solukla birlikte, ve benim soluğumun eşlig'inde, kaymak istemekte aşaiılara, kanıtlamak için, dudaklarımın sorgulamadığtnı benim yaşamtmt... Çığlık atmak, mucizelere inanmak ve... duğu resimdir. Burada resmin en dikkat çeken lekesi ananın yemenisidir. Yemeninin allı güllü, kuşlu dallı desenlerindeki renk cümbüşü ve canldık acının ve yaşama sevincinin birarada oturup dertleştiği, ağlaştığı, gülüştüğü bir anda sabitlenmiş gibi bizi üzerinde düşünmeye çağırır. Nedir bu? Yaşamın en özlü çelişkisini kurcalayıp durur Nevhiz burada... Doğuyoruz ve ölüyoruz... Ama hepsi bu kadar mı? şimdi ölümün söylencesi, sanki her saat penceremde, kurt sütü verın bana ve gtrtlağıma benden öncekilerın kahkahalanm akıtın... Nevhiz'in resim serüvenine ölüm, hep köşe başını tutan bir konu olmuştur. Ölümün acısını duyan bir yüreğin dertop olmuş ağıtı duyulur onun resimlerinden. Ama bunların hiçbiri doğal ölümlerin yarattığı acıdan kaynaklanmaz. Üniversite önünde, grevde, sokakta, işkencede öldürülen genclerin, emekçilerin, aydınların kana bulanmış bedenleri yansır tuvalin gözbebeğinden. Atılan mavi taslarla uyandım ölümden. Yıldtzlardan örülü bir yüzün kınklarıydı. Bireyin, toplumun yumuşak karnını gözler önüne seren Nevhiz'in bütün insanları sanki hiç gün görmemiş gibi, hiç mudu olmamış gibi, Hiç ışık görmemiş gibi, hiç beslenmemiş gibidir. Sanki onlar sokaklarda gezen, kapı komşumuz olan insanlar değildir de, yıllarca yerin altında yasamış ve birdenbire karşımıza çıkıvermiş gibi Duruk, ince, yüzü gülmeyen, kavruk hayalet insanlardır. Sanki onlann evi, yurdu yoktur. Hepsi birer "mülksüz"dür. Her biri kabuğu çalınmış bir kaplumbağa, bir salyangoz gibi çıplak, korunmasız görünüşleriyle bir yersizyurtsuz ve bir "sığamama" gerçeğinin altını çizer. Onlar hiçbir yerde ve her yerdedir. Çünkü onlar insanların resmedilen dışları değil, gizli görünüşlerin ete kemiğe bürünen halleridir. Acılarımızın, kırgınlıkiarımızın, yoksunluklarımızın resim Ressam Nevhiz'in resimleri f I ntihar eden bir toplumun tortusu olarak kalan incecik yiizler bakar Nevhiz'in resimlerinden. O tortunun elleridir tuvalin köşesinde gerilmiş kalan. Gerilimin bir aynadan yansır gibi bir insanın üstünden görüldüğü bir rcsimde bir adam yumruklarını kapatır boslukta karşılaşan yüzüne, bir başka adam çığlığını koyverir karanlık boşluğa, bir başka resimde bir kadın damdan atar kendini boşluğa... Nevhiz'in resimlerinde boşluk bir "yarılma" olarak okunabilir. Bu yarılma içinde belleğini, onurunu, vicdanını yitiren bir toplu mun sinik sesleri akar. Yarılmanın yarattığı anafor gibi çeken bir boşluktur bu. Iler şey yerçekiminin etkisinden kurtulmuş gibidir. Bir özgürlükten söz edilemez elbette burada; olsa olsa rüzgârıyla, hızıyla savunarak emen, yok eden bir boşluğun anaforudur bu. Bu boşlukta, boşlukla yüzleşenlerin, bunu şaşarak yaşayanlann resimleri durur. Şaşmayarak, susarak onaylayanların karşısında duran kederli yiizler kımıldanıp durur. Evet kederli, hüzünlü değil. Hüzün, bu resimler için çok "lüks", suya sabuna dokunmayan, hafif bir duygu olarak kalacaktır. Oysa hem suya hem sabuna en çok da "yüreğe' dokunur Nevhiz. "Yüreğinin aklıyla" düşünüyor olması, insanın alıp verdiği her bir nefese bile duyarlı kılar Nevhiz'i. Bana sımsıkı sarılan ölüler, susmaktalar bütün dillerde. Toplumsalsiyasal koşulların insanın üstünde yarattığı gerilimi etkıleyici bir dille aktarması onun hüneridir. Bir ana oğulunun cesedine kapaklanır, beyaz bir örtü sarmıştır bir başka genç ölüyü... Nevhiz'in yaşayan insanları bile birer iskelet gibidir. Iskelet gibi bir deri bir kemik insanlar, bu iskeletler aracılığıyla içinde yaşadıkları toplumun röntgenini sunarlar. Zincirinden boşanmış bir korku, acının ve zulmün çözdüğü bir yumak gibi iplik iplik durur kasvetin renkleriyle. Ozellikle son dönem resimlerinde ince ince, kırık kırık iplikler gibi darbelerle yol yol uzatarak kullandığı teknikle Nevhiz yaşamın da açık izlerini, lekelerini resimlere döker. Ama Nevhiz'in kasvet olarak dışavurduğu gerçeklik, karamsarlıkla değil, az önce belirtildiği gibi şaşkınlıkla algılanır. Işte tam da bu nokta umudun kurtarıldığı andır. Vek kendi kendimi içmeye koyulduğu nda, ilk doğduğum ülke sarsdmaya başladığtnda depremlerle, görmek için uyananlardamm arttk. Tümüyle