25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

/ N T I !•••• Ç«vir*nı N M KONFIDENZ/A el Dorfmcın AJII "Bir gün mutlaka olacaktı. Deneyimin getirdiği başdönmesi içinde Tann'yı görebilen bir yazar, bir kurban, bir devrimci çıkacaktı. Ama bunun Dorfman kadar yalın ve büyük bir yazar olmasını kimse beklemiyordu." diyor John Berger. Konfidenz, bu sözlerin hiçbir abartma içermediğini kanıtlayan müthiş bir roman. Sevgilisi Martin'in peşinden Paris'e gelen Barbara adında bir kadın, bir otel odasına girdiği anda telefon çalar. Arayan Leon adında, hiç tanımadığı, ama kendisi hakkında her şeyi, hatta hayatının en mahrem yönlerini bile bilen bir adamdır. Barbara'ya Martin'in başının belada olduğunu söyler. Martin oraya aslında gizli bir siyasi direniş örgütüne katılmak için gelmiştir ve Leon da örgütte Martin'den sorumlu olan kişidir. Kısa aralarla tam dokuz saat konuşurlar telefonda. Leon'un Barbara'yla ilgilenmesinin nedeninin sadece siyasi sorumluluk olmadığı anlaşılır. Son derece gerilimli bir tonda Barbara'nın Martin'le ilişkisinden, aldığı mektuplardan, mesleğinden, çocukluklarından, hikâyelerden, erkeklerin zayıflığından, yalan ve ihanetten, siyaset ve direnişten, rüyalardan, aşktan, "kendi acılarına âşık oldukları için kalplerinde başkalarının acılarına yer kalmayan" insanlardan bahsederler. Leon şaşırtıcı bir itirafta bulunduktan sonra kendini çırılçıplak ortaya koyar: Hayatını başkalarının acılarını emmekle geçirmiş bir sünger gibidir. "Varlığının orta yerinde dişiliğin o derin yarasına benzeyen bir şey vardır ve dünyanın acıları buradan içine dolmaktadır." Bu upuzun konuşma, en yoğunlaştığı anlardan birinde beklenmedik bir biçimde kesilir ve başdöndürücü bir olaylar zinciri başlar... Bütün bunlar olurken de bizlere Leon'la Barbara'nın hikâyesini anlatan yazar, durmadan kendisini sorgulamaktadır. "Katillerin dünyasında düş kurmaya cesaret eden" insanları anlatan hüzünlü ve politik bir roman Konfidenz. Yazarın anlatı ustalığına hayretler edilerek, bir solukta okunacak bir başyapıt. Kara Ayrıntı/Roman Ç«vlr«ıtı Hü**yin B O, bütün kiralık katillerin en iyisidir. Hiçbir örgüte bağlanmadan çalışan tek kişilik bir örgüt, anonim bir silahtır. Kurbanlarını büyük bir özenle öldürür. Öldüreceği kişinin bütün ilişkilerini tanımak; dolaştığı, yaşadığı bütün mekânları görmek; böylece, kurbanının kaderine hâkim olmak ister. Gerçek bir zanaatkârdır. Meslektaşları ona büyük bir hayranlık duyar, kıskanırlar. Kadınsız, tek başına yaşar. Fotoğrafçılıkla uğraşır. Müziği, özellikle de Strauss'un Sanatçının Yaşamtn\ sever. Bir gün, iki kadınla ilişkisi olan birini öldürmesi istenir. Yatak odaları, sigara izmaritleri gibi, "öteki"ne ait "kara ayrıntılar"ı içeren heyecanlı bir hikâye başlar... KURBANIN SON GÜNLERİ/Jose Pablo Feinmann DÜZEN VE KALKINMA KISKACINDA TÜRKİYE/Ahmet Insel KALKINMA SIİRECİNDE DEVLETİN ROLÜ Çtv.t A. Sönm*xay Devlet, hayatımızı kontrol eden en temel kavramlardan/kurumlardan biri. Gündelik hayatımızda sık sık sözünü etmemize ve hemen her gün muhtelif devlet temsilcilerinin teorik ve pratik beyanlarına maruz kalmamıza rağmen ne tuhaftır ki üzerinde çok az düşünüyoruz. Tıpkı hayatla kurduğumuz ilişkinin niteliği hakkında çok az düşündüğümüz gibi... Ahmet insel Türkçede çok az telaffuz edilen tezler içeren bu kitabında "Osmanlıdan günümüze devlefi, iktisat ve toplum bağlamında düşünüyor. öncelikle iktisadın kendiliğinden oluşan ve gelişen bir alan olmadığım, bir siyasi irade tarafından