Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
nı bırbırlcnnc olanca açıklığıyla anlat ma, adcta bırbırleıının onuncle duygu s>al olarak soyunma aşamasına adım ataılar Stratcjısı gcreöı şımdı hasta ro lııne burunen Vıyanalı hekım, Nıet/sc he'ye, kcnclı sıkıntılanndan, kansından başka bır kadına, bır zamanlar hastası olan Bertha'ya olan altcdılmcz tutku sundan, yaşlanmaktan, olum korku sundan, meslekı başarılarının bu kor kuları asla yok edemeyeceğıne ılışkın kaygılarından uzun uzun soz etmeye başlar Gelgelelım, başlangıçta bır tu zak,bır stratejı gereğı dışavurulan butun bu zaaflar, aslında bır hakıkatı ba nndırdıkları ıçın, tıpkı bır bumerang gıbı, hekım Breuer'e gerı donmeye başlar Yanı, Vıyanalı hekımın kurnaz stratcjısı gerı teper Ote yandan, bu hem gorunuşte hem de gerçek ıtıraflar karşısında, unlu fılozofta da belırgın bır tutum değışıklığı başgosterır, Nı etzsche, kışılıöı onunde bır kalkan gıbı tuttuğu felsefesının ardından çıkar ve ınsan yanını gostermeye başlar Lou Salome ıle fırtınalı ılışkısını sonunda butun açıklığıyla anlatır Toplum ıçın dekı kopkoyu mutlak yalnızlıgıncian, felsefenın harcını oluşturduğunu du şunduğu yalıtılmışlığından dem vurur Ve anfatının sonlaıına doğru da, çelık felsefesını lyıden ıyıyc elden bırakarak, Vıyanalı hekım onunde gozyaşları do ker l^te, kanımea, foseph Breuer'ın rollerı değışmeye kalkışarak Nıetzsc he'yı nıat etmc gırışımı, romanın este tık açıdan en zayıf noktası, onun zayıf karnı gıbı gorunuyor Kendımi7e, bırer okur olaraK sormamız gereken ılk so ru, hıç kuşkusuz, Nıetzsche felsefesı nın boylesı bır tuzağa gelebılecek ka dar safdıl bır felsefe olup olmadığıdıı Nıetzsche felsetesınde 'oyun' ve 'dans' ogelerı elbette mevcuttur, ama bu oyun, sonunda Nıet/sche'ye gozyaşı doktuıeeek turden bıı oyun mudur' Bır telsefenın gucu psıkolojık zayıflık anlarıyla mı sınırlıdır^ Nıet/sche'nın 'guç ıstencı' kavramı, aslında varolan altedılmez bır guçsuzluğun ortuk bır ıfadesı mıdır' Nıet/sche gozyaşı dok tuğunde, 'kendısı mı olmaktadır, yok sa bır başkası mı J Lvet, romanın bu curetkâr epızodu bu tur duşuncelerı kaçınılma7 olarak akla getırmektedır Ote yandan, Nıetzschc'nın gerçek ya şamında benzer bır zayıflık anını bıl sek de, ltalya'da bır atın boynuna sarılarak ağlaması tarıhsel bır gerçek olsa da, bundan yola çıkarak, Nıetzsthe'nın duşuncelennden 'guç ıstencı' kavra mından kaçınılmaz olarak bır odun vermek olduğunu mu duşunmemı/ ge rekecek5 Ben kesınlıkle boyle olduğunu duşunmuyoıum Ote yandan, ro mandakı rol değışımı epızodunu, dra matık gerılımı arttırmak adına yapıl mış, ancak sonuçta romanın ınandırıcı lığına buyuk olçude halel veren, yazın sal bır truk olarak gorme olasılığını da goz ardı edemeyız gıbı gelıyor bana Eğer bır fantezı, surukleyıcılık adına, ıyıce zorlanabılıyorsa, o /aman, roma nın ve ele alınan hlo/ofun duşunscl ık hmınden de çok çok uzaklara duşmu şuz demektır Benım, mesele olarak gordugum nokta ışte burada baslıyor Âcaba, lrvın D Yalom, bu rol Jegışı mı cpızoduna başvurmaksı/ın, romanı nı anlamlı vc etkıleyıu bır şekılde bıtı remez mıydP Buna kesın bıı yanıt ve rılemeyeceğının farkındayım Ama bu fınalde, benı okur olarak fena halde ra hatsız eden bır yan oldugunu sovleye bılırım Romanın sonunda, her ıkı ta ıafın da, adeta 'kıssadan bırer hısse' al mi!} olduğu i7İenımını veren dıdaktık goruntusu, Nıetzsthe felsefesının ka hırlı belırsı/lığıne son derece ters du şuyor Duşunce satranççıları, hıkâye nın sonunda, bırbırlerınden karşılıklı CUMHURİYET KİTAP SAYI 354 çok şcy 'oğrenıyorlar', ama sanırım olan, Nıet/sche'nın gozyaşlarıyla sankı bııa7 paslandııılmış, relsefcsıne olu\or f Deneme çalışnıaları da olan Gerald Messadıe'nın, fılo/of Martin Heıdeg ger'ın 'o7gurluk' ve 'otantık varoluş' kavramlarını eksen olarak yazdıgı, ıkıncı romana gelıncc, soz konusu ya pıt, daha once de değındığım gıbı, Ir vın D Yalom'un Nıetzsthe Ağladığında adlı yapıtıyla ılgınç ve çarpıtı bır tema benzerlıgı ıçinde Her ıkı çalış,ma da, kışının kenuısı olabılmesı, ıçtenlık, ozgurluk, kısacası 'otantık varoluş' tema larını ışlıyorlar Heıdegger'ın Nıetzsc he uzerınde uzun uzun clurmuş bır du şunur olduğunu aklımıza getırırsek, bu yazınsal rastlaşma hıç de temelsız de ;ıl Nıetzsche felsefesındekı 'oznelcı ık' eğılımıne sıkı eleştırıler getırmış ol sa da, Nıetzsche'den mıras almış oldu ğu baskın duşunce çızgısının ızlerını gormek mumkun Heıdegger'ın yapıt larında Bu yuzden, her ıkı roman da, duşunsel planda, bır kan bağı hısımlığı taşıyorlar Boyle olmakla bırlıkte, ıkı romanın, kaba anlamda taşıdıgı 'mesaj lar' bakımından, bırbırlerınden bır haylı u/ak duştuğunu sovlemelıyım Gerald Messadıe nın çalışması, axıolo]i (değer oğıetısı) bakımından zıhnımi7 dc soru ışaretleııyle dolu, belırsız bır roman tınalı bırakırken, lrvın D Ya lom'un romanı, benım bıra/ tartışmalı bulduğum lyımser bır uzlaştırmacılı^ı ye^ler gozukuyor Elbette, Nıetzsthe Felsefesı gıbı uzla^maz bır felsefe açı sından Gerald Messadıe kara mı/ahla dolu ıronık bır rante/ıtlen vola çıkan roma nında, ekonomık açidan alt sınıhı men sup bır kadının yaşam değerlerını sor guluyor Romanın kahramanı Gıethe Schreıder, F rankfurt'ta bır şarkuterıdt çalışan, genç ve guzel, ama evlılığınde mutsuz bır kadın ve hıkâyede ardında o kadaı kosjuğu ıçtcnlık vc ozgurlu ğun sonuçta bıı kurbanı durumuna duşuyor Messadıe, romanın hıkâyesını Ciretne'nın perspektıfınden anlatırken, aslında ta başlangıçtan ıtıbaren onun bır yanlış anlamanın kurbanı oldugu nun ıpuçlarını verıyor Zaten, hıkâye nın zamandi7insel bır snava gore anla tılmaması sonun başlangıçtan berı bel lı olması, yazarın salt mcrak uyandırıcı bır surukleyıcılık pesjnde kosmadığını, tam tersıne, asıl amatının, alt sınıftan kultursuz bır genç kadının yaşam de gerlerının nasıl altust edıldığını vurgu lamak olduğunu kanıtlıyor Grethe'yı, trajık dıyebılcteğımız sonuna goturen olaylar zıntirını kısata ozetleme gere gım duyuyorum Grethe'nın kocası Mark, bır gıın onun çalıs,tı£ı şarkuterıye telefon ede rek, akşam yemeğe 'çok zekı' bır ko nuk davet ettığını soyler Konuk gelıı Ellı yaşlannda, oldukça yakışıklı bır çehreye sahıp olan \c ıcstleıınden dın gın bır gııven yayılan bır adamdır Lv dekı her şeyı dıkkatle ınceler Cırethe, çok geçmeden adamın tazıbesıne kapı lır ve gete boyunta tek taraflı entelek tuel sohbet ılerlerken dılbılım, anlam bılım, televı/yondakı ınsanı aptala çe vııen programlar 'mutlu \e 'hosnut' olmak duygularındakı ha>vansılık bu dıdaktık sohbetın konularıdır genç kadın onu buyulcnmışccsıne dınler Kocası Mark konııklarının Hambuıg Unıversıtesı'nde felsefe profesoru ol duğunu soyler Onunla bır raslantı ese rı tanişmıştır Grethe, konuğun adını ılkın tam olarak anlayama/ ve onun 'Marneneıggeı' dıye bır adı telaffıız ct tığını duşunur, bır sure nezaket geıeğı sormaya çekınır, ama daha sonra tesa Martin Heldegger Ile Aşk ve Suç . Yaşamım ret edıp de sordugunda, ondan Martin Heıdegger yanıtını alar Lvlıdir ve ıkı çotuğu vardıı Akşam boyunca konuş maları surer ve vakıt çok ılerledı^ın den, Profesor Martin Heıdegger, gece yatıya kalıı Derken, gecenın bır sa atınde, Grethe, uzun surcdır duygusal bır sogukluk hıssettığı ve kuçuk gor duğu kotası Mark'ın bentıl ve baskıcı tutumunun da etkısıyle, kendını bır anda Martin Heıdegger'ın kollarında bulur Onunla, kocasıyla şımdıyc de ğın hıç sevışmedığı kadar tutkuyla, adeta çılgınca sevışır Onun her ıstedığını yapar Ve bu arada Profesor Mar tın Heıdegger, ona bır yandan govde sını keşfettırırken, bır yandan da o/ gurluk soylevlerı çckmeye başlar Soy ledığıne gore, onu kendı gerçek benlıgıyle buluşturur Tekduze ve dar dun yasının ayakları altından çekılmekte oldugunıı hısseden Grethe, kendını bırdenbıre bır ozgurluk sarhoşlugu ıçinde bulur Artık ner şeyı yapabılece öını ve yepyenı bır dunyaya adım ata bıleceğını hayal eder Derken, kotası Mark'a, cesaretlc ondan ayrılmak ıste thğını soylemesı uzun surmez Martin I leıdegger ve o, evden ayrılarak, kuze ye dogru, kıralık bır arabayla yolculu ğa çıkarlar Yolda, Sylt adlı bır yerde, ( arsten adında, son derece çekıtı ve kulturlu, genç bır oğreneıyle tanısırlar Grethe'nın ondan çok etkılendığını farkeden Martin Heıdegger, ona cger arzu edıyorsa genç oğrencıyle sevışme sını, bunun kendısı ıçın hıt onemlı ol madığını, cunku onemlı olanın kendı ozgur arzularını tatmın etmek oldugunu soyler Grethe'nın once bır haylı kafası karışır, ancak, ona ozgur ve antı burjuva vaşamın tum 'bılgelıklerını' ogıetmeyc karaılı tılo/ofun ısrarlarına karşı gtlemcv Scvışmeleıı çok heye tan verıtı bır deneyım olur, ancak ıkıncı liencmcleıııule genç ( rasten'ı duşkıııklığına uğıattığından genç ço cuk darılarak ortadan kayboluı Yolla rına devam ederler ve bır sure sonra, paralaıının lyıce azaldığını farkederek, bambaşka bır şeyı >apmava karar ve rırler Bır bankayı sovacaklardn Gret he, butun bu tehlıkelı edımlerın oz gurluk sına\mın mutlaka geçmesı ge reken aşamaları olduğuna kendını lyı ce ınandırmış gıbıdır ve hem aşığı, hem de akıl hocası olan Profesor Martin 1 leıdegger ona sadecc otantık' varoluş'un kaçınılma/ gereklcrını oğret mektedır Grethe'nın kendını zaman 7aman sorguladıjîı olur ama, artık bır ktv bu keytı ozgurlu^un de tadını tat mıştır Ondan kopama/ Derken, do nuş yolunda, otobanda bır yol verme meselesı yuzunden, horgoruyle baktık ları, varlıklı ve yaşlı bır burjuva çıftıyle, sonun başlangıcını getıren olesıye bır kavgava tutuşurlar Kavgada yaşlı kadının kotasıyla Martin Heıdegger, kadının sılahından çıkan mermıler so nucu oluıler Grethe, kendını kaybet mıs, bır halde, felaket mahallınden uzaklaşarak ı/ını kaybettırıı U/un su re, tarlaların ıçinde yurur Derken vol dan geçen bır doktor onu arabasına alır ve durumunun korkunçluSunu tarkederek, tedavı etmck uzere kendı evıne goturmeye ıkna eder Aralarında bır yakınlasma olur Ve kulturlu bır adam olan doktorun cvındc, kendısını kahreden gerçegı de oğrenır Daha da yakınlaşmak ıstedığı doktor ona, bır an once polıse tcslım olması gerektıği nı, bunun onun ıçın daha hayırlı olaca ğını soyler Ve Grethe, o/gurluk dusle ıının artık bıttıgını gorerek, kendını bır anda parmaklıkların ardında buluı Metınler dıkkatle ıntelenııse, tema laıın oıtak olması yanı sıra, her ıkı 10 manın kurgusıı da bır 'aldatmaca' va kası u/erınc temcllenıyor Nıetzsche Martin Heldegger Ağladığında romanında, hekım Joseph Breuer Nıetzsche'yı hedefı gerefiı tuza ğa duşurmeye çalışırken, zaten noşnut olmadığı kendı yaşamını daha derınle mesıne sorgulamak gerçe^ıyle yuzyuze gelıyor Gerald Messadıe'nın romanın da ıse, Nıetzsche'nın unlu dusturuna benzer bıçımde 'ınsanın kendı olabıl mesını' vaaz eden ve adının Martin Heldegger olduğunu soyleyen bır fel sefe profesorunun ıçtensızıık tuzağına duşen saf bır kadının trajık denebıle cek oykusu konu edılıyor Aslı aranır sa, Messadıe'nın romanı, çok ıronık bır bıçımde, bızı bır başka duzlemde de duşundurmeye yoneltıyor Na/ı re ıımıyle baglantıları hâlâ karanlık bır bılmecc olan Martin Heıdegger'ın ger çek yaşamı uzerıne, 'ıçtenlık' meselesı açısından, dolaylı bır duşunum, getırı yor Bıze, Martin Heıdegger'ın gerçek yaşamdakı edımlerının vapıtlarında va i.7 ettığı felsefeyle ne denlı bağdaşdığı sorusunu sorduıuyor. Roman, sıradan bıı kadının yaşamının sınırlarını ^A rak, kıtaplardakı duşunccler ıle yaşam dakı edımlerın bır butunluk taşıyıp ta şımaması sorunsalını dd ırdelemış olu vor Yalom'un romanında kadın fıgur lerı hem hukmeden (Lou Salome), hem de ezılen (Mathılde) kışılcr olarak belırlerken, Messadıe'nın romanında, tutkusunun bedelını çok kotu odeven sıradan bır kadın (Grethe) olarak orta ya çıkıyor Yalom un romanında, bana çok çarpıcı ve anlamlı gelen bıı nokta da, gerek Nıetzsche yı Paul Rree ve Lou Salome ıle bır araya getıren unlu fotoğrafta, gerekse hekım Breuer'ın Nıetzsche'ye gosterdığı ve uzerınde tutkuyla baglandığı hastası Bertha'nın yer aldıgı fotografta, kadınların ellerın de bırer 'kırbaç' tutmaları Irvın D Yalom adeta, bu ıncelıklı buluşla, he kım Breuer ıle Nıetzche arasındakı yazgı ortaklı^ına ıronık bır gonderme de ijulunuyor r, Ancak, bence, yazarların aynı tema a yaklaşımlarındakı bakış açısı farklı ığı romanların sergıledıklerı benzer noktalardan daha âa baskın So/gelımı, anlatıların fınalleıını gozonune alırsak, Messadıe, kabaca romanın me saji dıyebıleceğımı/ şeyı tamamen okıı run dcger yargısına bııakarak, sadece Grethe'nın karamsar duşuncelerını ve Sorgulama tutanaklaıını yansıtmakla yetınerek, aradan çekılıyor Belkı de romanının dokunaklı etkısını ve okuru da devreyc sokan "açık yapıt" gorunu munu sa^layan bu Bence Gerald Mes sadıe, lrvın D Yalom kadar lyımser bır uzlaşmacılıöı benımsemıyor ve belkı de bu yuzden Nıetzsche'ye de, He ıdegger'e de ondan sonra yakın Her ıkı kıtabın da okunmaya de^er roman lar olduğunu duşıınuyorum • ' Nıetzsche Ağladığında/ lrvın D Y(ilom/A\rıntı Ya\ınTarı/Çcv Aysun Babucan /İ42 s Yaşamım/ Gerald Mcutıdıc/(,cv Scr taç Canbolat/ Kabalct Yaytnlart/165 \ Martin H e i d e g g e r ile Aşk ve Suç SAYFA 13