seyirci haline gelinen, büyük bir umarsızlıkla olup bitene bakılan bir zamanda "şaşmak" en insanca yandır. Gitgide "yoksullaşan" bir dünyaya isyan eder renkler, duruşlar, çığlıklar... Tenlike anını gören kendi mucizesini kurtarmak ister. Çığlık atmak mucizelerc inanmavacak kadar umutsuzluğun burgacına düsmek demektir, aynı oranda da isvan etmek aemektir çığlık, koca bir "yeter' dir vc bu anlamında da her şeye karşın mucizelere inanmaktır. Hakikatini kurtarmak isteyen insan çığlık atar. Bunun belki de en çarpıcı biçimde işlendiği resim, oğlunun cescdıne kapanan ananın ol364 dilindeki özlü cümleleridir. Beden, damıtılmış duyguların eşiği cibi davet eder bizleri... Bizlerce yalnızca birer görünüş olmadığını kanıtlamak ister gibi durur tuvallerde; bazen bir ölüdür bu, bazen masa başında oturarak kendini göstermek istemeyen bir adam, bazen biraz sonra asfalta çarparak parçalanacak olan ve havayı yararak düşen bir kadın, bazen bir duvar dibinde uyuklayan evsiz adam, bir sevişmcdcn arta kalan görüntüde insanlar... ^^^^^^^^ Nevhiz'in iyi bir gözlemci, ayrıca iyi bir okur olduğu resimlerinde açıkça görülür. Dışarının içimizdeki yarattığı fırtınanın esip yağdırdığı psikolojik dünyamız, bu dünyanın kıvrımfarındaki derinlik, duyarlık dünyamız onun üzerinde "fırça oynattığı" en önemli alandır. Korkunç keşiflerde bulunuyorum, içimde korkunun uyamp önüme ışık tutluğu yerde, her şeyden suçlu oldugumu ve cinayetımı anlıyorum... Nevhiz'in boya kullanma tekniğiyle pekiştirdiği o çekilme, savrulma, yuvarıanma duygusuna koşut olarak gelişen bir diğcr duygu olan "akış'; o denetlenemezliğin, gem vurulamazlığın zengin ve karmaşık dünyası; gizli, örtük, gölgede kalan yanımız onun didiklemeden duramadığı bir alandır. Çünkü Nevhiz'in biricik objesi insandır. Doğarken, ölürken, yaşarken, sevişirken, düşünürken, acı çckerken yalnız olan insan. Kendisini paylaşmak isteyen ama yalnızlığını paylaşmak istemeyen bu obje'nin içinde taşıdıkları ise anlat anlat bitmeyecek bir zenginliğe sahiptir zaten. Yalnızlık duygusunun yüzlerini yaladığı bu duygu insanlar insanın içini dışa getiren, insanı ters yüz eden Nevhiz'in elinde inanılmaz bir zerafetle kendileri olurlar. Nevhiz'in ustalığı, yaşamın bütün bu trajik duvgularını zerafetle düe getirimesinden kaynaklanır. Tarihin öznesi olarak insanın yaşadığı büyük parçalanma, düşünen ve şaşan insana neredeyse usdışı görünür. Çünkü dökülen bunca kanı, çekilen bunca açlığı, bu kadar yüksek yoğunluklu bir acıyı "insan" olanın taşıması güçtür. Çoğu iki aünya savaşını gören Paul Celan, AttUa Jozsef, V. Mayakovski, Georg Trakl, Stefan Zweig, Tadeusz Borovski, Walter Benjamin gibi yazarların hepsinin de intihar etmiş olması bir rastlantı değildir. Anna Seghers'in deyimiyle parçalanmıs yaşamın estetiğini kuran şair Paul Celan Ikinci Dünya Savaşı'nın ardından "böyle bir kıyımın ardından artık şiir yazılamaz dedikten sonra yine de vazmıştı. ' Sesleniyorlar: Günah işliyorsunuz! Bunu çoktandır biliyoruz. Çoktandır biliyoruz da, ne yapıyoruz? Sizler, ölümün değirmenlerinde müjdelerin beyaz ununu öğütüp, Kardeşlerimizin önüne koymaktasınız Bizler zamanın aklaşmış saçlarını sallıyoruz." diye yazmıştı Geç ve Derin adlı şiirinde.... Ben yaştyorum, uzaklardan onun kuğu jarktlarını dinliyorum! Nevhiz'in resimlerinden ayrıldıktan sonra kalabalık bir caddede yürüyorum, güneşli güzel bir kış günü... Kentin uğultulu gürültüsünün ötesinde bir ses duyuyorum. içimde garip bir burukluk, küskünlük ve öfke var, ama yine de kendimi kuşlar gibi hissediyorum. Ne kadar yalnız, ne kadar da çok'uz. Bir şiir mınldanıyorum içimden: Yalnızdır herkes yeryüzünün yüreğinde yaralanmış canevinden güneşin ışınıyla: ve birden akşam. (Quasimodo) (Çev.: Filiz Özdem) • * İtalik dizelerin tümü Ingeborg Bachmann'a aittir. Çev.: Ahmet Cemal, Kavram Yayınları, 1995 Nevhiz / Maltepe Sanat Galerisi Yayınları 3/31 s. Imtiyaz sahlbh Berin Nadl o Basan ve Yayan: Yenl cün Haber AJansı Basın ve Yayıncılık A.ş. o Genel Yayın Yönetmenl: Orhan Erinç o Genel Yayın Koordlnatörü: Hlkmet Cetinkaya oYazıl$leri Müdürleri: Ibrahim Yıldız (Sorumlu) , Dinç Tayanç 0 Yayın Yönetmenh Turhan Cünayocrafik Yönetmen: Dilek llkorur 0 Reklam: Medya c CUMHURİYET K İ T A P SAYI SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle