05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrin Kırbaç lnince/ Jeremy Reed/ Çevıren: Mebmet H. Doğan/ Telos Yayıncthk/175 s. Marquis de Sade (17401814), kenjereıiıy i reed • disini pek tanımadan hemen hekırbaç! men bütün dünya insanlannın kullandığı iki sözcüğün kaynağıdır: Sadizm ve Sadist (sadik). Süvari subayı olarak Yedi Yıl Savaşlan'na katılan bir soylu. Baştan çıkarma, zehirleme, sefahat ve siyasal sapkınlık yüzünden 27 yıl hapse ve idama mahkum olmuş. 1800'den sonra çeşitli akıl hastanelerinde yatmış, ama ayru zamanda felsefeci de sayüan bir yazar. Sade'a göre yazarın görevi "ahlak yasaklamalarını yıkmak, duygululuğu kırmak ve şaşkınlık yaratmak"tır. Doğrusu, bu dediklerini gerçekleştirmiştir Marquis de Sade. Reed, Marquis de Sade'ın hayatını klasik bir anlaü yöntemiyle yeniden yaratmıyor. Yazara göre Marquis de Sade, her yıl yeniden doğarak kendi varoluşunu yeniden yaşayan bir düşünce ve eylem türünün öncüsüdür. Belki de her parçası bir başkasında yaşayan kolektif bir varlıktır. Reed'in bu ürpertici romanında Marquis de Sade o garip şatosunu her yıl ziyaret eden ölmezleşmiş bir kişidir; geçmişini ve şimdisini anlatır. Her yeni gelişinde eski saplantılanru yeniden ve doludizgin yaşar. Etkileyici bir hayal gücünün ürünü olan bu yapıtta Marquis de Sade'ın hayatının trajedisi ve hâlâ sürmekte olan büyüsü anlatılıyor. Yılanın Yolu/ Torgny Lindgren/ Çevıren • Gürhan Uçkan/ Telos Yayınalık/123 s Yılanın Yolu, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında îsveç'in bir ücra köyünde yaşananlan anlaüyor: Babasının, düşüncesizlikleri yüzünden elden çıkardığı toprakları yeni sahibinden kiralamak zorunda kalan Tea adlı bir dul kadının ve kira bedelini köyün bakkalına mutfak sediri üzerinde ödeyişinin öyküsü. Konuşan (anlatıcı) bu kadının oğludur, bu konuda ve genellikle dünyanın düzeni konusunda Tanrı ile sohbet etmektedir. Daha doğrusu, oğul, Övüngen Jani konuşmakta ve gören, bilen, yaratan ve düzenleyen Tanrı susmaktadır. Susan Tann ve konuşan, yakınan yüreği yanık köylü! Torgny Lindgren bu karanlık öyküyü mizahın insan sıcaklığıyla ve încil'in diliyle aktanyor: "Enginlerden seni çağırdım Ya Rab! Ya Rab, sesimi işit!" Yüanın Yolu, 130. Mezmur'un (Tevrat) özeti sanki... Karatavuk/ AnneMarie Garat/ Çeviren: Ece Korkut/ Telos Yayıncıltk/ 256 s AnneMarie Garat 21. yüzyılın romancısı... 1992 yılında Aden adlı romanıyla "Femina" ödülünü alan AnneMarie Garat, Karatavuk'ta şmdiye kadar anlaü nesnesi olmamış bir alanda keşfe çıkıyor: Sinema montajcısı bir genç kadının zihinsel dünyası. Merle yani "Karatavuk", kendisine görüntü yığını olarak verilen bir dünyayı kesip biçerek bir görüntü heykeline dönüştürüyor. Ama insanın yaşamı, özellikle bir genç kadının varlığı, "gençlik hataları" olarak tanımlanan kazalardan anndırılarak, serüvenin başında kurgulanabilseydi ya da yeniden kurgulanabilseydi... Daha doğrusu nesnel gerçek, tıpkı sinemada olduğu gibi, kurgulanarak öznel gerçeğe dönüştürülebüseydi... "Sinema büyük bir ceset tahnitçisidir, ölü ilaçlayıcısıdır. Ölüleri var eder. Lazarus'u uyandınr." Karatavuk'un dünyasında bir başka katman var: Sinema sanatı. Bir şairin dediği gibi: "Kendini gören ve kendisini gösteren göz." Bu göz, sevilmek ve kendisi olSAYFA 1 6 mak isteyen bir genç kadının eliniayağını bağlayan engelleri görüyor. Ama kim aşacak bu engelleri? Karatavuk işte bu sıfır noktasıru anlatıyor. Bir çağdaş kadının zihinsel ve duygusal muhasebesini yapıyor ve bu "muhasebe" giderek bir dramatik sorgulama seansına dönüşüyor. Karatavuk sadece çok yoğun, çok mesajlı bir roman değil, aynı zamanda bir sinema sanaü elkitabı. Son Söz/ Andrei'Makine/ Çeviren: Müntekım Öktem/lnkılâp Kıtabevı/ 270 s Roman çoğunlukla Rusya'nın Sibirya bozkınndaki, küçük bir kentte geçer. Bazı bölümlerinde ise, Fransa ve Paris anlatılır. Kendinden oldukça yaşlı bir Rusla evli olan, bir Fransız asıllı kızın (Büyükanne/Charlotte) yaşadıklan inanılmaz olaylar, onun her şeye ilgi duyan erkek torununun ağzından çarpıcı bir biçimde anlatılıyor. Çarlık döneminden başlayıp 1917 Ekim Devrimi günlerine ve ardından gelen Stalin dönemine uzanan süreçte yaşananlar, savaş günlerinin bütün acımasızlığı başarılı bir biçimde dile getirümiş. tlerlemiş yaşında ölen büyükannesinin son mektubundaki satırlardan, gerçek annesinin kim olduğunu öğrenen bir gencin şaşkınlığı! Bir toplama kampında doğan bir insanın ve annesinin dramı... Fotoğraflara, eski gazete kesiklerine gizlenmiş bir ömrün bütün anıları canlılığım koruyor... Batak/ F Olivter Gtesbert/ Çeviren. Müntekim Ökmen/ Inktlâp Kıtabevi/ 223 ç Insanların ve hayvanlann dünyasında sinsi bir rüzgâr gibi dolaşan tutku, nefret ve şiddet... "Batak"ın tsa'sı basit bir tarım işçisidir. Ama'şiddeti, tutkuyu ve nefreti biüyor, Çevresinde, gizemi ona tanıdık gelen sonsuz bir doğa var. Bir katilin ve yitik çocukların öyküsü... Peki misyonu nedir bu îsa'nın? Bir yokedici melek mi? Yoksa masumiyetin ta kendisi mi? Cehennem nerede? Bütün bunlar, "Batak"ta, büyük ve kozmik bir görkemin tarihini oluşturuyor. "Batak" 1996'da Fransa'nın en büyük edebiyat ödüllerinden birine, Prix Interallie'ye layık görüldü. Turban Kime Kurban/ Musta/a Balbay/ Çtnar Yayınları/ 159 s Polisiye roman, edebiyatta genel kabul görmüş bir ürün dalı. Türkiye'de yaşanan olaylar ve çok satışlı gazetelerin üçüncü sayfalarında verilen haberler bu alanda ürün vermek isteyenler için zengin kaynak. Ancak en az polisiye roman konuları kadar zengin bir alanımız daha var. Hırsızük... Ama hırsızlık derken bildiğimiz basit yöntemleri düşünmeyin. Devletin tepesinden toplumun en uzak köşelerine kadar içimize sinmiş; kuralları, gelenekleri oluşmuş önemli bir yaşam biçimini düşünün... Bu pencereden bakınca, Türkiye'de yaşananlar "hırsıziye roman" diyebileceğimiz yeni bir ürün biçiminin doğmasını sağlayabilir. "Turban Kime Kurban" bir kurumu soyma sanatını olabildiğince geniş yelpaze içinde okura sunmayı amaçlıyor. Kitapta sözü edilen konuların tümü belgeli. Ama ele alırken, sadece "kahırlar" değil, "kahkahalar" da olsun istedik."diyor Mustafa Balbay. Çeteden Öziir Diliyoruz/ Koray Düzgören/ Çtnar Yayınlart/ 197 s. "Bu kitapta son iki yılda Yeni Yüzyıl'da, Yeni Yüzyıl'dan atıldıktan sonra ve Radikal'de yazdığım bir bölüm yazım var. Genellikle devlet, adalet, yargı, özgürlükler, çeteler ve özellikle Susurluk üzerine yazdığım yazılardan bir seçme... Devlete ilişkin yazılarımı okuduğunuz zaman, bu devlet yapısı ile çetelerin, Susurluk'un ortaya çıkmasının nasıl gerçekleştiğıni anlayacaksınız. Ve daha çok önceden niçin, "Çeteden ve onun saygın üyelerinden özür diliyoruz" dediğimi de... Demokrat oLmak ve gerçekleri dile getirmek kolay değil... Çeteler de, çeteleşen devlet de değişime direnemez... Hedefîmiz gerçekler... Mücadele sürüyor..." diyor kitabın girişindeki yazısında Koray Düzgören. Uzun tnce Bir Düşünce/ /. Resat özkan/ Çtnar Yaytnlan/184s 'Insan'ın 'toplum' içinde 'birey' sıfatıyla sürdürmekte olduğu eşsiz se'ıısunce rüveni ile 'siyaset' arasındaki etkileşim üzerine söyleşmek istedik... Hepsi o denli birbirinin içinde ki, hiçbirini diğerlerinden soyutlamayı beceremedik... Sonunda her şey 'insan olmak' üzerine gelip düğümleniyor. Sevgiden yola çıkıp ve yeri geldiğinde kendimizi de aşabilmeyi başarabilirsek eğer, geriye kalan her şey birer aynntıdan ibaret. Bu kitapta onu paylaşmak istedik sizlerle. Uzun ince bir düşüncede yarenliği düşledik... 'însanlık' üzerine, insanımız ve ülkemiz için..."diyor arka kapaktaki yazısında 1. Reşat Özkan. Che Guevara Konuşuyor/ Ernesto Che Guevara/ Çtnar Yaytnları/ 200 s. Che Guevara, Küba Devrimi'nin önemli liderlerinden biri ve 1960'ların en ünlü gerillasıydı. Batista diktatörlüğüne karşı Küba isyanını başlatan grubun içinde bulunan Guevara, Küba Ulusal Bankası Başkanı ve Endüstri Bakanı olarak görev yaptı.'65 Mart ayında ortadan kayboldu ve önce Afrika ulusal mücadelelerine ve Bolivya'daki gerilla savaşına katıldı. 8 Ekim 1967'de Bolivya'da başında bulunduğu gerilla birliğiyle beraber Bolivya askerleri taranndan öldürüldü. Che'nin konuşmalan, makaleleri, röportajlan ve mektuplarından oluşan bu derleme, geçirdiği siyasi evrimi maceraperest bir öğrenciden bir devrimi yönetebüecek bir asker ve siyasetçiye dönüşen bir kişiliği açıklamaya katkıda bulunacaktır. Yıllar ve Yüzler/ Nebıl Özgentürk/ Çınar Yayınlart/157 s. " 'Yıllar ve Yüzler' bir heyecanın ürünü. Işini sevmenin, severek yapmanın ürünü. Her biri bir roman olacak bir yazılar birikimi. Eşyayı anlatmak kolay. Rengini, biçimini birkaç sözcükle çizersiniz. Ama ya bir insanın rengini çizmek, heyecanını, hüznünü, yaşadıklarını, yaşamak istedıklerini sözcüklere dökmek? Üstelik her zaman bir başka insanın? Bir başka hayatın? Işte zor olan da bu. Nebil Özgentürk bunu yapıyor, hem de başanyla yapıyor. Yıllardır bu işini sürdürmesi başansının bir kanıtı değil mi? Çünkü bizden insanlan yazıyor. Bizi yazıyor. îşte bu yüzden yazdıklan 'hayatım roman' özdeyişinin kanıu." diyor Refik Durbaş kitap için SoyferBütün Şiirlerinden Seçmeler/ Çevıren: Ahmet Cemal/ Kavram Yayınlart/ 84 v. Jura Soyfer, 8 Aralık 1912 tarihinde bir Yahudi sanayicinin oğlu olarak Rusya'nın Çarkov kentinde doğdu, henüz sekiz yaşındayken ülkesinden aynlmak zorunda kaldı. Ailesi önce Türkiye'ye sonra Viyana'ya yerleşti. Viyana'da Sosyalist Öğrenciler Birliği'ne girdi ve "On ' CUMHURİYET KİTAP SAYI 410
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle