Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ne kaldığma gelıııt.e;bente biıçok şey kaldı. Yıiııı bırçok duyarlık, bırçok clencyım, bırcok ben/.er cliüjLincc Solda va da soldan geriye kalanlar arasında serbcst piyasacı ekonomık çö/.ümlerden, uluslararası sermavenin globalleşmesinin tenısil cttigı, çokuluslu şirketlcrin, ABD'nın ve Dunya Bankası'nın temsil ettiğı sınırsız kapitalızm anlayışından clııyulan genel ve bence ycrindc bir rahatsı/lık var. Gcnel bir rahatsızhk; çünkü etrafımı/a baktığımı/da bu anlayışın insani anlamda tcci sonuçlara yol açtıgını goruyoruz. Bir kere bu rahatsızlık duygusu var Aynca Soğuk Savaş sonrasında hükümetlerin pragmatizm, gerçckçilik, Yenı Dunya Duzeni vs. adına izlcdiklcrı pnlitikaların tüm dünyada, ama özellikle de güneyde milyonfar ca insanı sefalct içine ittigı duygusıı da var. Sefalct sürüyor; Ycni Dunya Düzeni dediklerı de aslında Lski Diınya Düzenı, hem de onun daha berbat hali. Uçüncüsü, Soğuk Savaş'ın yerini Yugoslavya, Rııanda, Lübnan, Pakistan, Çeçenistan vs. örneklerinde olduğu gibi son derece yıkıcı bir dı/ı etnik vc dinı çatışma aldı. Mevcut dünya sistemi bununla nasıl başa çıkacağını bilmiyor, kılavuz edincceğı ılkelerden yoksıın. Oysa solun tarihsel olarak bellı ilkcleri vardı. Yani ıııilliyetçılık hakkıtıda belli bir sol tavır, kapıtalizm hakkında bclli bir sol tavır vardı. Bu yüzden bencc ar tık, solun eskıden saglamaya çalıştığı türden bir Buyıik Kuram'dan çok, ister Türkiye ya da Latin Amerika'da olsun istcr Arap dünyasında olsun yerel durumlar ıızcrinde odaklanan vc insan davraıuslauna lışkın bclli ilkclere dayanan analizlerc ihtıyac. var Bu analizlcrin Marksizmin oluşrurmaya calıştığı türdcn genel bir kuramın hıikmü altında olmaması gcrekiyor Oncc cnıek ve sermaye hakkındaki Marksıst kııram vardı. Sonra buradan yola çıkıp bir devlet kuraını, bir aıle kuramı, bir özne kura Î mı vs. yaıaiılmaya çalışıldı. Sonu«,ta ortaya bir ortodoksi, hcnı de totalleştirınc eöilimindc olan bir ortodoksi çıktı. Bcn bunun işc yarayabilcce^ini sanmıyorıım. lhtiyacımız olan sjcyin, bahscttigim ijcyler, yani kapitaliznım eleştirisi, nıilliyetçıliğin cleştirisi vc devlet sisteminin eleştirisi etrafında solun yeniden bir araya gelmesi oldugunu düşünüyorum. Bu insanlara umut veren bir gelişmc olurdıı. Sorun da bu zaten, ortada nc uınııt var ne de vizyon. Oysa dini fundamentalizm insanlara umut veri 'ot, onları sokağa dokebiiyor, çünkii en azından bir degişim umudu vaat ediyor insanlara. Bu çok önemli. ü y s a sol bunıı yapmadı. Kitaplarnuzda Mıchcl Foucault'clıit/ sık sıb yararlanıyor, ana olan borcumıt Ziı dılc gctıriyorsıuua Bıı kılapla da foucault'ııını "o'zgiil cııtclcktücl" kavramıııdan bahs'edıyorsunuz, ama dognıdan bir benıp la^maya j^ınnıyorsıınnz iuutaıtlt, cntclchlıtcllcrın kendılcrtııc bir ıktıdar balcsi veren evren\cl bir bu kıkate ula^ma ayrnalıguıa \cihip oldııklaın ıddıasından jç lert gerckttfcım söylüyor "Entvlcktiiel 'evrcnscl baktkatlemı laiivıcnı' degıldır, daha ço/' oz&iıl bir bonunnt ı\gal cdcıı bir ktşıdır ama bir hakıkal aygıttmn genel ı^ltyı^ıylc baglantılı bir özgiil liiktur onııııkısı " dtyor. Soıım, olarak evrenscl eıı/eleklı'iclc veda elmemızı önerıyor Ama stz bıı kontımıı beııııtnıyor gıbı görünmuyorsıınıız, bir ttır cvn'iıselltkte ısrar edıyorsıııuız <,ünhii Foııcaull ııtın mıyadını doldurdu&unu, hattn tehlıkclı oldııgıınıı ılan ettığı eı<rensellik de tıztn savııııduğııııuz cvrcnselhk arasmda ne farh var? Foucault'nun özgül ve evrensel entelektüel arasında avrım yaparkcn bah settiği özgül durtımiarı bildiğimı soylcyemem. Ama bana üyle geliyor ki daha çok kendisinden öncc Sartre'ın oynadıgı rolü oynamak istemiyordu Fouca ult. Bu kavranıın özellikle Fransa'ya ve orada da belli bir kuşağa özgü bir şey oldugunu düi;ünüyorum. Aına bence entclektüellerin evrensel ilkelere daya nan tavırlar almaları mümkündüı Kı tapta da bclirttiğim gibi, entclektüellerin her seyi bütün hakıkatleri bildıgı demek uegil bu tabii. Dalıa çok, insanın kendı uzmanlık alanının dı^ınd.ı kalan şeylerle Liğraşabilmcsinin munıkün oldugu anlamında kavrannıalı. I'o ııcault "ozgül eııtelektııel"e örnek olarak atoın enerjısı pıogıamında çalısan lı/.ıkcı Oppenlıemıeı'dan bahsedeı Ben nuııa kar^ıyını, (,ünkıı bir keıe meslckı bıı ayııma tlavanı>oı, yani bir pıotesyonelizm kocuına, uzmanlık kodıına dayanıyor. Ikincisi, zaten sıstcmin parçası olan biı şey bu Benim en telcktııef anlayışıma gore, cntelektıielleıin bu sıstemin dısında durmaları gerekır r.ntelcktücl ıle gıderek daha çok mcrkezıleşcn, gıderek daha çok vonetilen, gıderek uzmanlaşmaya dana çok yaslanan sistem arasında bellı bir çatışma vardır. Bu yüzden de Foucault yanılıyor bencc. Ayrıca günümüzde de evlenselleştirici entelekttıclin birçok ornegi var; Çhomsky gibi, daha birçok insan gibi. Özetle ben riske girmekten, en azından bir tür evrensel çerçeve içinde, belli riskleri göze alarak iş görmeye çalışmaktan korkmuyorum. İnsan haklarından, şu ya da bu türde adaletM?lıklerden, tarihın yeniden yorumlanmaMndan, unutulmuş tarihlerden bahsetmekten korkmuyorum. Foucault'nun sözünı'ı ettiği özgül entelektüel beni tatmin etmiyor. Son kcrtcde bir sovlem takıntısı var Foucault'nun. Ama dünyada soylemlerden başka br sürü şey vaı. Sövlemlerın dışında eylemde bulunulahıfir, bıı hareket yaratılabilir. Foııcault buııdan hıç söz ctmivor. Haleketlerle değil, söylem içinde işlcm gormevle ilgileniyor Pozılıvıtelerle ılgıleıın/ıyor llem de hiç. 1972'de Hollanda'da (.homskv ile yaptığı tartışnıada da göıülıı>oı°ılu bu. Ozetle bu konuda I:oııcaulı gibi diişunmuyorum. Yine de söylediği birçok şeye ha.uıuhi. i" uyorıım. Benzer bir bıcımde, po.stmodernızmııı Lyotard vc yapıçb'zümlc hağjanttlı hazı bıçimlerıne toğıık baktı^ınız balde, yine bav postmodcrn denen dnşunurlcrııı otorıte, biiyiih barflı Hakikal ve Ta rih gıbı kavranları serl bir bıçımde \orgulamasına sempatıyle yaklaşıyvruırmz Ama hâlâ, hazı "ortodokt postmodernı%tler"ın tuylerını dıken dıken edecek bir tulkuyla aydınlanmadaıı ve ozgıırliikten bahsedıyor\nnuz Postmoder nızm ve modernlıg'e kar\ı tavrınızı na\ıl /anımlantnız? Akademı dışında, polıttk dıınyada neye tekabıd ediyor pentmodernızm '•> • Pek az şeye. Postmoderni/m akademinin icadıdır. Dış dünyayla, hele ınodernliğe ulaşmava çalıştığımu Uçüncu Dünyayla pek f>ir ilgisi olduğu soylencmez. Postnıudernızme karşı nıoder nizmin ilgınç olan yönü, bir hareket olarak modeınizmin tarihe, geçnıişe takmış olmasıdır Bence de doğru olan budur. Bir baska deyışle, geçmış kav ranmadan, belli bir yere oturtulmadan modernlik diye bir şey olamaz. Modcı nizmin merkezındedir tarih. Postmodernistlerse "biz tarihle ılgtlenmiyoru/" deyip geçıyorlar. Baudıillard'ın Körte/ Savaşı nakkında söyletliklerini bılıyorsuıj^z. Bıt kurmaca, bir serap mış bu. Savaş olduktan sonra da savaş talan olmadığııu, bunun da serap oldıı ğunu söylcdi Şimdi bu saçmalık değil CUMHURİYET KİTAP SAYI 295 SAYhA 5 J