Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
.,»..'*'• Halimizin "Tutanak'ı Ferruh Doğan'dan nefis karikatürler Türk karikatür sanatında Ali Ulvi gibi, Turhan Selçuk gibi, Bedri Koraman gibi, Semih Balcıoğlu gibi, Nehar Tüblek gibi ululardan biri olan Ferruh Doğan, çizgilere ruhu veren, can veren, müzik veren ve parmaklarını sihirbaz gibi kuflanan bir virtiözdür ve "Tutanak" bu eşsiz virtiözün son yapıtıdır. MUZAFFER BUYRUKCU D ünya sahnesinde 'insan kimliöi'yle göründüğü andan beri kendisinden topluma, toplumdan kendisine uzanan, kendisiyle toplum arasında mekik dokuyan; erinci, mutluluğu, maddi ve manevi zenginliği sağlayacak olanaklan yakalamak amacıyla dioinip durmaktadır birey. Ama boyuna devindiği, boyuna yer değiştirdiği, en bereketli topraklara göç ettiği, güçlendiğinde, açlığı, tutkusu canavarlaştıfiında başkalarının ürettiği mallara mülklere el koyduğu, gasbettiği, ülkelerin varhklarını aydınlatan uygarlıkların temellerini attığı, atmakla kalmayıp nimetlerini devşirdiği halde bir türlü yakınmad:ğı, cleştirmediği, tepeden tırnağa beğendiği bir ortam yaratamamışıtır. Hep, gerçekle her an yüzyüze geldıği günlük yaşamında yokluğunu, eksikliğini duyduğu nesnelerin getirdiği sıkıntılarla sarsılmış, acı çekmiştir, acı çekmektedir, acı çekecektir... bu acıyı doğuran gereksinimlerin kapsadığı alanda cinsellik, kadın, aşk, giyecek, yiyecek, iş, para, ev vardır ve bunlara sahip olmak için ölmeyi, öldürmeyi bile göze almaktadır. Bu, yakınılan, eleştirilen, korku ve kaygılarla karartılan yaşantılar, bütün yazın türlerinin işlediği ana kaynaklardır. Bu ana kaynakların içindeki devinimkaç çizgiye indirerek hedefleleri, kıpırtıları, patlamaları nen kisilere, kurumlara ya da gündeme getiren, geniş kitleleoldukça PO3AN anlayışlara fırlatmak îşte o cere ulaştıran filmler çevrilmiştir. zordur. Cesaret ister. TUTANAK Sonra bu yakmma, eleştirme sur kişilerden, mangal yüreklikavramlarının sertliğini ve vulerden biri, çizgiyle mizahın ruculuğunu yumuşatmak erekurucusuCem'cur. "Portrekağiyle 'mizah' katılmıştır. Ve alarikatürcülüğündeki ustalığını ya alınan, alınırken de abartıgerektiğinde hem iktidarı hem lan, güldüren, düşündüren de muhalefeti eleştiren siyasal öğelere, bunlan içeren durumtutumuyla birleştirmeyi başalara önem verilmiştir. Şarlo'nun filmleran... Cem'in başlattığı atılım 1930rindeki konular, tamamiyle eleştirel mi1950 yıllan arasında gümrahlaştı ve olzaha dayanmaktadır; o mizahın özünde gunlaşan meyvelerini koydu ortaya. Dütaşlamaıar, yergiler, başkaldırmalar, kazeyli karikatür yapma sanatına adlarını rikatürler kıvıl kıvıldır. Söz gelimi işçiyi yazdıran değerler Dİrbirini izledi. Gazeköle gibi çalıştıran ve haklarını çiğneyen telerin karikatürisdere kucak açmasıyla şiş gobekli fabrikatörler, sanayi prenslekarikatür beğenildi, sevildi ve bir yorum ri acımasız bir biçimde tefe konmuştur. aracına dönüştü. Aksayan bir durumu o Amerika'daki palyaçoluklan palyaçoya karikatürün ya da karikatürlerin açısınbenzettiği koca ayakkabılı, bastonlu, kırdan incelemeye koyuldu okurlar. Cemal pık bıyıklı, şapkalı 'küçük ve hüzünlü Nadir'in karikatürleri değişik bir boyut ama direnen adam'la yansıtmıştır. Gülgetirdi. Onun ardıllan daha önceki kadürüdeki olağanüstü yanı ustalıkla ederikatürisderin kullandıklan çizgiyle rebiyata sokan Rabelis, mizahı insanlığa sim çizmeyibir yana ittiler, doğrudan sunduğu bildiriler çerçevesinde kulladoğruya çizgiye, çizginin varüğında giznan Cervantes, Gonçarov, Mark Twain, ledıği cevnerlere eftüdiler. Hele Anton Çehov ve onları izleyenler, 'yapıt1950'den sonra büyük oir gelişme göta mizan akımınm öncüleridirler. Her rüldü karikatür sanatında. Mizahın çeülkenin, çarpık olaylan, davranışları dikirdeği sanılan kimi öğeler, önemini yidikleye didikleye sivrilmiş birkaç mizahtirdi, çizgiler yalınlaştı; bir konuyu, bir çısı vardır. Bizim ülkemizin sivri dilliledurumu temsıl eden köşe taşı niteliğinri kendi dönemlerinde çok okunan Ahdeki sözcükler azaltıldı, işlevleri yüzde met Mithat Efendi, Hüseyin Rahmi Gürdoksan çizgilere