inşa edildiğini söylüyor. Devletin bir siyasi irade olarak "devlet merkezli, devlete tabi bir toplum" yaratmak için iktisadı yönlendirdiğini belirtiyor. Ve "yönetenyönetilen ilişkisinin değişmemesi", "iktisadi alanları kontrol etme isteği'nin aynı kalması açısından Osmanlı İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti Devlet'i arasında bir süreklilik olduğunu gösteriyor. Solun, devletçilikle ilericiliği, devletçilikle sosyalizmi birbirine karıştırma eğilimini sorgularken, devletin kendini iktisadi kalkınmayla sınırlamayıp siyasi ve kültürel hedefler de gözettiğinin altını çiziyor. "Kalkınma tahayyülünü gerçekleştirme", "toplumu devlete tabi kılma", "devletin kendini k'urma" aracı olarak kurulan devlet işletmelerinin "devletin işçi sınıfınf oluşturmaya yönelik hedeflerini sergiliyor. İnsel'e göre, M. Kemal'in "Devrimiz, tamamen bir iktisadiyat devrinden başka bir şey değildir" sözlerinde temellenen Türk devleti; kalkınmaya tapınan ama kalkınmanın toplumsal sonuçlarından çokça ürken bir devlettir. Zor kullanarak "düzeni koruyan ve böylece kendini gerçekleştiren bir devlet... İnsel kitaba esas olan dönemi 1960'ta bitiriyor. Ama 1990'lara getirdiği etraflı önsözünde, son yıllarda toplum olarak başımıza açılan belaları ve devletin bu belalardaki rolünü inceliyor. 12 Eylül darbesiyle birlikte ordunun siyasi ağırlığının giderek arttığına, "milli menfaatler ve milli güçler" söylemine dayanılarak insanın değil devletin kutsallaştırıldığına dikkat çekiyor. Devletin esas olarak "Türk, sünnimüslüman ve erkek" karakterinin altını çizerek, farklılıkları dışlayan bu özelliğinin toplumsal çatışmaları artırıcı rolüne değiniyor. Zaten farklılıkları gözeten bir "toplumsal mutabakatia oluşturulmamış olan devletin içinde son zamanlarda giderek özerkleşmeye başlayan "güç odaklarfna dikkat çekerek, bir tür "neofeodal devlefin oluştuğunu söylüyor... "İnsan merkezli" birtoplumsallığın önündeki engelleri merak edenlere şiddetle önerilir... CENNETİN DİBİ/Gündüz Vassaf Hayall MUtlnUr Totalitarizmi gündelik hayatmda yeniden üreten bireyin açmazlarını Cehenneme Övgü'öe tokat atarcasına sarsıcı bir biçimde anlatan Gündüz Vassaf bu kez modern zamanlarda, aslını yitirerek sahteleşen hayat tarzlarının içyüzünü sergiliyor... Cinsellik, ölüm, futbol, din, siyaset, reklam, turizm vb. temalara bakarak, ruhu kendisini terk ettiği için çırpınan gövdesini "özelleştirerek kurtarmaktan" başka bir çözüm üretemeyen modern zaman insanının "iktisadi akla" olan tutsaklığını anlatıyor. Modern zaman insanının doymak bilmeyen tatminsizliğini gidermek için hayatın içeriğini boşaltarak her şeyi satın alacak basit bir "eğlencelik" düzeyine indirgemesinin, imajın hakikatin yerine geçmesinin, sahiciliğin anlamını yitirmesinin fotoğraflarını çekiyor Vassaf. Düşle gerçeğin birbirine karıştığı, "büyük yalanlar"ın inandırıcı olmaya başladığı, puslu bir havada çekilen fotoğraflar bunlar. Ama aynı zamanda okura kendi fotoğrafını çekme, kendi düşünü kurma, kendi sahteliğini fark etme imkânını veren metinler... Bir hayalperestin hayal kırıcı notları... Yine çarpıcı, yine ayrıksı... . MODERN ZAMANLARDA EĞLENCELİK HAYAT ATCINTl Pıyer Lotı Cad 17/2 34400 Çembörlitas/lstanbul Töl (0 212) 518 76 19 Fax (0 212) 516 45 77 AYRI NTI YAYINLARI Not' Jean Baudrillard'ın Amerıka adlı kıtabi ile Onk Ajans'ın hiçbir ilişkisi yoktur. Tüm hukukı sorumluluk Ayrıntı Yayınlan'na aittir. Kamuoyuna duyurulur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle