28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrın Oğuz'dan Selçuklu'ya/ Sencer Dıvitçioğlu/ Eren Yayıncılık/ 143s Kitap ardışık iki konuyu birlikte işliyor. Oğuz toplumu hangi inanç bağlarıyla birbirleriyle bütünleşmişti. "Çokboylu başkanlık" (yabguluk) sistemiyle yönetilen bu boylar federasyonu çözülüp konatlara (boydan kopan parçalar) ayrıldıktan sonra, Horosan'da nasıl Selçuklu önderliğinde birleşerek, Mesut'un Gazneli devletini ele geçirdiler. Kitapta her iki konu, kronolojik olaylara (belgelere) sadık kalınarak, inançlar ve siyaset antropolojisi düzeylerinde değişik bir retorikte araştırılmış. Ercüment Tarhan/Maltepe Sanat Galensı Yayınlan/32 s. "Bu kendi kendine konuşur gibi yapan dünyanın bir tck ve büyük dileği vardır: Diyalog... Sanatçıda eksikliği duyulan bir şey olarak resimlerinde ortaya çıkan diyalog isteği, bizi zamanla ilgili olarak da şunu sormaya iter: Hangi boyut, geçmiş mi, şimdi mi, gelecek mi? Ve elbettte bunun bir tck yanıtı vardır onun için. I lep bir anımsama aracılığıyla ilişki kurulan geçmiş... Ve mekanın, zamanın soğuk sularını biriktirdiği kabı devrilir üstümüze... Sanatçının yalın ama derin, hülyalı ama gerçekçi, solgun ama çarpıcı biçiminde içimizin bahçeleri budanır. Arka bahçede kısık sesli bir adam, fundalığın dibinde, yeşilliğin içine sızan ışık huzmelcrinin içine uzanmış şiirler okumaktadır." diyor Filiz Özdem kitabın arka kapağında. Lenin Felsefe ve Kültiir/ G Besse ]acques MılhauMıcbel Sımon/ Çevtrcn Remime Köymen/ Bılım ve Sosyalizm Yayınları/ 142 s, Felsefe ve kültürün büyük düşünüt>lllm ve rü Lenin'i tanımak, kuşkusuz onun bu alandaki katlasının doğru bir LENİN biçimde anlaşılması temeli üzerinFELSEFE de yapılacak çalışmalara bağlıdır. En verimli araştırmanın bile, konuVE KÜLTÜR sunun bazı yönlerini çok iyi aydınlatırken, başka bazı yönleri üzerine G.BESSt gölge düşürdüğü görülmüştür. Ote J.MILHAUlM. SIMON yandan ve özellikle Lenin'e daha ince bir antileninizm savaşçısı rolünü yükleme gibi umutsuz bir çaba içinde olan Leninizm'in her zamanki düşmanlarının ona gösterdikleri saygı ancak yapıtını bozduklan ve çarpıttıklan ölçüde olmuştur. Bu bakımdan, Lenin'in felsefe ve kültür alanındaki öğretisinin doğruluğunu kanıtlama çabası bugün her zaman olduğundan daha gereklidir. Bu kitabın başlıca amacı bu çabaya katkıdır. Kitabın, Leninizm'in ruhuna sadık ve Fransız Markist felsefe bilimcilerinin en iyilerinden oldukları bilinen yazarları, Lenin'in felsefe ve kültür üzerindeki tezlerini doğru olarak vermekle kalmamışlar, bu tezlerin çağımızın koşulları içindeki yaşayan anlamını da göstermişler vc ycr yer kendilerince tartışma götürür yorumlarının eleştirel tartışmasına girişerek bu alanda araştırıcılıktan ileri gelen sorumluluklarını yüklenmişlerdir. Marksizmin felsefi ve kültürel boyutunu doğru olarak kavrama çabasını gösterecek okuyucunun ilgiyle üzerine eğileceği bir kitap. Batıda Bir Nakşi CemaatiŞeyh Nâzım Kıbrısî Orneği/ l'ayfun Atay/ iletıştm Yayınları/ V)G ı lslami hareketlerin yükselişinin bütün dünyada yarattığı şaşlunlığın biraz yatışmasından sonra, yekpâre bir SAYFA 16 "lslam"dan ziyade "Islamlar"dan söz etmenin daha isabetli olduğu anlaşılmaya başlandı. Değişik lslami tarikatlar ve onların her bir cemaati farklı Islam yorumlarını, kültürlerini ve yaşam dünyalarını varediyor. Elimizdeki antropolojik inceleme, tslam tarikatlarının en yaygınlanndan olan Nakşibendiliğin bir cemaatini ele alıyor: Şeyh Nâzım Kıbnsî cemaatinin Londra'daki kolunu... Tayfun Atay'ın çalışması, bu cemaatin din ve dünya algısını, ondan da öte gündelik hayat tecrübesini bütün boyutlanyla yansıtıyor. Grubun tasavvuf pratiğiyle ilgili tasvir ve gözlemleri, kitabın özgün yanlanndan biri. Atay, cemaatin modern hayatla ilişkisini düşünsel ve pratik düzlemde inceliyor topluluğun bir Batı metropolünde yerleşik olması, modernlikle ve Batı'yla ilişkiyi daha da ilginç kılıyor. Cemaatin diğer lslami topluluklara ve anlayışlara bakışı ve bu çerçevedeki sert zıtlaşmalar, Islam dünyası içindeki farklılaşmalann çarpıcı bir örneğini sunuyor. Şeyh Nâzım Kıbrısî'nin Türkiye'deki rejimle ve başka politik konularla ilgili tutumu ve bu tutumun diğer Nakşibendi cemaatleriyle kıyası, söz konusu farklılaşmanın politik düzlemde yol açabildiği sonuçlara ışık tutucu nitelikte. Başlangıcın Sesi/ Sohrab Sepehrt/ Çeviren: Cavit Mukaddes/ Yapt Kredı Yayınları/ 54 s Sohrab Sepehri; 1928 Iran/Kaşan doğumlu, 1953'teTahranGüzelSanatlar Akademisi'nde resim eğitimini tamamladı. Bu yıllardan itibaren resim ve şiir çalışmalarını birlikte yürüttü. Iran modern şiirinin öncüsü sayılan Nima'dan sonraki yeni şiir kuşağının en güçlü temsilcisi olarak anılıyor. Sepehri. 1980'de lösemiden ölene dek sekiz şiir kitabı yayımlanan Sepehri'nin ayrıca ölümünden sonra yayımlanan bir de yoğun 'anlatı' kitabı var. Kitaplarından bazıları; Merki Reng, Avarı Afitab, Şark Anduh ve Sedaye Paye Ab'dır. Başlangıcın Sesi: Işık yutmuş bir şairin şiirleri. Telefon Konuşmalan/ Muzaffer Buyrukçu/ Sel YayıncıIık/208s. Oykü ve günlük türlerinde yaptığı yeniliklerle edebiyatımıza, kültürümüze kan ve can taşıyan kaynaklar, sınırsız olanaklar armağan eden; yayımladığı otuza yakın kitabıyla yazarlık gücünü, sanatçı yeteneğinin bütünJüğünü kanıtlayan Muzaffer Buyrukçu, bu kez, çağımızı tepeden tırnağa etkileyen, tepeden tırnağa değiştiren, insan ilişkilerine yeni boyutlar getiren, yaşamımızın bütününe özgün bir konuşma biçimi kazandıran ve her an gündemde olan teknolojik bir verime, telefon aygıtının temsil ettiği görkemli bir gerçeğe eğilmiş. Oykülerinin bazıları yabancı dillere çevrilen, "Bulanık Resimler" ile Türk Dil Kurumu, "Kavga" ile Sait Faik, "Yüzün Yansı Gcce" ile Yunııs Nadi ve Haldun Taner ödüllerini alan Muzaffer Buyrukçu'nun on bir öyküden oluşan ve hepsi de içerilderine göre ayrı başlıklar taşıyan "Telefon Konuşmalan" adını taşıyan bu son yapıtını ilgiyle okuyacaksınız. Azgelişmiş Ülke MilliyetçiliğiKara Afrika Modeli/ Baskın Oran/ Bılgt Yayıncvı/ V)G s Türkiye'de niçın "milliyetçilik" deyince hcrkcs başka bir şey anlıyor?/ Milliyetçilik nasıl incelenir?/ Batı Avrupa'da feodal düzen millet'ı nasıl "doğurdu"?/ Alman milliyetçiliğinde devlet, niçin millet'ten daha önemliy di?/ Yunanistan niçin bağımsız olmak istediV 19. Yüzyıl sonunda milliyetçilik nasıl emperyalizme donüştü?/ "Emperyalizmin gayrimeşru çocuğu azgelişmiş ülke milliyetçiliği'V Millet'in m'sinin olmadığı Afıika'da milliyetçilik nasıl oldu?/ Hıristiyanlık, Siyah insanı kendine nasıl yabancılaştırdı?/ F.mperyalizm karşısında köylü, kabile şefleri ve yerli burjuvazi nasıl tavır takındı?/ "Emperyalizmin mezar kazıcısı aydınlar"/ Siyah aydın Beyaz kadınla yatınca, emperyalizm niye zarar gördü?/ Millet nasıl "inşa" edilir?/ Afrikalı aydınlar Atatürk'ün tek partisini, üniter devletini, devletçiliğini, sınıfsız toplum hedefini, tarih tezini, yukarıdan devrimciliğini, yani tüm silahlarını ve yaklaşımını 30 yıl sonra kopya rru etti?/ "Afrika Sosyalizmi" niçin anti Marksistti?/ Afrikalı milliyetçiler, emperayalistlerin çizdiği sınırları niçin dokunulmaz ilan etti?/ ürdu'nun olmadığı Afrika'da nasıl dışişleri bakanı, hırsızlığını nasıl örter?/ "Bitmez" denen apartheid niçin bitti?/ Azgelişmiş ülke milliyetçiliği: Hayatta mı? sorulannın yanıtını veriyor Baskın Oran. Cumhuriyet AğacıYa Bağımsızlık Ya Öliitn/ Ceyhun AtufKansu/ Bılgt Yayıncvı/ 119 s. Ceyhun Atuf Kansu kitabında cumhuriyetin ve bağımsızlığın güç elde edilebilen bir yaşam tarzı olduğundan söz ediyor. Bağımsızlığın bedeli ağırdır. Kan bedeli alınır ve kazanıldı mı, her gün korunması gereken bir yaşama koşulu olıır. Her an yaşanılır, her an yeniden kazanılır, her an temellerine, yeni gelen kuşakların emeği, bilinci, sevgisi karışır. Okuyun Kansu'nun kitabını. Halk Önderi Atatiirk/ Ceyhun AtufKansu/ Bılgı Yayınevı/ 105 s Atatürkçülük nedir? Atatürk yolunun doğrultusu nedir, bu yolda gönlümüzde, kafamızda taşıyacağımız yol azığı nedir? Bir yolun doğruluğuna inanmışsak, hele bu yolun yurdumuzu, ulusumuzu güneşli dağ başına eriştireceğine inanmışsak, ilk yapacağımız iş, bu yolu açmış insanların ardını izlemektir, çığırından gitmektir, o çığırı aça aça yürümektir. Öncümüz, yol açıcımız gitmeyilen, bu yol, aynk otu, zaman yeli, zaman eli ile örtülebilir, ama bizim işimiz o çığın izlemek, o çığın ardımızdan geleceklere de açmak, bu yolu yürünür, gidilir bir ana yol haline getirmektir. Kansu bu çığırı gösteriyor bize. Fima/ Amos Oz/ Çeviren. Çiğdem Aka/ Can Yayınları/ 312 s. Amos Oz, neredeyse kendi düşünceleri içinde kaybolmuş bir Israilli aydının birkaç gününü anlatıyor, ama, bu süre onun tüm yaşamına ışık tutuyor. Gündelik hayata karşı son derece beceriksiz, en küçük sorunlann altından kalkamayan, tedirgin, düşünceleriyle yaşantısını bir türlü uzlaştıramayan, bu uzlaşmazkktan acı duyan biri, Fima. Zaaflarına, zayıflığına, huzursuzluğuna karşın insanlarla arasında sıcak ilişkiler kurmayı başaran Fima, Amos Oz'un ustaca anlatımıyla baştan sona kendini sevdiriyor. Bu roman hayat, siyaset, cinsellik ve tarih üzerine uzun, yer yer gülünçlü, hararetli ve çarpıcı bir tartışma. Amos Oz, siyasal fanteziyi ve insan yüreğinin derinliklerindeki çatışmalan gerçekle uzlaşmakta güçlük çeken bir hayalcinin öyküsüne oturtmuş. Günümuz Israil'inin gündelik yaşamını, insanlarını, bu insanlann içinde bulunidukları sürece yaklaşımlarını, çelişkilerini, iç çatışmalarını akıcı bir dıl ve kusursuz bir üslupla anlatırken, kendisini bir romancı olarak öne çıkaran yeteneğini, yani romanın yapısındaki ve akılla duyguların dcngeli kullanımındaki kusursuzluğu bir kez daha sergiliyor. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 364
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle