Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLGE KARASU BÜTÜN YAPITLARI METİS EDEBÎYAT Bütün Yapıtlan 6 Göçmüş Kediler Bahçesi öçüncü Basım Bütün Yapıtlan 1 Bütün Yapıtlan 8 Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı Beşinci Basım • • tşe yanlış ycrdcn girişmiş, düşiinmeye yanlış yerden başlamıştı. Kendi kendine soracağı ilk soru şuydu: Bu söylentiler gerçekleşirse, bugüne dek inandığım, inancım sonucu yaptığım şeyleri, harcketleri değiştirmek zorunda kalacağıma göre bu değişikliği kabul edersem ne olacak? Soru buydu gerçekte. Bu olmalıydı. Kaçmamalı, bu sorunun karşıhğını aramalıydı... | J Troya'da Ölüm Vardı Üçüncü Basım i I...Konuştuklarımız başlangıçta her zamanki gibiydi, biribirimizi kavnyorduk, ele geçiriyorduk, sonra sonra işin can damanna geldik. Durdum. Benden söz açmıştı, beni bulmaktan... Durdum. Sen zaten anyordun dedim, bir şeyler anyordun dedim, onlan bulmağa hazırdın dedim, o zaman karşına ben çıktım, hazırdın bulmağa, bende buldun o aradığını, bende görmek istediğin, bulduğun şeyleri bulmağa hazırdın... tpi uzatmıştım, elimdeydi, çekişine göre ya düğiimü sağlamlaştıracak ya da çözecekti. Bekliyprdum. Başını salladı. Bekliyordum... J | • • Oyun üzerine ne biliyorsam ondan öğrenmiştim. Ustam karşımda duruyordu. Ama oyunun oynanması üzerine bilgi vermemişti. Satranca çok benzeyen bu oyunda taşlann, yani bizlerin adı, satrançtaki gibiydi, kurallar hemen hemen aynıydı. Bir iki noktada satrançtan aynlınıyordu. O noktaları da Başkan ' anlatmıştı bu sabah. Ne ki, satranç oynamasını bilip bilmediğimi kimse sormamıştı. Morların bilmesi gereksizdi zaten. Bir zamanlar biraz oynamış olduğum için, oyunu bilmiyorum diyerek işten sıynlmağa da kalkışmamıştım. Bütün Yapıtlan 7 Oynamak istemiştim, başından beri, onu gördüğümden, oyuna katılıp katılmayacağımı sorduğundan beri. tkinci Basım Göçme oyunu sözünü o da açıklamamıştı i I Nar kentinde bir incir buldum. Nan ama. Göçme oyununun oynandığı bahçeye Göçmüşler Bahçesi adını bilerek da inciri de, övmek isterim. Anam her verebilirdim ama o sözü, daha hiçbir şey kışın en karanlık noklasında, eve girerken bilmezken uydurmuştum. Sonra başka bir bir nar atardı yere, bütün gücüyle; şey geldi usuma o ara. Burası, parçalanıp iyice dağılsın diye. Evin beti bereketi niyetine... Ardından hızla süpürüp göçmüşlerin bahçesi değildi, göçecek . kedilerin çekilip gözden ırak ölmeğe silerdi ortalığı. Bir iki gün sonra, narın baktıkları yeriydi herhalde bu kentin; .• patladığı yerden çok uzakta incecik bir çıtırtı duyduğum olurdu ayağımın altında. Göçmüş Kediler Bahçesiydi bu... 1 J Ne kadar dağılmışsa nar taneleri, o kadar iyiydi. Topladıktan sonra söylerdim Bütün Yapıtlan 4 anneme, sevinsin diye. J J Narla tncire Gazel Kısmet Büfesi Üçüncü Basım Bütün Yapıtlan 5 Ne Kitapsız Ne Kedisiz • v« ^ ' Üçüncü Basım Bütün Yapıtlan 2 Gece Dörduncu Basım • i Gece yavaş yavaş geliyor. Iniyor. Çukur yerlere dolmağa başladı bile. Oralan doldurup ovaya yayılmağa başlar başlamaz, her yer boza dönüşecek. Işıklar yanmayacak bir siire. Ne çukurda ne düzde. Tepelerin aydınlığı, bir süre, yeter gibi görünecek herkese. Sonra tepeler de karanlıkta kalacak. Dil bu karanlığın içinde yaşayabilirmiş gibi görünen tek şey olacak. Hiçbir ağırhğın, hiçbir gerçekliğin kalmadığı bu yerde. Karanlığın gerçekliğe benzer tek yanı, konuşulabilmesi olacak. tki kişi arasında. tki duvar arasında. Sonra soyunmağa başlayacak insanlar. Gecenin açtığı yaralar biraz daha acısın diye... J 1 • i Ona bakıyorum. Susuyor. Önüne bakıyor. Çocukluğundan beri bu oyunu oynar: Gözetlenme oyununu. Önceleri belki bir suçluluk duygusuydu bu: Kendisine dikilen göz Tannnın, anasının, büyüklerden birinin, sevmediği birinin gözü olur, kınardı o anda Bütün Yapıtlan 3 yaptığım. Adı konmadan yaşanırdı bu suçluluk. Şimdi ise gerçekten bir oyun: kimi dakikayı, "bakan, gören varmış Üçuncu Basım gibi yaşamak"... Karasu kendi kendine birşeyler anlatır, gözetlenme oyunu da o • • Yazmasaydım unutup gidecektim sıra oynanır. Bakan göz o anlatılanı belki, çoğunu... Oysa şimdi geviş getirip duruyorum. Şu 'aracı olmak', 'araç olmak', dinlemektedir. Nasıl gözse!.. 'bir oyunun taşı ya da taşlan olmak'... İşin tşte bundan ötürii bakıyorum ona. Baktığımı biliyor, susuyor, önüne tümü bir oyun belki, arna bu oyundaki bakıyor. Ne düşündüğünü bildiğimi taşlardan biri, yalnız biri, ben, neyi oynadığımı bilmiyorum. Oyundaki yerimi biliyor. J J bilmek şöyle dursun, birilerinin beni oynatıp oynatmadığını da kestiremiyorum. Ölümden de kaygılandırıcı olan, dönülmez olan durum, bu muydu acaba? J f tpek Sokak No.9 Beyoğlu / tstanbul Kılavuz • • Önceleri, bildiklerini günün birinde resim yapacağını düşünmeden görüp öğrendiklerini çizmişti. İşin, eksiksiz bir at, bir boğa çizmek olduğunu düşünmüş, kaç kez, duvardan çıkıveren, yanına gelen hayvanlarla koşmuştu düşünde. Sonra bakmanın yetmediğini öğrenmiş, kovalâyanlarla kovalananlann (ister insan, ister hayvan olsun) bağırmasına, böğürmesine, ölmesine kulak vermek, bu seslere, bu ölülere eliyle, gözü kulağıyla dokunmak, koşanlarlabirlikte terlemek, yara alanlarla birlikte kanamak gerektiğini anlamış, bu sesleri, bu terlerle kanları eklemişti yaptığı resimlere. Daha sonra bunlann da yetmediğini öğrenmişti... J j Metis Yayınları