23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. "•" ğı güzelliklerin büyük bir bölümünün uygulanmaşıyla ortaya çıkanlmış bir kitap şaheseri. Ozel ve üstün nitelikli Alman kâğıdına ttalya'nın Milano kentinde basılmış ve Padova'da ciltlenmiş. Cilt için kullanılan ipekli kumaş, özel olarak Japonya'da dokutulmuş ve eski kumaş desenıerinden birınin soğuk baskısı ile süslenmiş. tki yüzünde kırmızı zeminli kumaş deseni basılı olan özel bir kutu içinde satışa sunulan eserde, dokuma ve jiysi uzmanlanmn yazıları da var. Bunardan ilki Topkapı Sarayı Müzesi Padişah Giysileri Bolümü sorumlusu Dr. Hülya Tezcan'ın "Topkapı Sarayı Müzesi'ndeki Hanedan Giysileri Koleksiyonu" (s. 1030) başlıklı araştırması. Ardından Dr. Patricia L Baker'ın "Osmanlı Hanedan Kaftanlannda Dokuma Desenleri" (s. 3144) başlıklı yazısı geliyor. Daha sonra ise Dr. Jennifer Wearden'ın "Osmanlı Sanatkârlarının Teknik Ustahğı" (s. 4556) başlıklı incelemesi yer almakta. Yazılarda kitabın "Levhalar" bölümünde yer alan resimlere göndermeler yapılmak suretiyle örnekleme ve böylece anlatılanın daha iyi anlaşılmasını sağlama yoluna gidilmiş, sonda kısa bir "Bibliyografya" da var. Incelemelerin bulunduğu sayfalar arasında padişah giysilerinı daha iyi tanımamıza yardımcı olacak Osmanlı albümlerinden seçilmiş minyatürlerlc bırkaç Batı kaynağından alınma gravür de bulunuyor. "Levhalar" eserin 57248. sayfalarında yer alıyor. Bir görsel şölen bu bölüm. Padişahların, şehzadelerin bir Osmanlı saray geleneği gereği bohçalar içinde, üzerine kıme ait olduğu yazılarak, bohçası ve etiketi eskidikçe değiştirilmek suretiyle saklanan ve müzede bir kısmı teşhir edilebilen giysileri Ahmet Ertuğ'un objektifi ile görüntülenmiş. Giysilerin kitabın sayfalarına oranlanmış büyüklükte resimıeri var. Her giysi birkaç bütün resim ve bir ayrıntı resmiyle ve bir ya da iki paragraflık açıklamayla tanıtılıyor. Bunların kimlere ait olduğu çoğunlukla kuşkuya yer bırakmayacak bir gerçeklikfe ayrı ayrı vurgulanmış. Bu da yukarıda varlığından söz ettiğim gelenek sayesinde olmalı. Bu bölümde sırayla üçlü beneklerle, "saz" ve "çiçek" iislubu adı verilen tarzda bitkilerle, çiçek (lale, karanfil, enginar ve meyve (nar) motifleriyle süslenmiş kumaşlar; "seraser" denilen, bütünüyle altın ve gümüş tellerle süslenmiş kumaşlar; saraylılar içın Avrupa kumaşları; düz ipekh kumaşlar; aplike kumaşlar; 18. yüzyıl kumaşları ve bunlardan yapılan giysilerle her türlü kötülüktcn korunmak amacıyla giyılcn yalnızca kumaş ve giyim kuşam bakımından değil hat, tezhib ve inanç bakımından da önemli olan tılsımlı gömlekler tanıtılıyor. f, Fotoğraflar ve onların sayfa düzeni içinde sunuluş biçimı gerçeğini görmcye yakın bir duygu içerisinoe bırakıyor insanı. Fotoğraıçılığın da 19. yüzyıldan bugüne güzel sanatların bir dalı olarak böylesi çalışmalarla kişilik kazandığını düşündürdü bu resimler. Yüz, yüzyirmi yıl öncesinden kalma siyah bevaz fotoğraflara bakarken duyduğum nayranlığı hatta biraz daha fazlasını burauakilere bakarken de duydum, çağının ve teknik ilerlemelerin hakkını vermenin örnekleriyle karşı karşıya oldugumu düşündüm. Bu resımlerin bu kadar güzel görünmesi yalnızca çekimiyle değn, kâöıt seçiminden baskı tekniğine ve sayfalarda sunuluş biçimiyle dc ilgili olduğunda kuşku yoktur. Her uygarlığın kendi ihtişamını uç noktada sergileycn simgeleri vardır. Bu uç noktalar yaşanılan, gezilen, ibadet cdilen mekânlarda, insanın düşünüş, davranış ve giysilerinde, şehirlerin uzaktan görünüşünü belleklere kazıyan uygarlık vebayındırlık panoramasıyla, çarSAYFA 4 Bohçalarda saklanan şaheserler şı pazar hayatında, eğitim öğretim kurumlarında, ordu örgütlenmesinde ve gücünde ya da bunlara benzer pek çok yerde aranabilir. Osmanlı tmparatorluğu'nda kazanılmış toprakların iyi idare edilmesi, korunması için gayret gösterilirken Batı insanının gizemli Doğu'yıı araştırma ve öğrcnmc isteğine de her türlü kolaylık sağlanmıştır. Batılı gezginler için, birçoğu birbırinden aktarma ya da hayalî resimlerle dolu kıtaplar yazmak üzere değişmez bir konu ve Haçlı Seferleri'nden berı ilgi Sultanlar İçin IpeklerTopkapı Sarayı ndan Hanedan Giysileri f odağı olan Doğu, sınırları kesin olarak çizilememiş bir geniş coğraryanın bu coörafya ve üzerinae var olmuş uygarükların bcşığı ıdi. Yunan ve Roma uygarlıkları yanmda diğer eski uygarlıklarla Selçuklu ve Osmanlı uygarlıkları bu merak odağının içindeki belli başlı cazibe merkezlerini oluşturuyordu. Bu çekiciliğin bir köşesinde padişahlar, veziriazamlar, vezirler başta olmak üzere ileri gelen saray görevlileriyle, asker ve dini, idari işlere bakan diğer sivil görevlilerin kılık kıyafet ve tiplerinin resmedilmesi, giysiler, kumaşlar, işlemeler ile nunlarda kullanılan renkler de bulunuyordu. Ozellikle al/kırmızı ve mavi ilgi çeken renklerin başında geliyordu. "Türk Kırmızısı"/"Edirne Kırmızısı" ile "Türk mavisi" (Batılıların "Turkuvaz" adlandırmasını benimsemişiz.) bu renk dünyasının lokomotifleriydi. Kırmızı halı, kilim ve kumaşlarda daha çok kendini belli ederken, mavi ise çinilerde boy gösteriyordu. Zaman zaman bu belirlemenin bırbırıne karıştığı da olur. Sanat dallan arasında gözfe örünür etkilenmelerden söz edilır. Işte znik çiniciliği ile Bursa kadifecilıği arasındaki renk ve desen alışverişinden doğan benzerlikler böylc izah ediliyor. Ne noş ve şasırtıcı bir saptama değil mi? Do ğal maddelerdcn elde edilen bu "Türk" rcnkleri kullanıldıkları malzemeyle ortaya çıkarılan ürünlerde yüzlerce yıllık görkeminı bugün de biz onlara kötü davranmadığımız sürece bozulmadan koruyor. Saray kumaşlarının ve bunlardan yapılan giysi ve döşemelerin her türlü ihtişama sahip oluşları yanında halka olduğu gibi yansımama ve dış etkenlere açık ol • KİTAP SAYI 4 1 0 C Ü M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle