Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hazırlayan: Cevat Çapan Saat onu gösterenc kadar Gözlerine sinmiş bir şaşkınlık. Sonra kalın dudaklar bir ncfesle açılırdı. Sendeleyerek, sankı hiç gelmek tstememişçesinc eeker giderdi. Sıkça merak etmişinıdir nereye gittigini. Sonuçsuz atılımlara mı girişti Bir otobüs onu engelleyene kadar? Işık tutkunu bu yalnız adam Bizlerden birı miydi? Ev sahibinin şişko karısı Asbest eldivenli, ateşin Ncfesini kestiginde, nayatının her gecesinde Ölümc doğru bir adım daha mı yaklaşıyordu? Dom Moraes/ Şiirler/ Çeviren: A. Meltem Yönder "Ve benim gerçek aşkım, gözlerinde birer tarlakuşu" Dom Moraes 1938'de Hindistan'da doğdu. Gazeteci olan babasının çalışmaları yüzünden ilk ve orta öğrenimini değişik yerlerde tamamladı. Yüksek öğrenimi için gittigi Oxford'du }ohn Fuller ve Peter Levi gibi şairlerle tamştı. Çok. genç yaşta şiir yazmaya başlayart Dom Moraes ilk. kitabıyla 1957'de Haıvthornden ödülünü kazandı. O yıllarda b'ne çıkan şiir akımının kuruluguna karşı daha duygusal bir şiir dilıyle daha sonraki kuşagın habercisi oldu. DOROTHY'ye Yaşadığın ycre savaş uçakları geldiğinde, Evfer tuğlalarına kadar sarsılıp Yerlcre yıkıldı ve sonra nehir, Kıpkırmı/ı bir lapa oldu ve insanların kolları, Bacakları durduğun yerin çevresine saçıldı. Sen çocuktun. Yukarılara bakıp, gökten düsüp de Oyuncaklarını kıranın ne olduğunu merak ettin. Yıjlar sonra gülümsediğinde, Sana her şey açıklandı, Hiçbir şey affedilmese de... Elimi sıktın soğukça. Sana nasıl anlatırdım Çapkınhğın bittiğini Her şeyin yeniden yeşereceğini. Şimdilerde yine kış geldi, Birlikte oturuyoruz. Fırsatı kaçırmamiij olmam Bana güzel havaları getiriyor. Yakında bir yaz gelecek Tam istediğimiz gibi, Sonra kalplerimiz uyanacak Sevgimize doğru yol alacak. BAHÇE Uyandıöımda kendimi aşık olmu% buluyorum: Il(c kez nundan şüphenı yok. Yalnızca telaştayım, yola çıkıyorum Bir güvercinle görüşmek üzere. Masum ve suçlu Burada bahçede bııluştıılar. Sakın ürkme. Ama senden korkuyorum sevgılim. Bir sebebi vardı: Unuttum. Ve utancımdan çözülüyorum Dışarı çıkamıyorunı korkumdan, Rastlanm şiirimin dizelerine Aşağıdaki sokakta Herkese senin adını söylerken diye. Duvardaki resim soyuluyor. Konuşmam güvercini yoruyor. () her seyi biliyor: Aşık oldugumu, Senin ilgilendiğini ya da ilgilenmediğini. Burada kalıp sözürnü tutacağım. Kederle bekliyorum yenilgiyi Beni tek üzen, sana değil de Bir kuşa anlatmak derdimi. v SON SÖZ ()n yaşımdan beri kimseye kötü Davranmadım, çok yakınlarımı saymazsak: Yakın arkadaşlarımın en iyısi köruür, Biri sağır, öbürü de papazdır, dıi/ya/.ı yazamayan. Hiçbiri basit kafalı değildir. Gecenin derinliğine doğru dostlarım Yorgun yüzleriyle suskun, tek kelime kalır geriye, Hiçbir şeyin silemeyeceği o uzun affedici kelime Haritasız seyahat eder ve açıklar Saf gerçeği ner yerde. Eğer ölüm payımıza düşerse, Yalnızca ufak bir yer tutar yataklarımızda: Son sözlerimiz kaybolur, çünkü Ebediyet Gürültü yapar yukarı kaldırdığımız başlarımız üstünde Gözlerimiz kapanana dek. Ama körleştirilmiş ve sağırlaştırılmış olarak Bize kalan son söz, tecrübenin En ucunda, bekler: orada ne insan ne kuş Yaşayabilir, yalnızca bilgi ya da derin sevgi, Orada duyulur Adem'in sesi. Ve benim gerçek aşkım, gözlerinde bırer tar lakuşu Kısa otlar üstünde seker ve ürkek canlılar Rahatlamak için ona koşarlar, ölemezler O hâlâ yaşarken, düşmüş Kralların tümü Onünde cğilirler ve nedenini iyi bilirler. Çünkü o, sonunda aşkını ilan ederek döner Kollarıma ve sonra artık ben ölemem. Yüreğimde yuva hazırladım Şafak vakti uçmaya kalksa bile Sonunda dinlenmcsi gerekir diye. CUMHURİYET KİTAP SAYI 338 ŞARKI Unumu eledim Yirmi yaşımdan önce. Sarhoşlar, dönekler Tanıdım sürüyle. Çok arkadaşım ihanet etti. Hcr yeni iliski Heni daha ua geriye itti. Aldırmadım. Son vermedim Beni sürükleyen yaşama Uygunsu/ arkadaşlara Kaibimi sızlatan ozanlara. Her kirli para Kendi hırsızını bıılur. Yatacak ycrim eoktu Çeklerimin kanjtlığı yoktıı. Sonralan havalar lıozunca, Soğuk nehir kıyısına Cîeidim şiir okuyarak fçki mahmurkığuyla. SAYFA 14 İÇÎMÎZDEN BtRÎ Aynı yerde içerdik. Onııla hiç konuşmadım, eünkü Yalnızca yüzünü tanıyordum: Garip bir yüz; sanki bir Çıplaklık vardı, büzülmüştü, sümüklüböcek gibi Kendi kabuğu içinde kıvrılmıştı, Hangi riizgârların esip kavurduğunu umursamazdı Kendi yaprağı yere düşene kadar. Yapraksı odada yıllarca birçok şair vc arkadaşları içtiler. Birçoğu içkiyi sessiz gözyaşlarına dönüştürdü Bazıları da gözya^larını mürekkebe. Ve kapalı kapının ardında Dertop oldu, arzularını kemirerek. Bir bardak yere diişüp kırılırdı Ve kütüklerle sarrnalanmış alevler Belirsiz ışıklar hıçkırırdı. Kimsesiz ickieiler aglamaya ba^larlar, Ya da paltolarını alıp gecenin ieine dalarlardı, Ama ancak ale^ Mİnünce Yerinden kalknıaya davranırılı, bakı^ı 'Amin' diyen bir papa/ı .ınınısatırdı.