yüklendi. pınar, Refik Halit Karay'dır. Ama 'mizaBu cefişmeyi, bu ilerlemeyi gerçeldeşhı' ayrıntılı bir biçimde avucunda, kafatiren karikatüristler, ülkemizde ve yasında, zekâsında oynatan, kalabalıklara bancı ülkelerde büyük başan gösterdiler, 'mizahlı hayat'ı sevdiren, onlara baktıkyarışmalarda ödüller kazandılar, bir baları, gördükleri her yerde devinenlere kıma 'karikatür sanatı'nı sağlam temel"Tam da Aziz Nesin'lik şey" dedirten lerin üzerine oturttular, kökleştirdiler, Aziz Nesin'dir. Mizahımızı 'Aziz Neyeniden kurdular. (Tıpkı benim de içinsin'den önce, Aziz Nesin'den sonra' dide bulunduğum 1950 kuşağının, edebiye niteleyenler doğru bir tutumu sergiyatı dünyanın bütün edebiyatlanyla boy lemiş olurlar. Aziz Nesin'in açtığı yolda ölçüşecek bir düzeye getirmeleri, yeniyürüycnler, mizahı Aziz Nesin anlayışınden kurmaları gibi). Bu atılım bu içerik dan daha ötelere taşıyıp modernleştirve biçim değiştirme, en sağlam biçimlemeye, bilgisayar ve internet çağına uyri ve içerikleri arama döneminin mimardurmaya çalışanlar çoktur. Yalnız, mizalanndan olan Ferruh Doğan, yıllardır hm yazıdaki bu serüveninin yanında bir çizdiklerinden bir demeti "Tutanak" adde çizgiye sıçrama, orada kendine yer h kitapta topladı. Daha önce "Asrileşen açma, serpilip gelişme, kişiliğini kazanKöy/Çizgili Dünya/ Sergi/ Politika/ Bir ma serüveni vardır. Evet, çizgiyle doğan Çizgide/ Paramani" kitapları yayımlamizah ilginç, yepyeni bir mizantır ve etnan Ferruh Doğan öteki kitaplarındaki kisi büyuktür. Lîsanı din, Allah ve yönekarikatürlerle karikatür sevenlere betim arasına sıkıştırarak korkutan Osnimsettiği insancıllığı, espriyi, mizahı ve manlı, bu yöntemini düşünenlerin de ışıkla umudun her yanda bulunduğu olaüzerinde uygulamıştır. Muhalefet yapansılığını, dünya görüşündeki doğruyu, lan hapislerıe, sürgünlerle, ölümlerle cehakkı, barışı savunan düşünceyi, Tutazalandırmıştır. Konuşmanm, kimi söznak "ta daha bir güçlendircükleri kullanmanın yasak olduğu bir ülmiştir. "Tutanak" • kede, içinde eleştiri bulunan bir sanatla uğraşmak, hele bu eleştiriyi bir § Î yen bir maskeyi ellerinde tutarak karşısındakilere gösteren mahzun yüzlü bir adamla başlamaktadır. Derken, son yıllann hep gündemde tutulan flaş sorunu belki de bin yılların kimlik ara yışınageçmektedir o rd an. Evet, yerel değildir, evrensel bir sorundur bu ve bütün ülkelerin başının belasıdır. Ve bu "kimlik sorunuyla uğraşanlar, incelemeler, araştırmalar yapmışlar, öyküler, romanlar, oyunlar yazmışlardır. Ferruh Doğan, 'kimlik arayışı'nı oniki karikatürle arenaya taşımıştır. Birinci karikatürde gözlüklü bir aydın, kimliğini 'kim kimdir' ansiklopedisinden öğrenmeye yeltenmektedir ve öğrendikleri onu şaşırtmıştır. Düşündürücü bir karikatürdür bu; çünkü insanların çoğu kimliğini bilmeden yaşamakta, öyle ölmektedır... kimliksiz bomboş... bir yığın et ve kemik. Çoğu da kimliğin felseri içeriğini kavramaktan uzaktır ve 7. sayfadakı karikatürün açıkça belirttiği gibi 'kimliği' nüfus cüzdanıyla karıştırmaktadır. Ve bu konuyu yukarıda da belirttiğim gibi oniki karikatürle canlandıran Ferruh Doğan, yeteneğini ve yaratıcılığını, yaratıctlığındaki incelikleri değerlendiren karikatürlerden birinde, güneş altındaki çıplak topraklarda kavrulan yalnız bir auamı çizgilerine konuk etmiştir. (Herhalde bu karikatür, insan gibi değil sürüler gibi yaşayan Âraplara, köylülere gönderme yapmaktadır) ve o adam, 'bir kimliğim bile yok' şarkısını söylemektedir. Bu şarkı ayrıca Kemal Burkay'ın şiirini yazdıı, Sezen Aksu'nun bestelediği 'Bir keim bile yok' şarkısını çağrıştırmaktadır. Yol kenanna oturan bir dilenci de gelip şeçenlerden kimlik dilenmektedir. 'Kimiğımi kaybettim, Allah rızası için bir kimlik...' sözleriyle, içeriği değişen bir duayla. Bir işportacı, arabasına koyduğu kimlik kartlarını 'Hani ya kimlikçi geldi' diyerek satmaktadır. Bir zamanlar sahneye konulan oyunu olaylar yaratan Godot'un tiyatro gişesindeki kadından 'Ben Godot, bir kimlik lütfen...' sözleriyle kimlik istemesi çarpıcıdı • . B£N KIMIM ACAVA ?. KlMÜK AKAYt$\ GU'MH'JURİYET KİTAP SAYI 410 SAYFA 6